• Sonuç bulunamadı

İslamcı Dergiler

Belgede Muallim dergisi: 1916-1918 (sayfa 47-55)

2.4. Osmanlılarda Dergicilik

2.4.1. II Meşrutiyet Döneminde Dergiler

2.4.1.1. İslamcı Dergiler

II. Meşrutiyet dönemindeki önemli İslamcı dergiler; Sırat-ı Mustakim, Sebilü’r Reşad, Tuarif-i Müslimin, İslam Dünyası, Seda-yı Hak, Ceride-i İlmiye, Mekatib ve Medaris, Liva’yı İslam, Beyanü’l Hak, Hikmet, İttihad-ı İslam ve Volkan’dır.

Hürriyetin ilanının ertesi günü kurulan Sırat-ı Müstakim, II. Abdülhamid’e karşı başkaldıran ilk İslamcı-Türkçü yayın organıdır. İlk sayısının ilk yazısı “Hürriyet Müsavat” başlığını taşır. Yazarı, ileriki yıllarda İttihatçıların şeyhülislamlığını üstlenecek olan Musa Kazım Efendi’dir. Mehmet Akif, ilk sayıdan itibaren dergiye yazı verir. Ahmet Ağaoğlu, Rusya’dan getirdiği İslam’ı da içeren milliyetçi tezlerini bu dergide işler. Türk Ocağı’na dönüşecek olan Türk Derneği’nin kuruluşu yine bu dergide kamuoyuna açıklanır (Toprak, 1985, s. 126). Sonradan Sebilü’r Reşad’a dönüşen dergi II. Meşrutiyet’in gündeme getirdiği kadın sorununa değinir. Din konusunda İslam dininin yeniliklere açıklığına değinmektedir. Müslümanların birbirlerinden haberdar olmaları ve Müslümanların içinde bulundukları zor koşullardan kurtulmaları derginin çıkış amacını belirleyen temel unsurlardır.

Dergide farklı konular ve görüşler tartışılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları dışında kalan bütün Türklerin durumları, sorunları, Rusya Türkleri ağırlıklı olarak işlenen konular olmuştur (Çavdar, 1988). Bunun yanı sıra dini, siyasi, felsefi, edebi, hukuki, ilmi ve içtimai bakımdan Müslümanların hallerinden bahseden ve çıktığı dönemde İslamcılık akımının öncüsü olan bir dergidir.

Tuarif-i Müslimin dergisi, İstanbul’da 1910 yılında haftalık olarak 32 sayı çıkmıştır. Dini, siyasi, tarihi, felsefi ve alem-i İslam’dan bais haftalık mecelle, alt başlıklarıyla yayımlanmıştır (Çavdar, 1988, s. 3). Rusya Türklerinden olan Ahmed Tacettin derginin sahibi olup İslami konulara, tarihi olaylara ve imparatorluk dışındaki Türklerin durumlarına dergide yer vermiştir.

Sırat-ı Müstakim 1911’e değin 182 sayı çıkar. Onu izleyen Sebilü’r Reşad ise Cumhuriyet Türkiyesi yıllarında da yayınını sürdürür. Mehmet Akif, Aksekili Ahmet Hamdi, Seydişehirli Mahmud Esad, İzmirli İsmail Hakkı, Babanzade Ahmed Naim, Bursalı Tahir, Halim Sabit, M.Şemsettin Sebilü’r Reşad yazarları arasındadırlar (Toprak, 1985, s. 126).

Beyanü’l Hak 1908-1912 arası 182 sayı çıkar. Mütakere döneminde şeyhülislam da olan Tokat Mebusu Mustafa Sabri’nin yayımladığı dergi, Cemiyet-i İlmiye-i İslamiye’nin yayın organıdır. İslami konuların yanı sıra dönemin güncel siyasal ve toplumsal sorunlara da eğilen dergi İslam’ın ilerlemesi, bunun için yapılması gerekenler, ticaretin önemi gibi konuları ele almıştır.

Beyanü’l Hak, ilk sayılarında ittihat ve Terakki yanlısı tutum içindeyken, sonra karşı duruma geçmiştir. Yazar kadrosu içinde Mustafa Naki, Ermenekli Saffet, Elmalılı Hamdi Yazar, İskilipli Mehmet Atıf, Mustafa Sabri, İbnülemin Mahmut Kemal, Ahmed Mithad, Ali Nazmi gibi kişiler bulunmaktadır (Çavdar, 1988, s. 4).

Aynı yıllarda Sada-yı Hak gelenekçi İslamcılığı savunan bir dergi olması bakımından önemlidir. 1908 yılında İstanbul’da 13 sayı çıkmıştır. Hersekli İsmail ve Ahmed Sami tarafından çıkartılmıştır. Adalet fikrinin önemi ve gerekliliği derginin önemli konusudur.

Başyazarlığını Mustafa Fevzi’nin üstlendiği Ceride-i Sufiye Dergisi, İstanbul’da 1910-1919 yılları arasında 161 sayı yayımlanmıştır. İlk başlarda 15 günlük çıkan dergi daha sonraları haftalık olarak yayımlanmıştır. Ceride-i Sufiye’de İslam dinine ve tasavvufa aid konular yanında, edebi konular ve dönemin siyasal durumuna ilişkin incelemeler yer almıştır.

Ceride-i İlmiye, medrese ilmi yayan bir dergidir. İstanbul’da 1916-1925 yılları arasında aylık olarak yayımlanmıştır. Meşihat-ı Celile-i İslamiye’nin Ceride-i Resmiyesi alt başlığı ile çıkmıştır. Medreselerin islahlarına dair “fevkalede nüsha” da yayımlamıştır (Çavdar, 1988, s. 5). İslam dini, hukuku ve ahlakına dair konular işlenmiştir.

Modernist İslamcı görüşlere geniş yer veren dergi, İslam Mecmuası’dır. 1914’te Halim Sabit’in yönetiminde yayımlanmaya başlar. Ziya Gökalp’in din, ahlak, eğitim gibi konular üzerine toplum bilimsel değerlendirmelerin yer aldığı dergi, İttihatçıların yarı resmi yayın organlarından biridir. Derginin temel işlevlerinden biri Türkçülükle İslamcılığı bağdaşlaştırmaktır (Toprak, 1985, s. 127).

İslam Mecmuası daha çok sosyal içerikli bir dergidir. Dergide İslam dünyasının gerileyiş sebepleri, kadının toplumsal hayattaki konumu, Osmanlı İmparatorluğu’nun

sınırları dışında kalan İslam topraklarının durumu, iktisadi ve hukuki konular işlenmiştir. Ziya Gökalp’in ümmetten millete dönüşmek için hukuki yenilikleri, Ahmed Muhiddin’in milli iktisat ve milli sermaye ilgili görüşleri İslam Mecmuası’nın işlediği temel konulardır.

İslam Mecmuası’nda, Halim Sabit, Ziya Gökalp, Ahmet Besim, Mehmet Şerefeddin, Seyyid Bey, Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Şemseddin, İsmail Hakkı İzmirli, Mehmet Fuad Köprülü, Şehülislam Musa Kazım, Musa Carullah Bigi, Aka Gündüz, Bursalı Mehmet Tahir gibi önemli bir yazar kadrosu vardır.

2.4.1.2. Batıcı Dergiler

II. Meşrutiyet, bir boyutuyla modernist İslamcılığı gündeme getirse de, genel hatlarıyla Batı’ya yönelmiştir. II. Meşrutiyet sonrasında ortaya çıkmakla birlikte, bu dönemde sistemleşerek, toplumsal sorunları çözümlemek için ortaya konan Batıcılık fikri, yoğun olarak İçtihad Dergisi’nin yayınlarıyla saygınlık kazanmıştır.

Dr. Abdullah Cevdet’in çıkardığı dergi Cenevre ve Kahire’den sonra İstanbul’da yayımını sürdürür. 4 Eylül 1904’te Cenevre’de çıkmaya başlayan dergi, Abdullah Cevdet’in 1932’de ölümüyle 358. sayısında son bulmuştur.

İçtihad, Tanzimat’ın uzlaştırıcı Batıcılığına karşıdır. Doğudan gelen her şeyi geri, Batı kökenli olanları ileri bulur. İlericilik-gericilik İçtihadcıların Osmanlı fikir hayatına kazandırdıkları sözcüklerdir; geleneğe bağlanmak gericiliktir; geçmiş her yönüyle dışlanmalıdır (Toprak, 1985, s. 128). A. Cevdet’in bulgularına göre, geri kalmanın ve toplumsal hastalıkların başlıca sebepleri: kötü yönetimler, gaflet ve din bilginlerinin zamana uygun olmayan davranışları, kadınların örtünmelerinin aldığı garip durum, kader inancının yanlış anlaşılması ve sosyal yapıdır. A. Cevdet’in sosyal yapı ile kastetmeye çalıştığı nokta, Osmanlı toplumunda ferdi teşebbüsün olmaması ve sınıf yapısının yokluğudur (Gündüz, 2007, s. 102).

Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası, II. Meşrutiyet’in en saygın dergilerinden biridir. Giderek güçlenen pozitivist düşüncenin yayın organıdır. 27 sayı yayımlanan dergiyi Mehmed Cavid, Rıza Tevfik ve Ahmed Şuayb tarafından çıkartılmıştır (Toprak, 1985, s. 127). Liberal bir dergi olan Ulum-ı İktisadiye ve

İçtimaiye Mecmuası, iktisadi sorunlara çözüm aramıştır. Satı Bey, Bedi Nuri, Asaf Nef’i, Dr. Ethem, Faik Nüzhet gibi birçok genç yazarı vardır.

Hemen hemen hiçbir polemiğin yer almadığı Ulum-ı İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası, hem yayınlandığı dönem hem de bugün için adeta bir bilgi bankasıdır. Mecmuanın yayın hayatına başladığı ilk sayıda kurucuların imzası ile neşrolunan “Mukaddime”de bu husus bir yayın ilkesi olarak belirtilmiş ve mecmuanın yol haritası verilmiştir. Mukaddime’de iktisadî ve siyasî gelişmeler bir madalyonun iki yüzü olarak değerlendirilerek iktisadî kalkınma sağlayamayan ülkelerin uluslararası platformda siyasî bir güç olamayacağı vurgulanmıştır (Karaman, 2004, s. 67).

2.4.1.3. Türkçü Dergiler

II. Meşrutiyet yıllarında İslamcılıkla Batıcılığı ulusçu bir ideoloji çatısı altında uzlaştırmaya çalışanlar Türkçüler olmuştur. Sırat-ı Müstakim ilk dönemlerinde Türkçülüğe ortam hazırlayan yazılara yer verirken, Sebilü’r Reşad ümmet birliğini parçalayacağı kaygısıyla Türkçülere karşı çıkmıştır (Toprak,1985, s. 128). Türkçülerin bu dergiden ayrılması yeni bir derginin çıkmasına ortam hazırlamıştır.

II. Meşrutiyet yıllarında Türkçülük akımı 1908’in son günlerinde kurulan Türk Derneği çevresinde gelişmiştir. Türk Derneği 25.12.1908 tarihinde kurulmuştur. 1908 yılı Kasım ayında sürgün ve kaçma imkanı bulduktan sonra eğitimi için Avrupa’da bulunan ve vaziyetin normalleşmesi üzerine İstanbul’a gelen Yusuf Akçuraoğlu, okul döneminde tanıdığı arkadaşlarıyla Türk Derneğini kurmuştur (Özcan, 2011, s. 5).

Türk Derneği’nin amacı, Türklerin tarihi, edebiyatı, şiiri ve toplumsal özellikleri ile ilgili çalışmalar yapmak, elde ettiği neticeleri kamuoyuna açıklamaktır (Gündüz, 2007, s. 355).

Türk Derneği, kendi adını taşıyan yedi sayı yayımlanan Türk Derneği dergisini çıkarmıştır. Bu dergide, Türk dilinin uluslaşmadaki önemi ve vatandaşlık duygusunun pekiştirilmesi için müşterek bir dilin zorunluluğu anlatılmıştır.

Türk Derneği’nden sonra Türk Yurdu Cemiyeti 31.08.1911 tarihinde kurulmuştur. Bu cemiyeti Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Ahmet

Ağaoğlu, Hüseyinzade Ali Turan, Dr. Akil Muhtar Özden ve Yusuf Akçuraoğlu kurmuştur (Özcan, 2011, s. 6). 1911 yılının Kasım ayında cemiyetin mecmuası olan Türk Yurdu yayımlanmıştır. Yüzüncü yılını deviren Türk Yurdu dergisi, günümüzde Prof. Dr. M. Çağatay Özdemir editörlüğünde yayın hayatını sürdürmektedir.

1912’de Selanik düşer ve bu kentin ünlü fikir ve edebiyat dergisi Genç Kalemler’in yazarları, başta Ziya Gökalp olmak üzere İstanbul’a gelirler; Türk Ocağı’na katılırlar (Toprak, 1985, s. 128). Dönemin önemli yazarları bünyesine katan Türk Ocağı, sadece Türk Yurdu dergisi ile kalmayarak yazarlarının şahsi çabaları doğrultusunda önemli Türkçü dergilerin çıkmasını sağlamıştır.

Bilgi Mecmuası, Osmanlı aydınlarının Fransız Akademisi’ni örnek alarak kurdukları Türk Bilgi Derneği’nin yayın organıdır. 1913 Kasımında çıkan dergi akademik düzeyde yazılara yer vermiştir. İktisadi konuları derneğin onur üyesi Parvus yazmıştır. Köprülü’nün ilk bilimsel çalışmaları bu dergide yer almıştır. Yedi sayı yayımlanan dergide Türkçülük giderek vurgulanmıştır (Toprak, 1985, s. 128).

Halka Doğru, Türk Sözü, Büyük Duygu, Türk Duygusu, Altunordu, Tan Mecmuası, Çalışalım, Yeni Hayat, Gençler Derneği, Genç Duygusu, Milli Telebbular Mecmuası, Yeni Mecmua, Ocak, Ana Türk Yurdu, Zaman Gazetesi, Büyük Mecmua, Türk Dünyası önemli Türkçü dergilerdir (Polat, 2011).

Türkçüler, Bilgi Yurdu Işığı ve Türk Kadını adında kadınlara yönelik dergileri vardır. Çocuk dergileri açısından da önemli çalışmalar yapan Türkçüler, Çocuk Dünyası, Çocuk Duygusu, Türk Yavrusu, Türk Çocuğu dergilerini çıkarmışlardır.

Türkçülerin Anadolu dışında çıkardıkları önemli dergi ve gazeteler vardır. Rumeli’de çıkardıkları dergi ve gazetelerin bazıları şunlardır: Silah/Salâh/Türk, Rumeli/Zaman, Türk İli/Türk Dili/Vatandaş/Turan, Genç Kalemler, Gençlik, Anadolu. Mısır’da çıkartılan Kızılelma, Işık, Badiye, Nilüfer dergileri, Özbekistan’da Gözgü/Ayine, dergilerini çıkartmışlardır (Polat, 2011)

Meşrutiyet dönemi, çeşitli konularda olduğu gibi öğretmenlerin çıkardığı dergiler bakımından da önemlidir. Daha önceleri de bu tür yayınlar mevcutsa da bunlar asıl Meşrutiyet döneminde gelişmişlerdir (Akyüz, 2009, s. 289).

1. Mir’at-i Maarif: Cemiyet-i Muallimin’in 1909 yılında yayımlamaya başladığı 15 günlük bir dergidir.

2. Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası: Maarif Nezareti adına İstanbul Daülmuallimini öğretmenlerince çıkartılmış ve daha sonraları adı Tedrisat Mecmuası olmuştur. 3. Terbiye ve Oyun: Selim Sırrı Tarcan tarafından çıkartılmıştır.

4. Terbiye Mecmuası: Satı Bey tarafından 1914’te çıkartılmıştır.

5. Terbiye Mecmuası: Fenn-i Terbiye Encümeni tarafından 1918 yılında çıkartılmıştır.

6. Milli Tâlim ve Terbiye Cemiyeti Mecmuası: Milli Tâlim ve Terbiye Cemiyeti tarafından 1916 yılında çıkartılmıştır.

7. Sây ve Tetebbu: Nafi Atuf ve Mehmet Vehbi tarafından 1911 yılında çıkartılmıştır.

8. Yeni Mektep: Sabri Cemil tarafından 1911 yılında çıkartılmıştır. 9. Yeni Fikir: Ethem Nejat tarafından 1911 yılında çıkartılmıştır.

10. Muallim: Hüseyin Ragıp Bey tarafından aylık çıkartılan bir eğitim dergisidir. Ziya Gökalp, Selim Sırrı, Satı Bey gibi dönemin önemli eğitimcilerinin eğitim görüşlerini muallimlere ulaştırmak için fikirlerini sundukları bir dergidir. 1916 yılında çıkartılmıştır.

11. Türk Yurdu, İçtihad, Sebilürreşat gibi dönemin önemli dergileri: Türkçülük, Batıcılık ve İslamcılık akımlarının yayın organlığını üstlenen bu dergilerde de eğitim konularında önemli yazılar yayımlanmıştır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3.YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın yürütülmesinde izlenecek model, çalışma evreni, kullanılacak veri toplama araçları, verilerin analizinde kullanılacak istatistiksel yöntem ve teknikler üzerinde durulmuştur.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu araştırma, tarihsel desenli bir araştırmadır. Tarihsel araştırma, gerçeği bulmak, bilgi üretmek için geçmişin eleştirel bir gözle incelenmesi, analizi, sentezi ve rapor edilmesi sürecidir. Bu yöntem daha çok doküman inceleme yöntemidir. Tarih araştırmalarında olduğu gibi diğer sosyal bilim alanlarında da kullanılabilir (Kaptan, 1989, s. 53-57)

3.2. Çalışma Evreni

Bu araştırmanın çalışma evrenini, 1916-1918 yılları arasında Hüseyin Ragıp ve Nafi Atuf tarafından çıkartılmış ve tamamı 24 sayıdan olan Muallim dergisi oluşmaktadır. Muallim dergisinin sayılarının tamamına ulaşılmıştır.

3.3. Verilerin Toplanması

Araştırmanın verileri doküman metodu yani belge tarama yoluyla toplanmıştır. Belgesel taramalar, araştırmacının amacına dönük olarak ihtiyaç duyduğu verileri, kütüphane arşiv taraması ile elde etmesini tanımlayan çalışmalardır (Işık, 2007, s. 15). Muallim dergisinin tamamına Milli Kütüphane Süreli Yayınlar Bölümü’nden ulaşılmıştır.

3.4. Verilerin Analizi

Milli Kütüphaneden elde edilen dergi ilk önce Osmanlıcadan günümüz Türkçesine transkript edilmiştir. Bu araştırmanın veri analizinde tarihsel araştırma yönteminin adımlarına uygun olarak birbirine bağlı üç alt süreç takip edilmiş; verileri özetleme, verileri değerlendirme, yorumsal çerçeve içinde verileri sunma. Bu aşamalar alt amaçlara göre uygulanarak kategorize edilmiştir.

Verileri özetleme işleminde; transkriptlerde bulunan verilerin üzerinde yoğunlaşılması, sadeleştirme süreci takip edilmiştir. Bu aşamada elde edilen verilerin çözümlemesi yapılmış, özetleri çıkarılmış ve eğitime ilişkin ortaya çıkan konular ayrıştırılmıştır.

Verileri değerlendirme işleminde veriler sonuç çıkarmaya ve uygulamaya yönelik olarak bir araya getirilmiştir. Dağınık halde olan eğitim yazıları bu aşamada ortaya çıkan konulara göre derlenerek bir bütün oluşturulmuştur. Ana başlıklar ve alt başlıklar belirlenerek daha önce makalelerden ayrıştırılmış olan bilgiler, anlamlı bir biçimde bu başlıklar altında bir araya getirilmiştir.

Verilerin toplanmaya başlanmasından itibaren elde edilen verilerin ne anlama geldiğine karar vermesiyle Yorumsal Çerçeve İçinde Verileri Sunma bölümü başlamıştır. Verilerin değerlendirilmesine bağlı olarak veriler yorumlanmış, anlamlaştırılmış ve bunlardan genel bir sonuç çıkarılmıştır. Bu aşamada belirlenen konu başlıkları altında birleştirilmiş olan bilgiler anlamlaştırılıp ve bu anlamlar metinlerden alıntılar yapılarak alt amaç doğrultusunda yorumlanmıştır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. BULGULAR

Belgede Muallim dergisi: 1916-1918 (sayfa 47-55)

Benzer Belgeler