BELGELERİN DİPLOMATİK TAHLİLİ
2. OSMANLI’DA DİPLOMATİK İLMİNİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ Osmanlı’da diplomatik ilmi Orta Asya Türk-İslam devletlerinden
3.5. Nakil / İblağ
Fermalarda duâdan sonraki rükün fermanın yazılma sebebinin izah edildiği nakil/iblağ kısmıdır. Fermanlarda nakil kısmına başlanmadan önce duâ ile nakil kısmını bağlayıcı nitelikte ‘‘Tevki‘-i refi‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm olaki’’ ibaresi yer alırdı. Nakil kısmı konunun önemine göre kısa veya uzun olabilirdi. Devlet işleri ile ilgili konularda diîvândan re’sen yazılan fermanlarda yazılış sebebine hemen geçilip durum izah edilirdi. Örneğin ÇŞS ’inde ordu-yu hümâyûn ihtiyaçları ile ilgili ‘‘… inşallahu’l-aziz ol bahar-ı müceddid asarda vâki‘ olan
donânma-yı hümâyûnuma kürekçi ihrâc ve avârız akçesi içün maliye tarafından her bir yekün müstakil emirler yazılub gönderilmeğin ol emr-i şerîf muktezâsınca taht-ı kazânızdan kürekçi ihrâc olub avârız akçesi mu‘accelen tahsîl alınub nevrûz’dan
mukaddem südde-i sa‘âdetime irsâl ve isâd olınmasın Emr idib buyurdum …’’390
ifadeleri yer almaktadır. Burada baharda yapılacak sefer için kadılıklara donanma-yı hümâyûna ihtiyaçları belirtiliyor ve daha sonra bu ihtiyaçların ne zaman yerine getirilmesi gerektiği izah edilyor. Örneğin bir görev tevcihi yapılacaksa; ‘‘… hâliya
Semaku ve Hasköy ve Çirmen Kadılıklarının Ve Sofya Kazasının ba‘zı karyeleri ve Tatar Bazarı’nın müslümanlarının vâki‘ olan adet-i ağnâmının sene seb‘a ve semânîn ve tis‘a Muharremi’nin yigirmi dördünde vâki‘ olan April evvelinden berü
386 ÇŞS, s. 167 387 ÇŞS, s. 4, 8, 11, 16, 36, 38, 82, 104, 107, 109 … vs 388 ÇŞS, s. 75 389 Kütükoğlu, Diplomatik, s. 108 390 ÇŞS, s. 66
vâcib olan resm-i ganemleri cem‘ ve tahsîl olınmak lâzım ve mühim olmağın bu husûs içün sipâhi oğlanlarından yüzüncü bölükde yevmî yigirmi akçe ulûfeye mutasarrıf kıdvetü’l-emâsil ve׳l-âyân Osman Kilâri Nâm kûlum zide kadrühu havâle ta‘yîn olunub ve vilâyet-i mezbûrede sene-i sâbıkda kuzât imzâsıyla gelen adet-i ağnâm defter-i müşârün-ileyh kavliyle irsâl olındı. İmdi buyurdum ki;…’’391 şeklinde
bir uslup kullanılıyordu. Bu 9 Mart 1579 tarihli fermanda görüldüğü üzere 987 (1579) tarihinde resm-i ganem toplanmsı için sipâhi oğlanları yüzüncü bölükten günlük 20 akçe ile Osman Kilari nâm kimse tayin ediliyor. Belgeye baktığımızda mevkiine uygun olarak elkab giriş bölümündeki gibi uzun olmasa da kulanılyor ve daha sonra duâ cümleciğine yer verilerek konunun izahı tamamlanarak imdi
buyurdum ki; ile nakil bölümü son buluyor. Bazen ferman bir görevlinin müracaatı
veya şikayeti üzerine gönderilmişse; ‘‘… merhûm ve mağfûrun-leh Sultan Murad
Han Tâb-sarâhın mahmiye-i Edirne’de vâki‘ olan İmâret Evkâfı mütevellîsi dergâh-ı muallama arz gönderüb evkâfı mezburenin perakende re’âyasına ba‘zı sipâhi ve evkâf kurâsından sâkin olub lakin defter-i atik ve cedid-i hakânide vakıf ra‘iyyet kayıt olınmağla bir sene vâki‘ olan rüsûmu vakf içün vire gelmişler iken vilâyet tahririnde sipâhiler ve ba‘zı evkâf zâbitleri hariç ez-defter deyü tekrâr kendülerine ra‘iyyet kaydetdirmekle vakıf cânibinden müteveccih olan rüsemâların edâsından ta‘allül iderler bu sebeble mâ-ı vakfa külli zarar müterettib olur deyü bildirmiş imdi buyurdum ki …’ ifadesi kullanılmıştır. 13 Nisan 1578 tarihli fermanda Sultan Murad
İmaret Evkafı mütevellisinin vakıf reayasının yapılan tahrirde hariç ez-defter diye sipahiler ve bazı evkaf zabitlerince kendi riayetlerine kayıt etmeleriyle vakıf gelirlerine zarar olduğu gerekçesiyle dergâh-ı aliye arz gönderiyor. Fermanları incelediğimizde fermanı elinde tutan, getiren manasında isimden önce ‘‘dârende-i
ferman-ı hümâyûn Hacı Gül Ahmer’’392, ‘‘dârende-i ferman-ı hümâyûn
kıdvetü׳l-emâsil ve-l akrân Ca‘fer zide kadrihu’’393 denilerek konunun izahına geçilir.
Fermanın yazılmasına sebep olan müracaatı yapan ya da arzı gönderen kimse o anda işgal ettiği mevkii belirtmek için bi′l-fiil veya sâbık kelimeleri kullanılmaktadır.394
391 ÇŞS, s. 81-82
392 ÇŞS, s. 8
393 ÇŞS, s. 10
Fermanlarda çoğu zaman ferman kelimesi birden fazla ya da fermanla eş anlamlı emir ve hüküm kelimesi kullanılırdı. Örneğin 30 Mart 1579 tarihli fermanda‘‘emr-i şerîf ricâsına i‘lâm eylemeyin’’395 ve yine 12 Kasım 1579 tarihli
fermanda ‘‘hükm-ü şerîf verilmek ricâsına arz itmeğin’’396 şeklinde kullanılmıştır.
Bazen ‘‘emr-i şerîf-i âlîşânım verilmek ricâsına istidâ-yı inâyet etmeğin mûcebince
mahalline kayd olunmağla’’, ya da sadece şikayet konusu olan olayın ‘‘taadi eyledü deyü bildirdiler’’ şeklinde formüller ile nakil bölümüne son verilirdi. 397
Fermanlarda kullanılan işaret zamiri genellikle sen dir ancak bitiş kısmında hitabın sen mi yoksa siz mi olduğu pek açık yazılmadığından eğer ferman tek kişiye hitaben yazılmışsa sen zamiri olarak değerlendirmek gerektiği söylenebilir.398
3.6. Emir
Fermanın yazılış sebebi izah edildikten sonra yani nakil bölümünden sonra konuyla ilgili emir kısmına geçilir. Yukarıda nakil bölümünde değindiğimiz gibi
‘‘hükm-ü şerîf verilmek ricâsına arz itmeğin’’ gibi formüllerle nakil bölümüne son
verilirken bundan hemen sonra emir kısmının başlangıcı olarak buyurdumki den sonra ara verilmeden ‘‘ hükm-ü şerîfim vâcibü׳l-ittibâım vardıkda’’399 ibareleri
kullanılır. Emir bölümünde nakil bölümünde izah edilen konu ile ilgili olarak padişahın görüşü açıkça belirtilerek konu hakkında gereğinin yapılması yönündeki tutumu bu bölümde yer alır. Örneğin 5 Mart 1578 tarihli ‘‘… buyurdum ki;
mukaddema virilen mu‘âffenâme-yi hümâyûnum Mûcebince mûşarûn-ileyhânın vakıf karyelerin re’âyasına ol-vecihle hidmet tetklîf itdirmeyib fermân-ı şerîfim ma‘ân bir kimesneye dahl ve ta‘arruz ittirmeyesiz ve ba‘de׳n-nazar bu hükmü hümâyûnum
müşârun-ileyhânın adamı elinde ibkâ idüb…’’400 ifadeli fermanda, muâfnâmeye
muhalif vakıf karyelerine hizmet teklif edilmemesi emr ediliyor. Yine 26 Ekim 1579 tarihli ‘‘… Hükm-ü şerîfim vardıkda arz olunduğu üzere mahalli mezbûre köy
kondurub ma‘mûr olmağla vakfa ba‘zı ayende ve revende ve bi׳l-cümle ebnâ-yi
395 ÇŞS, s. 28 396 ÇŞS, s. 36 397 Kütükoğlu, Diplomatik, s. 109 398 Kütükoğlu, Diplomatik, s. 109 399 ÇŞS, s. 98 400 ÇŞS, s. 16
sebilesi var ise kimesnenin yarulusu ve nüzûl-ü ulüvvesi olmayan re’âyadan rızâlarıyla gelüb sâkin olmak isteyenleri mevzi‘-i mezbûrda temlîk etdiresiz ve mahâll-i mezbûr derbend olub gelib mütemekkin olanlar kaç neferdir vukû‘u üzere yazub arz idesinki sâir derbendlere derbendci olanlar ne vechile mu‘af olub ve ne mukâvele hidmet idüb gelmişler ise onlar dahi ol uslûb üzere ola ve bu deftere kayd olub ol bâbda hükm-ü şerîfim ne vechile sâdır olıverse mûcebiyle amel ola …’’ 401
ifadesiyle bu fermanda karyenin derbend olması talebine karşılık, karyenin hangi usülle derbend olacağı belirlenerek karyenin derbend olmasına dair emr kısmını görüyoruz. Fermanı alacak kişi büyük br ihtimam ile adelet üzere bu fermanın gereğini yapmak hususunda yani işin icrâsında sorumludur. Bu da yine emir bülümünde açıkça vurgulanır.402 Yine 17 Eylül 1578 tarihli‘‘…mahmiyye-i mezbûre
kâdîsı koyun emini mührüyle temessükleri olmayanların üzerlerinde ne miktar koyun var ise ve bu sene dahi kezalik defter mûcebince celebler ta‘yîn olunan koyunların bir an bir sa’at te’hîr ve terâhi İtmeyüb tedârik ettirüb eğer sene-yi mâziden bâkî kalanlar ve eğer bu sene mükerrer gönderilecek koyunları yarar nâ’iblerinüz ile bi-kusûr mu‘accelen gönderesiz ve her birünüz taht-ı kazânızdan eğer sene-yi sâbıkdan bâkî kalandan ve eğer bu seneden ne mikdâr koyun İhrâc ve irsâl idersenüz ... idüb mühürleyüb mah-ı zi׳l-hiccede bi׳t-tamam götürüb mahmiyye-i İstanbul’da koyun
eminine teslîm ediler…’’403 cümleleri ile bu fermanda koyun ceminden mezkur
karyelerin kadıların sorumlu olup koyunların vakit kaybedilmeden İstanbul koyun eminine teslim edilmesine dair emir bölümü belirtilir.