B. DAVANIN İHBARI
3. İhbar Yapılan Üçüncü Kişinin Tutumu
Kendisine ihbar yapılan kişi iki317 türlü davranabilir. İlk olarak, ihbara karşın hareketsiz kalabilir. İkinci olarak da, davaya fer'i müdahil olarak katılabilir.
1086 sayılı HUMK'da ihbar üzerine üçüncü kişi, taraf yanında ya da onun yerine davayı takip yetkisiyle, birlikte davada yer alabilmekteydi. 6100 sayılı HMK'daki düzenlemede ise, ihbarı alan üçüncü kişinin sadece hukuki yararının olduğunu düşündüğü taraf yanında davaya müdahil olabileceği kabul edilmiştir318. Buna göre, mevcut durumda ihbarı alan kişi, ya hukuki yararının olduğunu düşündüğü tarafın yanında davaya müdahil olarak katılır, ya da hiçbir şey yapmaksızın hareketsiz kalır.
a. İhbarı Alan Kişinin Hareketsiz Kalması
İhbarda bulunulan üçüncü kişinin, ihbardan sonra hareketsiz kalması durumunda, ihbarda bulunan taraf davaya devam eder. İhbar edilen kimsenin hareketsiz kalması, ihbar edeni, davayı yürütmekten kurtarmaz. Davanın ihbar edenin lehine sonuçlanması halinde sorun yoktur. Ancak dava ihbar edenin aleyhine sonuçlanması halinde, ihbar eden ile ihbar edilen arasında çıkacak uyuşmazlıkta,
314 KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.523
315 TAA, age., s.74
316 KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.523
317 KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.524,525
318 TAA, age., s.75
ihbar zamanında yapılmış veya davanın kaybedilmesinde ihbar edenin ağır kusuru yoksa(HMK m.69), ihbar edilenin durumu daha elverişsiz olacaktır319.
b. İhbar Yapılan Kişinin Davaya Fer'i Müdahil Olarak Katılması
İhbarın yapılması ile birlikte üçüncü kişi ihbarla birlikte müdahil olmaz.
Üçüncü kişinin davaya fer'i müdahil olarak katılabilmesi için, müdahale isteminde bulunması gerekir. Kendisine dava ihbar edilen üçüncü kişi, hangi taraf yanında davaya katılmasında hukuki yararı varsa onun yanında davaya fer'î müdahil olarak katılmayı talep edebilir. İhbar üzerine davaya müdahale isteminde bulunulması durumunda, HMK'nın 66-69'ncu maddelerinde yer verilen(fer'î müdahale ile ilgili) hükümler aynen uygulanır. Salt üçüncü kişinin gelip duruşmaya katılması, fer'i müdahil sıfatını almak için yeterli değildir320.
Fer'i müdahalenin koşullarının oluşması gerekir. Salt davanın ihbar edilmiş olması, üçüncü kişinin fer'i müdahil olarak davaya katılmasını sağlamaz.
Mahkemenin üçüncü kişinin istemi üzerine fer'i müdahalenin koşullarını incelemesi ve hukuki yararı varsa üçüncü kişinin fer'i müdahil olarak davaya katılmasına izin vermesi gerekir. Davaya ihbar üzerine katılan fer'î müdahil ile, davaya kendiliğinden katılan fer'î müdahilin yetkileri arasında hiçbir fark yoktur321.
Üçüncü kişinin, fer'i müdahil olarak yalnızca kendisine ihbarda bulunan kişi yanında davaya katılması zorunlu değildir. Aksine, fer'i müdahil, davayı kazanmasında yararı bulunan kişi yanında davaya katılabileceğinden, ihbarda bulunmayan taraf yanında da fer'i müdahil olarak davaya katılabilir322.
4. İhbarın Sonuçları
Davanın üçüncü kişiye ihbar edilmesinin, özel hukuka ve özel hukuk yargısına ilişkin bazı sonuçları doğmaktadır323.
319 KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.525
320 KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.524, 525
321 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, age., s.235; KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.525;
PEKCANITEZ, Usul, s.175
322 KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.524
323 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, age., s.236
a. Özel Hukuka İlişkin Sonucu
İhbarın özel hukuka ilişkin sonucu, zamanaşımının kesilmesine ilişkindir.
Davanın ihbarı ile, kendisine ihbar yapılan kişiye karşı, zamanaşımı kesilmiş olmaz324. Ancak, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 662. maddesinde yer alan hüküm uyarınca325, kambiyo senetlerinde davanın ihbarı ile zamanaşımı kesilmiş olur326.
b. Özel Hukuk Yargısına İlişkin Sonuçları
Kendisine ihbar yapılan kişi, ihbar üzerine davaya fer'i müdahil olarak katılmış ise, ilk davada verilen hükmün kendisine karşı açılan rücu davasında etkisi olmayacağını ileri süremez. Özellikle ilk davada kendisine ihbarda bulunan kişinin davayı iyi yürütmediğini bu nedenle davanın onun aleyhine sonuçlandığını ileri süremez327. Ancak, asıl tarafın ihbarı zamanında yapmaması veya iddia ve savunma imkanlarının asıl davada ihbar eden tarafından ağır kusurlu olarak değerlendirilebilecek derecede kullanılmayarak, davanın hatalı yürütüldüğünü dolayısıyla da, ilk davada verilen hükmün rücu davasında etkili olamayacağını ileri sürebilir328.
Örneğin, ihbarda bulunan taraf, kasten elinde bulunan bir kanıtı mahkemeye sunmadığı için davayı kaybederse, rücu davasında ilk davadaki hükmün etkisinin olmayacağı ileri sürülebilir. Müdahil, kendisine ihbarın geç yapıldığını ve bu nedenle ilk davanın kaybedildiğini veya asıl tarafın işlemleri nedeniyle davanın kaybedildiğini de ileri sürebilir329.
Kendisine ihbar yapılan kişi, ihbar üzerine hareketsiz kalmışsa, davaya devam edilir. Bundan sonra davayla ilgili herhangi bir tebligat ihbar edilene yapılmayacağı gibi duruşmalara da davet edilmez330. Dava sonunda verilen hüküm
324 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, age., s.236
325 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 750'nci maddesinde de bu yolda hüküm yer aldığından, bu kanun yürürlüğe girdikten sonrada aynı kural geçerli olacaktır.
326 ERCAN, age., s.236
327 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, age., s.236
328 KURU/ARSLAN/YILMAZ, age., s.525
329 PEKCANITEZ, Usul, s.177
330 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, age., s.237
onun hakkında da ihbar üzerine davaya katılan kişi gibi etkili olur(HMK m.64,69/2).
İhbarda bulunulan taraf, ihbar tarihinden sonra, asıl tarafın ihbarı zamanında yapmaması ve davayı ağır kusuru nedeniyle kaybetmesi durumunda, ilk davada verilen hükmün etkisinden kurtulabilir331. Bunun dışında her halde ilk davada verilen hüküm ona karşı açılan rücu davasında da etkili olacaktır.
Örneğin, ilk davada ihbarda bulunan müteselsil kefil, davayı kaybetmişse, bu davada kendisine ihbarda bulunduğu asıl borçlu, kendisinin borçlu olmadığını, bu davayı müteselsil kefilin, davayı iyi yürütemediği, kendisini iyi savunamadığından kaybettiğini ve rücu edemeyeceğini ileri süremez332.