• Sonuç bulunamadı

BİRİNCİ BÖLÜM 1 KELİME GRUPLAR

1.12 UNVAN GRUBU

1.13.1 İsim Unsuru +Yardımcı Fiil

Bu tip birleşik fiillerde “ et-, ol-, yap-, eyle-, kıl-, bulun- ” yardımcı fiil sonda bulunur. Asıl unsur olan isim başta, yardımcı fiil sonda bulunur. Yardımcı fiil, bir çekim görevi yaparak anlamı üzerinde bulunduran isim unsurunu fiilleştirir

(Karahan, 2014:73).

İsim unsuru + yardımcı fiil = birleşik fiil

Bu yapıdaki birleşik fiillerde isim unsuru bir sıfat-fiil olabilir. İsim unsuru sıfatfiil olan bu birleşik fiillerde yardımcı fiil genellikle “ol- “ ve “bulun-“ tır. ( görünmez ol- , söylemiş bulun- ) Asıl şekilleri ile dilimize girmeyen kimi Arapça ve Farsça sözcükler yardımcı fiiller ile birleştiklerinde asıl şekillerine dönerler. (hükmetmek, hallolmak) Bu gruptaki isim unsuru bir kelime grubu olabilir. Yine bu isim unsuru birden fazla olabilir. “ et- , ol- , kıl- , eyle- …….” dışındaki asıl fiillerle isimlerin birleşmesi ile de birleşik fiiller elde edilebilir. Bu birleşme sırasında isim unsuru çekim eki alabilir. Anlamca kaynaşmış birleşik fiiller olarak da tanımlanan bu gruptaki unsurların tamamı sözlük anlamlarının dışında kullanılmaya başlanmış veya deyimleşmiştir.

• Ben ondan söz etmiyorum.(Adıvar,1987:s.43-29)

• O da bizim onunla olduğumuz gibi bizimle meşgul oluyor muydu? (Adıvar,1987:s. 46-24)

• Herifin dinsiz olduğuna Paşa kanaat getirmişti, dinin terk eden her adam onca, şüpheli addedilirdi.(Adıvar,2007:s. 49-22)

• Fakat bu romanda ben yeryüzündekilerin ilgilendirecek insanlardan söz edeceğim. (Adıvar,1987:s. 15)

• İhsan üzerinde iradesine şimdilik hissedilmeyecek kadar yavaş, fakat kesin olarak hâkim kılıyor. (Adıvar,1987:s. 22)

• Biz hakkımızı kendi halinde kabul edilebilir bir şekle sokmuştuk. (Adıvar,1987:s. 24)

• Ne Mukbil Bey'den, ne de zavallı küçük şehitten söz etti. (Adıvar,1987:s. 29)

• Ayşe ikide bir de kalkıyor, çay masası etrafında, tek fakat güçlü büyük eliyle yardım ediyordu. (Adıvar,1987:s. 35)

• yemin edebilirim ki Hasan’a, Ayşe'nin gölgeli gözleri görmeden baktı ve görmeden beyaz elini uzattı.( Adıvar,1987:s. 30)

• Babasını beğenmiyorsa, parasını neden sarf ediyor? Dedi. (Adıvar,2007:s. 52)

• -Kadınlara neden bidüziye hücum ediyorsun? ( Adıvar,2007:s. 53)

• Yalnız kendinizi İngilizlere affettirmeye muhtaçsınız demek istiyorum. (Adıvar,1987:s. 39)

• Sırf eğlence için 5 yaşında bir çocuğa nişan alıyorlar. (Adıvar,1987:s. 39)

• Bana yerini haber vermesini rica ettim. (Adıvar,1987:s.56)

• Onlar Ayşe'ye vedaya geldikleri zaman bu değişikliği açıkça hissettim. (Adıvar,1987:s. 43)

• Bunlar donuk, bunlar ihtiyar, bunlar yaşlıydı ve bana beddua ediyorlardı. (Adıvar,1987:s. 58)

• Ayşe'ye tabakasından tütün verenin yüzü nişan almış bir adam gururuyla etrafına bakınıyordu. (Adıvar,1987:s. 61)

• Hep İhsan Ayşe'ye Kezban'ı alıp hastanede yetiştirmesini salık veriyor. (Adıvar,1987:s. 67)

• İhsan, onu sonra gelip alacaklarını, şimdi dönmesini salık verdikçe coşuyor ve haykırıyordu: (Adıvar,1987:s. 69)

• Öğleye doğru kağnılar başlarında Mehmet Çavuş sökün ettiler. (Adıvar,1987:s. 88)

• Götür Muhsin Bey'e kaydettir.( Adıvar,1987:s. 89)

• - Dün asi bir köy tedib ettik. (Adıvar,1987:s. 89)

• O biraz kendisiyle eğleniyor ve belki ilk defa kendisinden söz ediyordu.( Adıvar,1987:s. 89)

• Hissettim ki bu akşam bu dağ karaltıları arasında insanın ruhunu çıplak göreceğim. (Adıvar,1987:s. 124 )

• Sonra evlenmesinden söz etti.( Adıvar,1987:s. 128)

• -Seni temin ederim ki, seni hiç rahatsız etmem. (Adıvar,1987:s. 145)

• -Sen kolorduya mal oldun mu Peyami? (Adıvar,1987:s. 149)

• İri yarı erkeklerin bile gıpta edeceği gür, kalın bir sesi vardır.( Adıvar,2007:s. 13)

• İmam, karısını genç kaybetti ve bir daha dünya evine girmedi. (Adıvar,2007:s. 14)

• İmamın kızı, Tevfik'in evine geldiği gün İmam, mahalle huzurunda Emine'yi reddetti. (Adıvar,2007:s. 16)

• Yataktan kalktıktan sonra Emine'ye mütemadiyen bir sırrın aşması vardı ki, buna kadın hiç tahammül edemiyordu. (Adıvar,2007:s. 18)

• Tevfik ıslah olmazsa, kendisi tezgâh başına geçecek, bakkallık edecek, onu da çırak gibi kullanacaktı.( Adıvar,2007:s. 19 )

• Sahanlık bir insan kasırgası hâsıl oldu. (Adıvar,2007:s. 21)

• Hangi Müslüman helalini böyle teşhir edebilirdi?( Adıvar,2007:s. 21)

• Tevfik, dükkânını bütün bütün kapadı, Sinekli bakkaldan kayboldu. (Adıvar,2007:s. 23)

• Kısmen Emine'nin zorundan, kısmen de Tevfik'e gazabından İmam, Talak için mahkemeye müracaat etti. (Adıvar,2007:s. 24)

• O da bebeklik mail” suret halk etmeye” müsavi bir günah addeden büyükbabasının emirlerine rağmen, mısır püskülünden yapılmış uzun saçlı, mavi boncuk gözlü bir tek kırmızı boncuktan ağız konulmuş bir bez bebek dikti, sakladı.( Adıvar,2007:s. 26 )

• Bu meşhur vakadan sonra anasının ve büyükbabasının şikâyet edebileceği bir yaramazlık yapmadı. (Adıvar,2007:s. 26)

• ilk muvaffakiyeti ve tanınması, Valde Camii'nde olmuştu ve Selim Paşa'nın karısının dikkatini de orada mukabele okurken celbetti. (Adıvar,2007:s. 28 )

• Sonra İmamdan işittiği süs aleyhine nutuklardan birini tekrar etti. .( Adıvar,2007:s. 33)

• Gelinin muvaffakiyeti, Sabiha Hanıma itidalini, bilhassa vakarını iade etti. (Adıvar,2007:s. 44.)

• Dargınca bir ses cevap verdi:( Adıvar,2007:s. 46)

Bir mahalle İmamının itiraz etmek ne haddine... (Adıvar,2007:s. 47)

• Dini Musiki senin hâkimi olan bu büyük üstat onu altüst etti. (Adıvar,2007:s. 105)

• - O Çömlekçilerin kullandığı çamur gibi bir çamurdan insanı yarattı ve o gökleri dumansız bir ateşten halk etti... (Adıvar,1987:s. 106)

• Kıraathane sahibi hemen kabul edecek zannetti. (Adıvar,1987:s. 108)

• Kıraathanede cuma akşamları Karagöz oynatmasını teklif etti.( Adıvar,1987:s. 109)

• İmamın ve Emine'nin nasıl Vaziyet alacağını tetkike koyuldu. (Adıvar,1987:s. 110)

• Bir hafta bu vaziyet devam etti. (Adıvar,2007:s. 86.)

• Konak, Rabia'nın öğleden sonra gelmemesine dikkat etmedin.( Adıvar,2007:s. 86)

• Üçler bahçede perde yerini, fener yerini tespit ettiler. (Adıvar,2007:s. 87)

• Yamak def oldu. (Adıvar,2007:s. 117)

• Hep oğlanın ne büyük adam olacağından bahsetmişti. (Adıvar,2007:s. 148)

• Doktor sükun tavsiye etmişti.(Adıvar,2007:s. 151)

• O, koskoca adam kendi yaşlarını güç zapt ediyor. (Adıvar,2007:s. 154)

• -Ben sürgünde iken kızıma çok iyilik etmişler. (Adıvar,2007:s. 165)

• O da bir nazırı hicvetmek istedi.( Adıvar,2007:s. 166)

• Ben, sadece hepimizi içine alan muazzam bir Vahdettin parçası olduğuna iman ettim.( Adıvar,2007:s. 73)

• Paşaya on beş senedir hizmet eden bu adam, Sinekli bakkalın iç işlerine ezber bilirdi. (Adıvar,2007:s. 78)

• Annesinin, ipi çektikten sonra tekrar uyuya kalması için dua ediyordu. (Adıvar,2007:s. 79)

• - Kızım tahsili ile ben hayli meşgul oldum, Tevfik... Devamına müsaade edecek misin? (Adıvar,2007:s. 92 )

• O, bir al istikbalinin harikuladeliğinden şüphe etmiyor. (Adıvar,2007:s. 142)

• Kıraathaneye devam eden birkaç Muharrir ona hikâyelerini” piyes” halini sokmayı teklif ettiler. Reddetti. (Adıvar,2007:s. 121)

• Sinekli Bakkal babasından çok meşgul ediyordu.( Adıvar,2007:s. 122)