• Sonuç bulunamadı

Bölüm II: Kavramsal Çerçeve

12. İkna Edici Yazı

12.3 İkna Edici Yazıda Bulunması Gereken Özellikler

12.3.5 İkna Edici Yazıda Yazarın Rolü

İkna edici iletişimde kullanılan en iyi araç dildir. Çünkü diğer iletişimlerin aksine iknada ne söylendiğinden çok nasıl söylediği önemlidir (Okur, Göçen ve Süğümlü, 2013).

İkna edici bir yazıda, yazar ikna etme amacını uygun bir şekilde yazı boyunca sürdürmeli ve yazı okura uygun olmalıdır. İyi bir ikna edici yazıda yazar okur

farkındalığına sahip olmalıdır. Okurun düşünceleri gibi duygularına da hitap etmelidir.

Savunduğu görüşü dikkatlice ele almalı, savunduğu iddiaya önem verdiğini okuyucuya sezdirmelidir.

Yazarın okuru ikna etmek için okuru da anlattıklarına dahil etmesi

gerekmektedir. Bunu da yazısında bir şeyler anlatırken okuru konuya ortak ederek yapabilir. Okur farkındalığı ile burada yine karşılaşılmaktadır. Ayrıca yazar, ikna edici yazısını güçlü, pozitif ve güvenilir bir dille yazmalıdır. Yazısı boyunca ikna edici tonu tutarlı bir şekilde sürdürmelidir. İkna edici dili etkili bir şekilde kullanıp yazısında tutku, heves ve heyecan sergilemelidir.

Conger'e (1998) göre ikna çabasına giriştiğiniz kişilere karşı güvenirliği sağlamak, hedef kitlenin düşüncelerini bakış açısını içeren ortak bir zemin oluşturmak, ikna edici kanıtlar sunmak ve duygusal bir dil kullanmak ikna ediciliği olumlu yönde etkilemektedir.

Yazar ikna edici yazısını yazarken kesin bir dil kullanmalıdır. Belirsizliklere yer vermemelidir. Yazar kesin bir dille yazısını yazdığı takdirde okur, yazarın

yazdıklarından emin olduğunu anlayacak ve okuru ikna etkisi artacaktır.

Nippold,Ward-Loergan ve Fanning'e (2005) göre ikna edici bir yazıda, yazar kendi görüşü doğrultusunda okuru bazı eylemleri harekete geçirmeye ve kendi bakış açısını benimsemesini sağlamaya yönelik ikna etmeyi denemektedir.

Aristoteles'in pathos'u kişinin karşısındaki bireyin gerçek hislerine sahip olması günümüzdeki ismiyle empati kurma, ikna çabasına olumlu yönde katkı sağlayacağı söylemek yanlış olmayacaktır. Borg'a (2012) göre yazar kendini ikna etmek istediği hedef kitlenin yerine koyarak, kendi görüşüne muhalif olabilecek görüşleri önceden tahmin edebilir. Bunları yazısında ele alarak çürütme yollarına başvurabilir. Bu durumda Aristo'nun dediği gibi bu durum iknayı olumlu yönde etkileyecektir.

İkna etme becerisini geliştirirken en önemli faktörlerden biri kişinin kendisini diğer kişinin bakış açısından bakmak konusunda eğitmesidir. Kişi kendini ikna edilecek

kişinin yerine koyup ikna amacına baktığında var olan durumun niteliğini görecektir.

İkna çabasına girişen kişi, ikna etmeye çalışılan hedef kitleye aynı görüşte olmaları hususunda emredemez, ama katılımlarını sağlayabilir. Ayrıca ikna çabasına girişen kişinin hedef kitlenin yararına olan şeyleri vurgulaması da ikna etmeyi

kolaylaştıracaktır (Fowler, 1997). Empati kurma becerisine sahip olan bireyler, kendilerini ikna etmek istediği kişinin yerine koyabilir ve neyi nasıl söyleyeceğini bilirler (Borg, 2012). Empati becerisini kullanarak iknaya başvuran kişinin, hedef kitlesini etkilemede ve ikna etmede daha başarılı olabileceği söylenebilir.

Güven, ikna etme çabasını kolaylaştıran önemli bir faktörlerden biridir.

Yazısında ikna etme çabasına girişen yazar, okurlarının güven duygusunu kazanmalıdır.

Luecke (2007) insanların güven duydukları zaman, inanılır, bilgili ve samimi görme eğilimde olduğunu belirtmektedir. Bu durumda iknaya maruz kalan kişiler, ikna çabasına girişen kişiyi çıkarlarına karşı bir eylem yapmayacak, dürüst ve güvenilir bir kimlik olarak gördüğünü belirtmektedir.

Borg (2012), Aristoteles'in ethosu yani konuşmacının güvenirliğinin samimiyetle ilgili olduğunu belirtmiştir. Davranış bilimciler, iletişimi geliştiren, böylece bireylerin kendi fikirlerini başkalarına kabul ettirmesini sağlayan iki özelliğin empati ve samimiyet olduğunu belirtmektedir.

12.3.5.1. Hedef kitle farkındalığı

İkna çabasına girişen kişi, hedefindeki kişi ya da grubu ne kadar iyi tanırsa, hedef kitlesini ikna etmesi o kadar kolaylaşır (Hogan, 2007). Bu nedenle yazar, okuyucularının özelliklerini, ilgi alanlarını iyi bilmelidir. İknaya başvuran kişinin, iddiasının içeriğini hedef kitleye yönelik şekilde biçimlendirmesi önemli bir noktadır.

İknaya girişen kişinin hedef kitlesini bilmesi, ikna edeceği kişi veya kişilerin ilgilerine, düşüncelerine, tutumlarına göre oluşturulmuş ikna edici bir ileti, yazar için bir avantaj olacaktır (Riley, 2003). Ayrıca ikna edici yazı yazan bir yazar, yazısını, ele aldığı konuyu, okuyacak okurun görüşü açısından ele alıp kendi görüşünü kabul etmeleri halinde okura ne gibi yararları olacağından da bahsetmelidir (Fowler, 1997). Çünkü hedef kitleye aktarılan iddianın faydalarını anlatmak iknada önemli bir rol oynar. Hedef kitlenin yararına olan iyi özellikleri ele almak ikna etmeyi daha kolay kılar. Bu nedenle mesajda faydalar üzerine odaklanılmalıdır (Martin ve ark., 2003; Rivers ve ark., 2005, akt., Kraemer ve Mosler 2010).

İnsanlar karar alırken genellikle edindiği bilginin kendisine uygunluğunu

düşünüp davranış veya düşüncesini değiştirmede kendisine olan faydayı düşünmektedir.

Bu nedenle ikna çabasına girişen kişi mesajını, ikna etmek istediği kişilerin yani hedef kitlenin ihtiyaçları ve arzularını dikkate alarak bu doğrultuda kendi görüşünün ödül veya avantajlarına değinerek mesajını anlaşılır bir şekilde aktarmalıdır (Simons, 1988).

Hedef kitlesini ikna etme çabasına girişen kişi, ikna etmek istediği kişi veya kişilerle arasında bir güven bağı oluşturmalı, güvenirliği sağlamalıdır. Bireysel çaba yerine grubu etkilemeye yönelik çaba harcamalıdır. Hedef kitleyi harekete geçirecek güçlü duygulara başvurmalıdır. Hedef kitlesiyle bir olduğunu, onlar gibi düşündüğünü gösterip bağlılık çağrısı yapmalıdır (Power, 1998).

İkna etme sürecinde, hedef kitlenin kim olduğuna ve özelliklerine göre, kişinin doğru benliğini seçmesi/belirlemesi oldukça önemlidir. Bunun için hedef kitlenin geçmiş yaşantılar, tutumlar ve hedef kitle hakkında bilgi sahibi olmak ikna edecek kişi açısından yararlı olacaktır (Özodaşık, 2010).

Başarılı bir iknada yazar okurları ile aynı boyuttan bakmalı, anlamlar, duygular ve anlayışların bütünleşip, zihinler aynı paydada yer almalıdır. Yazar, okurlarını kendi gibi düşünmesini istiyorsa okurların düşüncelerini hissetmeli ve yazısında okurların bakış açısından bakıp iddiasına karşıt olabilecek görüşlere yer vermeli, okurları anladığını hissettirmelidir (Hogan, 2011).

12.3.5.2. Üslup

Steineger’e (1996) göre üslup, yazarın okuyucuyu yazıya çekmesi, bir yazıya katılan tat olarak tanımlamaktadır. Buna göre yazar nasıl bir okuyucu kitlesine hitap ettiğinin farkında olmalı ve onların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yazmalıdır (akt., Özkara, 2007). İkna süreci içerisinde iknacı, hedef kitleyi konuya dahil etmeli, ikna edici yazısında onların görüşlerine ve bakış açılarına yer vermelidir. Yazarın sergileyeceği bu yaklaşım, hedef kitleyi ikna olma durumuna getirecektir (Conger, 1998).

Yazar, okurla iletişime geçerken objektif davranmalı, hedef kitlesini iyi tanıyan yazar kendisine karşıt olabilecek görüşleri objektif bir tavırla çürütme yoluna girerek kendi iddiasını destekleyen pozitif, güvenilir bir iletişim kurmalıdır.Yazarın doğrudan karşıt düşüncelerde olduğunu belirtmesi okuru metinden uzaklaştırabilir. Bu nedenle yazar, duygusal, mantıksal ve etik bakış açılarıyla inanırlığı sağlayarak ikna yoluna girmelidir.