• Sonuç bulunamadı

Maarif-i Umûmîye Nizamnamesi'nde açılması düşünülen idadîler maddi imkânsızlıklar ve öğretmen yokluğu yüzünden bir türlü açılamamıştı. Bu durum nizamnamede yer alan üç dereceli öğretim sisteminin oluşmasına engel teşkil ediyordu. Maarif Nezareti'nce 1873-1874 öğretim yılı başlarında İstanbul'da ilk sivil idadîlerin açılması için gerekli hazırlıkları yapmak üzere bir komisyon kuruldu. Komisyon, ülke genelinde idadîler açılmasını gerekli görmekle birlikte bunun hemen mümkün olmadığını göz önünde bulundurarak İstanbul'da örnek bir idadî açılmasını kararlaştırdı. Darülmaarif binası da bu okula tahsis edildi. Komisyon ayrıca idadîlere öğretmen yetiştirmek üzere İstanbul'daki Darülmuallimin-i Aliye'de bir idadî şubesi açılmasını teklif etti ve böylece ilk idadî şubesi 1874'te Darülmuallimin-i Aliye içinde hizmete girdi200. 1875’te İstanbul’da Fatih ve Beşiktaş’ta iki idadî daha

öğretime başlamıştır. 1876 tarihine gelindiğinde ise İstanbul’da Darülmaarif, Fatih, Beşiktaş, Davut Paşa, Feyziye ve İbrahim Ağa Çayırı’nda olmak üzere altı idadî

198 F. Demirel, a.g.t., s.16. 199 M. Orhan, a.g.t., s.17. 200 C. Öztürk, “İdadî”, s.465.

bulunmaktadır201. Ancak bu idadîler, sağlıklı bir eğitimin uygulanabilmesi için bina,

öğretmen ve program bakımından yeterli değildi. Çoğu kiralık binalarda veya başka amaçla yapılmış yerlerde geçici olarak eğitim vermekteydiler. 1869 Nizamnamesi ile açılması kararlaştırılan idadîlerin hangi tipte inşa edileceklerine dair, Sadrazam Said Paşa’nın dönemin eğitim sistemi için gerçekleştirmiş olduğu eylemler zincirine kadar, Maarifin net bir görüşü oluşmamıştır202.

İdadîler, daimî giderleri ve inşa masrafları bakımından çok miktarda paraya ihtiyaç duyuyordu203. Maarif reformunu diğer bütün gelişmelerin de ön şartı204 olarak

gören Sadrâzam Said Paşa, buna çare bulmak üzere, evvelce ilköğretim için kabul olunan öşrün, öşrü nispetindeki vergiyi kaldırmış, bunun yerine 1300 malî yılından itibaren âşar-ı seb'i (1/7) ve rub'u (1/4) alınıp ve ayrıca müsakkafât vergisi205nin de %

6'sının maarife ayrılmasını temin etmiştir206. Ayrıca 21 Aralık 1879 tarihinde

Diyarbekir Valiliğine gönderilen bir yazıda vakıf gelirlerinin tahsis edildiği kişi veya cihetlerden eser kalmaması durumunda bu vakıfların gelirleri Evkâf Hazinesi’ne aktarılmayarak; maarifin yaygınlaştırılması yolunda sarf edileceği bildirilmiştir207.

Bu şekilde sağlanan mâlî kaynaktan idadîlerin masraflarına da karşılık bulunmuş oldu. Bunun sonucu olarak vilayetlerde idadîlerin açılmasına girişildi. Nitekim ilk hamlede, 1885 (1302) yılında Bursa208, Edirne, Yanya, Çanakkale209'de birer idadî

201 Salname-i Devlet, 1294, s.393.

202 E. Parmaksız, II. Abdülhamid Dönemi (1876-1909) Eğitim Sistemi Eğitim Yapıları ve Askerî Rüşdiyeler, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayımlanmamış Doktora Tezi),

İstanbul 2008, s.61.

203 Mekâtib-i İdadîye tesisâtı için gerek inşaat gerek muallimin heyet-i idare ma’aşâtından dolayı haylice mesârife muhtaç idi. Maarif-i Umûmîye tahsisatı böyle büyük masraflar ihtiyarına müsaid değil idi… Bkz. Mahmud Cevad a.g.e., s.236-237.

204 Said Paşa 1880 yılında hazırladığı layihasının giriş bölümünde “… bir devletin irtifaı münhasıran marifet ve istikametle hasıl olur…” diyerek eğitimin önemini vurgulamıştır. Bkz. Z. Çevik, “II.

Abdülhamid Dönemi Bir Bürokrat Portresi: Sadrazam (Küçük) Mehmed Said Paşa ve Reformları”,

Turkish Studies 4/8, 2009, s.856.

205 Bu vergi öşür alınan arazi ve bahçeler ile üzerinde bina bulunmayan arsalar, emlak denilen

çiftlikler, arazi içindeki ahır, samanlık, ambar gibi araziye bağlı yapılarla, yarıcı evlerinden alınmaktadır. Bkz. M. Z. Pakalın, a.g.e., II, s.626.

206 Menâfi sandıkları içün alınan aşrü'l-öşrün yerine bin üçyüz sene-i maliyesinden itibaren aşarın süb' ve bir rub'u alıncağından bunun sülüsatının kemâ-kan ita ve sülüsünün maarifin fazla-i masarıfına karşılık ittihaz kılınmak üzere suret-i istihsali hakkında… Bkz. Öşür İzahnamesi, İstanbul

1301.

207 H. Yıldız, “Diyarbekir Vilayeti Maarif Masraf Bütçeleri”, Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi I,

2009, s.190.

208 Bu konu hakkında bkz. O. Çetin, M. Hızlı, Bursa’nın Köklü Eğitim Kurumları Bursa Mekteb-i Sultanîsi (Bursa Erkek Lisesi), Bursa 2011.

açılmıştır. Aynı yıllarda İzmir210, Selânik211, Trabzon, Rodos, Konya212, Elâzığ

(Mamuratülaziz)213, Ankara, Üsküp214, Priştine, Serfice, Gümülcine, Manisa, Adana,

Halep215, Kudüs, Maraş, Kırşehir, Çankırı, Teke, Bitlis, Muş, Kastamonu, İzmit ve Sivas şehirlerinde idadî açılmasına karar verilmiş ve yapımlarına başlanmıştır. Ayrıca, Erzurum, Hakkâri, Diyarbekir, Burdur, Karesi216, Kaza-ı Erbaa, Karahisar-ı Sahip217, Kırklareli218, İstanköy, Midilli219, Tekirdağ, Yenipazar, Taşlıca ve

Görice'de de birer idadî yapılması için mahallî makamlarla bağlantı kurulmuştur. Bu idadîler kısa zamanda tamamlanmış ve hatta İzmir, Manastır220 gibi büyük yerlerdeki idadîler yatılı hâle getirilmiştir221.

Bu tarihlerde idadîlere o kadar önem verilmiştir ki binalarının mimarî tarzı üzerinde bile titizlikle durulmuştur. İdadî binaları için Maarif Nezareti’nce hazırlanan tip projeler, idadîlerin inşa edileceği arsaya o bölgede idadîye devam edecek öğrenci sayısı dikkate alınarak kısa sürede işlevselleştirilmekteydi222. Planlar,

bina büyüklüğü ve programına göre belirli tiplere ayrılıyordı, idadîler için Nezaretçe hazırlanan tip projelerin, yerel ihtiyaçlar ve bölgenin şartlarına göre okulun yapılacağı yerdeki yöneticiler tarafından tekrar projelendirilmesi bu yapıları tek tip devlet okulu olmaktan uzaklaştırmıştır. Bunlar; boyutları, resmiyet dereceleri, bitirilme tarihleri şehri oluşturan yapı ile bütünleşmiş halleri ya da bütünleşmemiş

209 Ş. Korkmaz, “Kal’a-i Sultanîye (Çanakkale) Eğitim Kurumları (1839-1924)”, Çanakkale Araştırmaları Yıllığı 2, s.1vd.

210 M. Tınal, “İzmir Mekteb-i İdadîsi”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 1999, s.349-359 211 1303/1887-1888 yılında eğitime başlayan bu okul leylî idadîdir. 1315 tarihli salnameye göre bu

okuldan başka sayıları 10’u bulan ve gayrimüslim cemaatler ile yabancı milletlere ait idadîler bulunmaktadır. Bu okullardaki öğrenci sayısı 2022’dir. Bkz. Salname-i Vilayet-i Selânik, 1315, s.594

212 Konya’da açılan bu okulun 1313-1314 ders yılında 106 öğrencisi bulunmaktadır. Bkz. Maarif-i Umûmîye Nezareti Salnamesi, 1316, s.1152vd.

213 Ü. Taşkın, “Maarif Salnamelerinde Mamuratülaziz”, The Journal of Academic Social Science Studies 6/3, 2013, s.1327vd.

214Salname-i Vilayet-i Kosova, 1314, s.315.

215 1321-1322 ders yılında 230 öğrencisi bulunmaktadır. Bkz. Salname-i Vilayet-i Haleb, 1324, s.138 216 K. Uygun, Karesi İdâdisi ve Sultânisi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Afyon 2006, s.52vd.

217 1314 yılında 139 öğrencisi bulunmaktadır. Bkz. Hüdâvendigâr Vilayeti Salnamesi, 1314, s.413. 218 M. Ayar, “Kırklareli (Kırkkilise) Mekteb-i İdadîsi”, History Studies 2/3, 2010, s.39vd.

219 Salname-i Vilayet-i Ceza’ir-i Bahr-i Sefid, 1311, s.196.

220 3 Şubat 1304 (5 Şubat 1889) tarihinde yatılıya dönüştürülmüştür. Bkz. Salname-i Vilayet-i Manastır, 1305, s.154.

221 B. Kodaman, a.g.e., s.119. 222 E. Parmaksız, a.g.e., s.61.

halleri ile Fransa’daki çağdaşlarının aksine birbirlerinden farklı olarak tasarlanmışlardır223.

1884-1885 yılından itibaren Sadrazam Said Paşa, maarifin devletten aldığı ödeneği arttırmış, idadîlerin masraflarına karşılık bulunmuştur224. Said Paşa

hatıratında, idadîlerden ve dönemin idadî mimarisinden bahsetmektedir. “Milli

mimarimizi geliştirmeyi arzu ederdik, ama artık buna gönül vermiş mimar bulunmadığı gibi, bulunsa da bu tarzın inşası zahmetli olurdu. Ayrıca binalar için eski usul taksimat uygarlığın detayları ile kurulan yeni usul ve gereksinimlere uygun düşmez. Bu nedenle yapacağımız mekteplerin resimlerini, planlarını Avrupa’dan getirtmeye mecburiyet hâsıl oldu. Paris Sefiri Esad Paşa’dan muhtelif mektep plan ve resimleri talep ettim. Bunlar gelince de Maarif Nezaretine verilerek çoğaltmak suretiyle vilayetlere gönderildi. İdadî mekteplerinin eşkâli ve taksimatı Paris mekteplerine uygundur”225. Said Paşa’nın idadîler için hazırlattığını belirttiği mektep planlarının Paris mekteplerinden farklı olduğu düşünülebilir. Bu farklılık yalnız bina cephelerinde değil, bina programı, işleyişi ve mimarî kriterlerde görülebilir. Fransız Liselerinde, bina, cephe, işleyiş ve programına bakıldığında idadîlerle arasında açık bir fark gözlenir. Karmaşık ve çok amaçlı mekân anlayışı içeren, Buffon, Fenelon, Grenoble gibi liseler, şehir içinde bir alana kurulmak üzere tasarlanmıştır. Avlular, koridorlar ve buralara açılan sınıflarla bir ızgara plan tipindedir. İdadîlerle mimarî etkileşiminin, dersliklerin mekân boyutunda olduğu söylenebilir. Avrupa’daki çok katlılık anlayışı idadîlerde, bir mimarî biçimleniş olarak benimsenmemiştir226.

Said Paşa tarafından başlatılan vilayetlerde idadî açma siyaseti kısa bir müddet sonra bazı tenkitlere hedef olmuştur. Bu tenkitlerden ilki 1887’de toplanan Maarif Komisyonu’ndan gelmiştir. Komisyon, idadîlerden o zamana kadar açılanların muhafazası, fakat bundan sonra yapılacak olanların durdurulması yolunda bir karar almıştır227. İdadîlerin aleyhine alınmış olan bu kararda vilayet maarif yetkililerinin

hükümetin okul yapılmasında takip ettiği siyasete gösterdikleri tepkinin de büyük

223 E. Parmaksız, a.g.t., s.61-62. 224 E. Parmaksız, a.g.t., s.61.

225 B. Özgüven, “İdadî Binaları”, Tarih ve Toplum 82, İstanbul 1990, s.44-47.

226 Ş. Duymaz, II. Abdülhamid Dönemi İmar Faaliyetleri Türkiye Örnekleri, Süleyman Demirel

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Isparta 2003, s.127.

227 “…Mekâtib-i İbtidaiyenin ihtiyaç nisbetinde teksir ve tanziminden evvel, mekâtib-i idadîyenin her vilayet ve liva merkezlerinde tesisine devam olunmasını faidesiz…” Bkz. B. Kodaman, a.g.e., s.120.

payı vardır. Çünkü Maarif Vergisi adıyla halktan toplanan paralar, halk çocuklarının gidebileceği okullar dururken, zengin çocuklarının devam ettikleri idadîler ve İstanbul’daki yüksek okullar için harcanıyordu. Taşra maarif yetkilileri bu durumu protesto etmişler ve maarif siyasetinde adaletsizlik olduğunu yazılarla hükümete duyurmuşlardır228. Ancak komisyon taşrada idadî yapımını durdururken, İstanbul’da

Fatih, Beşiktaş, Üsküdar semtlerinde birer yeni idadî yapılmasına karar vermiştir. Herhalde İstanbul idadîlerine ilginin artması böyle bir kararın alınmasını zaruri kılmıştır229.

Komisyonda idadîler hakkında alınan diğer kararlara gelince: Üç yıl olan idadî tahsili dört yıla çıkarılmıştır. Buna sebep olarak, rüşdiyelerin kendi programlarındaki dersleri, öğretmensizlik yüzünden uygulayamadıkları ve bu derslerin bir kısmının iptidaîlerde, bir kısmının da idadîlerde okutulabileceğini göstermiştir. İdadîler dört yıla çıkartılıp 1869 Nizâmnamesinde olduğu gibi sultanîlere değil, Darülfünûna ve Harbîye'ye mahreç gösterilmiştir. Böylece idadîler, sultanî seviyesine çıkarılmış oluyordu230.