• Sonuç bulunamadı

Diğer Hileli İşlemlere İlişkin Olaylar

II. BÖLÜM: MUHASEBE HİLELERİ

3. Türkiye’de Muhasebe Hileleri Tarihi

3.1. Muhasebe Hileleri ile İlgili Basın ve Website Haberleri

3.1.5. Diğer Hileli İşlemlere İlişkin Olaylar

• Reuters, Wall Street Journal gibi dünyanın önde gelen haber ajansı ve gazetelerindeki haberlere göre, X şirketinin 2000-2004 yılları arasındaki muhasebe kayıtlarında görünmeyen toplam 514 milyon dolarlık bir “açıktan gelir”in olduğu ortaya çıkmıştır. Bu açıktan gelirin yüzde 80’inin X şirketinin farklı ülkelerdeki 7 ajansında bulunduğu belirlenmiştir. En büyük mali yolsuzluğun ise, bu şirketin Türkiye’deki iki ajansı olan A şirketi ile B şirketinde yapıldığı ortaya çıkmıştır. A şirketinin 31.8 milyon dolar, B şirketinin ise 14.5 milyon dolarlık gelirini muhasebe kayıtlarında göstermediği ileri sürülmüştür. Buna göre, Türkiye toplam 46.3 milyon dolarlık mali yolsuzluk ile, X şirketinin en fazla gelir kaçırdığı ülke konumundadır. X şirketinin Türkiye’deki ajanslarından birinin Yönetim Kurulu Başkanı P.K., Türkiye’de fazla bir paranın var olduğunu ancak bunun kayıt dışı olmadığını ileri sürmüştür. P.K., basında yapılan

haberlerde “kayıt dışı” kelimesinin kullanıldığını ancak bunun tamamen yanlış olduğunu ifade etmiştir. Bunun kayıt dışı değil, kayıt fazlası olduğunu belirten P.K., bu durumun değişik ülkelerdeki değişik muhasebe sistemlerinden kaynaklandığını ileri sürmüştür (Hürriyet Gazetesi, 14.10.2005). X şirketi, 2005 yılı Eylül ayında, çalışanların görevlerini kötüye kullanması sonucu muhasebe kayıtlarının tahrif edildiğini ve müşterilerden kayda geçmeyen ve gereğinden fazla ödemeler alındığını açıklamıştır. ABD Sermaye Piyasası Kurulu (SEC) bu açıklamalarla birlikte, X şirketinde geniş çaplı bir inceleme başlatmıştır. Ayrıca, şirkete de 2000-2004 yılları arasındaki mali tablolarını yeniden açıklaması için 30 Eylül 2005’e kadar süre tanınmıştır. Ancak bu süre dolmasına karşılık şirket bu yıllara ilişkin mali tablolarını açıklayamamıştır. Grup tarafından, 2005 yılında gelir kayıtlarında 145 milyon dolarlık bir kayıp olduğu belirtilmiş, 2004 yılı ön mali sonuçlarına göre ise grubun 6.2 milyar dolar geliri bulunduğu açıklanmıştır. Grubun nakit ve nakit benzeri varlıklarının 1.6 milyar dolar ve toplam borcunun ise 2.3 milyar dolar olduğu bildirilmiştir (Hürriyet Gazetesi, 13.10.2005)

• Çoğu gurbetçi 10 bin 800 kişiden toplanan paralarla kurulan E Holding'e yönelik 2005 yılı Mart ayında yapılan operasyonda 35 kişi göz altına alınmıştır. SPK'nın E Holding'deki denetimleri, halktan izinsiz para toplandığını ve hesap hareketlerinin gizlendiğini ortaya koymuştur. Banka ve finans şubelerindeki hesaplar yasal defterlere aktarılmamış ve ortaklık yapısına ilişkin gerçek bilgi verilmemiştir. Yurtdışındaki vatandaşlardan topladıkları 300 milyon markın 250 milyon marklık kısmını batırdıkları belirlenen E Holding'de 5 ayrı ilde eşzamanlı baskınlarla yakalananlar arasında holdingin eski yönetim kurulu başkanı, banka müdürü, avukatlar ve emekli okul müdürünün de bulunduğu belirtilmiştir. İlk E Holding operasyonu öncesinde 250 milyon markın ortadan kaybolduğunu belirtip, daha sonra istifa eden R.A.'nın da gözaltına alındığı bildirilmiştir. Kilit isim, holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı M.E.'nin, daha önce birlikte çalıştığı yönetim kurulundaki kişiler aracılığıyla holdingden usulsüz para transferi yaptığı ileri sürülmüştür. Şirkette görevli bazı kişiler aracılığıyla holdinge ait 180 TIR dolusu mobilya ve makinelerin usulsüzce satılıp, parasının M.E.'ye aktarıldığı iddia edilmiştir. Bu kişilerin ayrıca Aydın'daki mermer ocağını da usulsüzce satıp, parayı kendi zimmetlerine geçirdikleri ileri sürülmüştür (Sabah Gazetesi, 21.03.2005). E Holding soruşturması kapsamında, holdinge bağlı şirketlerin bazı eski yöneticileri, menkul ve gayri menkulleri menfaatleri doğrultusunda kullanmakla suçlanmışlardır. Aralarında holdingin eski başkanı M.E.'nin de bulunduğu bazı yöneticilerin çoğu yurt dışındaki gurbetçilerden toplanan paraları, Sudan'da A

isimli bir şirket kurmak ve Almanya'da çeşitli firmalardan hurda makineler almak gibi yöntemlerle yurt dışına kaçırmaya çalışmakla suçlanmışlardır. Eski yöneticilerin karşılıklı anlaşmayla birbirlerine senet verdikleri, bu şekilde şirketleri borçlandırarak, haksız haciz işlemleriyle kazanç sağladıkları da iddialar arasında yer alıyor. Mart ayında düzenlenen operasyonlarda 21 kişi tutuklanarak, cezaevlerine gönderilmiştir. İddianamede, Aydın'da holdinge ait mermer üreten X şirketinin A.O.'nun adamlarına, 60 milyar lira gibi değerinin çok altında bir fiyatla satıldığı, şirketin bilirkişi tarafından biçilen değerinin ise 6 katrilyon lira olduğu yer almaktadır (Radikal Gazetesi, 01.06.2005).

• İstanbul Defterdarlığı 2005 yılı Temmuz ayında, “Sol Şerit Operasyonu” kapsamında, lüks otomobil sahibi 621 kişiyi mercek altına almıştır. Reina ve Sortie gibi gece kulüplerinin müdavimi bu kişilerden 129’unun Kurumlar veya Gelir Vergisi mükellefi olmadığı, 212’sinin de bir önceki yıl sıfır kâr veya zarar beyan ederek vergi ödemediği tespit edilmiştir. Maliyeciler, operasyonda kapsamında İstanbul’un ünlü gece kulüpleri Reina ve Sortie’nin otoparklarındaki lüks otomobilleri incelemeye almıştır. 2005 yılı Mart ayında sıfır kâr veya zarar beyan eden iki kişinin incelemesi tamamlanmıştır. Şirket sahibi olan, Porsche ve Cadillac marka otomobiller kullanan bu işadamlarından birine 309 bin YTL Kurumlar Vergisi matrah farkı ve 102 bin YTL vergi farkı olmak üzere toplam 411 bin YTL vergi tahakkuk ettirilmiştir. İşadamı, bu miktar ile İstanbul’daki vergi rekortmenleri listesine giren çok sayıda meslektaşını geride bırakmıştır. Şirketinin faaliyet alanıyla ilgisiz bir şekilde deniz araçlarını firmasının aktifine kaydederek vergi kaçıran bir başka kişiye de ilk etapta 50 bin YTL vergi tahakkuk ettirilmiştir. Sol Şerit Operasyonu’na takılan isimleri tek tek Maliye Sarayı’na çağıran Defterdarlık, “vergi kaçırdınız” suçlaması yerine, beyan ettikleri verginin doğruluğunu kontrol için defterlerini ve belgelerini istemiştir. Maliye yetkilileri, doğru beyanda bulunan birkaç ismin çıktığını; ancak çoğunluğun yalan beyanlarla vergi ödemekten kaçındığını belirtmiştir. Otomobil sahiplerinden bazıları bindikleri otomobili “kiralık” olarak göstermişlerdir. Uzman muhasebeci ve mali müşavirlerle çalışan bu kişilerin de Damga Vergisi ödemedikleri tespit edilmiştir. Maliye’nin otomobilinden hareketle incelediği kesim, Türkiye’nin “kaymak tabakası” olarak adlandırılmaktadır. Bu kişilerin büyük çoğunluğu önceki yıllarda da olması gerekenden çok daha az tutarda vergi ödemişlerdir. 621 otomobil sahibinden önceki yıl sıfır kâr veya zarar beyan edenlerin sayısı 212’dir. Yine önceki yıl bu kişilerden 123’ü 0 ilâ 100 bin YTL, 85’i

100 bin ilâ 500 bin YTL, 36’sı 500 bin ilâ 1 milyon YTL ve 46’sı da 1 milyon YTL’nin üzerinde Kurumlar Vergisi ödemiştir (Zaman Gazetesi, 21.07.2005).