GÜLEŞ, vd.,(2013)’nin anlatımına göre, aile işletmesi kavramı yapısal olarak incelendiğinde ailenin duygusal bir yapıyı işletmenin ise tamamiyle duygusal yapıya
ters düşen ticari bir yapıya sahip olduğunu biliyoruz. Aile işletmesi olarak kurulan
işletmelerin bu iki kavramı ayrıştırabilme özelliğine sahip olması işletmenin nesiller
23
işletme içindeki çeşitli bölünmeler ve ayrılıklar sebebiyle devamlılığını
sürdürememektedir. Bu ayrımların yapılabilmesini kolaylaştırabilmek amacıyla çeşitli
teoriler geliştirilmiştir.Bu teoriler ise aile işletmelerinin yapısal olarak farklılıklarını
gösterebilmek için sistem modellerinin alt başlıkları altında detaylı bir şekilde
incelenmiştir.(BİRİNCİOĞLU, N., ACUNER, A., 2015 S.499)
Aile işletmelerinde sistem modelleri dört başlık altında incelenmektedir;
- Aile Sistem Teorisi (İki Daire Modeli),
- Üç Daire Modeli,
- Dört Daire Modeli
- Sürdürülebilirlik Modeli(BİRİNCİOĞLU, N., ACUNER, A., 2015 S.499)
3.2.1 Aile Sistem Teorisi (İki Daire Modeli)
GÜLEŞ vd., (2013) iki daire modelini hem işletme yönünden hemde aile yönünden
gelecekte olunması hayal edilen bir takımamaç ve hedefler bulunmaktadır. Fakat bu
amaç ve hedeflere her iki tarafında sistemsel bakış açısı farklıdır. İşletme genelde
temel amacı kâr elde etmek olduğu için kârını maksimize etme, iç piyasaların yanı sıra
dış piyasalara açılabilme, üretim - satış maliyetleri ve satışlarındaki karşılaştırma ile
yüzleşmek, gelişen teknoloji ve gelişime ayak uydurabilirlik vb.’dir. Aile ise daha
duygusal yaklaşımlarla kararlar alınabilirliği, içine dönük bir yapıya sahip olması,
koşulsuz kabul edebilme vb. özellikleri taşımaktadır. (BİRİNCİOĞLU, N., ACUNER,
A., 2015 S.499)
ERDOĞMUŞ, N.,(2007)’un ifade ettiği aile sistem teorisine göre örneğin işletmede;
çalışacak olan personelin işe alımı ve deneme sürecindeki tutum, performans
24
sorgulanmadan var olan bir sistemdir. İşletmede seçicilik vardır aile de ise böyle bir
durum söz konusu değildir var olanı kabul etmiş bir yaklaşım
mevcuttur.(BİRİNCİOĞLU, N., ACUNER, A., 2015 S.499)
3.2.2 Üç Daire Modeli
Gersick ve diğerleri (1997:6) tarafından aile sistem modellerinde sadece aile ve
işletmenin dışında başka bir modelinde yer aldığı 1980 yılında Harvard
Üniversitesi’nde Davis veTagiuri tarafında ortaya çıkarılmıştır.
Genellikle aile işletmeleri hissedarlar, aile bireyleri ve çalışanlar yer almaktadır. Bu üç
farklı bölümlendirmenin görev, sorumluluk, yetki ve işleyişleri ve işletmedeki
konumlandırmaları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla ortaya üç daire modeli
çıkmaktadır. Buradaki her bir daire bu farklı grupları ifade etmektedir.
Bu modele göre her bir daire birbiriyle ilişkili olup farklı durumları ifade eder.
Genişletilecek olursa; birinci daire aile bireyleri aile kavramını, ikinci daire olan
çalışanlar işletmenin faaliyet kavramını üçüncü daire ise hissedarlar ile mülkiyet
kavramını temsil etmektedir. Bu dairelerin her birinin bir biri ile ilişkili olduğu ve
25
Şekil 1: Üç Daire Modeli
Kaynak: Gersick, K.E., Davis, J. A., McCollom, H., Lansberg, I., (1997). Generation to Generation:
Life Cycles of Family Business. Harvard Business School Press, Boston, Mass.: 6’dan esinlenerek yapılmıştır.
1. Aile bireyi fakat işletmede herhangi bir hissesi olmayıpaile işletmesinde de çalışmamaktadır,
2. Hissedar fakat aile bireyi değil ve işletme bünyesinde de çalışmamaktadır,
3. Aile işletmesi bünyesinde çalışmakta olup herhangi bir aile bireyi değil ve hissedarda değildir,
4. Hem hissedar hemde aile bireyi ama işletme bünyesinde çalışmamaktadır,
5. Hem hissedar hem de işletme bünyesinde çalışıyor ama aile bireyi değildir,
6. Hem hissedar değil hemde aile bireyi değil ama işletme bünyesinde çalışmaktadır,
7. Hem aile bireyi hem de hissedar aynı zamanda işletme bünyesinde çalışmaktadır.
Yukarıda yer alan modelin yedi farklı kavramı içerdiği ve her birininde detaylı bir
şekilde açıklaması yapılmış olup tüm aile işletmelerinde bu modelle karşılaşmak
mümkündür. İşletme içerisinde oluşan rekabetin, gerginliğin, rol paylaşımı ve rol
26
Her bir kavramın taşıdığı konum değişkenlik gösterdiği için bu durum her bir bireyin
aile işletmesinden farklı bir beklentisi bulunmaktadır. Bu beklentilerin farklılığı ise
işletme içerisindeki bireyler arasında çatışmaları ortaya çıkarmaktadır. Üç daire
modeli ise ortaya çıkan bu çatışmaların indirgenmesini ve uzun vadede önüne
geçilmesi için yol gösterici bir nitelik taşımaktadır.(ATEŞ, Ö., 2005, S.23-25)
3.2.3 Dört Daire Modeli
PIEPER, Torsten M. ve Klein Sabine B. (2007) göre aile işletmelerinde temelde kabul edilen üç daire modeline dördüncü bir unsur olan yönetimin ilave edilmesiyle ortaya
dört daire modeli çıkmıştır. Dört daire modelinde yönetimin mevcut olan aile, işletme
ve mülkiyetten oluşan üç faktör için vazgeçilmez ve ayrılamaz bir unsur olması gerekçesiyle yönetimde ilave edilmiştir. Aile işletmeleri bir önceki modelde sadece iç
çevreye hitap ederken dörtlü modelde ise hem iç çevreye hemde dış çevreye hitap
edebilmektedir.(BİRİNCİOĞLU, N., ACUNER, A., 2015 S.500)
3.2.4 Sürdürülebilirlik Modeli
DANES, Sharon M.,vd.i (2008)göre sürdürülebilirlik modelinde ele alınan iki faktör
vardır.Birincisi işletme diğeri ise aile faktörüdür. Bu iki faktörün sağlıklı bir şekilde
sürdürülebirliğinin sağlanması için her aile işletmesine göre değişen işletmenin sahip
olduğu sermaye ve finansal kaynakları, işletme içinde ve işletme dışındaki
yetkinlikleri ve sınırlamaları, işletme yönetiminin sağlıklı bir şekilde
sürdürülebilirliğinin sağlanması gibi ilgili alt faktörlere göre değişkenlik
göstermektedir. Sürdürülebilirlik modeli ise bu değişkenliklere göre ilgili tedbirlerin
alınması konusunda aile işletmesine yön çizmektedir.(BİRİNCİOĞLU, N., ACUNER,
A., 2015 S.500)
OLSON, Patricia D., vd. (2003)’ne göre ise diğer modellere nazaran sürdürülebilirlik modeli daha anlaşılabilir ve uygulanması daha basittir. Modelde iki kavram temel
27
alınır. Bunlar; objektif kavramlar üretim, satış ve finansal performansların göstergeleri
gibi diğer kavram ise subjektif kavramlardır, bunlar ise işletmenin amaç ve hedefleri doğrultusunda çalışanların performans ölçümlerine göre çeşitli mükafat ve
ödüllendirme gibi teşvik edici yöntemleri içermektedir.(BİRİNCİOĞLU, N.,
ACUNER, A., 2015 S.500-501)