• Sonuç bulunamadı

3. MATERYAL VE METOD

3.3. İstatistiksel Metot

Tüm analizler SPSS17.0 istatistik paket programı kullanılarak gerçekleştirildi. Nümerik değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro Wilk Testi ile sınandı. Kategorik değişkenler frekans ve yüzde, nümerik değişkenler ortalama ve standart sapma değerleri kullanılarak betimlendi. Kategorik değişkenler arasındaki ilişki Ki-kare Testi, nümerik değişkenler arasındaki ilişki Pearson Korelasyon analizi ile test edildi. İki bağımsız ortalamanın karşılaştırılmasında Student t Testi, ikiden fazla bağımsız ortalamanın karşılaştırılmasında ANOVA Testi kullanıldı. Adiponektinin hastalığı predikte etme yeteneği ROC Analizi ile araştırıldı ve Youden Indeks Metodu ile eşik değer hesaplandı. Çalışma % 95 güven düzeyinde gerçekleştirildi (p<0.05 istatistiksel anlamlı kabul edildi).

38

4. BULGULAR

Çalışmaya Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji polikliniği ve Genel pediatri polikliniğine başvuran 6-18 yaş aralığında 50'si hasta ve 50'si kontrol grubu olmak üzere toplam 100 çocuk ve adölesan alındı.

Tablo 4: Demografik özellikler

Hasta (n=50) Kontrol (n=50) P Yaş (yıl) 12.6±2.8 10.9±3.0 0.004 Cinsiyet Kız 27 (%54) 34 (%68) 0.151 Erkek 23 (%46) 16 (%32) Ağırlık(kg) 75.2±16.8 39.4±13.1 <0.001 Ağırlık SDS 3.90±1.70 0.14±0.72 <0.001 Boy(cm) 156±11.6 144±17.3 <0.001 Boy SDS 0.68±0.89 -0.08±0.86 <0.001 VKI (kg/m2) 30.5±4.1 18.5±2.9 <0.001 VKI SDS 2.83±0.45 0.09±0.80 <0.001

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

Hasta ve kontrol grubunun demografik özellikleri Tablo 4'te verilmiştir.

Yaş ortalamaları, hasta ve kontrol grubundasırası ile 12.6±2.8yıl ve 10.9±3.0 yıl olarak bulundu. İki grup yaş ortalamaları arasında anlamlı farklılık saptandı (p=0.004).

Hasta grubunda 27 (% 54) kız ve 23 (% 46) erkek yer alırken, kontrol grubunda 34 (% 68) kız ve 16 (% 32) erkek bulunmaktaydı. İki grupta cinsiyet dağılımları homojen bulundu (p=0.151).

Hasta ve kontrol grubunda ağırlık, boy, VKİ ve SDS’ leri arasinda anlamli istatistiksel fark saptandı (p<0,001).

39

Tablo 5: Hasta ve kontrol grubunun OGTT-lipit-Adiponektin ve PCB sonuçları

Hasta (n=50) Kontrol (n=50) P

AKŞ(mg/dl) 85.5±7.4 80.9±6.4 0.001

Açlık insülin (IÜ/ml) 24.5±11.7 6.63±7.0 <0.001

İnsülin direnci Var 48 (%96) 4 (%8) <0.001 Yok 2 (%4) 46 (%92) HOMA-IR 5.19±2.54 1.23±1.37 <0.001 Total kolesterol(mg/dl) 158.4±30.1 104.1±17.4 <0.001 LDL (mg/dl) 94.2±26.5 70.4±18.1 <0.001 HDL (mg/dl) 45.4±9.11 43.6±11.2 0.387 TG(mg/dl) 102.4±50.0 84.1±26.9 0.025 Adiponektin (mg/dl) 17.1±8.1 28.8±11.9 <0.001 PCB (mg/kg) Negatif 50 (%100) 50 (%100) NA Pozitif 0 (%0) 0 (%0)

* Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

** PCB analizi için Nicel Tayin Sınırı (LOQ)0,01mg/kg dir.

Hasta ve kontrol laboratuar bulguları Tablo 5' te verilmiştir.

Hasta ve kontrol grubunda AKŞ, açlık insülini, HOMA-IR değeri arasında anlamlı istatistiksel fark saptandı (p<0,001). Yine hasta ve kontrol grubunda total kolesterol, LDL, trgiliserid düzeyleri arasında anlamlı fark varken (p<0,001), HDL düzeyleri arasında fark saptanmadı (p=0,387)

Adiponektin, hastalarda ortalama 17.1±8.1 µg/ml ve kontrol grubunda ortalama 28.8±11.9 µg/ml olarak hesaplandı. İki grup adiponektin ortalamaları arasında anlamlı farklılık saptandı (p<0.001).

PCB, hasta grubunda 50 olgunun (% 100) tamamında ve kontrol grubunda 50 olgunun (% 100) tamamında tespit edilemedi.

40

Tablo 6: Hasta grubunda cinsiyete göre demografik özellikler

HASTA P Kız (n=27) Erkek (n=23) Yaş (yıl) 12.9±3.0 12.3±2.5 0.429 Ağırlık (kg) 72.1±16.1 78.9±17.2 0.161 Ağırlık SDS 3.79±1.28 4.02±2.10 0.656 Boy(cm) 154.7±11.6 157.5±11.8 0.395 Boy SDS 0.53±0.83 0.85±0.94 0.212 VKİ(kg/m2) 29.8±4.0 31.3±4.2 0.219 VKİ SDS 2.75±0.37 2.92±0.51 0.170

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

Tablo 7: Hasta grubunda cinsiyete göre laboratuar verileri

HASTA

P Kız (n=27) Erkek (n=23)

AKŞ(mg/dl) 84.6±8.24 86.6±6.37 0.344

Açlık insülin (IU/ml) 24.5±12.9 24.6±10.4 0.988

İnsülin direnci Var 25 (%92.6) 23 (%100) 0.493 Yok 2 (%7.4) 0 (%0) HOMA-IR 5.11±2.66 5.29±2.45 0.809 Total kolesterol(mg/dl) 161.8±29.4 154.3±31.0 0.385 LDL(mg/dl) 97.0±25.8 90.9±27.6 0.424 HDL(mg/dl) 46.9±10.6 43.6±6.71 0.182 TG(mg/dl) 94.6±47.3 111.6±52.5 0.236 Adiponektin (µg/ml) 16.6±7.67 17.8±8.63 0.607 PCB(mg/kg) Negatif 27 (%100) 23 (%100) NA Pozitif 0 (%0) 0 (%0)

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

** PCB analizi için Nicel Tayin Sınırı (LOQ) 0,01mg/kg dir.

Hasta grubunda cinsiyete göre dermografik ve laboratuar özellikleri Tablo 6 ve 7' de verilmiştir.

Hasta grubunda her iki cinsiyette; yaş, ağırlık, boy, VKI ve SDS'leri arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmadı.

Hasta grubunda her iki cinsiyette; AKŞ, açlık insülin, insülin direnci, HOMA-IR, total kolesterol, LDL, HDL, trigliserid ve adiponektin düzeyleri arasında anlamlı fark saptanamadı.

PCB, hasta kızlarda 27 (%100) sinin tamamında tespit edilemedi ve hasta erkeklerde 23 (%100) nün tamamında tespit edilemedi.

41

Tablo 8: Kontrol grubunda cinsiyete göre demografik özellikler

KONTROL P Kız (n=34) Erkek (n=16) Yaş (yıl) 11.1±2.93 10.4±3.03 0.453 Ağırlık (kg) 40.1±12.2 37.9±15.2 0.578 Ağırlık SDS 0.10±0.72 0.25±0.72 0.488 Boy (cm) 145.8±15.8 139.1±20.0 0.207 Boy SDS -0.04±0.90 -0.16±0.79 0.663 VKİ (kg/m2) 18.7±2.9 17.9±2.9 0.334 VKİ SDS 0.10±0.79 0.06±0.86 0.881

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

Tablo 9: Kontrol grubunda cinsiyete göre laboratuar verileri

KONTROL

P Kız (n=34) Erkek (n=16)

AKŞ (mg/dl) 80.2±7.05 82.4±4.41 0.192

Açlık insülin (IU/ml) 7.54±8.15 4.70±2.90 0.184

İnsülin direnci Var 4 (%11.8) 0 (%0) 0.292 Yok 30 (%88.2) 16 (%100) HOMA-IR 1.40±1.60 0.88±0.59 0.212 Total kolesterol (mg/dl) 105±16.4 102.4±19.7 0.657 LDL (mg/dl) 71.6±17.7 67.7±19.4 0.480 HDL (mg/dl) 45.2±11.0 40.3±11.4 0.158 TG(mg/dl) 81.2±27.8 90.3±24.7 0.266 Adiponektin (µg/ml) 30.8±11.2 24.7±12.5 0.093 PCB(mg/kg) Negatif 34 (%100) 16 (%100) NA Pozitif 0 (%0) 0 (%0)

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

** PCB analizi için Nicel Tayin Sınırı (LOQ) 0,01mg/kg dir.

Kontrol grubunda cinsiyete göre dermografik ve laboratuar özellikleri Tablo 8 ve 9' da verilmiştir.

Kontrol grubunda her iki cinsiyette; yaş, ağırlık, boy, VKİ ve SDS' leri ve laboratuar verileri arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmadı.

PCB, kontrol grubunda kızlarda 34 (% 100) nün tamamında ve kontrol grubunda erkeklerde 16 (% 100) sının tamamında tespit edilmedi.

42

Tablo 10: MS olan ve olmayan olguların demografik ve laboratuar verileri

HASTA P MS Var (n=14) MS Yok (n=36) Ağırlık (kg) 70.2±19.0 77.2±15.7 0.187 Ağırlık SDS 3.35±1.47 4.11±1.75 0.156 Boy (cm) 152.5±12.3 157.3±11.2 0.191 Boy SDS 0.50±0.93 0.75±0.88 0.385 VKİ (kg/m2) 29.4±4.1 30.9±4.1 0.240 VKİ SDS 2.71±0.37 2.87±0.47 0.233 Adiponektin (µg/ml) 16.1±7.16 17.5±8.45 0.577 PCB (mg/kg) Negatif 14 (%100) 36 (%100) NA Pozitif 0 (%0) 0 (%0)

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

** PCB analizi için Nicel Tayin Sınırı (LOQ) 0,01mg/kg dir.

Hasta grubunda metabolik sendromu olan ve olmayan olguların özellikleri Tablo 10 da verilmiştir.

Hasta grubunda metabolik sendromu olanlar ile metabolik sendromu olmayanlarda ağırlık, boy, VKİ ve SDS’leri arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı.

Adiponektin, hasta grubunda metabolik sendromu olanlarda ortalama 16.1±7.16 µg/ml ve metabolik sendromu olmayanlarda ortalama 17.5±8.45µg/ml olarak hesaplandı. İki grup ortalama adiponektin değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.577).

PCB, hasta grubunda metabolik sendromlularda 14 (% 100) nün tamamında ve metabolik sendromlu olmayanlarda 36 (% 100) sının tamamında tespit edilmedi.

Kontrol grubunda metabolik sendrom saptanmaması nedeniyle değişkenlerle ilişkisi değerlendirilemedi.

43

Tablo 11: Hastalarda gelir düzeyine göre demografik öxellikleri ve laboratuar verileri

HASTA P 2000TL altı (n=25) 2000TL üstü (n=25) Ağırlık (kg) 71.7±17.7 78.7±15.4 0.144 Ağırlık SDS 3.93±1.72 3.87±1.71 0.905 Boy (cm) 154.8±13.3 157.1±9.8 0.490 Boy SDS 0.87±0.64 0.49±1.06 0.130 VKİ (kg/m2) 29.5±4.1 31.5±4.0 0.087 VKİ SDS 2.80±0.47 2.85±0.43 0.670 Adiponektin (µg/ml) 17.3±8.52 17.0±7.75 0.897 PCB (mg/kg) Negatif 25 (%100) 25 (%100) NA Pozitif 0 (%0) 0 (%0)

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

** PCB analizi için Nicel Tayin Sınırı (LOQ) 0,01mg/kg dir.

Hasta grubunda gelir düzeyinin incelenen değişkenlerle ilişkisi Tablo 11' de verilmiştir.

Hasta grubunda gelir düzeyleri ile ağırlık, boy, VKİ ve SDS leri ve adiponektin düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı.

PCB, hasta grubunun 2000TL altında geliri olanlarda 25(% 100) nin tamamında ve 2000TL üstünde geliri olanlarda 25 (% 100) nin tamamında tespit edilemedi.

Tablo 12: Kontrol grubunda gelir düzeyine göre demografik özellikleri ve laboratuar verileri

KONTROL P 2000TL altı (n=14) 2000TL üstü (n=36) Ağırlık (kg) 40.1±11.9 39.2±13.7 0.819 Ağırlık SDS -0.12±0.79 0.25±0.67 0.109 Boy( cm) 146±14.9 142.8±18.3 0.556 Boy SDS -0.36±0.73 0.03±0.89 0.143 VKİ (kg/m2) 19.2±3.7 18.2±2.6 0.297 VKİ SDS -0.02±0.82 0.13±0.80 0.567 Adiponektin (µg/ml) 31.0±13.5 28.0±11.3 0.437 PCB (mg/kg) Negatif 14 (%100) 36 (%100) NA Pozitif 0 (%0) 0 (%0)

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

44

Kontrol grubunda gelir düzeyinin incelenen değişkenlerle ilişkisi Tablo 12'de verilmiştir.

Kontrol grubunda gelir düzeyleri ile ağırlık, boy, VKİ ve SDS leri ve adiponektin düzeyleri arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı.

PCB, kontrol grubunda 2000TL altında geliri olanlarda 14 (% 100) nün tamamında ve kontrol grubunda 2000TL üstünde geliri olanlarda 36 (% 100) sının tamamında tespit edilmedi.

Tablo 13: VKİ SDS’nin lipid profili ile ilişkisi

HASTA KONTROL VKİ SDS VKİ SDS R P R p Total kolesterol 0.031 0.830 -0.009 0.951 LDL -0.030 0.835 0.054 0.710 HDL 0.057 0.692 -0.007 0.961 TG -0.049 0.735 0.039 0.788

Hasta ve kontrol grubunda VKİ SDS'si ile kan lipit profili ilişkisi Tablo 13'te verilmiştir.

Hasta ve kontrol grubunda VKİ SDS'si ile total kolesterol, LDL, HDL, trigliserid düzeyleri arasında anlamlı ilişki bulunamadı.

Tablo 14: Hasta ve kontrol gruplarında adiponektinin ağırlık-boy-VKİ ile ilişkisi

HASTA KONTROL Adiponektin Adiponektin R P R p Ağırlık -0.024 0.869 -0.270 0.058 Ağırlık SDS 0.069 0.634 -0.007 0.962 Boy -0.106 0.463 -0.265 0.063 Boy SDS -0.042 0.770 0.018 0.900 VKİ 0.076 0.598 -0.193 0.180 VKİ SDS 0.070 0.630 0.029 0.844

Hasta ve kontrol grubunda adiponektinin incelenen değişkenler ile ilişkisi Tablo 14'te verilmiştir.

Hasta ve kontrol grubunda adiponektin düzeyi ile ağırlık, boy, VKİ ve SDS'leri arasında anlamlı ilişki bulunamadı.

45

Tablo 15: Hastalarda VKİ SDS’nin ailede obezite ve DM varlığı ile ilişkisi

HASTA n VKİ SDS p Ailede obezite Var 16 2.97±0.54 0.128 Yok 34 2.76±0.38 Ailede DM Var 6 2.72±0.46 0.542 Yok 44 2.84±0.45

*Değerler ortalama±Standart sapma (min-maks ) olarak verilmiştir.

Hasta grubunda ailede obezite ve DM öyküsü değerlendirildiğinde her iki hastalık öyküsü mevcut olan ve olmayan grupta ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı.

46

Tablo 16. VKİ SDS’nin beslenme alışkanlıklarıve yaşam alanı ile ilişkisi

HASTA KONTROL n VKİ SDS P n VKİ SDS P Anne sütü Hiç 8 2.68±0.58 0.633 7 0.41±0.80 0.40 5 0-6 ay 27 2.86±0.43 20 -0.06±0.79 6 aydan fazla 15 2.79±0.51 23 0.16±0.89

1 ayda teneke kutu içecek tüketimi

Hiç 11 2.58±0.50 0.146 12 0.03±0.90 0.31 6 Ayda 1-2 kez 18 2.81±0.51 29 0.02±0.84 Haftada 1-2 kez 21 2.93±0.40 9 0.49±0.71

Son 1 ayda paket pizza tüketimi

Hiç 13 2.79±0.64 0.097 32 0.02±0.76 0.33 6 Ayda 1-2 kez 25 2.70±0.36 14 0.15±1.04 Haftada 1-2 kez 12 3.06±0.42 4 0.67±0.58

Son 1 ayda cips tüketimi

Hiç 19 2.58±0.43 0.025a 24 -0.10±0.82 0.18 5 Ayda 1-2 kez 17 2.97±0.48 22 0.24±0.85 Haftada 1-2 kez 14 2.91±0.43 4 0.59±0.54

Son 1 ayda balık tüketimi

Hiç 12 2.82±0.48 0.112 17 0.08±0.85 0.79 3 Ayda 1-2 kez 26 2.69±0.44 26 0.07±0.85 Haftada 1-2 kez 12 3.04±0.49 7 0.31±0.82

Son 1 ayda yumurta tüketimi

Hiç 8 2.70±0.47 0.229 7 0.19±0.69 0.89 4 Haftada 1 kez 22 2.72±0.49 31 0.06±0.91

Haftada 3'den fazla 20 2.95±0.44 12 0.17±0.76

İçme suyu kullanımı

Sadece şebeke suyu 12 2.65±0.24

0.034b,c

5 0.60±0.51

0.36 8

Sadece damacana suyu 29 2.95±0.52 34 0.03±0.87

Damacana ve şebeke suyu karışık 9 2.55±0.40 11 0.12±0.82

Kullanılan pencere doğrama materyali

Tahta 6 2.76±0.23 0.841 9 0.31±0.49 0.72 2 Aluminyum 12 2.88±0.50 11 0.05±1.01 PVC 32 2.79±0.51 30 0.06±0.86

Ev yakınında doğrama yalıtım fabrikasi

Var 6 2.52±0.56

0.117 7 0.34±0.72 0.43

9

Yok 44 2.85±0.46 43 0.07±0.85

a: Hiç-Ayda 1-2 kez; b: Sadece damacana-Sadece şebeke; c: Sadece damacana-Damacana ve şebeke

Hasta grubunda, anne sütü hiç almamış, 0-6ay anne süt almış ve 6 aydan daha uzun süre almış üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.633).

47

Hasta grubunda, son 1 ayda teneke kutu içecek hiç tüketmemiş, ayda 1-2 kez tüketmiş ve haftada 1-2 kez tüketmiş üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.146).

Hasta grubunda, son 1 ayda paket pizza hiç tüketmemiş, ayda 1-2 kez tüketmiş ve haftada 1-2 kez tüketmiş üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.097).

Hasta grubunda, son 1 ayda cips hiç tüketmemiş, ayda 1-2 kez tüketmiş ve haftada 1-2 kez tüketmiş üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptandı (p=0.025).

Hasta grubunda, son 1 ayda balık hiç tüketmemiş, ayda 1-2 kez tüketmiş ve haftada 1-2 kez tüketmiş üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.112).

Hasta grubunda, son 1 ayda yumurta hiç tüketmemiş, haftada 1 kez tüketmiş ve haftada 3’den fazla kez tüketmiş üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.229).

Hasta grubunda, içme suyu olarak sadece şebeke suyu kullanan, sadece damacana suyu kullanan ve damacana ve şebeke suyu karışık kullanan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptandı (p=0.034).Bu farklılık sadece damacana suyu kullananların ortalama VKİ SDS’sinin sadece şebeke ve damacana ve şebeke suyu karışık kullananlardan anlamlı olarak daha yüksek olmasından kaynaklanmaktaydı.

Hasta grubunda, evde kullanılan pencere doğrama materyali tahta olan, alüminyum olan ve PVC olan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.841).

Hasta grubunda, ev yakınında doğrama yalıtım malzemeleri fabrikası olan ve olmayan iki grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.117).

Kontrol grubunda, anne sütü hiç almamış, 0-6ay anne sütü almış ve 6 aydan daha uzun süre anne sütü almış üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.405).

48

Kontrol grubunda, son 1 ayda teneke kutu içecek hiç tüketmemiş olan, ayda 1- 2 kez tüketmiş olan ve haftada 1-2 kez tüketmiş olan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.316).

Kontrol grubunda, son 1 ayda paket pizza hiç tüketmemiş olan, ayda 1-2 kez tüketmiş olan ve haftada 1-2 kez tüketmiş olan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.336).

Kontrol grubunda, son 1 ayda cips hiç tüketmemiş olan, ayda 1-2 kez tüketmiş olan ve haftada 1-2 kez tüketmiş olan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.185).

Kontrol grubunda, son 1 ayda balık hiç tüketmemiş olan, ayda 1-2 kez tüketmiş olan ve haftada 1-2 kez tüketmiş olan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.793).

Kontrol grubunda, son 1 ayda yumurta hiç tüketmemiş olan, haaftada 1 kez tüketmiş olan ve haftada 3’ten fazla kez tüketmiş olan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.894).

Kontrol grubunda, içme suyu olarak sadece şebeke suyu kullanan, sadece damacana suyu kullanan ve damacana ve şebeke suyu karışık kullanan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.368).

Kontrol grubunda, evde kullanılan pencere doğrama materyali tahta, alüminyum ve PVC olan üç grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.722).

Kontrol grubunda, ev yakınında doğrama yalıtım malzemeleri fabrikasi olan ve olmayan iki grup ortalama VKİ SDS değerleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p=0.439).

49

Şekil 2. Adiponektinin hastalığı predikte etme yeteneği (ROC Analizi)

Adiponektin için eğri altında kalan alan 0.803 (0.718-0.888) istatistiksel anlamlı bulundu (p<0.001).

Tablo 16: Adiponektinin eşik değer analizi

Hasta Kontrol OR (%95 G.A.) Duyarlılık% Özgüllük%

Adiponektin

≤17.3 33 (%66) 8 (%16)

10.2 (3.9-26.5) 66 84

>17.3 17 (%34) 42 (%84)

*Youden Indeks Metodu ile ile eşik değer hesaplamıştır.

Adiponektin ≤17.3 eşik değeri için odds oranı 10.2 (3.9-26.5), duyarlılık % 66 ve özgüllük % 84 hesaplandı. Adiponektin düzeyi 17,3 eşik değeri ve altında olan hastalarda, 17,3'ün üzerinde olanlara kıyasla obezite görülme ihitimali 10,2 kat daha fazla saptandı.

50 5. TARTIŞMA

Obezite, kalori alımı ile kullanımı arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkan multi-faktoriyel bir durumdur. Tüketilenden daha fazla enerji alınması obezitenin en önemli nedenidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından vücut kompozisyonunda insan sağlığını olumsuz şekilde etkileyecek düzeyde yağ miktarının artışı veya adipoz dokudaki artış olarak tanımlanmıştır (119). Obezite enerji alımı ve tüketimi arasındaki dengenin enerji alımı lehine bozulması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Obezite olgularının büyük bölümünde altta yatan bir patoloji bulunmaz. Bunlar ‘basit obezite, eksojen obezite‟ olarak adlandırılır. Çocukluk çağı obezitesinin en sık nedeni ekzojen obezitedir. Ekzojen obezite kalori alımı ile harcanan kalori arasındaki dengenin alınan kalori lehine bozulmasıdır.

Son 20-30 yılda başta endüstrileşmiş ülkeler olmak üzere çocukluk çağındaki obezitesinde 2-3 kat artış saptanmıştır (120). Obezite prevalansının giderek artmasını etkileyen en önemli faktörler; yaş, cins ve ırk olmakla birlikte sosyokültürel düzey, ailede obez bireylerin varlığı ve beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite ve günlük enerji harcamasının azalmasının da etkili olduğu bilinmektedir (121). Özellikle şehir merkezinde yaşayan çocukların beslenme modellerine “batılılaşma tipi” diyet olan basit karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek diyetlerin (fastfood tipi) okul yaşamlarında, eğlence yerlerinde ve evde televizyon, bilgisayar başında fazla oranda yer verilmesi obezite için bilinen en önemli risk faktörlerinden birisidir (122).

Ekzojen olarak alınıp, endokrin fonksiyonları ve dengeyi bozan, doğal ya dasentetik maddelere endokrin bozucular denir. Endokrin bozucular hormonlara agonist ve/veya antagonist etkiler yaparlar. Bu etki, hormonun üretimine veya transportuna etki ederek ya da hormon reseptörüne bağlanarak metabolize olması ve atılmasını değiştirerek ortaya çıkabilir. Avrupa Birliği’nin 2002 yılında yayınladığı endokrin bozucular ile ilgili raporunda yüzlerce kimyasal madde içinde çevre ve insan sağlığına zararı net olarak gösterilmiş 60 madde bulunmaktadır. Bu maddeler arasında bisfenol A (BPA) ve poliklorlubifenil (PCB) grubu maddeler de yer almaktadır.

51

Çalışmamızda ekzojen obezite tanısı almış çocuklarda; obezogen, endokrin bozucu olan kan PBC ve idrar BPA düzeylerinin ölçülmesi ve kontrol grubu ile karşılaştırmalı olarak incelenmesi ve anket çalışmasında elde edilen olası temas öyküsü ile birlikte değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Aynı zamanda obezite tanısı aldıkları anda bakılan bazal ve tokluk insülin düzeyleri, açlık ve tokluk kan şekeri düzeyleri, serum lipitleri ve serum adiponektin ile birlikte değerlendirilerek insülin direnci ile ilişkinin incelenmesi VKİ ile bu parametreleri karşılaştırılması amaçlanmıştır. İdrarda BPA bakılması ile ilgili olarak idrar örnekleri toplandıktan sonra laboratuar yönteminde problem olması nedeni ile çalışılamamıştır.

Dünya çapında verilerin toplandığı 'Global Burden of Disease' 2013 çalışmasının verileri kullanılarak oluşturulan raporda 2-9 yaş arası çocuk ve adolesanlarda gelişmiş ülkelerde 1980 yılından beri aşırı kilolu ve obezite prevelansında dikkat çeken artış saptanmıştır, 1980 yılında kızlarda % 16,2 (15,5- 17,1) olan oran 2013'de % 22,6 (21,7-23,6)'ya, erkeklerde ise 1980 yılında % 16,9 (16,1-17,7) iken 2013 yılında % 23,8 (22,9-24,7)'e yükselmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ise kızlarda % 8,4 (8,1-8,8)'den % 13,4 (13,0-13,9)'a, erkeklerde % 8,1 (7,7- 8,6) dan % 12,9 (12,3-13,5)'a yükselmiştir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de her iki cinsiyette de artış trendi açısından anlamlı fark saptanmamıştır (123). Ülkemizde tüm ülke genelini yansıtan yeterli sayıda çalışma bulunmamakta fakat çeşitli illerde yapılan ve yerel prevalansı bildiren çalışmalar bulunmaktadır. En son 2015 yılında Ankara da ilkokul çağındaki çocuklarda yapılan bir araştırmada yaş ve cinsiyetler açısından gruplandırılmış VKİ değerlerine göre çocukların % 11,1’i aşırı kilolu ve % 7,5’i obez olarak saptanmıştır, buna göre obezite sıklığı erkeklerde 6 yaşta (% 14,8), kızlarda ise 8 yaşta (% 11,9) en fazla olarak saptanmıştır (9).

Bizim çalışmamızda; yaş, hastalarda ortalama 12.6±2.8yıl ve kontrol grubunda ortalama 10.9±3.0 yıl olarak hesaplandı. İki grup yaş ortalamaları arasında anlamlı fark saptandı. Bu fark hasta ve kontrol grubunda aynı yaş aralığı alındığı halde, obezite etyolojisinde çevresel faktörler, sedanter yaşam, beslenme alışkanlıklarının etkisiyle hasta grubunda adolesan çağ sonunda yığılma olması nedeniyle ortaya çıkmıştır. Kontrol grubunu oluştururken yaş dağılımının birebir eşlenmemiş olmamas çalışmamızın kısıtlılığıdır. Hasta grubunda 27 (% 54) kız ve 23 (% 46) erkek

52

yer alırken, kontrol grubunda 34 (% 68) kız ve 16 (% 32) erkek bulunmaktaydı. İki grupta cinsiyet dağılımları homojen bulundu.

Çocuklarda obezite ve fazla kilolu olmak, büyümeyi ve maturasyonu etkileyen proinflamatuar sitokinler ve okisdatif stresin endotel hasarından sorumlu olduğu kronik inflamatuar bir süreç olduğu düşünülmektedir (124,125). Ancak, çalışmalar sistemik inflamasyon mutlaka obez kişilerde insülin direnci ile ilişkili olmadığını gösterir (126).

Obez hastalarda insülin direnci; normal serum insülin düzeylerinde periferik glukoz kullanımının ve hepatik glukoz yapımının bozulması ile birlikte çok düşük dansiteli lipoprotein çıkışının baskılanamaması olarak tanımlanmaktadır. Obezlerde insülin düzeyi obezite şiddeti ve süresi ile paralellik gösterir. İnsülinin artma nedenleri; pankreastan fazla miktarda salınması ve reseptör düzeyinde bağlanmasının azalmasıdır. Hiperinsülinemi lipoliz inhibisyonu yolu ile obezitenin devam etmesine neden olur. Obez hastalarda insülin direncini değerlendirmek için açlık glukoz ve insülin değerlerine göre hesaplanan HOMA-IR indeksi kullanılmaktadır. HOMA-IR' nin 2,5'un üzerinde olması insülin direnci lehine yorumlanmaktadır (127). Literatürde çocuklarda obezite ile ilişkili insülin direnci ve glukoz metabolizması bozukluklarının sıklığı ile ilgili çok farklı sonuçlar yayınlanmıştır (128,129). Çalışmalar arasındaki farklar, çalışma için seçilen populasyon, yaş dağılımı, coğrafi şartlar ve beslenme alışkanlıkları ile direkt olarak ilişkili görünmektedir. Ayrıca; çalışmalarda insülin direncini değerlendirmede kullanılan HOMA-IR ölçütünün cutt-of değerindeki farklılıklar ve prediyabet/diyabet taraması için seçilen yöntemin farklılığı da sonuçları etkilemiş olabilir (130).

Obez çocuklar özellikle tip 2 diyabet açısından taranmalıdır. Amerikan Diyabet Derneği; VKİ >85. persentil olan 10 yaş üzeri çocuklarda en az 2 risk faktörü var ise iki yılda bir açlık kan şekeri ölçülmesini önermektedir. Açlık kan şekeri 100-125 mg/dL ise bozulmuş açlık glukozu, 125 mg/dL’nin üzeri ise diyabet olarak değerlendirilir (130).

VKİ 85.persentilin üzerinde olan tüm çocuklarda açlık lipid paneli çalışılması gereği vurgulanmaktadır (131). Çocuklardaki dislipidemi sıklıkla erişkin dönemde de devam eder. Yapılan çalışmalarda santral obezitesi olan çocuklarda HDL ve TG

53 düzeylerindeki yükseklik beraberinde düşük HDL düzeyleri kardiyovasküler hastalık gelişimi için risk faktörü olduğu ortaya konmuştur (132,133).

Çalışmamızda da hasta ve kontrol grubunda AKŞ, açlık insülini, HOMA-IR değeri, insülin dirençleri arasında anlamlı istatistiksel fark saptandı. Yine hasta ve kontrol grubunda total kolesterol, LDL, trgiliserid düzeyleri arasında anlamlı fark varken, HDL düzeyleri arasında istatistiksel fark saptanmadı.

Yağ hücresi ve dokusu; pasif enerji deposu ve aktif metabolik bir endokrin organ olarak görev yapmaktadır. Yağ dokusunda üretilen adipositokinler arasındaki dengenin korunması, glukoz ve lipid metabolizmalarının homeostazı açısından önemli rol oynamaktadır. Adipositokinler; enerji dengesinin korunmasıyla ilişkili olup obezite ve beraberinde görülen rahatsızlıkların tedavileri açısından potansiyel hedef moleküllerdir. Yağ hücresinden; TNF-ά, IL-6, IL-10, hs-CRP, adiponektin, visfatin, leptin, resistin, insülin benzeri büyüme faktörü (IGF- I) gibi çok sayıda protein salgılanmaktadır.

Adiponektin; anti-aterojenik ve anti-inflamatuvar bir adipokindir. Yağ depolanması üzerinde (-) feed back mekanizmaya sahip olup obezite, tip 2 diyabet ve koroner arter hastalıklarında serum seviyesi azalır. Adiponektinin insülin direncini bir çok dokuda düzelttiği de saptanmıştır. Obezlerde ve insülin direnci gelişenlerde plazma seviyesi düşük bulunmuştur (134).

Yapılan çalışmalarda VKİ; insülin rezistansı, lipit profili ve inflamatuar belirteçler (hsCRP, MCP-1, TNF-alfa, PAI-1 ve leptin) pozitif yönde ilişkiliyken, adiponektin ile negatif yönde ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Bu bulgular obez ve fazla kilolu kişilerde metabolik sendrom ve kronik inflamasyonun daha yüksek

Benzer Belgeler