• Sonuç bulunamadı

HZ PEYGAMBERLE İLİŞKİSİ

Önceki bölümde de belirttiğimiz gibi, Abdullah b. Mes‘ûd, Müslüman olduktan sonra kendisini Hz. Peygamber’in hizmetine adamış, gece gündüz onun yanında bulunmaya gayret etmiştir. Öyle ki, Peygamber’in evindeki hallerini, herhangi bir yere gittiği zamandaki tavır ve hareketlerini, uyuduğunda veya uyandığı zamanki durumlarını sahabe içinde en iyi bilen kişinin o olduğunu söylemek dahi mümkündür. Nitekim Abdulmelik b. Umeyr, Ebi’l-Melîh’den, İbni Mes‘ûd’un, Hz. Peygamber’i yıkanırken örttüğünü, uyuduğu zaman onu uyandırdığını, yalnızken, yanında başka birisi yokken onunla beraber yürüdüğünü rivayet ederek, onun Peygamber’e ne kadar yakın olduğunu ifade etmiştir. Yine Mes‘ûdî de Kâsım b. Abdullah’tan bir rivayetinde şöyle demektedir: “Hz. Peygamber bir yere gideceği zaman İbn Mes‘ûd, onun ayakkabılarını giydirir, asasıyla önünde yürürdü. Gideceği yere ulaştığında da Peygamber’in ayakkabılarını çıkarıp kucağına alır ve asayı Peygamber’e verirdi. Peygamber oradan ayrılmak istediğinde ise yine onun ayakkabılarını giydirir ve evine ulaşıncaya kadar onun önünde asasıyla yürürdü.”78.

Bununla beraber diğer sahabiler Peygamber’in yanında değilken Abdullah b. Mes‘ûd, onun yanında bulunmuştur. Onların Peygamber’den duymadıkları şeyleri o duymuş, görmedikleri şeyleri o görmüştür. Ebû’l Ahvâs, İbn Mes‘ûd’un vefatının ardından Ebû Musâ ve Ebû Mes‘ûd (ö. 40/660)’un birbirleriyle şöyle konuştuklarını rivayet eder: Onlardan biri (Ebû Mes‘ûd) diğerine; “Arkasında kendi gibi birini bıraktı mı?” diye sormuş, diğeri (Ebû Musâ) de: “Keşke (bıraktı) diyebilseydim. Ama bize izin verilmediğinde ona izin verilirdi, bizim olmadığımız zaman o (Peygamber’in) yanında olurdu” demiştir.79 Nitekim bu rivayet, ashabın da İbn Mes‘ûd’un Peygamber’e olan bu yakınlığının başka kimsede olmadığını, kabul ettiğini göstermektedir.

Hz. Peygamber’in İbn Mes‘ûd’a söylediği rivayet edilen: “Ey Abdullah! Ben seni nehyetmedikçe, sen perdeyi kaldırıp benim gizli konuşmalarımı da

78 İbn Sa’d, et-Tabakâtu’l-kubrâ, III, 142; ayrıca bk.: ‘Abdurrahmân Re’fet el-Bâşâ, Suveru min

hayâti’s-sahâbe, Beyrut 1992, s. 99.

79 ez-Zehebî, Siyeru a’lâmi’n-nübelâ, I, 467-468; ayrıca bk.: Hâkim en-Nisâbûrî, el-Müstedrek,

dinleyebilirsin”80 sözü de Abdullah b. Mes‘ûd’un Peygamber’e olan yakınlığını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Onun peygamberle olan bu yakın ilişkisi sebebiyle de sahabe arasında kendisine “sâhibu’s-sivâd” denilmiş81, Peygamber’in sırlarına ve hal ve hareketlerine vakıf olduğu sık sık ifade edilmiştir.

Tüm hayatını Peygamber’e hizmete adayıp, onun yanından bir an olsun ayrılmak istemeyen İbn Mes‘ûd, sahabe arasında, gerek ahlâk gerekse dini tutum ve davranış itibariyle Hz. Peygamber’e en çok benzeyenlerdendi. Nitekim Huzeyfe b. Yemâm (ö. 36/656)’e “Resulullah’ın davranışlarına en yakın olan bir kimseyi tanıtın da kendisinden (istediklerimizi) alalım” denildiğinde Huzeyfe, “Bütün bu hususlarda Resulullah’a en yakın olarak İbn Ümmi Abd’den başkasını bilmiyorum”82 cevabını vermiştir.

Hz. Peygamber de, İbn Mes‘ûd’a verdiği önemi çok defa ifade etmiş ve yukarıda aktardığımız rivayetin dışında da birçok vesileyle onu öven sözler söylemiştir. Hz. Ali’nin rivayetine göre Hz. Peygamber bir defasında: “Hiçbir peygamber yoktur ki ona yardımcı yedi arkadaş/vezir verilmesin. Bana ise on dört kişi verildi.” diyerek İbn Mes‘ûd’u da bu kişilerin arasında saymıştır.83

Başka bir rivayette de Hz. Peygamber ashabına “Benden sonra Ebû Bekir ve Ömer’e uyun, Ammar’ın yolundan gidin ve İbn Ümmi Abd’a verdiğiniz sözü yerine

80 Müslim, Selam, 2169; İbn Mâce, Mukaddime, 11; İbn Abdilber, el-İsti‘âb, III, 989; İbn Hacer el-

Askalânî, el-İsâbe, II, 129; ez-Zehebî, Siyeru a’lâmi’n-nübelâ, I, 468-469; Ebû Nuaym el- Esbahânî, Ma'rifetü's-sahâbe, III, 233; farklı rivayetler için bk.: İbn Asâkir, Târîhu Medîneti

Dımaşk, XXXIII, 85-88.

81 İbn Sa’d, et-Tabakâtu’l-kubrâ, III, 153; ‘Abdülkerîm el-Hatîb, ‘Ali b. Ebî Tâlib, Beyrut 1975, s.

69.

Sâhibu’s-sivâd ( ﺩﺍﻮﺴﻟﺍ ﺐﺣﺎﺻ): İfadede “ﺩﺍﻮﺴﻟﺍ ” kelimesi sır, gizli şey anlamında kullanılmıştır. İbn Mes’ûd’un Peygamber’e olan yakınlğını ifade etmek amacıyla kullanılan bu ifade onun diğer sahabiler Peygamber’in, yanında bulunmadığında, O’nun yaptığı işlerden ve sırlarından haberdar olduğunu ifade eder.

82 Buharî, Fedâilu’l-ashâb, 27; İbn Sa’d, a.g.e., III, 154; İbnu’l-Esir, Üsdü’l-ğâbe, III, 388; İbn

Hacer el-Askalânî, a.g.e., II, 129; Zehebî, Tezkiretü'l-huffaz, I, 14; el-Esbahânî, Hilyetü’l-evliyâ I, 127; ez-Zehebî, Siyeru a’lâmi’n-nübelâ, I, 484; farklı rivayetler için bkz.; Ahmed b. Hanbel,

Fedailü’s-sahâbe, II, 23-27, h. no: 1494-1498; Tirmizi, Menâkıb, 38; İbn Abdilber, el-İsti‘âb,

III, 991-992; Ebû’l-Kâsım İsmâil b. Muhammed el-Esbehânî, Siyeru’s-selefi’s-sâlihîn, Beyrut 2004, s. 217.

getirin (sözünü tutun)” 84 diyerek öğüt verdiği nakledilmiştir. Bununla beraber Hz. Peygamber başka bir sözünde de İbn Mes‘ûd’un ilim ve ahlakını ifade ederek “İbn Ümmi Abd’ın ümmetim için razı olduğu şeye ben de razı oldum, İbn Ümmi Abd’ın ümmetim için hoşnut olmadığı şeyden ben de hoşnut olmadım”85 demiştir.

Hz. Peygamber, birçok vesileyle İbn Mes‘ûd’a karşı olan güven ve takdirlerini de ifade etmiştir. Onun, “Eğer istişare etmeden birini arkamda yönetici olarak bırakacak olsaydım, İbn Mes‘ûd’u bırakırdım”86 sözü de bu güvenin en iyi örneği olarak kabul edilebilir.

Tüm bu rivayetlerin yanında, İbn Mes‘ûd’un Hz. Peygamber’in yanındaki değerini gösteren en önemli rivayetlerden biri de kanaatimizce Hz. Ali’nin naklettiği şu olaydır: “Bir gün Peygamberle beraberdik. Abdullah b. Mes‘ûd’a, ağaca çıkıp, misvak yapmak için kendisine bir dal getirmesini istedi. İbn Mes‘ûd, dalı almak için ağaca tırmanınca rüzgar eteklerini açtı ve bacakları göründü. Ashabdan orda bulunanlar gülmeye başladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber; “Neye gülüyorsunuz?” diye sordu. Sahabilerin, İbn Mes‘ûd’un bacaklarının inceliğine87 güldüklerini söylemeleri üzerine Hz. Peygamber; “Nefsim yed-i emîninde olan Allah’a yemin olsun ki (güldüğünüz) bu bacaklar, kıyamet günü Uhud dağından daha ağırdır” diye buyurdu.”88

İbn Mes‘ûd, Hz. Peygamber’e olan bu derece yakınlığının da bir neticesi olarak, İslâmı ve onun öğretilerini bizzat Peygamber’den öğrenen sahabeden birisi

84 Tirmizi, Kitabu’l-menâkıb, 38; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 385; İbn Abdilber, el-İsti‘âb,

III, 989; Zehebî, Siyeru a’lâmi’n-nübelâ, I, 478.

85 Hâkim en-Nisâbûrî, el-Müstedrek, III, 359; ez-Zehebî, a.g.e., I, 479; Ahmed b. Hanbel,

Fedailü’s-sahâbe, II, 21, h. no: 1492; İbn Abdilber, el-İsti‘âb, III, 989;

86 Tirmizi, Kitabu’l-menâkıb, 38; Ahmed b. Hanbel, Fedailü’s-sahâbe, II, 18, h. no: 1489; Hâkim

en-Nisâbûrî, a.g.e., III, 359; İbn Mâce, Mukaddime, 11; İbn Abdilber, el-İsti‘âb, III, 989; İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe, II, 130; Ebû İshâk eş-Şirâzî, Tabakatü'l-fukaha, tsh. Halil el-Meys, Beyrut ty., s. 43.

87 İbn Mes’ûd, fiziki yapı olarak ufak-tefek bir cüsseye sahipti. Hatta ayakta iken oturan bir kişi ile

aynı boyda olduğu rivayet edilmiştir. Temiz giyinir, devamlı güzel kokular sürünürdü. Hatta gece karanlığında güzel kokusundan tanınırdı. Daha geniş bilgi için bk.: eş-Şehhat es-Seyyid Zaglul,

Abdullah b. Mes’ûd, s. 51 vd.

88 el-Esbahânî, Hilyetü’l-evliyâ I, 127; Hâkim en-Nisâbûrî, a.g.e., III, 358; Ebû Bekr Cabir Cezairi,

el-İlm ve'l-ulema, Dârü'l-Kütübi's-Selefiyye, Kahire t.y., s. 185; Ebû Abdullah Muhammed b. Ali

eş-Şevkâni, Derrü's-sahâbe fî menâkıbi'l-karâbe ve's-sahâbe, thk. Hüseyin b. Abdullah el- ‘Umerî, Dımaşk 1984, s. 356.

olmuştur. Vahyin nüzul surecine şahitlik etmiş, kendisinin de birçok vesileyle belirttiği gibi Kur’an’ı Kerim’den yetmiş küsur sureyi bizzat Peygamber’in ağzından öğrenmiştir.89 Bunun yanında İbn Mes‘ûd, Hz. Peygamberle beraber olduğunda ona İslâm dininin genel prensipleri, dinin haram ve helal kıldığı şeyler, emirleri ve yasakları, amellerin faziletlileri, büyük günahlar... vb. konularda sorular sormuş ve öğrendiklerini de diğer sahabe ve tabiine aktarmıştır.

İbn Mes‘ûd, Hz. Peygamberle yaptığı yolculuklarda da sadece onun her türlü hizmetini görmekle kalmamış, bu yolculuklarda İslâm dini ve onun hükümleri ile ilgili bilgilerini artırmıştır. Yolculukları esnasında karşılaştıkları olaylar ile ilgili Peygamber’in uyguladığı hükümleri daha sonra kendisi de tatbik etmiş ve bunları sahabeye aktararak onları da bilgilendirmiştir.

Benzer Belgeler