• Sonuç bulunamadı

5. Cezalandırma:

1.2. İnancın İnsan Hayatındaki Olumlu Etkisi

İnancın, insan hayatında ki rolü çok büyüktür. İnsan, bazı durumlarda çaresiz, ne yapacağını bilemez bir durumda olabilir. Gerekli tedbir ve çarelere başvursa bile o anda yaşadığı olayın çözümüne birden ulaşamayabilir. Kendisini çaresiz hissedebilir ve ümitsizliğe düşebilir. İşte bu duyguyu aşmak için, insanın Allah’a iman etmesi ve inancın, insan üzerindeki olumsuz durumları aşmada önemli rolünün olduğunu bilmesi gerekir.

Kur’an-ı Kerim’de inancın insana sağladığı pek çok yarar anlatılmaktadır. Bunları şu şekilde özetlemek mümkündür:

131 Mustafa Tavukçuoğlu, İbn Sahnun’un Adabu’l-Muallimin’i Üzerine bir Çalışma, SÜİFD 1997, s.273. 132 Atalay Yörükoğlu, a.g.e, s.152.

İnanç, insanla evren arasında uyum sağlar ve insanın aklını çatışmalardan korur: “Onlar, Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde ne varsa, hepsi istese de istemese de O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedir.”134

Dini kabul etme ve ona göre yaşama, insana iç huzuru sağlar ve onu boş hayallerden uzaklaştırır: “Her kim de zikrimden yüz çevirirse, ona dar bir hayat vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşr ederiz.”135 “...Sizin en değerliniz, Allah katında takvalı olanınızdır...”136

Yaratıcıya iman ve O’na güvenme insanı üstün bir konuma getirir ve onu psikolojik rahatsızlıklardan, stres duygusundan korur, kötü yollara sapmaktan uzaklaştırır: “Gevşemeyin ve üzülmeyin. Eğer inanıyorsanız mutlaka üstün gelen sizler olursunuz.”137 “İnananlar ve imanlarını bir haksızlıkla bulamayanlar... İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.”138 “Onlar inanmışlardır ve kalpleri, Allah’ı anmakla yatışır; iyi bilin ki

ancak Allah’ı anmakla kalpler yatışır.”139 “Başa gelen her musibet (hastalık,

insanı üzüntüye sokan olay) Allah’ın izniyledir. Kim Allah’a inanırsa (Allah) onun kalbini doğru düşünceye iletir. Allah her şeyi bilendir.”140

Allah’ın insanı gözetip kolladığı ve ona yardımcı olduğunu bilmesi, Allah’a güven duymasına yol açar: “O, öyle Allah’tır ki, O’ndan başka tanrı yoktur. Mülkün sahibidir, son derece mukaddestir, selamete erdirendir, güveni sağlayandır, görüp gözetendir, üstündür, zorludur, büyüklükte eşi olmayandır.”141

Yine inanç, insanı ölüm, fakirlik ve insanlardan korkma gibi duygulardan kurtarır. Bu yüzden dünya yaşantısında hiçbir şeyden korkmaz. Başına gelen kötü ve sıkıntı veren her şeyin Allah’ın dilemesiyle olduğunu bilir. “Hayır, kim işini güzel yaparak özünü Allah’a teslim ederse, onun mükafatı, Rabb’inin yanınadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”142 134 Al-i İmran 3/83. 135 Tâhâ 20/124. 136 Hucurat, 49/13. 137 Al-i İmran 3/139. 138 En’âm 6/82. 139 R’ad 13/28. 140 Teğabün 11/28. 141 Haşr 59/23. 142 Bakara 2/112.

“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz besliyoruz. Onları öldürmek büyük günahtır.”143 “...Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin...”144 “Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sahibi olan ancak Allah’tır.”145 “Gökte rızkınız var, uyarıldığınız (azâb) da var.”146 “Yer yüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın.” 147 “Dediler ki: Rabb’imiz, onun bize taşkınlık etmesinden korkuyoruz.”148

İnanç sahibi bir mü’minin insanlardan korkmayacağı Hz. Peygamber’in diliyle şöyle ifade edilmiştir: “İnsanların hepsi sana yardım hususunda bir araya gelseler Allah’ın sana yazdığı şeyden başka yardımda bulunamazlar. Eğer sana zarar verme hususunda birleşseler ancak Allah’ın aleyhinde yazdığı şeyden başka bir zarar veremezler.”149

Bütün bunların yanı sıra inanç, kişide ruhsal bir dinçlik meydana getirir. “Rabb’imiz Allah’tır deyip, sonra doğru olanların üzerine melekler iner: Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin! (derler). Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Orada size canlarınızın çektiği her şey var. Orada size istediğiniz her şey var”150 Çünkü bu durumdaki mü’min,

Allah’ın affını ve rızasını ümit etmektedir.

Yine Bedir savaşında da inanların karşı taraftan daha az sayıda olmalarına rağmen, savaşı kazanmalarında inancın rolünün olduğu açıkça belirtilmiştir.

İnsan, hayatın akışı içerisinde bir çok sıkıntıyla karşılaşır. Karşılaştığı bir çok olaydan, gerek bedenen gerekse ekonomik yönden ne kadar güçlü olursa olsun, ancak bir kısmını halledebilir, onların üstesinden gelebilir. Bunun dışında hangi insan olursa olsun, hiçbir zaman bütün istek ve ihtiyaçlarını, sıkıntılarını halledip problemsiz bir şekilde kalamaz. Yani insan, her zaman bir stresin içindedir.151 143 İsra 17/31. 144 Maide 6/151. 145 Zariyat 51/58. 146 Zariyat 51/22. 147 Hûd 11/6, Ankebut 29/60, R’ ad 13/16. 148 Tâhâ 20/45.

149 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.,293. 150 Fussılet 41/30.

Aslında sadece olumsuz olaylar değil, kişinin hayatında değişiklik yapan her çeşit olay onda stres meydana getirebilir. Okula başlaması, evlenmesi, çocuğunun olması, boşanması, bir göreve atanması, görevdeki yükselmeler, cezalandırmalar, görevden uzaklaştırılma vs... gibi bir birine zıt olaylarda insanı strese itebilir. Bu nedenle eğer insan olumsuz değerlendirmeye tabi tutarsa, bütün hayat onun için baştan başa bir stresler sahnesi olabilir.152

Ancak Allah’a gönülden inanan ve hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmadığını, bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu, yapılan iyi hareketlerin ve çeşitli acılara, sıkıntılara sabretmenin karşılığında, öldükten sonra mükafatının kat kat olacağını bilenler için stresli bir hayat olmaz.

Bundan dolayı inanç, hayat gücünü artırır. Mahrumiyetler karşısında, ferdi takviye eder. Çile çekenler buna misaldir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İnsan, Allah’a inanır, sadece O’na kul olur ve hayatın gerçek gayesini anlayıp ona göre davranış geliştirirse, stresini olumlu yöne kanalize eder.

Benzer Belgeler