• Sonuç bulunamadı

2. Kıyıdaş Devletlerin Doğu Akdeniz Politikaları

2.1. İsrail’in Doğu Akdeniz Politikası

İsrail, 1953 yılında deniz alanlarına ilişkin çıkardığı yasayla kıyılarına bitişik olan ancak karasuları dışında kalan deniz alanlarına kadar deniz altı ve tabanını içerecek şekilde bölgede bulunan doğal kaynaklarının kullanılacağını ifade etmiştir.272 1990 yılında çıkarılan karasuları kanunu sonucunda karasularını 6 deniz milinden, 12 deniz miline çıkardığını öngören yasayla karasularını 12 deniz mili olarak kabul ettiğini BM’ye iletmiştir.273 2011 yılında ise 2010 yılında GKRY ile yapmış olduğu MEB sınırlandırma antlaşmasını hatırlatarak sözleşmede bahsi geçen koordinatlara saygılı olunmasını, ileri yapılacak sınırlandırma antlaşmalarının bu koordinatlara uyumlu olması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu vesileyle karasuları genişliğinin 12 deniz mili olduğuna netlik kazandıran İsrail, ilgili belgeyle geçerli koordinatları paylaşarak tek taraflı MEB bölgesini ilan etmiştir.274 GKRY ile yaptığı antlaşma sonrası Türkiye tarafından da eleştirilere maruz kalan İsrail yönetimi, özellikle 2010 yılında yaşanan Mavi Marmara olayı sonrasında Türkiye’yle arasındaki ilişkiler kopma noktasına gelmesiyle bölgedeki çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışırken Yunanistan ve GKRY ile yakınlaşmıştır. Türkiye’nin bölge devletleri ile olan ihtilaflı ilişkilerinin bir sonucu olarak da bölgede gerçekleştirilmeye çalıştırılan düzen Türkiye’nin tehdit algılamasına neden olmaktadır.

İsrail’in güvenlik tehditlerinden bahsetmek gerekirse işgal altında tutulan Filistin toprakları, Suriye Golan tepeleri ve Lübnan’ın güneyi nedeniyle bölge devletleriyle iyi ilişkiler kuramamaktadır. Doğu Akdeniz’de enerji keşifleri başlamadan var olan

274 İsrail’in yayınlamış olduğu ilgili koordinatlar için bkz.:

https://www.un.org/Depts/los/LEGISLATIONANDTREATIES/PDFFILES/isr_eez_northernlimit2011.pd f ( 03.01.2022)

87

sorunlar genişleyerek günümüze ulaşmış durumdadır. Coğrafi konumunun da getirisi olarak Arap devletleri arasında konumlanan İsrail, komşu devletlerin birçoğu tarafından henüz tanınmamış durumdadır. Başta Ortadoğu devletlerinden İran olmak üzere Akdeniz’e kıyıları olan Lübnan, Filistin ve Suriye’den tehdit algılamaktadır.275 Tüm bunlara rağmen Türkiye, İsrail’i tanıyan halkının çoğunluğu Müslüman olan devlet olarak kayıtlara geçmiştir. Askeri sektörde ilerleyen Türkiye İsrail işbirlikleri sonucunda Doğu Akdeniz dengelerinin değişmesi konusunda tehdit algılayan GKRY ve Yunanistan, İsrail ile işbirliği için uygun konjonktürü beklemiştir.

1990’da ilişkilerde yaşanan altın çağ sonrasında 2008 Gazze saldırısı, 2009 Davos Krizi ve 2010 Mavi Marmara olayı nedeniyle İsrail’in ulusal güvenlik politikalarının da bir sonucu olarak bölgede varlığını göstermek amacıyla yeni bir ittifak arayışına yöneldiği görülmektedir. Sonuç olarak Yunanistan’ın Türkiye İsrail işbirliği sonucunda Türkiye’nin silahlanma konusunda yaşadığı askeri kapasite yükselişi nedeniyle İsrail ile olan ilişkilerinin tekrar gözden geçirilmesine neden olmuş. İki devlet arasında 2009-2012 yılında artan işbirliğiyle kurulan yeni ittifak Türkiye ve Yunanistan rekabetinden kaynaklanmıştır.276 İsrail, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler genel olarak iki tarafın üçüncü tarafa karşı birleşmesi olarak özetlenebilir.277 Türkiye’den algılanan tehdit ve enerji güvenliği motivasyonları etrafında birleşen Yunanistan, GKRY ve İsrail, Türkiye’ye karşı yürüttükleri dengeleme politikasının arkasında birtakım bireysel motivasyonlar da varlığını sürdürmektedir. Güç dengesi sürekli olarak değişebileceği gibi Türkiye İsrail arasında yakınlaşma ihtimali karşısında her olasılığı değerlendiren GKRY ve Yunanistan yeni güvenlik senaryolarının oluşturarak aynı zamanda Mısır’la ittifak kurmaya yönelmiştir.278

İsrail’in Tamar ve Leviathan bölgesi keşifleriyle enerjinin coğrafyasında büyük bir değişiklik yaşanmıştır. Özellikle keşfedilen enerji kaynaklarıyla beraber bu kaynakların transferi konusunda yaşanan rekabet, İsrail’in gaz keşfiyle birlikte hukukun

275 Haydar Oruç, “İsrail ve Filistin’in Doğu Akdeniz Politikası”, Uluslararası Siyasette Doğu Akdeniz, ed.

İsmail Numan Telci, Recep Yorulmaz Ankara: Ortadoğu Yayınları, 2020, s. 218-219

276 Tuğçe Ersoy, “Emerging Alliances, Deteriorating Relations: Turkey, Israel and Greece in the Eastern Mediterranean”, Contemporary Israeli–Turkish Relations in Comparative Perspective, ed. Ayşegül Sever, Orna Almog, London: Palgrave Macmillan, 2019, s. 116-126

277 Amıkam Nachmanı, Israel, Turkey And Greece Uneasy Relations in The East Mediterranean, 5.

Baskı, Taylor & Francis E-Library, 2005, s. 20

278 Zenonas Tziarras, “Israel-Cyprus-Greece: a ‘Comfortable’ Quasi- Alliance” ,Mediterranean Politics, Cilt 21, Sayı 3, 2016, s. 420-427

88

yanı sıra jeopolitik, ticaret gibi konulara da etki etmiştir.279 2013 yılından itibaren iç pazarda kullanılan İsrail doğal gazı, keşfedilen ölçekte yaklaşık 20 yıllık ömre sahiptir.

Jeopolitik konum gereği öncelikli hedefin keşfedilen doğal gazın ülke içinde kullanılması, ihraç edilmesi için de bir kısmının ayrılması söz konusudur.280 Ancak potansiyel enerji kaynaklarından ümitli olan İsrail, özellikle Arap Baharı etkisiyle Mısır ve Suriye’de yaşanan çatışmaların doğal gaz alanında üretimin düşmesine ve durma noktasına gelmesine neden olduğundan bölgede enerji ihraç eden devlet konumuna gelme isteği artmıştır. Ancak günümüzde enerji transferi konusunda Türkiye’ye etkin bir rol vermek istememekte bölgede başka alternatifleri değerlendirmektedir.

Mısır’ın İsrail’e ihracatında kullandığı Arap Doğal Gaz Boru Hattı’nın Türkiye’ye uzatılması (Medstream) ve Avrupa Devletleri’ne enerji akışının sağlanması konusundaki görüşmeler 2008 yılında sona ermiştir. Ayrıca Rusya gazının İsrail’e ihracatı konusunda Mavi Akım Boru Hattı konusunda kararlı adımlar izleyen üç devlet daha sonra yapımı kararlaştırılan bu hattan vazgeçmişlerdir.281 Leviathan sahası doğal gazının Avrupa’ya Türkiye üzerinden ulaştırılması ihtimali, Türkiye’nin İsrail ile iyi komşuluk ilişkileri artıracağı gibi aynı zamanda Türkiye’yi Rus gazına olan bağımlılığından kurtararak alternatif kaynaklara yönelmesini sağlayarak, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de siyasi etkisinin genişlemesine neden olacaktı.282 Ancak Türkiye açısından, İsrail ve GKRY arasında var olan antlaşma dolayısıyla KKTC haklarının göz ardı edilmesi nedeniyle yaşanan sorunlara ek olarak GKRY’nin İsrail’e vermiş olduğu arama ruhsatlarının Türk deniz yetki alanlarıyla çatışması iki devlet arasında önemli sorun alanları olmaya devam etmektedir.283

Doğu Akdeniz bölgesinde İsrail ve Filistin sorununa daha önce değinildiği gibi uyuşmazlık konusunda İsrail’in daha geniş kıyı uzunluğuna sahip olması aynı zamanda Filistin’in BM tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmaması sorunun kökenini

279 Mert Bilgin, “Prospects of Natural Gas in Turkey and Israel”, Contemporary Israeli–Turkish Relations in Comparative Perspective, ed. Ayşegül Sever, Orna Almog, London: Palgrave Macmillan, 2019, s. 195

280 Ömer Fuad Kahraman, “Doğu Akdeniz Enerji Sarmalını İsrail Enerji Politikaları Penceresinden Değerlendirmek”, Ortadoğu Etütleri, Cilt 11, Sayı 2, 2019, s. 427-428

281 Volkan Ş. Ediger, Balkan Devlen, Deniz Bingöl Mcdonald, “Levant’ta Büyük Oyun: Doğu Akdeniz’in Enerji Jeopolitiği”, Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt 9, Sayı 33, Bahar 2012, s. 83

282 Gareth M. Winrow, “The Anatomy of a Possible Pipeline: The Case of Turkey and Leviathan and Gas Politics in the Eastern Mediterranean”, Journal of Balkan and Near Eastern Studies, Cilt 18, Sayı 5, 2016, s. 446-477

283 Umut Kedikli, Önder Çalağan, “Enerji Alanında Bir Rekabet Sahası Olarak Doğu Akdeniz’in Önemi”, Sosyal Bilimler Metinleri, Cilt 2017, Sayı 1, 2017, s. 131-132

89

oluşturmaktadır. Filistin’in uluslararası hukukta tanınmaması dolayısıyla devam eden sorun aynı zamanda Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi konusunda yeteri kadar haklarını savunamamasından kaynaklanmaktadır.284 Enerji kaynaklarının çatışmaya dönüşmesi riski karşısında öncelikli olarak dondurulmuş sorunların çözümü elzemdir. Buna bir diğer örnek İsrail’in önemli gaz yataklarının Suriye ve Lübnan’a yakınlığı nedeniyle yaşanması örnek verilebilir. İsrail ve Suriye ilişkilerini etkileyen tarihsel geçmişe ek olarak Suriye’nin bölgede varlık gösteren Hamas ve Hizbullah’a verdiği destek sonucunda iki devlet arasındaki çatışma riski artmaktadır.285 Ancak İsrail son dönemde Arap sorunlarının gölgesinde gaz ihracatçısı konumunu yükseltmeye çalışarak bölgedeki Arap devletlerine enerji akışı sağlamaktadır.286 Buna göre 2015 yılında Ürdün’le enerji akışı konusunda yapılan antlaşma 2020 tarihinde İsrail’e karşı yönelen tepkiler sonucunda Ürdün meclis kararıyla yasaklanmasına rağmen doğal gaz akışı günümüzde devam etmektedir.287 Sonuç olarak İsrail son dönemde artan enerji kaynaklarıyla bölgede stratejik bir güç olarak açığa çıkmıştır. Tarihsel problemlerin yanı sıra bölgedeki anarşi karşısında, jeoekonomik temellerle ilerleyerek enerji ihracatçısı konumuna gelmeye çalışmaktadır.