• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

4. HİKÂYENİN TAHLİLİ

4.1. Hikȃye Şahısları

4.1.7. İfrit (Cin)

Modern veya antik birçok din ve inanışta bulunan bir tür ruhani dinî/mitolojik yaratıktır. Farklı inanışlarda farklı karakteristik özelliklere sahiptir. Cinler, “Sözlükte "örtmek, örtünmek, gizli kalmak" anlamındaki cenn kökünden türeyen bir isim olup tekili olan cinnı "örtülü ve gizli şey" mânasına gelir. Terim olarak "duyularla idrak edilemeyen, insanlar gibi şuur ve iradeye sahip bulunan, ilâhî emirlere uymakla yükümlü tutulan ve mümin ile kâfir gruplarından oluşan varlık türü" anlamına gelir.”66 “Kuran’ın 72. suresinin adı Cin Suresidir. Yirmi sekiz âyetten oluşan Cin Suresi, cinleri anlatır. Kur’ân-ı Kerim’de Hicr suresinde cinlerin insanlardan daha önce yaratıldığı bilgisi yer almaktadır. “Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık.”67 Zariyat suresinde ise Allȃh

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.68 “Ayrıca Kur’anda

insanüstü yetenek ve icraatlarıyla anlatılan Hz. Süleymanla ilişkileri söz konusu edilen Saba melikesi Belkıs hakkında bazı rivayetler onun annesinin bir cin olduğunu söyler. Bu rivayetlere dayanarak cinlerle evliliğin mümkün ve caiz olup olmadığı konuları İslam’da uzun uzadıya tartışılmıştır. İslam alimleri vediğer kadim zamanların inanışlarına göre cinlerin varlığı ve mahiyetleri ile ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür.

66 M.Süreyya Şahin (1993). “Cin” İslam Ansiklopedisi. C.VIII, İstanbul: TDV

Yayınları, s.5

67 Hicr Süresi, 15/26- 27. Ayet. 68 Zariyat Suresi, 51/56. Ayet.

75

“Çeşitli dinlere mensup olup, peygamberleri tasdik eden insanların çoğu, cinlerin varlığını kabul ederler. Yine eski filozoflarla, ashab-ı ruhaniyyâtın büyük bir kesimi de, cinin varlığını kabullenir ve bunlara, “suflî ruhlar‟ derler. Cinlerin varlığını kabul eden kimseleri daha geniş bir perspektiften sıralayan İbn Teymiyye ise şöyle der: Bütün Müslümanlar, -Müslümanlar gibi- ehl-i kitap olan bütün Yahudi ve Hıristiyanlar, bütün Arap müşrikleri ve bunlar dışında kalan bütün Sâm oğulları; Hindîler ve bunlar dışında kalan bütün Hâm oğulları; yine bunlarla beraber bütün Kenanîler, Yunaniyyîn ve bunlar dışında kalan Yâfes oğulları cinlerin varlığını kabul etmektedirler. Bununla beraber cinlerin varlığını kabul edenler de ikiye ayrılır: Birinci kısım: Cinlerin maddi varlık olmadıklarını ve maddelerde bulunan bir hal, bir sıfat olmadıklarını, aksine kendi kendilerine kaim cevherler olduklarını iddia edenler. Ġkinci kısım: Cinlerin maddi varlık olduğunu iddia edenler.69

Hikâyede geçen cinler çeşitli şekillerde tarif edilmiştir. Hz. Ömer, Temîm’i görüp cin zannettiği zaman cinlerin çeşitlerinden bahsederek, kendisinin hangi taifeden olduğunu sorar.

ǾÖmer eydür Temįme kim gel söze Ne ķavimdensin ey cinnį eyit bize

Şol ķavim kim göge uçar Melāǿikeler anlara odlar śaçar

Ya şundan mısın ki gökyüzi Uçasız ki kimse görmeye sizi

Yā şunlardan mısın kim odlarda durur Ħalķ içinde odlarında oturur

Temįm eydür yā emire’l‐müǿminįn Söylediñ sözi tamām oldı hemįn

69 Veysel Olkan Yeşil, “İslam İnancında Cinler”, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler

76 Ben daħı sözi söyleyem saña

MüstemiǾ ol bir nihān benden yaña

Biz müǿmįnleriz Muĥammed ümmeti Bulamazsın bize hem fırśatı

Śaçlı gördüñ inkār idersin anı Baña cinnį dersiñ ey cānum cānı

İnsem cinnį degülem yā imām

Ev benüm Ǿavrat benüm sözüm tamam (İÜ:5b/ 162‐170)

Hikâyede cinlerin fiziksel özelliklerinin yanı sıra ne yiyip ne içtikleri, nelerden hoşlandıkları hakkında da bilgi verilmiştir. Bunları maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:

1. İnsanların besmelesiz sakladıkları yemeği yerler. 2. Namaz kılmayan insanların yemeklerini yerler. 3. Giyisileri al kırmızıdır.

4. Mekânları ıssız yerlerdir. Tenha hamamlardır.

5. Eğlence yerleri; tenha yerler, boş evler ve pınarlardır. 6. Güzel kokuları severler.

7. Bazı Müslüman cinler beyaz ve yeşil, sûfiyâne tonda elbiseler giyerler. 8. İçlerinde şeriatı icra için kadıları ve muhasebecileri bulunmaktadır. 9. İslamın beş şartını yerine getirirler

77

11. Cinlerden korunmak için evler temiz tutulmalıdır.

12. Kesilen tırnak, yumarta kabuğu, sarımsak kabuğu ve soğan kabuğu ayak altına atılmamalıdır.

13. Cevüz ağacı dibinde ve pınar üzerinde uyunmamalıdır. 14. Çok karanlık olan hamamlara ve evlere girilmemelidir.

15. Çocukların akşam vakti oynaması için dışarıya çıkmasına izin verilmemelidir.

16. Kimse korkutulmamalıdır.

17.Eşiğe, mezbeleye ve yollara su dökülmemelidir.

18. Kâfir cinler, lâ havle’den, tekbirden ve ezandan kaçarlar.

19. Aslan, kaplan, kurt, köpek, domuz ve kedi suretlerini severler. Genellikle de bu suretlerde gezerler.

20. Cinlerin uzun ve kısa olanları vardır. 21. Gözleri yukarıdan aşağıya doğrudur.

22. Köpek gibi kuyrukları vardır ve başlarında boynuzları bulunmaktadır. 23. Birisini çağırırken gök gürültüsü gibi çağırırlar.

24. Yıldırım gibi parlarlar. 25. Rüzgâr gibi hızlı yürürler.

Hikâyede yukarıda ifade edilenler şu bağlamda verilmiştir. Hz. Ömer ve Hz. Alî Temîm’e cinlerin ne yiyip ne içtiğini ve nelerden hoşlandıklarını, sûretlerinin nasıl olduğunu sorunca Temîm şöyle cevap verir:

“Ħażret‐i ǾÖmer eyitdi cinnįleriñ yemegi ve giymegi ve śūreti nicedir Temįm eyitdi ādemįler evlerinde besmelesiz śaķladuġı yiyecegi yerler bį‐

78

namāzlaruñ ŧaǾāmını yerler ve al ķırmızıdır giyecekleri ve külħān ve mezbeleden düşürdükleri ŧavarlarınıñ yemidir ve bizim ŧavarlarımızıñ tersi ķoyunlarınıñ yiyecekleridir ve benį ādem yedügi et semekleri anlarıñ basdurmasudur ve mekanları ıssız yerler ve ħālį ĥamamlardur ve anlaruñ Ǿişret ve teferrüc‐gāhları tenhā yerler boş evler ve pınarlar ve kārzlerdür ve laŧįf ķoķuları severler baǾżı müslümānları pak beyāż ve yaşıl śūfiyāne ŧonlar giyerler içlerinde icrā‐yı şerįǾat içün ķađı ve muĥtesib var ve namāz ve oruc tilāvet‐i Ķurǿan ve ĥāc ve zekāt var hemįşe kāfir cinnįler üzerine ġazā ve cihād iderler amma yā emįre’l‐müǿmįnįn ve yā ĥāżır cemāǾat zinhār u zinhā evünizi mezbele itmen süpründi çıķarıñ pāk ķoħular ile tütsi eyleñ ŧırnaķ kesigini ve yumurta ķabuġunı ve śoġan ve sarmısaķ ķabuġını ayaķ altına dökmen cevüz aġacı dibinde ve pınar üzerinde uyuman esbāb ile ķaranluķ ĥamama ve ķaranluķ eve girmen ve oġlancuķlarıñız aħşam vaķtinde ŧaşrada oynamaġa ķomañ ve evüñizi heykelsiz ve polladsız ķomañ žarāfetle dutun deyüp kimse ķorķutmañ ve eşikde ve mezbelede ve yollarda śu dökmeñ Ĥażret‐i ǾAlį rađıyallāhu anh eyitdi kāfir cinnįleriñ ĥāli nedir Temįm eyitdi Lā ĥavleden ve tekbįr ve eźandan ķaçarlar aślan ve ķaplan ķurd ve kelp ve kedi ve ŧoñuz ve ecderhā śūretini severler ekŝer ol śūretde gezerler uzun ķaśįr olurlar gözleri yuķarudan aşaġadur it ķuyruġı gibi ķuyruķları var başlarında boynuzları olur raǾd gibi çaġururlar berķ gibi yıldururlar yel gibi seriǾ yürürler çün Ĥażret‐i ǾÖmer ve ǾOŝman ve ǾAlį ve aśĥāb‐ı kirāmrıdvanullāhi teǾāla Ǿaleyhim ecmaǾįn bu kelimatları işitdiler” (AK: 10a‐b)

Benzer Belgeler