7. HASSA BAġLIKÇILARININ ĠDARĠ YAPILANMASI
2.1. II. Bayezid (1481-1512), Kullandığı BaĢlıklar ve Hassa BaĢlıkçıları
bir padiĢah olarak tanındı ve kendisine Bayezid-i Velî214
dendi. 1512‟de vefat etti.215 II. Bayezid‟in tasvirlerde yer alan baĢlıklarından bazıları Ģunlardır:
Resim 69: II. Bayezid Kıyâfetü‟l-Ġnsâniyye fî
ġema‟ilü‟l-„Osmâniyye, 1999: 194.
Resim 70: II. Bayezid. Kebir Kaynak: Ġrepoğlu, 1999: 88
Resim 71: II. Bayezid Kaynak: Konak, 2007: 136
213
Cenkmen, age., 1943, s. 34.
214
ReĢad Ekrem Koçu, Osmanlı Padişahları, Ana Yayınevi, Ġstanbul, 1981, s.90.
215
76 Yukarıda yer alan her üç tasvirde de (Resim 69, 70, 71) II. Bayezid beyaz destarlı sarıkla resmedilmiĢtir. Her üç tasvirde de tâcın dilimli olduğu görülmektedir. Destardan görünen tâc Levnî‟nin tasvirinde (Resim 70), diğerlerinden daha dar ve yüksektir. Aynı tasvirde sarığın ön tarafında aĢağı dönük bir sorguç görülmektedir ve sorguç yuvası mücevherlerle tezyin edilmiĢtir.
Kıyâfetü‟l – Ġnsâniyye fî ġema‟ilü‟ll- „Osmâniyye‟de Seyyid Lokman Çelebi, “…sarığı sahabelerinkine benzerdi…Onun sarığı atalarınınki gibi burma Ģeklinde sarma olup Târih-i Cihânnümâ adlı esere göre, beyler, önü kısa arkası uzun kırmızı burma, ince deri kaplı takke giyerlerdi...” der.216
Resim 72‟de yer alan tasvirde II. Bayezid, beyaz, burma destarlı sarıkla görülüyor. Destarın arasından yeĢil renkli, yuvarlak tepeli, muhtemelen 12 dilimli (terkli)217 tâc görünüyor, tâcın tepesinde altın renkli düğme218 yer alıyor.
“Terk, üzerine sarık sarılan tâc-ı Ģeriflerin tepelerinde bulunan dilimli taksimata denir.”219 Terksiz, yani dilimsiz taçlar olduğu gibi terk sayısı birden baĢlayıp iki, üç, dört… yirmi dört, yirmi sekiz, otuz üç ve kırk dörde kadar ulaĢan terkli, dallı, fitilli ya da dikiĢli terkleri olan taçlar vardır ve terk sayılarının anlamları vardır.220
12 terkin muhtelif anlamlarından bazıları Ģöyledir. “Lâ ilâhe illâllah” kelimesinin harfleri 12 adettir. “Muhammedu‟r- Rasûllullah” kelimesinin harfleri de 12 adettir….. 12 terkli “Saadet Tâcı” giyilmesi kiĢinin kötü görülmüĢ 12 ahlâkî sıfatı terk etmiĢ ve olgunlaĢmıĢ olduğuna iĢaret eder. Bu 12 sıfat Ģunlardır: 1. Cehaleti terk etmek…. 2. Ġsyanı terk
216
Kıyâfetü‟l-Ġnsâniyye fî ġema‟ilü‟l-„Osmâniyye, age., 1999, s.195,197.
217
Yahya b. Sâlih el-Ġslâmbolî, age., 2006. s. 72, 96-98.
218
“ġeyh-i Ekber Muhyiddin Arabi (ks) Ģöyle demiĢtir: Resûlullah Efendimizin sarığı Safâ‟da düĢtü. Resul (sav) Efendimiz onu geriye kabul etmedi. Ashâb onu 400 parçaya ayırdı. Ancak sekiz parçası kayboldu. Herkes hayret etti. Cebrâil (as) geldi ve Ģöyle dedi “Ya Resûlallah! O sekiz parçayı biz aldık. Yedisini yedi gök kapısına astık. Birisini de Allah‟ın arĢı kapısına astık.” Efendimiz Mîrâca çıktığında, o parçayı orada gördü. Ashâb, “Yâ Resûlallah! Onları biz nerede muhafaza edelim?” diye sorunca, Efendimiz, tâclarınızın tepesinde, buyurdu. Bunun üzerine bütün ashâb onu tâclarının tepesine düğme yaptılar. Resûlullah Efendimizin de böyle bir düğmesinin var olduğu söylenmiĢtir. Bu sebebe dayanarak tarikat erbâbı tâc, sikke ve takyelerinin tepesine düğme koyarlar.” Kaynak: Yahya b. Sâlih el-Ġslâmbolî, age., 2006. s. 90.
219
Erhan, agy., 2014 Yaz, s. 52.
220
77 etmek…. 3. Nefsin arzularını terk etmek…. 4. Hırsı ve tamahkârlığı terk etmek…. 5. Dünya sevgisini terk etmek… 6. Arzu ve hevesi terk etmek…. 7. ġehvetin sırrını terk etmek…. 8. Kibri terk etmek…. 9. Eziyet ve zarar vermeyi terk etmek…. 10. Cimriliği terk etmek…. 11. Kazayı terk etmek…. 12. Gafleti terk etmek…”221
Yusûfî kavukların yan tarafında bulunan dilimlerin de “terk” olarak adlandırıldığı görülmüĢ222
ancak, bu görüĢü destekleyen bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. Kaynaklardan edinilen bilgiler, sarığın tepe kısmından görünen, kubbede yer alan tacın dilimlerinin “terk” anlamına geldiğini göstermektedir.223
Resim 72: II. Bayezid Kaynak: Mahir, PadiĢahın
Portresi, 2000: 301.
Resim 73: II. Bayezid Kaynak: Capellen, Güner Ġnal‟a
Armağan, 1993: 339-362.
Resim 74: II. Bayezid Kaynak: Capellen, Güner Ġnal‟a
Armağan, 1993: 339-362.
Albrecht Dürer‟in tasvirinde (Resim 73) II. Bayezid beĢ dilimli, kenar dilimlerin kenarları dıĢa doğru kıvrık bir baĢlıkla tasvir edilmiĢtir. Yabancı kralların taçlarını andıran bu baĢlık çizimi resmin hayal mahsulü olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını göstermektedir.
Jörg von Nürnberg‟in yaptığı resim de (Resim 74) aynı Ģekilde gerçeklerden uzak ve hayâlî bir çizimdir. II. Bayezid bu resimde sivri ucu arkaya kıvrık, baĢa geçen kısmının kenarları da yukarıya kıvrılmıĢ külâh Ģeklinde bir baĢlıkla tasvir edilmiĢtir.
221
Yahya b. Sâlih el-Ġslâmbolî, age., 2006. s. 72, 96-98.
222
Ö. Hakan Çetin, “Kıyafetli Albüm ve Kitaplardaki Osmanlı Kıyafetlerinden Bazı Örnekler (1710- 1820)”, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji- Sanat Tarihi Anabilim Dalı, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1995, s.196.
223
Nurhan Atasoy, age., 2005, s.170- 204.; Yahya b. Sâlih el- Ġslâmbolî age., 2006. s. 72, 96-98.; Ayverdi, age.,3, 2005, s. 3128.; Mehmed Safiyyüddin Erhan, age., 2014 Yaz, s. 52.
78 Yukarıya kıvrık kenarla külâh arasından çiçek (?), sorguç (?) ya da tüy (?) Ģeklinde süslemeler görülmektedir.
Resim 75: Sultan II. Bayezid‟in Filibe Civarında, Uzunova‟da Avlanması, Kaynak: Konak, 2007: 162
Hünernâme‟den alınan minyatürde224
(Resim 75) II. Bayezid, beyaz destarlı sarıkla tasvir edilmiĢtir. Sarığın tepesinden dilimli, koyu renkli tâc görünmektedir. Destarın sırmalı (altınlı ?) kenarı sarığın ön tepesinde küçük bir yelpâze gibi aĢağı dönük durmaktadır. Tepelerin arkasında duran iki çocuğun (Ģehzâde ?) ve elinde avcı kuĢ tutan baĢka bir kiĢinin (doğancı ?)225
baĢında da aynı baĢlığın bulunduğu görülmektedir.
224
Ruhi Konak, “NakkaĢ Osman Minyatürlerinde Kompozisyon Düzeni ve Sanatsal Üretimler”, Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Geleneksel Türk El Sanatları Anabilim Dalı, YayınlanmamıĢ Sanatta Yeterlilik Tezi, Ġzmir 2007, s. 162.
225
Esasen doğancı baĢlıkları farklıdır. “Doğancılar baĢlarında saçlarını içine alan siyah yumuĢak deriden yapılmıĢ tüylü baĢlıklarla resimlenmiĢtir.” Söz konusu minyatürde de sol tarafta görülen tepenin arkasında, doğancı baĢlığıyla resimlenmiĢ bir doğancı yer almaktadır. Minyatürlerde avcı kuĢlar sadece doğancıların ya da Ģikâr ağalarının kolunda değil bazen padiĢahın kolunda da tasvir edilmiĢtir. (Nalan Türkmen, “Avcı KuĢ Ġkonografisi ve Hünernâme‟deki Betimlemeleri”, ACTA TURCICA, Yıl 1, Sayı 1, Ocak 2009.)
79
Resim 76: Sultan II. Bayezid‟in Cenazesi, (Selimnâme) ve Detay Kaynak: And, 2004: 234
Selimnâme‟den alınan minyatürde (Resim 76) II. Beyazıd‟ın tabutunun üzerindeki sarık, koyu kırmızı, sivri tepeli tâc üzerine beyaz, burma destarlı sarılmıĢtır ve destarın ucu tâcla sarık arasından çıkarak aĢağı doğru sarkmıĢtır. Aynı baĢlığın tepelerin arkasından bakan iki kiĢide de olması dikkat çekicidir.
Resim 77: II. Bayezid, Sanduka Üzerindeki Sarık Fotoğraf: ġenel, Ġstanbul, 2011.
II. Bayezid‟in sandukası üzerindeki sarık (Resim 77), siyah dilimli tepelik üzerine pamuk dolgulu beyaz dolama destarla Cüneydî tarzda sarılmıĢtır.
80 Ehl-i Hiref teĢkilatı külâhdüzanlar bölüğüne II. Bayezid döneminden itibaren sanatçı alındığı226
bilinmektedir. 1526 tarihli en eski defter kayıtlarına göre bazı külâhdüzanların Sultan Bayezid Han zamanında deftere yazıldığı görülmektedir.227
Buna göre:
“Cafer, Ser-i mezkûr ( BaĢ külâhdûzan) on sekiz buçuk akça Balî, birâder-i Muslihüddin on dört akça
Piyâde-i Akkirmanî on dört akça Hasan bin Mustafa on buçuk akça Yunus Pravadi on dört buçuk akça Mahmud bin Kul on buçuk akça Mustafa bin Musa on beĢ buçuk akça Ġbrahim bin Ahmed yedi buçuk akça”228
kayıtlarına ulaĢılır. Bununla beraber burada anılan sanatkârlar Sultan Bayezid zamanında deftere kaydedilmiĢ olsa da ücretler defterlerin kayda girdiği 1526 tarihine ait olduğundan adı geçen sanatkârların Sultan Bayezid zamanında ne kadar ücret aldıkları bilinmemektedir.