• Sonuç bulunamadı

2.2. Evlilikleri

2.2.2. İlk Evliliğinden Sonra Hind bint Utbe

Hind, eşinden boşandıktan sonra babasının evinde günlerini geçirmeye başlamıştır. Akıllı, zeki, kültürlü ve seçkin bir aileye sahip olan Hind bir o kadar da güzeldi. Bu yüzden de birçok kişi kendisine tâlib oluyor ve Utbe’ye bu isteklerini bildiriyorlardı.241 Hind, babasına; kendisinin karar verecek bir durumda olduğunu ve

istemediği biriyle kesinlikle evlilik yapmak istemediğini söyledi. Utbe bunu anlayışla karşıladı. Aradan zaman geçti ve Hind’e iki talip çıktı. Utbe kızına gelerek kendi kabilesinden iki talibinin olduğunu söyledi. Bir rivayete göre Utbe onların ismini değil karakter özelliklerini söyleyerek söze başladı.242 Bir başka rivayette ise Utbe söze bu iki

talibin ismini zikrederek başladı.243 Utbe; ilk talibin özelliklerini şöyle sıraladı: O,

şerefli, asil bir soya sahip, kabilesi içinde saygın biridir. O gaflete düşebilen bir adamdır ve sen bu anlarda ondan faydalanırsın. Bu, onun bağışlayıcı bir mizaca sahip olmasındandır. Onunla arkadaşlık etmek güzeldir. Her şeye güzel karşılık verir. Ona işleri konusunda uyarsan o da sana uyar. Ona meyledersen o da sana meyleder. Onun malı ve ehli konusunda istediğin gibi tasarrufta bulunabilirsin.244 Fakirliğinde ise

görüşünle yetinirsin dedi.245 Utbe diğer talibin sıfatlarını zikrederek sözüne devam etti;

O soyluların en soylusudur. Araplar arasında görüşüne itibar edilen,246 soyunun

dolunayı ve kabilesinin şereflisidir. Ailesini terbiye edip eğiten, yönlendiren fakat ailesi tarafından yönlendirilemeyen biridir. Ona uyanların işlerini kolaylaştıran, kendisine

238 İbn Asâkir, c. LXX, s. 169; Kehhâle, c. V, s. 240-241; Kara, s. 216. 239 İbn Asâkir, c. LXX, s. 170.

240 Muğaysa: Mekke’ye yakın bir vadinin adıdır. Belâzûrî, Ensâbü’l-Eşrâf, c. V, s. 12. 241 İbn Asâkir, c. LXX, s. 170; Kara, 217-218.

242 İbn Sa’d, c. X, s. 255; İbn Asâkir, c. LXX, s. 170-171; Kehhâle, c. V, s.241; Kara, s. 218. 243 İbn Asâkir, c. LXX, s. 170; Belâzûrî, Ensâbü’l-Eşrâf, c. V, s. 12;

244 Belâzürî, Ensâbü’l-Eşrâf, c. V, s. 12; Kara, s. 218.

245 İbn Sa’d, c. X, s. 255; İbn Asâkir, c. LXX, s. 171; Kehhâle, c. V, s. 241. 246 Belâzürî, Ensâbü’l-Eşrâf, c. V, s. 12; Kara, s. 218.

41

muhalefet edip yüz çevirenlere ise sert davranandır. Çok gayretli, uyanık ve olayları kavrayışı hızlıdır. Tartıştığında altta kalmayan, bir şeyi istediğinde onu mutlaka elde edendir.247 Aynı zamanda evi korunaklı biridir. Sonra da kızına dönerek “karar senindir” dedi.

Hind, babasını dikkatle dinledi ve şöyle bir yorumda bulundu: “İlk talibime gelince; O pasifliği yüzünden eşinin karakterini yok eden ve onun varlığını ortadan kaldıran biridir. Eşi, ona yakın davranmasa bile yumuşak davranması ve hatta eşi ona sert davrandığında dahi yumuşak olması mümkündür. Fazla duygusal olduğu için gereksiz tepkileri olur ve bu da emri altındakileri sıkıntıya sokar. Eğer karısı onun için doğurursa o çocuk ancak ahmak olur. Şayet böyle bir adamdan şerif ve kerim karakterli bir çoçuk dünyaya getirirse bu şans eseridir. Bu ne istediğini bilmez ve istediğini elde edemez adamın bahsini kapat ve bana adını bile söyleme.248 Rivayetlerde bu kişinin Süheyl b. Amr olduğu bildirilmektedir.249 Diğer talibi ile ilgili de Hind şu yorumlarda

bulundu: Bu adam özgür ve şerefli bir kadının kocasıdır. Onun ahlakı bana çok uygundur ve ben onunla uyum içindeyim. Evime bağlı kalmakla beraber, dışa dönük bir karakterim olmadığı halde onun kocalık haklarına uyacağım. Bu evlilikten dünyaya gelecek çocuk kabilesinin şerefini koruyan, kabilesinin askeri birliklerini savunan, kabilesinin kimliğini muhafaza eden ve kökünü süsleyen bir şahsiyet olmaya daha layıktır. En önemli olaylarda ne acizdir ne de ikinci adamdır. Ardında bu kişinin kim olduğunu sordu. Utbe, o Ebû Süfyan’dır dedi. Hind, onunla evlenmeyi kabul ettiğini babasına bildirdi. Ancak babasından kendisini pazarlık konusu yapmamasını, işleri zora koşmamasını rica etti. Bu konuda Allah’tan hayırlısını istemesini, onun yol göstereceğini söyledi.250

Hind’in eş seçiminde yaptığı yorumlara bakıldığında onun karakterinden izler bulmak mümkündür. O güçlü karakterli, kararlı, kolayı sevmeyen, şeref ve soya önem veren, istediğini elde etme konusunda hırslı olan bir kadındır ve eş seçiminde de buna dikkat etmiştir. Geçinmesi kolay olan ilk talibini seçmemiş, zor bir adam olmasına rağmen tercihini Ebû Süfyan’dan yana kullanmıştır.

247 İbn Sa’d, c. X, s. 255; Belâzürî, Ensâbü’l-Eşrâf, c. V, s. 12; İbn Asâkir, c. LXX, s. 171; Kehhâle, c. V, s. 241; Kara, s. 218.

248 İbn Sa’d, c. X, s. 255; İbn Asâkir, c. LXX, s. 171; Kehhâle, c. V, s. 241; Kara, s. 218. 249 Belâzürî, Ensâbü’l-Eşrâf, c. V, s. 12; İbn Asâkir, c. LXX, s. 171.

Kaynaklarda Hind’e taliplerin olduğu bu dönemde kendisine âşık olan bir gençten bahsedilmektedir.251 Bu genç Kureyş kabilesinden Müsafir b. Ebû Amr olup;252

yakışıklı, cömert ve şair ruhlu biriydi.253 Garip kimseleri evine davet ettiği ve misafire

yedirmeyi çok sevediği için kendisine Müsafir ismi verilmişti.254 Onun bu aşkı

Kureyşliler arasında yayılmış ve herkes tarafından bilinir hale gelmişti. Hind’e evlenme teklifinde bulundu ve olumsuz cevap alınca utancından ve üzüntüsünden Mekke’yi terk ederek Hire’ye gitti. Bu arada Hind, Ebû Süfyan ile evlendi ve Müsafir uzaklarda olduğu için bundan haberdar olmadı. Aradan zaman geçince Ebû Süfyan Hire’ye ticaret için gitti ve burada Müsafir ile karşılaştı. Ebû Süfyan’a Mekke’de olmadığı bu zaman zarfında Kureyş’te neler olup bittiğini sordu. Ebû Süfyan da olanlardan haber verdi ve ayrıca kendisinin Hind ile evlendiğini söyledi.255 Bunu duyan Müsafir çok üzüldü,

kederinden hastalandı ve kalbinden diline şu mısralar döküldü;

Artık Hind sana haram oldu. Daha aşağı birisine vardı.

Kılıfı soyulmuş silah misali Ellerde “ok” ve “yay”gibi dolaşıyor.256

Müsafir’in hastalığını tedavi etmek için doktorlar çağrıldı ve tek çarenin yarayı dağlamak olduğunu söylediler. Yarayı dağladılarsa da fayda vermedi ve Müsafir gitmek için yola çıktığı Mekke yolunda Bühbale mevkiinde vefat etti. Oraya defnedildi. Onun ölüm haberini alan Mekke halkı çok üzüldü.257 Kehhale’de geçen rivayete göre ise;

Hind’in de bu adamda gönlü vardı. Müsafir, ona duygularını açtığında; “sen fakir birisin. Mihrimi ödeyecek güçte değilsin. Böyle birini ailem kabul etmez. En iyisi sen krallara elçi gönder de sana para versinler. Böylece evlenmiş oluruz.” dedi. O da bu parayı bulmak için Hire’ye gitti. Hikâyenin kalanı ise yukarıda anlattığımız İbn Asâkir’de rivayet edildiği gibi devam etmektedir.258

Kanaatimizce Kehhale’de geçen bu rivayet Hind’in karakteri gözönüne alındığında pek de mümkün gözükmemektedir. Hind kararlı, ne istediğini bilen, biri olarak sonuna kadar mücadele eder, duygularının arkasında dururdu. Zaten babası da talipleri ile ilgili kararı kendisine bırakmıştı.

251 İbn Asâkir, c. LXX, s. 173; Kehhâle, c. V, s. 242; Kara, s. 220. 252 Kehhâle, c. V, s. 242; Kara, s. 220.

253 İbn Asâkir, c. LXX, s. 173; Kehhâle, c. V, s. 242; Kara, s. 220. 254 Kara, s. 220.

255 İbn Asâkir, c. LXX, s. 173; Kehhâle, c. V, s. 242; Kara, s. 220. 256 İbn Asâkir, c. LXX, s. 173; Kehhâle, c. V, s. 242.

257 İbn Asâkir, c. LXX, s. 173; Kara, s. 220-221. 258 Kehhâle, c. V, s. 242.

43