• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: BULGULAR

3.5. İletişim Bozukluğu ve Sorunların Çözümü

Evlilik birlikteliği bir iletişim ve etkileşim sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Uyumlu bir evliliğe sahip olan bireylerin en önemli özelliklerinden birinin sağlıklı iletişime sahip oldukları görülmektedir. Çatışma ve sorunların fazla olduğu evliliklerde ise iletişim bozukluklarının mevcut olduğu bilinmekte ve sorun çözümleri noktasında daha büyük problemle karşılaşılmaktadır. Sağlıklı bir iletişime kavuşamamış ailelerde sağlıklı bir sorun çözümünün de gerçekleşmesi beklenmemektedir. Çünkü yanlış iletişim ya da iletişimsizlikten kaynaklanan sorunların çözümünde de eşler iletişim ve etkileşim sitemini etkisiz hale getirmektedir.

Bu sistem içerisinde iletişim bozukluğu mevcut olduğunda sorunların çözümü zorlaşmakta hatta çözülememesi halinde son yılların artış gösteren en önemli sorunlarından biri olan boşanmalara yol açabilmektedir.

Tablo 14

Tartışma Yaratan Nedenlerin Ayrı Geçen Zamana Etkisi

Çalışmada fikirlerini beyan eden tüm bireylerin eşleriyle aralarında tartışma yaratan nedenlere bakıldığında %6,2’nin aileler arası anlaşmazlık olduğu, % 16,4’nün ekonomik sebepler olduğu, %3,6’nın cinsel nedenler olduğu, % 15,1’nin ilgisizlik olduğu, %4,4’nün alkol ve madde bağımlılığı olduğu, %13,8’nin kıskançlık olduğu, % 28,9’nun iletişimsizlik olduğu, % 11,6’nın ise diğer sebepler olduğu anlaşılmıştır.

Araştırmaya katılan bireylerin eşiyle arasındaki tartışma nedeni aileler arası anlaşmazlık olanların %21,4’ü, ekonomik sebepler olanların %43,2’si, cinsel sebep olanların yarısı ilgisizlik olanların yarısından fazlası, alkol bağımlılığı olanların %80’i, kıskançlık sebebiyle olanların üçte ikisi, iletişimsizlik olanların %69,2’si, diğer sebepler olanların %8’i tartışma sebebiyle eşiyle ayrı zaman geçirdiklerini belirtmişlerdir.

Bu verilere göre: anlaşmazlık yaratan nedenlerin oranlarının birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Ancak bu anlaşmazlık sonucu eşiyle ayrı zaman geçirenler arasında alkol bağımlılığı olanların ilk sırada olması dikkat çekmektedir. Birçok araştırmada alkol ve madde bağımlısı olan bireylerin evlilik hayatlarının düzenli olmadığı, sorun yaşama sıklıklarının yüksek olduğu görülmektedir.

Üstelik alkol ve madde kullanımı sonucu bilinç kaybına uğrayan bireylerin aile içersinde olumsuz tutumlar sergilemesi aile içerisinde sorunlara yol açmaktadır. Bu nedenle evlilikler içinde alkol ve bağımlılık nedeniyle yaşanan sorunlar tek taraflı bireyden kaynaklanması, diğer nedenlere göre çözümü zorlaştırmakta ve tıbbi müdahale gerektirmesinde dolayı aile içerisinde ciddi bir sorun olarak görülmektedir. İkinci sırada ise; eşiyle arasında iletişim problemleri nedeniyle ayrı zaman geçirdiklerini söyleyen katılımcılar bulunmaktadır. Yaşanan bu iletişim problemlerinin ayrı zaman geçirmekle çözülmeyeceği hatta daha büyük sorunlara yol açacağı aşikardır.

Aile içinde iletişimsizlik çeşitli sorunlara yol açarken bir yandan da eşler arası ayrı yaşamaya sebep olmaktadır. Bu şekilde ayrı yaşamayı devamlı hale getiren eşlerin aralarındaki iletişim iyice kopmakta ve sorunlar çözülemez bir hal almaktadır. Eşler arası iletişimsizlik aile içindeki birçok sorunun da temelinde yatmaktadır. Dolaylı veya dolaysız olarak birçok sorunu etkilemekte, eşler arasındaki sorunlar aile içi iletişim bozukluğu ve yanlış davranışlar nedeniyle çözülmek yerine daha çok büyüyerek çoğalmaktadır.

Tablo 15

Tartışma Yaratan Nedenlerin Tartışmanın Çözümüne Etkisi

x2= 84,332 df= 28 p= 0,00

Araştırmaya katılan bireylerin eşiyle arasında aile içi anlaşmazlık sebebiyle çıkan tartışmaların çözümünde %28,6’sı hiç olmamış gibi davrandığını, %28,6’sı münakaşa, şiddet ve kavgayla çözdüğünü, %21,4’ü konuşarak sorunu çözdüğünü, %21,4’ü bir süre hiç konuşmayarak çözdüğünü belirtmiştir. Genel olarak bakıldığında oranların birbirine yakın olduğu göze çarpmaktadır.

Çalışmada yer alan bireylerin eşiyle ekonomik sebepler nedeniyle çıkan tartışmaların çözümünde %27’si konuşarak sorunu çözdüğünü, %27’si bir süre hiç konuşmayarak çözdüğünü, %24,3’ü münakaşa, şiddet ve kavgayla çözdüğünü, 21,6’sı hiç olmamış gibi davrandığını belirtmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin eşiyle ilgisizlik sebebiyle çıkan tartışmaların çözümünde yarısına yakını bir süre hiç konuşmayarak çözdüğünü, %20,6’sı konuşarak sorunu çözdüğünü, %20,6’sı münakaşa, şiddet ve kavgayla çözdüğünü, % 11,8’i hiç olmamış gibi davrandığını belirtmiştir.

Madde ve alkol bağımlılığı nedeniyle çıkan tartışmaların çözümünde tamamına yakını münakaşa, şiddet ve kavgayla çözdüğünü, %10’u konuşarak sorunu çözdüğünü belirtmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin eşiyle kıskançlık sebebiyle çıkan tartışmaların çözümünde %38,7’si bir süre hiç konuşmayarak çözdüğünü, %29,0’ı münakaşa, şiddet ve kavgayla çözdüğünü, %22,6’sı konuşarak sorunu çözdüğünü,

%6,5’i hiç olmamış gibi davrandığını belirtmiştir. Eşiyle iletişim problemleri yaşayan bireylerin tartışmalarının çözümünde üçte ikisinin bir süre hiç konuşmayarak çözdüğünü, %13,8’i sorunu konuşarak çözdüğünü, %12,3’ü münakaşa, şiddet ve kavgayla çözdüğünü, %7,7’si hiç olmamış gibi davrandığını belirtmiştir.

Aile kavramı içi dolu bir kavram olduğu için tam anlamıyla anlamak, tanımlamak ve çözmek son derece zor olmaktadır. Her aile de olduğu gibi birçok ailede mutlaka sorun çıkaran sebepler bulunmaktadır. Tabloda görüldüğü gibi en fazla oranla aile içi anlaşmazlık yaşayanlar tartışmanın sonunda hiç olmamış gibi davrandıklarını, ekonomik sebeplerle tartışma yaşayanlar tartışmanın sonunda karşılıklı konuştuklarını, ilgisizlik sebebiyle tartışanlar tartışma sonrasında bir süre hiç konuşmadıklarını, alkol bağımlılığı nedeniyle tartışanlar sonrasında münakaşa, şiddet ve kavga yaşadıklarını, kıskançlık sebebiyle tartışanlar sonrasında bir süre hiç konuşmadıklarını, iletişim problemleri nedeniyle tartışanlar da bir süre hiç konuşmadıklarını belirtmiştir.

Tartışmanın nedeni ne olursa olsun önemli olan tartışmanın nasıl çözüldüğüdür. Görüldüğü üzere birçok tartışma sonrasında bireyler bir süre hiç konuşmayarak sorunların çözümünü beklemektedirler. Ancak sorunlar çözülmek yerine bir sonraki tartışmanın temelini oluşturacak hale gelmektedir. Bu süreçte yaşanan iletişim bozukluğu aileye derinden bir darbe vurmaktadır. Özellikle iletişim problemi yaşayan ailelerin sorunların devamında bir süre hiç konuşmadıkları iletişim bozukluğunun temel göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sağlıklı aile yapısında bireylerin saygı, sevgi, iletişim, paylaşım, dayanışma, dürüstlük, kabul, yakınlık, saygı, ve birbirlerinin gelişimine destek verme çabası içinde olması söz konusudur (Kavuncu,2011:4). Ailenin sağlıklı bir aile olabilmesi için öncelikli olarak eşler arasındaki sağlıklı iletişim sağlanmalı, sorunların konuşarak çözümü noktasında katkı verilmelidir.

Böylece Tablo 14 ve Tablo 15’den de anlaşılacağı gibi ‘”Aile içindeki sorunların çoğu iletişimsizlikten veya yanlış iletişimden kaynaklanmaktadır. Doğru bir iletişim kurulmadığı sürece bu sorunlar çözülememekte ve çözülemediği için daha da büyük bir sorun haline dönüşmektedir.’’ söylenen hipotez doğrulanmıştır. Doğru ve sağlıklı iletişim bulunmayan ailelerde sağlıklı bireylerin olması mümkün değildir. Sorunlar her tartışmada büyümekte büyüdükçe daha fazla sorun yaratmaktadır. Ne yazık ki ilerlemiş

bu sorunlar geri dönülmez hal aldığında günümüzde fazlasıyla çoğalan boşanmalar oluşmaktadır.