• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.3. Bitkisel Ürünlerle İlgili Güncel Sorunlar

1.3.4. İlaç ve Bitkisel Ürün Etkileşmeleri

Bitkisel ürünlerin medikal ilaçlara göre daha kolay elde edilebilir olması, bu ürünlerin daha güvenli ve daha az toksik olduğu düşüncesi, hastaların kendi kendine tedavinin daha kolay olduğu kanısı, kronik hastalıkların kontrolünde bitkisel ürünlerle tedavinin daha başarılı olduğu inancı bu ürünleri yaygın hale getirmiştir. Bitkisel tedavilerin uygun miktarlarda ve dikkatlice kullanılması gerektiği, herhangi bir bitki-bitki, bitki-ilaç veya bitki-hastalık etkileşimleri hakkında bilgi verilmesi gerekmektedir (Uzun ve ark 2014, Vardar ve ark 2018).

İlaç ve bitki etkileşimi önemli bir halk sağlığı ve güvenlik sorunudur. Bir ilacın etkisi başka bir madde (bitkisel ilaç, gıda ve çevresel kimyasal maddeler) bulunmasıyla değişebiliyorsa etkileşimden bahsedilir. Bu süreçte ilaçla ilgili durumlar (ilacın dozu, kullanılış yolu, farmakokinetik, kullanım yolu ve terapötik özellikleri) ve hastaya bağlı bazı faktörler ilaçlarla bitkisel ürünler arasındaki etkileşmeyi belirler. Bireyin yaşı, genetik faktörleri, cinsiyet ve patolojik özellikleri de bitkisel ürün ve ilaç etkileşmesinde etkilidir.

Terapötik indeks (güvenlik aralığı/terapötik penceresi) denince toksik bir etki oluşturmak için gerekli doz ile istenen terapötik yanıtı almak için gerekli doz arasındaki oran olarak bilinir ve bu indeksin dar olduğu ilaçlarla (varfarin, digoksin, teofilin, fenitoin gibi), bitkisel ürünler arasındaki etkileşim olasılığı oldukça artmaktadır. Kronik hastalıkların varlığı ve birden fazla ilaç kullanımı durumlarıda bitkisel ürün ve ilaç etkileşmesine sık rastlanabilir (Bacanlı ve ark 2012).

Bitkisel ürünler ilaç metabolizmasında görev yapan enzimleri indükleyebilirler ya da inhibe edebilirler, bu yolla ciddi etkileşmelere neden açabilirler. Bir bitkisel ürün, ilaç metabolizmasında görev alan bir enzimin inhibisyonuna neden oluyorsa, bu enzim tarafından metabolize edilen ve metabolizma sonucu inaktif metabolitine ayrışan ilaçların metabolizması da azalacağından ilaca bağlı gelişen toksik etkiler meydana gelebilir. Benzer şekilde bitkisel ürün bir enzimin etkisini artırıyorsa bu enzim tarafından metabolize edilen ve sonuç olarak inaktif metabolitlerine dönüşen

ilaçların metabolizması da artış olacağından ilacın farmakolojik tesirinde azalma yaşanabilir (Bacanlı ve ark 2012, Sprouse ve Van Breemen 2016).

Pıhtılaşma sorunları olan, ameliyat olacak veya antikoagulan tedavisi gören hastaların Ginkgo, Danshen (Çin adaçayı), Dong quai (Angelica sinensis) (Çin melek otu), Ginseng ve Garlic (sarımsak) kullanmamaları konusunda bilgilendirilmeleri gerekir. Ginseng, Ginkgo, Angelica sinensis (Dong Quai, Çin melekotu), Salvia miltiorhiza (Danshuan), sarımsak ve pek çok Çin kökenli bitkisel ürünün varfarin, aspirin gibi antikoagülanlarla birlikte kullanımı sonucu koagülasyon bozuklukları oluşabilir ve kanamalar görülebilir (Tüba 2017). Bu etkileşimler genellikle mekanizma olarak karaciğer ve barsakta bulunan sitokrom P450 enzimi üzerinde (CYP450) inhibisyon ya da indüksiyon yaparak etkisini gösterir.

Bitkisel ürün ile ilaç etkileşimlerinin sebebleri şu şekilde sıralanabilir;

• Hastaların %70’inin sağlık personeline kullandıkları bitkisel ürünler hakkında bilgi vermemesi.

• Bitkisel ürünlerin geleneksel olarak kullanılması, klinik öncesi ve klinik değerlendirmelerinin yapılmaması.

• Bitkisel ürün ve ilaç etkileşimlerinin yan etkilerini gözlemlemek için çoğu ülkede kapsamlı bir gözetim sisteminin oluşturulmaması

• Ürünlerin standardize edilmemesinin sonucunda istenmeyen etki ve etkileşim riskinin dahada artması (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018).

İlaçlarla Etkileşim Potansiyeli Olan Bazı Bitkiler

Efedra; gastrointestinal rahatsızlıklar, bulantı ve kusma, tansiyon sorunları, aritmi, insomniya, tremor, başağrısı, hipertermi, deride pullanma, karaciğer yetmezliği, psikolojik rahatsızlıların yanında inme, terleme, infarktüs, sinirlilik, serebrovasküler rahatsızlıklar, hatta bazen ölüm gibi son derece ciddi sonuçlara neden olabilir (Martena 2010).

Allium sativum (Garlic) (Sarımsak): Sarımsakta bulunan aktif maddeler, allisin, tiyosülfonatlar ve diğer kükürtlü bileşiklerden oluşurlar. Allium sativum, antimikrobiyal, antihiperkolesterolemik, antihipertansif ve immunostimülan etkileri olan, kullanımı genel olark yaygın bir bitkidir

Sarmısağın antikoagülanlar ve antiplatelet ilaçlarla beraber kullanımı kanama ihtimalini arttırabilir. Non-steroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ile sarımsak kullanımı kanamalara sebeb olabildiğinden, sarımsak tüketimini operasyondan 7-10 gün önce bırakmakılması gerekmektedir. (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018, Özlem ve Avcı 2018).

Cassia senna(Sinameki): Bitki kabızlık tedavisinde ve bağırsak boşaltılması amacıyla kullanılır. Potasyum düzeyini düşüren ilaçlarla, antiaritmiklerle ve digoksin gibi ilaçlarla beraber kullanıldığında ciddi etkileşimler oluşabilmektedir.

Echinacea spp. (Ekinezya): Ekinezya, soğuk algınlığı, grip ve solunum yolları enfeksiyonları gibi rahatsızlılardan korunmada ve tedavisinde yaralanılır.

Siklosporin, metotreksat gibi immünosupresif ilaçlarla etkileşime girdiği düşünülmektedir. Ekinezya’nın hepatik sitokrom P450 3A4 enzimini inhibe ettiği bildirilmiştir (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018).

Ginkgo biloba (Ginkgo) (Japon Eriği) Ginkgo biloba yapraklarının ekstresi (ginkgo), bilişsel fonksiyonları artırıcı, antioksidan etkileri sebebiyle dünyadaki en popüler bitkisel ürünlerdendir. Ginkgo biloba bitkisi antiepileptik ilaçların metabolizmasından sorumlu olan CYP2C19 enzimini indüklemeleri sebebiyle, tüm antiepileptik ilaçların kandaki seviyelerini azaltarak hayati sorunlara sebep olabileceği bilinmektedir (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018)

Glycyrrhiza glabra (Liquorice) (Meyan) Bitkinin ana etken maddesi glisirizindir. Kortizol düzeylerini yükseltme özelliği bulunduğundan, düzenli ve yüksek dozda alındığında zararlı etkileri görülebilmektedir (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018).

Hypericum perforatum (St. John’s Wort) (Sarı Kantaron): Farmakolojik etkisi, içeriğinde bulunan hiperisin ve hiperforinden kaynaklanmaktadır. Sarı kantaron kullanırken en büyük risk, birlikte kullanıldığı ilaçların metabolizmasını önemli ölçüde değiştirebilmesidir. CYP3A4 mikrozomal enzimleri üzerinde indükleme etkisi vardır ve bu enzimin metabolize ettiği ilaçların plazmadaki seviyelerini düşürmektedir (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018).

Panax ginseng (Asian Ginseng) (Ginseng) Farmakolojik etkisini yapısındaki ginsenoidler aracılığı ile gösterirler. Panax ginseng, anti hipertansif, nöroprotektif, antioksidan, hipolipidemik, immünostimülan gibi etkileri sebebiyle yaygın olarak kullanılan bir bitkidir. Bitkinin insülin gibi hipoglisemik ilaçlarla beraber kullanımı sonucunda kan şekerinde aşırı düşüş yaşanabilmektedir (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018).

Serenoa repens (Saw Palmetto) (Cüce Palmiye); Benign prostat hiperplazisi ve üriner sistem şikayetlerinin tedavisinde sık kullanılan bitkisel ürünlerdendir. Daha önce kardiovasküler rahatsızlık geçirmiş bireylerde hastalıklarının şiddetlenmesi ile ilişkilendirilmektedir (İstanbulluoğlu ve Çeliker 2018, Özlem ve Avcı 2018 ).

Valeriana officinalis (Valerian) (Kedi Otu) Kediotu, genellikle uykuya dalmayı kolaylaştırıcı olarak bilinen diğer bitkilerle melisa, lavanta ve papatya gibi bir arada kullanılmaktadır. GABA nörotransaminasyonunu seviyesini yükselterek uyku ve sedasyona yol açar. Sitokrom P450 düzeninde CYP3A4 ve CYP2D6 enzimlerini indükleyerek ya da bazı ilaçların yıkımını hızlandırıp karaciğer üzerinde toksisiteye sebep olabilmektedir (Baypınar 2019).