• Sonuç bulunamadı

2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun uygulanması konusundaki yetki, tamamen alımı yapacak idarelere ait olup, idarelerin kararlarının, ihale kanununa uyumunu izleyen merkezi bir birim bulunmamaktaydı. Kamu alımlarını AB genelinde rekabete açmanın somut bir etkisinin görülebilmesi için, AB Komisyonu kamu alımları konusundaki direktif kurallarını ihlal eden eylem ve kararlara karşı hızlı ve etkili yaptırımlar uygulanması gereğinden hareketle üye devlet idarelerinin kamu alım kararlarının etkili ve hızlı biçimde denetleneceği ulusal bir mekanizma geliştirmelerini öngörmektedir.

AB Komisyonu, kamu alım kararlarının gözetim ve denetiminden sorumlu kurumun idari yapısını üye devletlere bırakmakla beraber işlevleri hakkında çerçeve düzenlemeler de yapmaktadır. Komisyonun bu konudaki direktifine göre, kamu ihale kurumları tedarikçi veya müteahhitlerin ilgili kamu dairesinin Komisyon direktiflerini ihlal eden eylem ve kararları hakkındaki şikâyetlerini ayrımcılık yapmaksızın hemen değerlendirmeye alması; iddia edilen ihlalin daha büyük ticari zararlara yol açmaması için alım sürecini askıya alacak veya ihlale konu eylem veya kararın uygulamasını durduracak ara kararlar alabilmesi; mağdur tedarikçi veya müteahhidin zararının tazminine karar verebilmesi gerekmektedir. Ayrıca, kamu alımlarını denetleyecek kurulun yargı yerine idari bir birim olması durumunda; bu kurulun üyelerinin(en azından başkanının) atanmasının ve görevden alınmasının yargı benzeri olması; kurulun kararlarını yazılı alması ve kurul kararlarının da yargı denetimine tabi tutulması gerekmektedir. Bu

çerçevede, kamu alımlarında AB düzenlemelerine uyum sağlamayı amaçlayan 22.01.2002 tarihli 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ile kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Kamu İhale Kurumu kurulmuştur. Kanunun resmî gazetede yayımlandığı tarihi takip eden otuz gün içinde Kamu İhale Kurulu'nun atanacağı ve kurulun, görevlerini yerine getirmek üzere atandığı tarihi izleyen altmış gün içinde kurum teşkilatını oluşturarak faaliyete geçmesini sağlayacağı öngörülmüştür. Kamu İhale Kurumu’nun oluşturulması ile uluslararası ihale mevzuatında var olan ve çok önemli görevleri gerçekleştiren bir kurumun, Türk devlet yapısına kazandırılması yanında, kamu ihale alanının düzenlenmesiyle ilgili görev ve yetkilerin tek bir elde toplanması, şikâyetlerin incelenmesi ve anlaşmazlıkların çözümlenmesiyle ilgili yargı aşaması öncesinde bir sürecin kurulması sonucu da sağlanmıştır. Kamu İhale Kurumu, kamu ihaleleriyle ilgili esas, usul ve işlemlerin doğru olarak uygulanması konusunda görevli ve yetkilidir.

Bazen “Devlet İhalesi” olarak da adlandırılan kamu ihalesi, devlet tarafından idari görevleri yerine getirebilmek ve halka hizmet sunabilmek için, gerek duyulan inşaat hizmetleri de dahil olmak üzere-mal ve hizmetlerin satın alınması isidir( KİK, Kamu Alımları Konusunda Dünya ve Türkiye Mevzuatı-Uygulamaları, KİK, Ankara, Mart 2003, s.3.).

Tüm ülkelerde, kamu yetkilileri çoğu zaman baslıca mal ve hizmet alıcılarıdır. Bu satın alımlar, büro mobilyasından belediye tasıma sistemine, otobüs veya hastane, temizlik hizmetleri ya da yeni bir santral alımına veya otoyol inşaatına kadar çeşitlilik gösterebilir. Kamu sektörünün satın alma kararları, bireysel firmalar için yaşamsal öneme sahip olmanın yanı sıra, tüm ülkeyi de etkilemektedir. Kamu sektörü tarafından, tek bir defada harcanan tutar, çoğu zaman, bir hane halkı veya şirket tarafından harcanan tutardan çok daha fazladır. Bunun sonucunda, sanayinin önünde çok cazip bir pazar açılmaktadır(KiK, a.g.e., s.3.).

Bu bağlamda, kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan ya da kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemek üzere 04.01.2002 tarihinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu(RG. 20.07.2002 /24821) çıkarılmıştır. 08.09.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun günün değişen ve gelişen ihtiyaçlarına cevap veremediği, uygulamada ortaya çıkan problemleri gidermede yetersiz kaldığı, bütün kamu kurumlarını kapsamadığı, AB ve uluslararası ihale uygulamalarına paralellik göstermediği görüldüğünden, kamu ihaleleri ile ilgili daha geniş kapsamlı yeni bir kanun hazırlanmasına ihtiyaç duyulduğu kanun genel gerekçesinde ifade edilmektedir(4734 sayılı Kamu İhale Kanunu Tasarısı,

Başbakanlık, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü.Sayı:B.02.0.KKG.0.10/101- 292/5381, 20.11.2001).

Yasa ile bazı kurumların yapacağı ihaleler düzenlenirken, bazı durumlara ise istisna getirilmektedir. Yasanın 2. maddesinde belirtildiği gibi, genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, özel idareler ve belediyeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, birlikler, tüzel kişiler ile enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösterenler dahil, sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (mesleki kuruluşlar hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar ve bunların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, isletme ve şirketlerin her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım islerinin ihaleleri bu yasa hükümlerine uygun olarak yürütülür. Bununla birlikte; 4734 sayılı kanun kapsamına giren kuruluşlarca, kuruluş amacı veya mevzuatı gereği islemek, değerlendirmek, iyileştirmek veya satmak üzere doğrudan üreticilerden veya ortaklarından yapılan tarım veya hayvancılıkla ilgili ürün alımları; savunma, güvenlik ve istihbaratla ilgili, hizmet, malzeme, teçhizat ve sistem alımları; uluslararası anlaşmalar gereğince sağlanan dış finansman ile yaptırılacak olan ve finansman anlaşmasında farklı ihale usul ve esaslarının uygulanacağı belirtilen mal ve hizmet alımları ile yapım isleri; idarelerin yabancı ülkelerdeki kuruluşlarının mal veya hizmet alımları ile yapım isleri; kanun kapsamına giren kuruluşların DMO Genel Müdürlüğünden yapacakları alımlar ile ulusal araştırma geliştirme kurumlarının yürüttüğü ve desteklediği AR-GE projeleri için gerekli olan mal ve hizmet alımları bu kanun kapsamı dışındadır( 4734 sayılı yasa, m.2.).

İhalelerle ilgili şikâyetlerin incelenme süreci yasada uluslararası uygulamalar çerçevesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda, ihalenin başlangıcında sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süre içinde idarece yapılan işlemlerde mevzuata aykırılık bulunduğuna ilişkin şikâyetleri incelemek ve sonuçlandırmak, bütün ihale mevzuatını hazırlamak ve uygulamayı yönlendirmek, kamu ve özel sektöre eğitim vermek, ihalelerle ilgili istatistikler oluşturmak ve yayımlamak ve haklarında yasaklama kararı verilenlerin sicillerini tutmak üzere, Kamu İhale Kurumu kurulmuştur( Kamu İhale Kanunu Tasarısı.).

2.9.1. Kuruluş Amacı

Kamu İhale Kurumu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile öngörülen görevleri yerine getirmek üzere kurulan, idari ve mali

özerkliğe sahip bir kamu tüzel kişisidir. Kurumun merkezi Ankara'dadır. Kurumun ilişkili olduğu Bakanlık, Maliye Bakanlığı’dır. Kurum teşkilatı; Kamu İhale Kurulu, Başkanlık ve hizmet birimlerinden oluşmaktadır. Kamu İhale Kurumu, Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirirken yetkilerini Kurul vasıtasıyla kullanır( 4734 sayılı yasa, m.53.).

Bu Kanunun amacı, kamu hukukuna tâbi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirlemektir.

KİK; ülkemizde genel düzenleyici bir bağımsız idari otorite olarak kamu alımları konusunda regülasyon işlevini yerine getirmekle görevlidir.

Türkiye’de Kamu İhale Kurumu hariç diğer bağımsız idari otoritelerin kurul üyeliklerine seçilmede, yeniden seçilmeme ilkesi uygulanamamıştır.

2.9.2.Teşkilat Yapısı

Kamu İhale Kanunu’nun 53. maddesine göre; kurumun karar organı, biri başkan ve biri de ikinci başkan olmak üzere on üyeden oluşan Kamu İhale Kuruludur. KİK üyelerinin en az dört yıllık öğrenim veren hukuk, iktisat, siyasal bilgiler, isletme, iktisadi ve idari bilimler, mimarlık ve mühendislik fakültelerinden mezun olmuş, kamu kurum ve kuruluşlarında en az on iki yıl hizmeti bulunan, kamu ihale mevzuatı ile ilgili yargılama, inceleme, denetleme, uygulama veya danışma konularında fiilen en az dört yıl çalışarak ulusal veya uluslararası ihale mevzuatı açısından kanıtlanmış niteliğe ve deneyime sahip olmaları, geçmişte ve halen bir siyasi parti ile aday gösterilme dahil üyelik ve görev alma ilişkileri bulunmaması gerekir. Maliye Bakanlığı’nca önerilecek iki kişi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca önerilecek üç kişi, Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakanlık ile Danıştay ve Sayıştay Başkanlıklarınca önerilecek birer kişi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu tarafından önerilecek birer kişi olmak üzere toplam on üye, Bakanlar Kurulunca atanır. Bakanlar Kurulu, atamayla birlikte kurulun başkanını da görevlendirir. Kurul üyeleri kendi aralarından ikinci başkanı seçer. Üyeler, Yargıtay birinci Başkanlık Kurulu huzurunda üyeliklerinin devamı süresince görevlerini tarafsız ve dürüst olarak yerine getireceklerine, kanun hükümlerine ve ilgili mevzuata aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair yemin ederek göreve başlarlar. Üyelerin görev süresi beş yıl olup, yeniden seçilmeleri mümkün değildir. Üyelerin görev süreleri dolmadan görevlerine son verilemez. Ancak ciddi bir hastalık veya sakatlık nedeniyle is görememeleri, atamaya ilişkin şartları kaybetmeleri, görevi kötüye kullanmaktan veya yüz kızartıcı bir suçtan mahkûm olmaları halinde Başbakan onayıyla görevden alınabilirler. Üyeler, özel bir kanuna dayanmadıkça resmi veya özel hiçbir görev

alamaz, ticaretle uğraşamaz, serbest melek faaliyetinde bulunamaz, ücret karşılığı konferans veya ders veremez, her türlü ticari amaçlı ortaklıklarda hissedar veya yönetici olamazlar. Kurul, üye tamsayısı ile toplanır ve çoğunlukla karar alır( 4734 sayılı kanun m. 53.).

Kurum hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, sözleşmeli olarak istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Üyelerin aylık ücretleri Maliye Bakanı’nın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenirken, diğer personelin ücret ile diğer mali ve sosyal hakları kurul tarafından belirlenir. Kurum personeli, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na tabidir( 4734 sayılı kanun m. 53.).

Şekil 10:Kamu İhale Kurumu Organizasyon Şeması.

Kaynak: http://www.ihale.gov.tr/kurum_hakkinda/organizasyon_semasi.htm 2.9.3.Görev ve Yetkileri

4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 53. maddesinin (b) fıkrasında Kurumun genel olarak görev ve yetkileri aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.

1. İhalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süre içerisinde idarece yapılan işlemlerde bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olmadığına ilişkin şikâyetleri inceleyerek sonuçlandırmak,

2. Bu Kanun ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa ilişkin bütün mevzuatı,standart ihale dokümanlarını ve tip sözleşmeleri hazırlamak, geliştirmek ve uygulamayı yönlendirmek, 3. İhale mevzuatı ile ilgili eğitim vermek, ulusal ve uluslar arası koordinasyonu sağlamak, 4. Yapılan ihaleler ve sözleşmelerle ilgili Kurum tarafından belirtilen şeklide bilgi toplamak, adet, tutar ve diğer konular itibariyle istatistikler oluşturmak ve yayımlamak, 5. Haklarında ihalelere katılmaktan yasaklama kararı verilenlerin sicillerini tutmak, 6. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunmak

7. İhale ilanları ile ilgili esas ve usulleri düzenlemek, basılı veya elektronik ortamda Kamu İhale Bülteni yayımlamak,

8. Yerli isteklilerin, yabancı ülkelerde açılan ihalelere katılmalarına engel olunduğunun tespit edilmesi halinde bu uygulamanın yapıldığı ülkenin isteklilerinin de bu Kanun kapsamında yapılan ihalelere katılmalarının önlenmesine yönelik tedbirlerin alınmasını ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak üzere Bakanlar Kurulu’na teklifte bulunmaktır.

Kurum, gerekli gördüğü takdirde Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık bulunduğuna ilişkin iddiaları inceler ve sonuçlandırır. Kurum, görevlerinin yerine getirilmesinde resmi ve özel bütün kurum, kuruluş ve kişilerden belge, bilgi ve görüş isteyebilir. Belge, bilgi ve görüşlerin istenilen süre içersinde verilmesi esastır.

Kurum, Kurul kararıyla bu Kanunun ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun uygulanmasına ilişkin standart ihale dokümanı, tip sözleşme, yönetmelik ve tebliğler çıkarmaya yetkilidir. Kurul ve Kurum yetkilerini, düzenleyici işlemler tesis ederek ve özel nitelikli kararlar alarak kullanır. Standart ihale dokümanları, tip sözleşmeler, yönetmelik ve tebliğler, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÜST KURUL BENZERLERİ VE ÜST KURULLARIN İŞLEVLERİ 3.1.Türkiye'de Üst Kurul Benzeri Kuruluşlar

3.1.1.Devlet Denetleme Kurulu

Devlet Denetleme Kurulu; idarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olarak kurulmuştur. Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanı'nın isteği üzerine; tüm kamu kurumlarında ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurumların ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerde, kamuya yararlı vakıflarda her türlü incelemeleri, araştırmaları ve denetlemeleri yapar. Silahlı Kuvvetler ve yargı organları, Devlet Denetleme Kurulu'nun görev alanı dışındadır. Devlet Denetleme Kurulu'nun üyeleri ve üyeleri içinden başkanı, yasada belirtilen nitelikteki kişiler arasından, Cumhurbaşkanınca atanır. Devlet Denetleme Kurulu'nun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri, yasayla düzenlenir(Yurtseven, 2008:110).

Kurulun Görevleri ve Yetkileri

Devlet Denetleme Kurulu, klasik idari yapılanma karşısındaki özgünlüğünü, yapısal özellikleri yanında işlevsel özelliklerine de borçludur. Zira bu kurum, bir yandan görevli olduğu alanda düzenleme yetkisi kullanarak kurallar koyarken; öte yandan da bu kurallara uygun hareket edilmesini denetlemekte ve gerektiğinde önemli parasal ve yönetsel yaptırımlar uygulayabilmektedir. Bunun yanında; bu kurumun, bir takım uyuşmazlık çözme yetkilerinin de olduğu unutulmamalıdır(Tan, 2002: 26).

Bu kuruma, güçlü kamusal yetkilerin verilmesinin nedeni ise; değişen ekonomik ve toplumsal ilişkilerin geleneksel idari yöntemlerle düzenlenemeyeceğinin anlaşılmasıdır. Yine; yargı erkinin idari faaliyetleri denetleme işlevinde görünen tıkanıklıklar da, bu kuruma tanınan yetkilerin artmasında etkili olmuştur(Akıncı, 1999:132).

Devlet Denetleme Kurulu'nun var olma nedenini oluşturan düzenleme yetkisi, toplumsal yaşamın önemli sektörlerini kamu yararı ve kamu düzeni gereklerine uygun olarak yönlendirmeyi içermektedir(Akıncı, 1999:133). Ülkemizde; Devlet Denetleme Kurulu'na, kurucu yasasıyla, görev alanına ilişkin olarak geniş bir düzenleme yetkisinin tanındığı görülmektedir.

Devlet Denetleme Kurulu'na, kuruluş yasasıyla tanınmış olan bu yetki, genel ve soyut nitelikte normlar koymayı ifade eder. Anayasamızın 124.maddesine göre; kamu tüzel kişileri, kendi görev alanları ile ilgili yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını göstermek amacıyla yönetmelik çıkarma yetkisine sahiptirler. Bu doğrultuda; bir kamu tüzel kişisi olan Devlet Denetleme Kurulu da, düzenleme yetkisini, yönetmelik çıkararak kullanabilir(Gözübüyük, 2004:305).

Devlet Denetleme Kurulu, düzenleme yetkisini, kuruluş yasasına aykırı olmamak ve onun uygulanmasını göstermek üzere, özerklik ilkesi çerçevesinde ve üst normlara bağlı kalmak kaydıyla yönetmelik, tebliğ, karar, genelge, bildiri ve başkaca isimler taşıyan düzenleyici işlemler vasıtasıyla yerine getirir(Akıncı, 1999:134).

Uygulamaya bakıldığında; düzenleme faaliyetinin, daha çok, tebliğler aracılığıyla yapıldığı göze çarpmaktadır. Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre; bu düzenleme yetkisinin mutlak ve sınırsız bir nitelik arz etmesi mümkün olamaz; çünkü böyle bir durum, yasama yetkisinin devri anlamına gelir. Devlet Denetleme Kurulu'na tanınan düzenleme yetkisi, ikincil/türevsel bir yetkidir. Yani; Devlet Denetleme Kurulu, ilgili oldukları alanlara ilişkin temel düzenlemelerin ötesinde ikincil nitelikte kurallar koyar(Gözübüyük, 2004:305).

Anayasa Mahkemesi’nin kararları doğrultusunda; yasayla düzenlenmesi gereken konularda idareye genel ve sınırsız düzenleme yetkileri ile istisnai durumlar dışında yasayla düzenlenmemiş alanlarda genel nitelikte kural koyma imkânı verilmesi, anayasaya aykırıdır(Gözübüyük, Tan, 1998:292; Kaya, 2003: 45).

Yine, Anayasa Mahkemesi’nin bir kararında belirttiği üzere; yönetimin düzenleme yetkisi; sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Başka bir deyişle; yönetim, düzenleme yetkisini kullanarak yapacağı işlemlerde, yasal düzenlemenin kapsamını daraltamaz veya genişletemez(Tan, 2002: 27).

İşte, Devlet Denetleme Kurulu, düzenleme yetkisini bu çerçevede kullanabilir. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar Yasa Tasarısı'nda; düzenleme yetkisi, kurumun görevleri ve yetkileri arasında sayılmış ve bu doğrultuda çeşitli iyileştirici hükümlere yer verilmiştir. Kurumun faaliyette bulunduğu sektöre yönelik ikincil düzenlemeleri hazırlarken, sektör stratejisi ve politikaları ile ilişkinin kurulması bakımından ilişkili bakanlığın, kalkınma planı ve yıllık programla ilişkisinin kurulması açısından da DPT Müsteşarlığı’nın görüşünün alınması istenmekte ve en geç on beş gün içinde cevap verilmezse görüşün verilmiş sayılacağı söylenmektedir.

Yine; kurulun ikincil düzenlemeleri hazırlarken katılımı ve saydamlığı sağlamak üzere ilgili tarafların görüşlerine başvurması gerektiği söylenerek; kurulun düzenleme ve denetleme mahiyetindeki kararları, tekemmül etmesinden itibaren en geç üç iş günü içinde ilişkili bakanlığa göndereceği ve ilişkili bakanlığın, kurul kararlarına karşı süresi dâhilinde iptal davası açabileceği belirtmektedir.

Kurul tarafından düzenleyici nitelikte alınan kararların yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderileceği ve kuruluş yasasında öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla denetleyici nitelikteki kararların uygun vasıtalarla kamuoyuna duyurulacağı anlatılmaktadır.

Kurum tarafından hazırlanacak ikincil düzenleme taslaklarının, uygun vasıtalarla en az yedi gün süreyle kamuoyunun bilgisine sunulacağına da vurgu yapılmaktadır. Yine; kurul kararlarının, ikincil düzenlemelerin, işlemlerin ve araştırma-soruşturmaların her yılın Mayıs ayı sonunda kurumların web sayfasında ve resmi bültenleriyle kamuoyuna duyurulması öngörülmektedir.

Devlet Denetleme Kurulu, kendi görev alanı dâhilinde yasalar ve kendi düzenleyici işlemleri doğrultusunda konulan kurallara, ilgili kuruluşlar tarafından riayet edilip edilmediğini izlemek ve gözetmek durumundadır.

Bu amaçla; gereksinim duyduğu bilgileri ve belgeleri ilgililerden istemek, onların bilgilerine başvurmak ve hatta gerektiğinde yerinde incelemeler yapmak ile yetkili kılınmıştır(Gözübüyük, 2004:306).

Kurul; yasanın, kendisine verdiği görevleri yerine getirirken, gerekli gördüğü her türlü bilgiyi tüm kamu kurumlarından ve kuruluşlarından, teşebbüslerden ve teşebbüs birliklerinden isteyebilir.

Bu makamlar, teşebbüsler ve teşebbüs birliklerinin yetkilileri, istenen bilgileri kurulun belirleyeceği süre içinde vermek zorundadır. Kurul, yasayla kendisine verilen görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü durumlarda teşebbüslerde ve teşebbüs birliklerinde incelemede bulunabilir.

Bu amaçla; teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin; defterlerini, her türlü evrak ve belgelerini inceleyebilir ve gerekirse suretlerini alabilir; belli konularda yazılı veya sözlü açıklama isteyebilir; teşebbüslerin her türlü mal varlığına ilişkin mahallinde inceleme yapabilir. Araştırma ve soruşturma yetkisi olarak da tabir edilen bu yetki, kurum adına çalışan uzmanlarca kullanılmaktadır.

Denetimle görevlendirilmiş uzmanlara, istedikleri evrakların ve belgelerin verilmemesi ya da gösterilmemesi durumlarında ise, kurumun kuruluş yasasında yer alan yaptırıma ilişkin hükümlerin uygulanması söz konusudur.

Örneğin; uzmanların incelemeye giderken yanlarında incelemenin konusunu, amacını ve yanlış bilgi verilmesi durumunda idari para cezası uygulanacağını belirten bir yetki belgesinin bulunacağı söylenerek; uzmanlara istedikleri evrakların ve belgelerin gösterilmemesi-verilmemesi durumunda idari para cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Yine bu duruma ilişkin olarak; uzmanlara istenen defter, evrak, dosya ve diğer belgelerin verilmemesi durumunda kurulun gerekçeli yazısı ile istemde bulunması üzerine Sulh Ceza Hâkiminin istenilen yerlerde arama yapılmasına karar vermesi üzerine arama yapılabileceği söylenmektedir. Devlet Denetleme Kurulu, düzenlediği ve denetlediği alanlar itibariyle uzman bir kuruluş olduğundan; etkinlik alanını ilgilendiren konularda resmi ve özel kuruluşlara görgü ve deneyimleri doğrultusunda görüş bildirmekle ve öneride bulunmakla yetkili kılınmıştır(Akıncı, 1999:134).

Devlet Denetleme Kurulu, görüş bildirme ve öneride bulunma yetkilerinin yanı sıra; düzenlediği ve denetlediği alana ilişkin olarak bilimsel etkinlikler, paneller, konferanslar düzenleyerek ve yapmış olduğu yayınlarla; halkı bilgilendirme görevini yerine getirmekte ve kamusal kültürün oluşmasına katkı sağlamaktadır.

Devlet Denetleme Kurulu'nun; otorite niteliğini ete kemiğe büründüren ve işlevselliğini artıran en önemli unsur; yaptırım uygulama yetkisidir. İkna etme, önleme, uzlaşma gibi yaptırımdan arındırılmış yetkilerin; pazar ekonomisi, iletişim gibi kamusal yaşamın duyarlı alanlarında yeterli olmaması doğrultusunda yaptırım yetkisine gerek duyulmuştur. Devlet Denetleme Kurulu'na tanınan bu yetki; düzenleme ve denetim

Benzer Belgeler