• Sonuç bulunamadı

İstinabe Talebinde Görevli Mahkeme

Belgede FLAS HUKUKU) YÜKSEK L (sayfa 147-152)

D. İstinabe Talebinde Görevli ve Yetkili Mahkeme

I. İstinabe Talebinde Görevli Mahkeme

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun istinabeye ilişkin düzenlemelerinde istinabe olunan mahkemenin hangi mahkeme olacağı belirtilmemiştir. Bir başka ifadeyle, istinabe eden mahkemenin, istinabe yolu ile yapılmasını istediği işlemi, istinabe olunan yerdeki asliye hukuk mahkemesinden mi, yoksa sulh hukuk mahkemesinden mi talep edeceği konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda herhangi bir düzenleme yoktur.

Konuya ilişkin olarak TTK m. 80,II’de “…. Zabıt varakası tutulması ve rapor alınması ve lüzumuna göre suretlerinin çıkarılıp gönderilmesi ticari defter, hesap ve kağıtların bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla mükellef mahkemeden istenir.”

şeklinde bir düzenleme vardır. Ancak, Ticaret Kanununda istinabe olunacak görevli mahkeme konusunda açık hüküm olmakla beraber, yukarıda değinildiği gibi309, bu konuda istinabe talebinin istinabe olunan yerdeki asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesine yapılması da mümkün olmalıdır.

Kanunda istinabe olunacak mahkemenin görevi hakkında bir düzenleme olmaması durumunda ne olacaktır?

Bu durumda, bir asliye hukuk mahkemesinin asliye hukuk mahkemesinden, sulh hukuk mahkemesinin de sulh hukuk mahkemesinden hukuki yardım istemesi usule uygun olacaktır310.

309 Bkz: s. 105-106.

310 AKCAN, s. 45.

İstinabe olunan mahkemenin bulunduğu yerde, aynı derecede birden fazla mahkeme kurulmuşsa, bir başka ifadeyle mahkeme dairelere ayrılmışsa, istinabe talebi belli bir mahkemeye değil, o yerdeki nöbetçi mahkemeye gönderilmelidir.

Örneğin, istinabe talebi Ankara Asliye 1. Hukuk Mahkemesine değil, Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmelidir311.

İstinabe olunan mahkemenin bulunduğu yerde birden fazla mahkeme kurulmamışsa, sulh hukuk mahkemesinin sulh hukuk mahkemesini, asliye hukuk mahkemesinin asliye hukuk mahkemesini, özel mahkemelerin ise (örneğin, aile mahkemesi, iş mahkemesi gibi) aynı türdeki özel mahkemeyi istinabe etmesi gerekir312. Bununla birlikte istinabe talebi gönderilen yerde aynı türde özel bir mahkeme yok ise, bu durumda istinabe talebi, istinabe eden özel mahkeme tarafından, istinabe olunan yerdeki asliye veya sulh hukuk mahkemesine gönderilir313.

Sulh hukuk mahkemesinin asliye hukuk mahkemesini veya asliye hukuk mahkemesinin sulh hukuk mahkemesini istinabe etmesi durumunda istinabe talebi

311 KURU-Usul I, s. 782;

312 KURU-Usul I, s. 783-784; BİLGE / ÖNEN, s. 17 dpn. 23; “163 örnek ödeme emri borçlu Recep'e Çumra kazası Fethiye Köyü'nde 11.11.1975 tarihinde tebliğ edilmiş ve süresinde imza inkarında bulunmuş olup takip Konya Ereğlisi'nde yapıldığına göre İ.İ.K. 170. maddesi yoluyla uygulanması gerekli bu yasanın 68/A maddesi gereğince imzaya ilişkin uyuşmazlığın Çumra icra tetkik merciine yazılacak talimatla halli gerekeceği düşünülmeksizin tebligata rağmen Ereğli icra tetkik merciine gelmediğinden bahsile itirazın bila tetkik ve geçici olarak reddine karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden temyiz olunan merci kararının bu nedenle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K. 428 nci maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.4.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.” 12. HD., 27.04.1976, 2810/5192 (YKD. 1976/12, s. 1679).

313 KURU-Usul I, s. 784.

geçersiz mi olacaktır? Görev kuralları kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle taraflar mahkemenin görevsiz olduğunu davanın her aşamasında ileri sürebilecekleri gibi, mahkemede görevli olup olmadığını her zaman kendiliğinden inceleyebilir. Bir davaya bir yerdeki asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesinin bakması bir görev sorunudur ve buna uyulmaması bir bozma sebebidir (HUMK m. 437/2). İstinabe yolunda başlı başına bir davanın görülmesi ve bir hüküm verilmesi gibi yargısal bir tasarrufta bulunulması söz konusu olmadığından314 göreve ilişkin kurallara sıkı sıkıya bağlı kalınması usul ekonomisi ilkesi ile bağdaşmaz. Doktrinde kabul edilen ve bizim de katıldığımız görüşe göre, istinabe yolu ile esasa ilişkin bir karar verilmesi söz konusu olmayıp, sadece belli bir işlemin yapılması söz konusu olduğundan istinabe olunan mahkemenin görevsizlik kararı vermeden, kendisinden istenen işlemi yapması gerekir315. Örneğin, sulh hukuk mahkemesinin asliye hukuk mahkemesini istinabe etmesi halinde esas hakkında bir karar verilmesi değil, yalnızca belli bir işlemin yapılması gerektiğinden, asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı vermeden kendisinden istenen işlemi yapması uygun olacaktır. Bu şekildeki uygulama yukarıda da belirtildiği gibi usul ekonomisi ilkesine de uygundur (HUMK m. 77). İstinabe yolunda asliye hukuk mahkemesinin ve sulh hukuk mahkemesinin yapacağı işlemler aynı olduğundan, mahkemeler farklı olsa bile istinabe işlemini geçerli kabul etmek yerinde olacaktır316. Çünkü sulh hukuk mahkemesinde görülmekte olan bir davada asliye hukuk mahkemesinin istinabe edilmesi durumunda, asliye hukuk mahkemesinin görevsiz olduğu kabul edilirse

314 AKCAN, s. 45.

315 KURU-Usul I, s. 783; BİLGE / ÖNEN, s. 17-18; BİLGE, s. 51; ÖNEN-Yargılama, s. 50 dpn. 3;

BERKİN-Usul Rehberi, s. 282-283; AKCAN-Usul Kurallarına Aykırılık, s. 149 dpn. 779.

316 AKCAN, s. 46; BERKİN-Usul Rehberi, s. 282.

emek ve gider harcanarak yapılan istinabe konusu işlemler geçersiz sayılacak ve yeniden sulh hukuk mahkemesine başvurularak tekrardan emek ve gider yapılmasına yol açılacaktır. Bununla birlikte, hangi mahkemenin istinabe olunacağı hakkında açık bir kanun hükmü olsa dahi, bu mahkemenin istinabe olunmaması görevsizlik nedeniyle bozma sebebi olmaz317.

Danıştay, İdare Mahkemesi, Vergi Mahkemesi veya Askeri Yüksek İdare Mahkemesi de bir hukuk mahkemesini istinabe edebilir318. Söz konusu mahkemeler, Danıştay Kanunu m. 90,II, İdari Yargılama Usulü Kanunu m. 58/2 ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu m. 58,II hükümleri gereği, delil tespitini görevlendirecekleri naip üyelerden biri ile yaptırabilecekleri gibi, delil tespitinin istinabe yoluyla mahalli, idari veya adli yargı mercilerince yaptırılmasına da karar verebilirler319. Söz konusu mahkemelerin istinabe yolu ile mahalli idari veya adli yargı mercilerine başvurması, yalnızca delil tespiti yaptırılması ile sınırlıdır. Danıştay 6. Dairesi 09.03.1995 T., 1994/3089 E. ve 1995/925 K. sayılı kararında “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun "İdari Davalarda Delillerin Tespiti" başlıklı 58. maddesinin 2. fıkrasında "Davaya bakan Danıştay idare ve vergi mahkemeleri istemi uygun gördüğü takdirde üyelerden birini bu işle görevlendirebileceği gibi, tespitin mahalli idari veya adli yargı mercilerince yaptırılmasına da karar verebilir"

hükmü kurala bağlanmış bulunmaktadır.Dosyanın incelenmesinden mahkemece yukarıda anılan yasa hükmü dayanak alınarak uyuşmazlığın çözümü için yapılması gerekli görülen keşif ve bilirkişi incelemesinin mahalli adli yargı merciince

317 BİLGE / ÖNEN, s. 18, dipnot 17.

318 KURU-Usul I, s. 784.

319 İstinabe ve naip tayini arasındaki farklılıklar için bkz: s. 24.

yaptırılması yolunda karar alındığı, bunun üzerine adli yargı merciinin tespit ettiği bilirkişi tarafından mahallinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan rapor esas alınarak dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan yasa hükmü delillerin tespitine ilişkin düzenlemeyi içermekte olup idari yargı yerlerince keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması yolunda mahalli idari veya adli yargı mercilerinin görevlendirileceği yolunda karar alınabileceğine ilişkin hüküm taşımamaktadır. İdari yargıda keşif ve bilirkişi incelemelerinin davaya bakan idari yargı mercileri tarafından yapılması gerekli olduğundan 2577 sayılı Yasanın 58.

maddesinin 2. fıkrasındaki delillerin tespitine ilişkin hükümlere dayanılarak mahalli adli yargı mercii tarafından keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak bunun sonucuna göre işlemlerin iptaline karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.320” görüşüne yer verilmiştir.

Hukuk mahkemelerinin askeri mahkemeleri istinabe etmesi çok istisnai halde mümkündür. 4308 sayılı kanunun 1. ve 4. maddesine göre seferberlikte veya fevkalade hallerde askeri hizmet sebebiyle ikametgahlarından devamlı olarak ayrılmış olan muvazzaf veya ihtiyat askeri şahıslar hakkında açılmış veya açılacak hukuk davalarında ve yapılan icra takiplerinde mahkeme veya icra hakimi ilgilinin ifadesini, adli mahkemelerin bulunmadığı yerlerde askeri mahkemeler vasıtasıyla ve istinabe yoluyla alabilir. Bu çok istisnai halin dışında hukuk mahkemesinin askeri mahkemeyi istinabe etmesi mümkün değildir321. Ayrıca hukuk mahkemesi,

320 Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası/Danıştay Kararları/Daire Endeksi/D. 6D.

321 KURU-Usul I, s. 783

mahkeme niteliği bulunmayan askeri makamları istinabe edemez322. Hukuk mahkemelerinin, mahkeme (hakim) niteliği bulunmayan makamları istinabe etmesi ve buralarda alınan ifadelere dayanarak hüküm vermesi usul kurallarına aykırıdır ve bozma sebebidir323.

İstinabe talebine ilişkin yazının kural olarak, istinabe olunan mahkemeye posta aracılığı ile gönderilmesi gerekir324. Ancak istinabe eden mahkeme, istisnai bazı hallerde memuru aracılığı ile istinabe olunan mahkemeye istinabe talebine ilişkin yazı gönderebilmelidir. Davaya bakmakta olan mahkemenin yargı çevresi dışında bulunan ve ağır hasta olan tarafın istinabe yoluyla isticvabı veya tanığın dinlenmesi gibi durumlarda, postadaki gecikmeleri önlemek amacıyla bizzat memur aracılığıyla tebligat yapılabilmelidir (Tebligat Kanunu m. 1-2 ve m. 4).

Belgede FLAS HUKUKU) YÜKSEK L (sayfa 147-152)