• Sonuç bulunamadı

İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 14.30

BAŞKAN: Süreyya Sadi BİLGİÇ (Isparta) BAŞKAN VEKİLİ: İbrahim M ustafa TURHAN (İzmir)

SÖZCÜ: M ehmet Şükrü ERDİ NÇ (Adana) KÂTİP: Emine Nur GÜNAY (Eskişehir)

BAġKAN – 12‟nci BirleĢimin Ġkinci Oturumunu açıyorum.

GörüĢmelerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Ġlk söz Sayın Temizel, sizindi, buyurun lütfen.

ZEKERĠYA TEMĠZEL (Ġzmir) – TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan.

Sayın Meclis BaĢkanım, değerli milletvekilleri; bugün CumhurbaĢkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, SayıĢtay, Kamu Denetçiliği Kurumu gibi, aslında normal görüĢülemeyecek, farklı bir yöntemle görüĢülecek 4 tane kurumun bütçesiyle ilgili görüĢme baĢlatıldı. ġunu kesin olarak belirtmek gerekiyor. Her ülkede, her devlette, bazı bütçeler ya da bazı kurumlar konuĢulurken yerindelik denetimi ve yerindelik tartıĢmaları yapılmaz, yapılmaması gerekir. Burada söz konusu olan, Meclisin denetim hakkı gereği olarak bazı denetimleri yapmaktır ama eğer bir ülkede hiçbir kurum ayrımı olmaksızın yerindelik denetimi ve tartıĢmaları yapılmaya baĢlanıyor ise orada herkesin oturup düĢünmesi gerekiyor, bunun olmaması gerekiyor, yapılmaması gerekiyor. Sadece yapıldıktan sonra buralarda eleĢtirilmemesi değil, baĢlangıçtan itibaren de yapılmaması gerekiyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet adına yasa yapıcı. CumhurbaĢkanı, devletin baĢı. SayıĢtay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapıyor, denetim görevini üstlenmiĢ. Kamu Denetçiliği Kurumu veya Kamu Denetçiliği, o da Meclis adına yasalarla çözemediğiniz sorunları çözüyor. Aslında istenildiği kadar karmaĢık olarak tanımlanmıĢ olsun, Ombudsmanlık Kurumunun temel tanımı budur. Yasaların ve yasalara bağlı olaraktan çözülemeyen olayları çözer ombudsmanlar. Belki çoğunuzun bilmediği bir özelliğim, Türkiye‟de ombudsmanlık konusunda ilk kitap yazmıĢ insanım. UğraĢtım, gezmediğim ombudsman kalmadı, Fransızların

“Mediateur de la Republique”ünü ziyaret ettiğimde dedim ki: Bütün dünya “DanıĢtaylar temel ombudsmanlardır, onun yerine ombudsmanlığı hele Fransa‟da kurmanın ne manası var?” denildiğinde onlar dediler ki çok net bir ifadeyle: “Sizin yasal ama hukuka aykırı diye bir deyim duymuĢluğunuz yok mu?” dediler. “Yasal ama hukuka aykırı.” Hakkaniyet buradan çıkan bir kavram, dolayısıyla hakkaniyet adına yasalara uygun olmasına karĢın kiĢilere uygulandığında hakkaniyetli olmayan uygulamaların değiĢtirilmesi için de bir kurul kurmuĢuz. Bu 4 kurumu aldık, Ģimdi bunların bütçelerini inceliyoruz.

ġimdi, değerli arkadaĢlar, bu bütçelerin hiçbir tanesinin diğer kamu bütçeleri gibi incelenmesi açısından bir farklılıkları yoktur ama yerindelik konusuna gelince burada biraz durmak gerekir gibi. Öyle olduğu zaman da bu kurumların her birisinin doğal olaraktan bunu tamamen denetlenmeye dönük, hesaba dönük, bütçeye dönük iĢlemlerinin hesabını verecek insanlarla örneğin “ġu ödeneği hangi amaçla, niye kullanıyorsunuz?” diye sorulması Ģeklinde gitmesi gereken bir olaydır bunlar. Biz saygınlık ve saygınlık adına bu kadar büyük çabalar verirken bunları yıpratmamamız gerekiyor, bunları kolay bir Ģekilde ezmememiz gerekiyor idi, bunlar bizim önemli kurumlarımız. Yeniden Anayasa‟daki tanımlarına kavuĢturmak; hepsinin görevlerini Anayasa‟da belirtildiği gibi, herkes tarafından kabul gördüğü gibi yerine getirmesini sağlamak bizim temel görevimizdir; bunu yapmak zorundayız, bunun baĢka çaresi yok. Bunlarla ilgili olarak 4 tane dosya hazırladım, sonra da gözümü Ģu saate diktim, beĢ dakikam gitti zaten. Bunlarla ilgili olarak oturup bir Ģeyler söylemeniz gerekiyor, söyleyemiyorsunuz, belki de yaĢamımda ilk defa olarak bu Plan Bütçe Komisyonunda tutarlı bir konuĢma yapmayıp, atlaya atlaya, böyle soru-cevaplı Ģeyler yapmaya çalıĢacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasa yapıcı, dolayısıyla da hatta Ġç Tüzük değiĢiklikleriyle beraber fiilî Ġç Tüzük‟leri değiĢtirerek her türlü iĢlerine ve iĢlemlerine yasal kılıf hazırlayabilmek yetkisine sahip bu organ. Denetleniyor mu? Bunları yapmıĢ olmaları denetlenmesini engellemiyor, Ġç Tüzük‟ümüzde duruyor, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını Ġnceleme Komisyonu”

kaldırmadık. Buna karĢılık Meclisin hesaplarını nasıl denetliyorsunuz? Ġç denetimini Genel Sekreterliğine bağlı 3 denetçi, dıĢ denetimini de SayıĢtaydan 3 denetçi. SayıĢtayı nasıl denetliyorsunuz? SayıĢtay Kanunun‟ nun 71‟ inci maddesine göre Meclisin belirlediği 3 denetçi, değil mi? Değerli arkadaĢlar, bu, bizim anladığımız anlamda “Denetlendi, dolayısıyla Ģu andan itibaren ibra edilmeye hazır, bütün bilgilerin hepsi değerlendi.” diyebileceğimiz bir denetleme Ģekli midir? Türkiye Büyük Millet Meclisini denetleyebilecek bir tek kurum vardır, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendisi, o kadar. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendisi denetlemek zorundadır bunu. Dolayısıyla milletvekillerinden oluĢturulan milletvekillerinin oluĢturduğu Meclis Hesaplarını Ġnceleme Komisyonunun kesinlikle bu incelemeyi yapması gerek. Bunu baĢka birileri aracılığıyla yaptırıp onların raporlarını mı kullanır, yoksa o raporları beraberce mi değerlendirir, ne yapar, o kendi bileceği bir iĢtir. Meclisi sadece Meclis denetler. Birileri bir Ģeyler yaptı diye, burada oturup da hesapları okumakla Meclisi denetlemiĢ olmazsınız. Az buz iĢ yapmıyorsunuz, milyarlarca liraya binalar yapıyorsunuz, yüz binlerce lira vererek onarttığınız binaları birkaç gün sonra yıkıyorsunuz, yıkılıyor. Tabur‟da o kadar düzenleme yapıldı, dünyanın parası harcandı, ondan sonra gümbür gümbür yıkıldı onların hepsi. Yazıktır, günahtır, yapamazsınız bunu. Ha, yapılıyorsa da bunu Meclisten birtakım insanların çıkıp denetlemesi gerekir. YarıĢmalarla yaptırdığımız, övündüğümüz bir Türkiye Büyük Millet Meclisimiz var, yan tarafına da yaptırdığımız bir Halkla ĠliĢkiler Binası var.

Sayın BaĢkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Meclisin temel iĢlevlerinin görüldüğü yerdir. Bu komisyonların her birisinin bu binanın kokusundan bile etkilenmesi farklıdır. Dolayısıyla, buradaki bütün odaların hepsini -eski komisyon binaları- hizmet için veya teknik elemanlar için ayırıp da arkasından götürüp oradaki binalarda, oralarda -birazcık süslü- eskiyene kadar idare ediyor diye komisyon toplantıları yaptırmak doğru değildir. Orada bomboĢ yerler var. Ne kadar destek hizmetleri elemanınız varsa götürün koyun arka taraftaki eski Halkla ĠliĢkiler Binası‟ na, yapıyorsanız yapın. Orada milletvekilleri, halkla iliĢkileriyle ilgili her Ģeylerini yönetsinler ama Meclise girildiği andan itibaren milletvekilleri olsun burada. O kadar odamız vardı, o kadar toplantı odamız vardı, ne için kullanılıyor Ģu anda bunlar? Büyük bir hızla onarımları falan da yapılmadığı için yavaĢ yavaĢ çürümeye terk edilerekten uzmanlar, memurlar veya teknisyenler tarafından kullanılmaya baĢlandı. Meclisi bu Ģekilde kullanamazsınız. O nedenle Meclisin denetiminin kesin olarak Meclis tarafından yapılması lazım.

Geldiğimizde ilk ĢaĢırdığımız konulardan bir tanesi de eski Meclis baĢkanlarıyla ilgili düzenlemeydi. YanlıĢ anlaĢılmasın, bu Mecliste baĢkanlık yapmıĢ herkese saygımız sonsuzdur, sonuna kadar da saygımızı koruruz. Ancak, değerli arkadaĢlar, siz ne ile, hangi sıfatla Meclis baĢkanlarına bir tabii senatörlük gibi ya da senatörlük gibi ömür billah Mecliste 6 kadrosuyla, odasıyla, Ģunuyla, bunuyla oturma ve çalıĢma hakkı veriyorsunuz. Niye veriyorsunuz daha doğrusu? Türkiye Büyük Millet Meclisi statik bir kurum değil ki, sürekli yenileniyor. Yeni Meclis baĢkanları da geliyor, onların siyaset açısından önlerinde herhangi bir tıkanıklık da yok. Peki, neye göre yaptık? Bir sürü soru hızla aklına geliyor insanın. ġimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi binası içerisinde yaĢam boyu eski Meclis baĢkanlarına bölümler ayrılması, orada çalıĢtırılması veya orada tutulması doğru bir olay mıdır ve neye göre yaptık? Ön tekerlek nereye giderse arka teker de oraya gidermiĢ. Yani, yapabileceğimiz… Sırtımızda taĢıyalım, kabul ama bunları kesin olarak değerlendirmek zorundayız. Bunu neye göre yaptık, onu da bilmiyoruz. Meclisin denetimini, Meclisin bu içerisinde olanların hepsini çok ciddi olarak değerlendirmek, gerekenleri yapmak, büyük bir hızla, sessiz sedasız bir Ģekilde kendi olgusunun içerisine döndürmek zorundayız.

Bunun baĢka çaresi yok.

CumhurbaĢkanlığıyla ilgili… Ben o alanda duracağım ama Ģunu kesin olarak sormadan da edemeyeceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAġKAN – Buyurun Sayın Temizel, ilave süre veriyorum.

ZEKERĠYA TEMĠZEL (Ġzmir) – Biliyorsunuz, CumhurbaĢkanlığında personelle ilgili uygulamalar yasaları gereği olarak CumhurbaĢkanlığı kararnamesiyle yürütülür, bu konuda herhangi bir sınır yoktur önlerinde. Ġstediği kadar personel, istediği kadar maaĢla CumhurbaĢkanlığı kararnameleriyle istihdam edilir; bu, personele özgü bir olaydır ama bu, hiçbir zaman kalkıp da bunun sınırsız olarak kullanılacağı ve bu konuda en azından Meclisin bilgi sahibi olmayacağı anlamına gelmez, bu olur.

ġimdi, CumhurbaĢkanlığı kararnamesiyle yapılacak ikinci bir masraf türü de örtülü ödenekle geldi. Örtülü ödenekten yapılacak harcamalar CumhurbaĢkanlığı kararnamesiyle yapılacak. Değerli arkadaĢlar, Ģundan toplum yavaĢ yavaĢ endiĢe duyuyorsa bunu mutlaka ve mutlaka bitirmek zorundayız, sonlandırmak zorundayız. Acaba bunların dıĢında da CumhurbaĢkanlığı kararnamesiyle bizler harcamalar yapmaya baĢladık mı, baĢlamadık mı? ĠĢte, bizim denetim alanımız budur. CumhurbaĢkanlığı kararnamesiyle ne yapıyoruz, neler yapmıyoruz? Yerindelik denetimi bu konularda yapılacak en son denetimdir ama bu konularda soru iĢaretinin olmaması gerekiyor, soru iĢaretinin uyandırılmaması gerekiyor. Soru iĢareti uyandırmaya baĢladığınız zaman bunu kesin olarak durduramıyorsunuz, bitiremiyorsunuz.

Değerli arkadaĢlar, Ģimdi, SayıĢtayla ilgili olarak, bu kurumun, sadece SayıĢtayın değil, Türkiye‟deki denetimin, hiyerarĢik denetimin, mali denetimin, SayıĢtay denetiminin, yavaĢ yavaĢ farklı tanımlara doğru getirildiğini görmeye baĢladık. Eğer toplumu denetim konusunda gerçek anlamıyla tatmin edemiyorsanız kurduğunuz sözlerin, kurduğunuz sistemlerin, söylediğiniz parlak sözlerin hiçbir anlamı yoktur, kalmaz, bunların hiçbir değeri yoktur çünkü inandırıcılığı da yoktur. O nedenle sistemle ilgili olarak yeni baĢtan bağımsızlık unsurunu sağlayaraktan bu olayı götürmek zorundayız. SayıĢtay Meclis adına denetim yapar ama SayıĢtay bağımsızdır, bağımsız olmak zorundadır, bağımsız kurumdur, aynen Kamu Denetçiliği Kurumunun olması gerektiği gibi. Ama ne zaman gelip de Kamu Denetçiliği Kurumu ile SayıĢtay bu bütçeden ödenek almak için bu Meclisin içerisine girip oturursa iĢte orada bağımsızlık denen bir olay kalmaz. Bağımsızlık mali bağımsızlığı da içerir. Mali bağımsızlığı olmayan kurumlar kesinlikle bağımsız değildirler. Kamu Denetçiliği Kurumu dünyadaki bütün uygulamalarda ilk bağımsızlık örneği olarak verilir. “ġu kadar liraya ihtiyacım var.” denildiği andan itibaren ayrıntısına bakılmadan verirsiniz onu. Eğer kamu denetçisi yaptığınız bir insanın o harcamalarından kuĢku duyuyorsanız zaten bitti o kurum, silin gitsin, kaldırın. SayıĢtay da aynı durumdadır. SayıĢtay, bağımsız olması gereken kurumlar, gelip buralarda ödenek peĢinde ya da harcamalarıyla ilgili olarak birileriyle görüĢmek, konuĢmak zorunda kalmamalıdırlar, neye ihtiyacı varsa bu kurum onlara onları vermelidir. O nedenle, bu kurumların bütçelerini hiçbir zaman kalkıp da bir Tarım Bakanlığı bütçesi gibi görüĢemezsiniz. Tarım Bakanlığını küçümsediğimden değil, yanlıĢ anlamayın, onların denetim yöntemi ayrıdır. Bu kurumlar, Türkiye'nin el üstünde tutması gereken kurumlardır, doğru kurulması gereken kurumlardır ve üstelik de çok net bir Ģekilde iĢlevlerini görmemiz gereken kurumlardır. Kamu denetçiliği konusunda yüzlerce sayfa kitap yazmıĢ birisi olarak on dakika içerisinde değil, yüz dakika içerisinde de anlatamam ama bunun bu Mecliste çok daha ayrıntılı olarak tartıĢılması gerekir. Kurduğumuz sistemlerin aĢamadığı Ģeyleri bir Ģeylerle aĢmak zorundasınız. Yani, düdüklü tencerenin üzerine mutlaka bir düdük koyacaksınız, aksi takdirde tencere patlıyor. Bu tür kurumları kurarken de kesinlikle, hemen ertesi gün “Ha, ben sana bunun yetkisini verdim, hadi gel bakayım buraya.” diye hesap sorma olgusu üzerine kurulmaz onlar. Eli rahat olacak, serbest olacak, güvencesi olacak; hem görevi nedeniyle güvencesi olacak hem yaptığı iĢ nedeniyle güvencesi olacak. O nedenle, bu kurumları bu Ģekilde değerlendirilmesi gereken kurumlar olarak görmek istiyorum.

Sürekli eleĢtiriyoruz Sayın BaĢkan, diyoruz ki: “Ya, üniversite mezunları çöpçülük yapıyor.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAġKAN – Sayın Temizel, lütfen toparlar mısınız.

ZEKERĠYA TEMĠZEL (Ġzmir) – Meclisimizde de üniversite mezunları gerçekten hizmetli olarak çalıĢıyor mu? ġimdi, dolayısıyla ön teker, arka teker mevzusu burada da çıkıyor ortaya. Meclisimizde üniversite mezunu olup da hâlâ çalıĢan insanlar varsa bunu gerçekten düĢünmek zorundayız hep beraber.

AHMET YILDIRIM (MuĢ) – Var, var.

ZEKERĠYA TEMĠZEL (Ġzmir) – Onun ötesinde değerlendirmemiz gereken bir kurum. Devletin asli görevleri kamu görevlileri eliyle yürütülür. Meclisten daha asıl, Meclisten daha asli bir görev tanımı yoktur. Meclisin bütün iĢlevlerinin kesinlikle güvenilir, takip edilmiĢ, geçmiĢi bilinen, geleceği bilinen ve izlenilen kamu görevlileri tarafından yerine getirilmesi gerekir. ġimdi, yani nasıl karĢılaĢtığımız, ne yaptığımız... Siz çok iyi hatırlarsınız Sayın BaĢkan yani burada elbette ki size herhangi bir saygısızlıkta falan bulunmuyorlardır ama buradaki insanların hepsi sanki bir eğitimden geçmiĢ gibi buralarda dururlardı. ġimdi öyle bir olguyla karĢı karĢıya kalmıyorsunuz. Bu Meclisin, gerçekten, onuruna, geçmiĢine ve geleceğine dönük olarak planlamaları, stratejileri burada rahatlıkla konuĢabiliriz, her Ģeyinizi ona göre ayarlayabilirsiniz. ÇalıĢma alanlarının hepsinin ayrı ayrı değerlemesini planlayabilirsiniz.

Çok önemli bir olaydır.

Son cümlemi söyleyip bitiriyorum Sayın BaĢkan.

SayıĢtay raporlarıyla ilgili olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan çalıĢmanın veya yapılamayan çalıĢmanın o konuda verilmiĢ emeklerin zayi edildiği anlamına geldiğini düĢünüyorum. Bu, olmaz; bu, kesin olarak olmaz. SayıĢtayda olduğu gibi, bu raporlarla ilgili olarak Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunun ya da kuracağı bir alt komisyonun bu raporları yazan, bu raporları değerlendiren insanlarla beraber bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Bu raporları ayrıca milletvekilleri değerlendirmeden orayla ilgili herhangi bir öneride bulunamazsınız. Bu, “Buna daha önceden Ģu ödenek verilmiĢ, bunu kullanmamıĢ veya almıĢ bunu zayi etmiĢ.”, bütün bunların hepsini, bu ödenekleri verirken -ödeneği vereceksiniz ama ödeneği verirken- bunun da hesabını sormak zorunda kalacaksınız.

ġimdi, bu kadar değerli 4 tane kurum hakkında, makineli tüfek gibi, böyle birinden birine atlamanın ne kadar saçma sapan olacağını daha önceden söylemiĢtim. KonuĢmam saçma sapan oldu ama altını çizerek bir daha söylemek istiyorum: Kesinlikle bu tür kurumların buralarda tartıĢılması, bütçelerinin konuĢulması sırasında özellikle ve özellikle bunların yetkinliğiyle ilgili, yeterliliğiyle ilgili tartıĢmalara neden olmayacak uygulamalarla karĢılaĢmayı tercih ederiz. SayıĢtayı da oturup, biz bütün bu raporların hepsini beraberce tartıĢırız. Kaç gün ayırıyorsanız ayırın çünkü sizin adınıza yapılıyor bu denetim, bizim adımıza yapılıyor. Oturur kapanırız, yaparız bunu, hatta Plan ve Bütçe Komisyonu Ģu saatte mi bitiyor, ondan sonra oturur yine yaparız. Bunları yapıp da beraber getirdiğimiz anda SayıĢtayla ilgili olarak burada tartıĢma kalmaz. SayıĢtayın denetimini Meclisten görevlendirilen 3 memur yapmadığı zaman burada tartıĢma kalmaz. Meclisin denetimini kendi memurlarıyla yapmadığı zaman bu tartıĢmalar biter. Bunlarla ilgili olarak bir fırsat yaratılırsa çok ayrıntısıyla, saatlerce oturur beraberce değerlendirebiliriz ama burada yapabileceğim sadece bu kadar.

TeĢekkür ediyorum, sağ olun.

BAġKAN – TeĢekkür ediyorum.

Sayın Çam, buyurun lütfen.

MUSA ÇAM (Ġzmir) – TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan.

Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Sayın Meclis BaĢkanımız, CumhurbaĢkanlığının, SayıĢtayın ve Kamu Denetçiliğinin çok değerli temsilcileri, değerli kamu çalıĢları, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün burada CumhurbaĢkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, SayıĢtay ve Kamu Denetçiliğinin bütçelerini görüĢüyoruz.

Tabii ki çok değerli konuĢmacılar, Sayın Meclis BaĢkanı yaklaĢık otuz beĢ dakika, diğer konuĢmacılar on üç, on iki, on dakika olmak üzere toplam bir saatin üzerinde sunum yaptılar. ġimdi bize bu dört bütçeyle ilgili “On dakikada derdinizi anlatın.” deniyor yani iki ayağımızı bir pabuca sokmaktan baĢka bir Ģey değil.

KuĢkusuz bunların hepsi çok önemli, bizden önceki konuĢmacılar da bunları nokta olarak değerlendirdiler ama özellikle CumhurbaĢkanı, Meclis BaĢkanıyla ilgili birkaç düĢüncemi de paylaĢmak istiyorum.

Sayın CumhurbaĢkanı Erdoğan Ağustos 2014‟te seçilmesinden itibaren ülkede farklı ve tehlikeli bir süreç baĢlamıĢ oldu bana göre. Anayasa ve yasaları askıya almaya hevesli bir yönetim tarzıyla karĢı karĢıyayız ne yazık ki. Nitekim bir konuĢmasında CumhurbaĢkanı Erdoğan “Kabul etseniz de etmeseniz de Türkiye‟de yönetim Ģekli fiilen değiĢmiĢtir.” ifadelerini kullanmıĢtır arkadaĢlar. ġimdi, ben halk tarafından seçildim, dolayısıyla artık benim için Anayasa‟nın öngördüğü statü geçerli değildir, bunu söylemiĢtir CumhurbaĢkanı; Anayasa‟nın ilgili maddelerini yok sayarak, ihlal ederek “Benim için geçerli değildir.” demiĢtir. Partili baĢkanlık modelini uygulamaya çalıĢmaktadır ancak tek değiĢiklik 102‟nci maddedeki seçim tarzıdır, onun dıĢında kalan bütün maddeler; 101, 103, 104, 105 aynıdır ve Anayasa‟nın üstünlüğü maddesi CumhurbaĢkanlığını bağlamaktadır. Dolayısıyla da tüm fiil ve iĢlemlerinden dolayı mutlaka hesap vermek durumundadır. Bunlarla ilgili birkaç paragrafı açmak istiyorum.

Mesela, Sayın Recep Tayyip Erdoğan 10 Ağustos 2014 tarihinde seçimle CumhurbaĢkanı oldu ancak BaĢbakanlıktan, Milletvekilliğinden ve AKP Genel BaĢkanlığından 27 Ağustosa kadar istifa etmedi; Erdoğan, AKP kongresine hem CumhurbaĢkanı hem BaĢbakan hem de AKP Genel BaĢkanı olarak iĢtirak etti arkadaĢlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde seçilmiĢ bir cumhurbaĢkanının parti genel baĢkanlığını terk etmeyerek partisinin kongresine katıldığı görülmemiĢtir arkadaĢlar. Sayın CumhurbaĢkanı böylelikle

tarafsızlığını yitirmiĢtir. Alanlara inip “açılıĢ” adı altında, “temel atma törenleri” adı altında, 7 Haziran seçimlerinden önce 40‟a yakın yerde açılıĢ ve temel atma törenlerini bahane ederek miting yapmıĢtır ve “ Anayasa‟ yı değiĢtirecek misiniz, baĢkanlık sistemini getirecek misiniz?” diye resmen ve aleni bir Ģekilde, istifa ettiği, ayrıldığı partisine oy istemiĢtir arkadaĢlar. Bu da hem 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Yasa‟nın 49 ve devamındaki seçim propagandası maddelerini açıkça ihlal etmiĢtir arkadaĢlar. Bu konuyla ilgili AGĠT‟in bir raporu var, seçimlerle ilgili hazırlamıĢ olduğu raporda aynen Ģunu söylüyor:

“CumhurbaĢkanının, Anayasa uyarınca parti tutmaması ve görevlerini tarafsız Ģekilde yerine getirme zorunluluğuna rağmen seçim kampanyasında aktif rol oynadığı ifade edildi. Gözlemciler, CumhurbaĢkanı Erdoğan‟ın olağanüstü sayıda kamu etkinliğine katılarak Hükûmetin çalıĢmalarını övdüğü, iktidar partisi lehine kampanya yaptığı ve programlarını muhalefet temsilcilerini eleĢtirmek için kullandığı tespitinde bulunuyor.” AGĠT‟in raporudur bu arkadaĢlar. ġimdi, bir ülkede bir CumhurbaĢkanı aleni ve açıktan bir siyasi partinin seçim kampanyasını yürütür mü? Türkiye‟de yürütülüyor ama savcılar, hâkimler, Yüksek Seçim Kurulu kalkıp da bununla ilgili herhangi bir iĢlem yapmıyor. Geçtiğimiz Ģubat ayında Mecliste görüĢülen iç güvenlik yasa tasarısında “Yasa ya çıkacak, ya çıkacak, muhalefet boĢuna uğraĢıyor.” diyerek Meclis iradesini baskı altına almaya çalıĢtı, muhalefet partilerine karĢı siyasi kampanya sürdürdü. Merkez Bankası gibi özerk bir kuruma karĢı açıklamalar yaptı. Açıklamaları piyasada spekülasyonlara yol açtı. Kurların ve faizlerin oynamasını sağladı. Erdoğan, özerk bir statüye sahip Merkez Bankasına açık ve aleni bir Ģekilde müdahale ediyor arkadaĢlar.

Yargıya müdahale ediyor. 17-25 Aralık yolsuzluk davasından sonra, bu davayı soruĢturan ne kadar polis varsa, 5 bine yakın polisi ve bu soruĢturmayı yapan savcıları, hâkimleri görevlerinden aldı arkadaĢlar. MĠT tırlarını yazdı diye Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül‟e

“Bunun hesabını vereceksiniz.” dedi ve ertesi günü Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı arkadaĢlar. Bir CumhurbaĢkanı bu kadar iç siyasete girip bu kadar müdahale edebilir mi arkadaĢlar? Olağanüstü hâllerde, sıkıyönetimlerde BaĢkanlık edebildiği Bakanlar Kuruluna

“Bunun hesabını vereceksiniz.” dedi ve ertesi günü Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı arkadaĢlar. Bir CumhurbaĢkanı bu kadar iç siyasete girip bu kadar müdahale edebilir mi arkadaĢlar? Olağanüstü hâllerde, sıkıyönetimlerde BaĢkanlık edebildiği Bakanlar Kuruluna

Benzer Belgeler