• Sonuç bulunamadı

3.2. İnsani yardımda hesap verebilirlik mekanizmalarının güçlendirilmesi

3.2.1. İzleme ve değerlendirme

Hak temelli, sorumlu ve hesap verebilir insani yardımın mümkün olabilmesi için yardım kuruluşlarının izleme ve değerlendirme mekanizmalarının güçlü olması çok önemlidir. Hesap verebilirliğin en önemli bileşenlerinden olan izleme ve değerlendirme, insani yardım çalışmalarının istenilen etkiye ulaşıp ulaşmadığının denetlenmesini sağlayan süreçlerin bütünüdür. Afetten etkilenmiş kişilerin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanan insani yardım programlarının

200 Steering Committee for Humanitarian Response Peer Review on Accountability to Disaster-Affected Populations, age, s. 8.

79

planlandığı şekilde uygulandığını kontrol edebilmek için önceden belirlenmiş ölçülebilir göstergeleri tanımlamak gerekmektedir. İzleme ve değerlendirme faaliyetlerinin amacı bir taraftan yapılan müdahalelerin etkileri ve uygulamaların kalitesiyle ilgili bilgi toplarken, bir taraftan da tespit edilen eksikliklerle ilgili iyileştirme çalışmaları için veri oluşturmaktır.

Değerlendirmeler, insani yardım müdahalelerinin özellikle haklarının ihlal edilmesi muhtemel olan hak sahiplerine ne ölçüde yarar sağladığını anlamak, yardım aktörlerinin yükümlülüklerini yerine getirme konusunda kapasitelerini geliştirmek ve hesap verebilirlik mekanizmalarını güçlendirmek konusunda kritik rol oynar. Bu nedenle STK’lar açısından izleme ve değerlendirme faaliyetleri, fon sağlayıcı kuruluşların taleplerini karşılamak için değil, yapılan yardımların etkilenmiş grupların hayatlarını eski haline getirmeye ve ileride gerçekleşebilecek afetlere karşı etkili bir yerel insani yardım kapasitesi geliştirmek amacıyla yapılmalıdır.

İnsani krizlerin ardından gerçekleştirilen acil yardım çalışmaları doğası gereği hızla değişen ve genellikle tehlikeli koşullarda yapılan çalışmalar olduğundan, yardım kuruluşları çok hızlı bir şekilde koruma ve yardım faaliyetlerini başlatmak zorundadırlar. Bu nedenle yardımların izleme ve değerlendirme süreçleri genellikle ikinci plana atılma riskini taşır. Ancak etkili, hak temelli ve ihtiyaçlara uygun yardım için izleme ve değerlendirme esastır. Bu amaçla insani yardım kuruluşları, hak temelli yardım taahhütlerine uyumu denetleyen iç kontrol mekanizmalarını oluşturmalıdır. İnsani ihtiyaçlara zamanında cevap verme zorunluluğu, insani yardım aktörlerinin

uygulamalarıyla ilgili hesap verme yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır.201

Yardımların ve koruma çalışmalarının ayrım gözetmeden etkilenmiş topluluklar içindeki bütün ihtiyaç sahibi insanlara ulaşmasının denetimi de izleme çalışmaları kapsamına alınmalıdır. Bunu yapmak için insani yardım kuruluşları öncelikle çalışılan bölgede kaynaklara, sağlanan hizmetlere, katılım araçlarına erişimin önündeki engelleri ayrıştırılmış veriler üzerinden tespit etmelidir. İnsani yardımda ‘eşitlik izlemesi’ olarak adlandırılan bu yöntem, hak temelli bir yardım çalışması için, farklı ihtiyaçları ve hassasiyetleri olan grupların kapsandığından emin olabilmek için var olan eşitsizliklerin tespit edilmesini sağlar. Bu izleme yöntemi, temel ilkelerden ayrım gözetmeme ve ihtiyaç içinde olan bütün kesimlere ulaşmayı garanti altına alan insanlık ilkelerine

201 Steering Committee for Humanitarian Response Peer Review on Accountability to Disaster-Affected Populations, age, s. 13.

80

uyumun sağlanması için çok önemli bir yöntem olduğu gibi yardımların uzun vadeli etkilerinin

ölçülebilmesi için de gereklidir.202

Bir önceki başlıkta önerilen toplum temelli programlar, faydalanıcılardan geri bildirimlerin hızlı ve şeffaf bir şekilde alınabilmesi için oldukça elverişli bir yöntem sunmaktadırlar. Bu sayede etkilenmiş gruplar için en uygun olan iletişim kanallarının belirlenmesi, yerel diyaloğun kurulması mümkün olabilmektedir. İzleme ve değerlendirme açısından da toplum temelli yaklaşımı benimsemek, dolaysız ve kapsamlı bilgiye erişmek açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Faydalanıcıların katılımının ötesine geçerek izlemenin doğrudan faydalanıcılar tarafından yapıldığı insani yardım çalışmaları henüz yeterince yaygın olmasa da bu örneklerin çoğalması hak temelli bir insani yardım alanını sağlayabilmek için önemli imkânlar sunmaktadır. Küresel kalkınma odaklı haber ve bilgi platformu Devex tarafından desteklenen “Başarısız Yardım: Yanlış Giden Neydi?” başlıklı proje, Afrika’da yürütülen başarısız olmuş ya da tamamlanamamış yardım projeleri üzerine vatandaş raporlarından oluşmakta ve izleme çalışmalarının toplum temelli yürütülmesine dair iyi bir örnek sunmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele projelerinden, yoksul bölgelere elektrik sağlama çalışmalarına, nakit yardım programlarından gıda yardımı programlarına kadar birçok yardım çalışmasının etkilenmiş topluluklar açısından değerlendirildiği proje, doğrudan yardımlardan faydalanan kişilerin görüşlerine yer vererek yardım alan kişiler ve yardım kuruluşları arasındaki geleneksel güç ilişkisini ortadan kaldırmayı

hedeflemektedir.203 Projede yer verilen başarısız yardım örneklerinden biri Kenya’nın kuzey

kırsalında bulunan Wajir şehrinde hizmet vermek üzere kurulan uluslararası fon kuruluşları ve STK’lar tarafından desteklenen toplumsal cinsiyete dayalı acil şiddet hattıdır. Kenya gibi gelişmemiş ülkelerde kıtlık, temiz suya ve yeterli gıdaya erişim ve geçim kaynaklarının azalması gibi ciddi insani sorunlar sonucu ortaya çıkan yoksullaşma özellikle kadınlar ve kız çocukları için gerekli koruma mekanizmalarının da zayıflaması anlamına gelmektedir. Bu ihtiyaçtan hareketle toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakalarının raporlanmasını ve şiddet gören kişilerin acil sağlık hizmeti, adli inceleme ve polis desteğine ulaşabilmesini sağlama amaçlı kurulan acil yardım hattının, tecavüzden hayatta kalan bir kişi tarafından aranması ve çalışmadığının tespit edilmesi

202 Equality in Aid, Addressing Caste Discrimination in Humanitarian Response, International Dalit Solidarity Network, age, s. 5.

203 Failed Aid: What Went Wrong?https://devex.shorthandstories.com/what-went-wrong/ (Erişim tarihi: 5 Mayıs 2019).

81

sonucu toplum temelli izleme çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda hattın genel olarak kullanım dışı olduğu, kullanıldığı zamanlarda da yardım sağlamak üzere orada bulunan kişilerin vakaları polise bildirmedikleri, ayrıca bölgede çalışan polislerin büyük bir kısmının böyle

bir hattın varlığından dahi haberdar olmadığı tespit edilmiştir.204 Projenin başlangıcından itibaren

acil yardım hattının işleyişine dair herhangi bir izleme faaliyetinin yürütülmemiş olması, hayati önemdeki bu hattın etkin bir şekilde çalışmamasına neden olmuş, tecavüzden hayatta kalan kişinin fiziksel incelemesinin gecikmesi nedeniyle iddia edilen failin suçlanması için yeterli kanıt toplanamamış ve adalete erişim hakkı engellenmiştir. Bu örnek, etkili ve insan haklarını gözeten yardım çalışmalarının yürütülebilmesi için izleme değerlendirme süreçlerinin ne derece önemli olduğunu ortaya koymaktadır.