• Sonuç bulunamadı

B. AİHS 3 Maddesine Genel Bakış

C. 3. Maddede Yer Alan Bazı Kavram ve Unsurlar

2. İnsanlık Dışı Ceza ve Muamele

İnsanlık dışı muamele, ciddi zihinsel veya fiziksel acıya kasten yol açan eylemleri ifade eder. Bu kavramın işkenceden farkı, acıya sebebiyet vermenin belli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik olmamasıdır.

İnsanlık dışı muamele kavramına, AİHM Yunan kararında açıklık getirmiştir; “insanlık dışı muamele kavramı, uygulandığı ortama göre gerekçesi bulunmayan ve

kasti olarak şiddetli fiziksel veya ruhsal eziyet veren muameleyi kapsar.”

İnsanlık dışı muameleye genellikle gözaltı ve tutukluluk koşullarında rastlanmaktadır. Burada alıkonulan kişiler şiddetli kötü muameleye maruz kalmakla birlikte, bu muamelenin yoğunluğu işkence olarak sınıflandırılmak için yeterli düzeyde değildir.215

İnsanlık dışı muameleye en iyi örnek yine maalesef Türkiye aleyhine alınmış bir karardır. 24.04.1998 tarihli Selçuk ve Asker/Türkiye kararı; Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı İslamköy isimli bir köyün boşaltılma olayı ile ilgilidir. AİHM kararı aynen şu şekildedir;

Parg. 67: “Komisyon, başvurucuların kendileri oradayken evlerinin

yakılmasının güvenliklerine ve esenliklerine hiç aldırmadan, onları kişisel eşyalarından

214 Bkz. Aydın/Türkiye’ye karşı, 25 Eylül 1997 tarihli kararı, 83.Parg.“Başvurucu, alıkonulduğunda bir

kişi tarafından tecavüze uğramıştır ve bu kişinin kimliğinin hala belirlenmesi gerekmektedir. Mağdurenin bir devlet görevlisi tarafından tecavüze uğraması suçlunun başvurucunun yaralanma olanağını istismar edebileceği ve kurbanının direncini zayıflatarak gerilimini azaltmasını özellikle vahim ve tiksindirici bir şey olarak düşünülmelidir. Bundan başka, tecavüz kurbanı üzerinde diğer fiziksel ve psikolojik şiddet şekillerinde olduğu gibi, zaman içinde kolaylıkla geçmeyen derin psikolojik etkiler bırakmaktadır. Başvurucu, aynı zamanda şeref ve itibarını ortadan kaldıran fiziksel ve duygusal olarak ihlal edilmiş olan zorla ilişki esnasında keskin bir acıyı da deneyimlemiştir.”

215

mahrum eden ve yardım ve barınaktan yoksun bırakan şiddet ve kasti yıkma fiilleri olduğunu kabul etmiştir. Komisyon özellikle Bay Asker’in yaşını ve dermansızlığını ve evinin yakılmasını çevreleyen, eşyalarını kurtarmaya çalışırken kendisinin ve karısının yaşamını duman ve alevlerin tehdidi altında bırakan yaralayıcı koşulları ve Bayan Selçuk’un kendisini tahkir eden ve iten KK Cömert’e yalvarma durumuna düşürülmesini dikkate almıştır. Bu nedenle Komisyon başvurucuların insanlık dışı ve alçaltıcı muameleye maruz kaldıklarını kabul etmiştir.”

Mahkeme kötü muamelenin düzeyini de şu şekilde ifade eder;

Parg. 69: “Mahkeme, 3. Maddenin sınırları içinde kalabilmesi için kötü

muamelenin en az ağırlık düzeyinde olması gerektiğini belirtir. Bu en az düzeyin değerlendirilmesi görecedir: muamelenin süresi, fiziksel ve ya da ruhsal etkileri ve bazı durumlarda da kurbanın cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi davanın bütün koşullarına bağlıdır (bkz., örneğin, 7 Temmuz 1989 tarihli Soering / Birleşik Krallık Kararı, Seri A no. 161, s. 39, paragraf 100 ve s. 43, paragraf 108-109).”

Parg. 70; (…) Mahkeme, Bayan Selçuk ve Bay Asker’in o dönemde sırasıyla 54

ve 60 yaşlarında olduklarını ve tüm yaşamları boyunca İslamköy’de oturduklarını anımsatır. Evleri ve malvarlıklarının büyük bölümü güvenlik güçlerince yok edilmiş; bu, başvurucuları geçimlerini sağlayamayacak duruma sokmuş ve köylerini terk etmeye zorlamıştır. Bu uygulama, önceden tasarlanmış ve başvurucuları hor görerek ve duygularına aldırmaksızın yapılmış görünmektedir. Başvurucular hazırlıksız yakalanmışlardır; durarak evlerinin yanışını izlemek zorunda kalmışlardır; Bay ve Bayan Asker’in güvenliğini sağlamak için yeterli önlemler alınmamıştır; Bayan Selçuk’un itirazlarına önem verilmemiştir ve sonrasında başvuruculara yardım sağlanmamıştır.”

Parg. 71; “Özellikle başvurucuların evlerinin yıkılış biçimi ve kişisel durumları dikkate

alındığında, güvenlik güçlerinin fiilleri nedeniyle 3. Madde anlamında kötü muamele olarak nitelendirilecek derecede ağır bir muameleye maruz kalmış oldukları açıktır.”

Yine bu kararda 3. madde ihlalinin ne amaçla ve koşullar altında olursa olsun meşru sayılamayacağı da şu şekilde ifade edilmiştir;

Parg. 68; “Mahkeme’nin birçok defalar belirttiği gibi 3. Madde demokratik

toplumun temel değerlerinden birini koruma altına almaktadır. Organize terör ve suçla mücadele gibi en zor koşullarda bile Sözleşme işkenceyi, insanlık dışı ya da alçaltıcı muameleyi ve cezayı mutlak terimlerle yasakla-maktadır. Sözleşmenin ve 1 ve 4 numaralı Protokollerin maddi hükümlerinin çoğundan farklı olarak 3. Madde istisna öngörmez ve ulusun yaşamını tehdit eden olağanüstü durumlarda bile 15. Maddeye göre yükümlülüğün sınırlanması (derogation) yoluna gidilemez.”

AİHM’nin bu kararında, kötü bir muamelenin hangi dereceye ulaşmasıyla madde 3 kapsamında değerlendirilebileceği üzerinde durmuştur.

Bu madde kapsamında, insanlık dışı cezayı kısaca ele almalıyız. Avrupa Konseyi’nin 1989 yılında yürürlüğe giren, İşkencenin ve İnsanlık Dışı da Onur Kırıcı Ceza Veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi uyarınca Avrupa İşkencenin ve İnsanlık dışı veya Onur kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT) kurulmuştur.

CPT özgürlüklerinden yoksun bırakılmış insanların nasıl bir muameleye maruz kaldıklarını değerlendirmek üzere gözetim yerlerine ziyaretler düzenlemektedir. Gözetim yerlerini genellikle; ceza ve ıslahevleri, polis karakolları, yabancı uyrukluların ve mültecilerin tutulduğu merkezler ve psikiyatri hastaneleri, sosyal bakımevleri v.b. gibi yerler olarak saymak mümkündür.

CPT heyetleri, sözleşme uyarınca, gözetim yerlerine sınırsız erişim ve buralarda herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın dolaşma hakları vardır. Özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerle özel görüşme yapabilirler ve bilgi verebilecek konumda olan herkesle serbestçe iletişim kurabilirler.

CPT her ziyaretten sonra ilgili devlete ayrıntılı bir rapor gönderir. Bu raporda CPT’nin bulguları, önerileri, görüşleri ve bilgi istekleri yer alır. CPT aynı zamanda bu raporda ele alınan konularla ilgili ayrıntılı bir cevap da talep eder. Bu raporlar ve verilen cevaplar, ilgili devletlerle oluşturulan iletişimin de bir parçasıdır.

CPT’nin açık şekli, “Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi”dir. Burada iki konu vurgulanmaktadır: Birincisi, Avrupa’yı kapsaması, ve ikincisi de sadece “işkence”yi değil, “insanlık dışı veya onur kırıcı muamele ve ceza” olarak nitelendirilebilecek tüm durumları kapsamasıdır.216

Yargı organlarınca hükmedilen cezaların neredeyse hepsinin aşağılama unsuru bulundurma ihtimali olduğundan, cezanın direkt 3. maddeye aykırı olduğunu söyleyemeyiz. Yasal olarak verilmiş her ceza, kaçınılmaz olarak belirli bir utandırma ve ızdırap unsuru içerir. Bir cezanın, insanlık dışı ceza veya aşağılayıcı ceza olarak nitelenebilmesi için, o cezanın normalden çok daha fazla utandırma ve ızdıraba sebebiyet vermesi gerekir. Bu değerlendirme somut olayın koşullarına göre yapılmalıdır; özellikle cezanın niteliği, bağlamı ve infaz koşulları dikkate alınmalıdır.

Çalışmamızın ilerleyen kısmında AİHM’nin hapis cezalarının infazında 3. maddenin ihlaline ilişkin kararlarına da yer vereceğiz.