• Sonuç bulunamadı

Sa'd b. Eb1 Vakkas'tan (r.a) gelen rivayette Allah Rasfılü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Kim sabahleyin Medine hurmaların­

dan yedi tane yerse, akşama kadar zehir ona zarar vemıez."111 Görüldüğü gibi bi.ı Medine hurmasına has bir durumdur. Salat ve selamların en güzeli orada yatan Hz. Peygamber'in üzerine olsun.

Bu da orada bulunan hurmanın özelliğinden dolayı veya Peygamber efendimizin duasının bereketiyle ya da her ikisinden

kaynaklanmak-tadır.

Buhar!'nin rivayetinden anlaşıldığına göre, bu belli bir hurma

çeşidi olan acve olup yedi adet yenilmesi tavsiye edilmiştir. Nitekim bir rivayette Sa'd (r.a.) Allah Rası1lü'nden şöyle bir söz işittiğini söy-lemektedir: "Kim sabah aç karnına yedi tane acve hurması yerse, o gün ona ne sihir ne de zehir tesir eder."112

Hiç şüphesiz ' . hurma çeşitleri arasında benzerlik olmakla bera-.

her her çeşidin farklı özellikleri vardır. Genel olarak hurma fayd?lıdır

fakat özellikle Medine-i Münevvere' de yetişen acve hurmasının

fark-lı özellikleri vardır.

İnsanlar geçmişte hurmanın gıdasal önemini bilmekteydiler.

Ancak bu hadis-i şerif zehirden koruma hususunda hurmanın öne-mini açıkça zikretmektedir. Acve hurmasının bu özelliği, ne Allah

11 O Emin Rıdil, Muııakaşetuıı Hiidie fi Hadisi 'z-Zubiibe, et-Tevhid dergisi, 5. sayı, 1397;

Muhammed Tahir el-Cevabi, Culıiidu 'l-Mıılıaddisiıı fi Nakdi ı'vfetııi '!-Hadisi 'ıı­

Nebeviyyi 'ş-Şerif, s. 421, Muessesiltu Abdulkerim b. Abdillah, Tunus; Muhammed es-Suyuti, Muciziit fi~-Tıb, s. 60: Muhamıned Kilmil'in el-İ'ciiz'ul-flmi'sinden naklen. (Bu konu çerçevesinde bkz. Enbiya Yıldırım, Hadiste· Metin Tenkidi, Ankara-2015, s. 413-417).

111 Mııslinı, Eşribe. rakam: 2047.

112 Bıılıiiri, Tıli, rakam: 5769.

Rasülü döneminde ne de sonraki asırlarda kimse tarafından bilinen bir husus değildi. Ancak günümüzde bilim adamları zehir çeşitlerini,

bedende ne tür etki ettiğini ve tedavinin nelerle olacağını artık bil-mektedirler.

Uzmanlar zehirlenmenin birçok çeşidinin olduğunu kabul et-tikleri gibi zehrin de birçok çeşidinin olduğunu kabul etmektedirler.

Burada detaya girmeye gerek görmemekteyiz. Vücudun, bütün

za-rarlı metabolik maddelerden, ınikrobiyal toksinlerden ve bağırsaklar­

daki protein bileşiklerinin küflerimesi sonucu ortaya çıkan rahatsız­

lıklardan kurtulmasınllı yolunun bazı bileşikleri karaciğere bağlama

suretiyle gerçekleştiği ortaya çıkmıştır. Bu bileşiklerin en önemlisi de glucuronic asitlidir ki karaciğer onu kanda bulunan glikoz oksi-dasyonundan meydana getirmekte veya kanda biriktirilen glikojenin

parçalanması neticesinde meydana gelmektedir. Bu açıdan karaciğe­

rin en önemli vazifelerinden biri de geniş çapta bu zehir bileşiklerinin

etkisini yok etmektir. Böylece glikojenin çeşitli zehirlenme diyeti ve tedavi yöntemlerine girdiği bilinmektedir. Glikojen ise meyvelerden en çok hurma, üzüm ve incirde bulunmaktadır. Bunlardaki şeker

ora-nı yaklaşık % 7 5 'e ulaşmaktadır. Bu maddeler bağırsak fermantasyo-nuna uğra)iarak protein maddelerinin bozulup yayılmasına zıt bir etki göstennektedir. Böylece zehirlenip bozulma sonuçlan azalmaktadır.

Hicaz bölgesinde hurma, yıl boyunca kolayca temin edilebilen bir meyve olduğundan dolayı Allah Rasülü (s.ıl.v.) oruçta olduğu gibi şe­

kerini hızlı bir şekilde emsin diye sabah yemekten önce de tüketilme-sini tavsiye etmiştir. Böylece tüketilen hurmanın şekerinin bir kısmı karaciğerde ı;lepolanıp zehirlerin etkisini azaltıp düzene sokulmasına yardımcı olur. 113

Bu hadisteki ilmi öngörü, hurmanın koruyucu özelliğini ve zehirlere karşı tedavi edici yönünü ifade etmektedir. Allah Rasülü ne kadar da doğru söylemiştir. Ne yazık ki.şimdiye kadar-Medine acve-sinin tıbbi özellikleriyle ilgili bir şeyler söyleyeni göremedik. Belki

113 Nesimi, et-Tıbbıı 'iı-Nebevi, IIJ, 294.

onun birçok özelliği daha keşfedilmemiş veya özellikleri manevidir.

Koruma ve şifa hususunda maneviyatın tesiri büyüktür, özellikle de

sağlam bir dini inanca dayanıyorsa. 114

5.11. Bulaşıcı hastalık

Ebu Hureyre'dan (r.a.) gelen rivayette Allah Rası1lü şöyle buyurmaktadır: "Hastalık bulaşması, uğursuzluk, (haram ay olan muharremi) safer ayına ertelemek, uğursuz kuş diye bir şey yoktur.

Ciizzamlıdan, aslandan kaçar gibi kaç." 115

Bu hadis geçmişte ve günümüzde birçok insan tarafından

problemli (müşkil) olarak değerlendirilmiştir. ~ilimin her alanda iler-leme kaydettiği böyle bir asırda bu hadisin ilmi i 'caz içerdiği

anla-şılmıştır. Bilim açısından tek başına mikropların insan vücuduna gir-mesiyle hastalığın oluşmadığı anlaşılmıştır. Vücutlarına mikrop giren

kişilerin yaklaşık% 95'nin keşinlikle hastalığa yakalanmadığı ve%

5'nin soğuk algınlığı şeklinde çok pafif etkilerine maruz kaldıkları

görülmüştür. Hasta olanların oranı ise % 1 :.den daha az olup bunların bir kısmı tedavi görıneden iyileştiği, diğer bir kısmının ise tedaviyle

iyileştiği ancak geriy~ kalan çok az bir kısmının hastalığı yeneme-dikleri anlaşılmıştır. Bulaşıcı hastalıklarda mikropların tek başına hastalığa sebep teşkil etınediği hatta çoğu zaman direnci artırdığı

bilinmektedir. Bulaşıcı hastalıkların nedeninin bir kısmının bil~ndi­

ği ancak büyük bir kısmının bilinmediği pek çok etkenden kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Modern bilim bu hadisin işaret ettiği gerçeği

ortaya çıkarıncaya dek, insanların pek çoğu bu durumu bilmemekte ve genellikle hastaya yaklaşmakla hasta olunacağı kanaatini taşımak­

taydılar.116

Burada nebevi hadislerden bir kısmını aktardıktan sonra oku-yucu için şu gerçek anlaşılacaktır. Bu hadisler Hz. Peygamber'in

içti-114 Hacer el-Askalani, Fetlıu 'l-Btiri, X, 239-240; Nesimi, et-Tıbbu 'ıı-Nebevi, III, 295.

115 Bulıari, Tıb, biibu'l-cuziim.

116 Hey'etu'l-İ'ciizi'I-İlmi, ef-İ'ciizu 'f-İlmiyyu fi'l-Elıadisi'l-Vtiride ji'f-Advti, s. 42, Mekke.

hadından, yaşadığı çevreden ve o asırdaki tıp ilminden kaynaklanıyor olması mi,i.mkün değildir. Bu durumda Allah tarafından vahyedilrniş

olma seçeneğinin dışında başka hiç bir seçenek yoktur. Bu da araştır­

manın başında zikrettiğim şu kaideyi pekiştirmektedir. Tersini göste-ren yeterli bir delil olmadığı müddetçe Allah Rası11ü'nün her söyle-diği söz Allah tarafından kendisine gönderilen bir vahiydir. İhsanıyla iyi işleri tamama erdirenAllah'a hamd olsun.

6.Sonuç

1.Hz. Peygamber'in (s.a.v.) gönderilmesinden ancak asırlar

sonra birileri bu konuyu gündeme getirmiştir. Bunun sebebi de yanlış bazı tıbbi teorilerin egemen olmasıdır ki bazıları bunların hadislerle

çeliştiğini zannetmekteydi.

2.Muhtelif alanlardaki hadislerin kaynağı bakımından

arala-rında her hangi bir fark olmayıp hepsi vahiy mahsulüdür.

3.Aksini gösteren yeterli bir delil olmadığı müddetçe Hz. Pey-gamber'in her söylediği söz Allah tarafından kendisine gönderilmiş

vahiy eseridir.

4.Tıbbi hadisler, Hz. Peygamber'in çevresinde ve yaşadığı dö-nemde yaygın olan yanlışlara düşmemiştir.

(

5.Tıbb-ı nebevi hadisleri modem tıbbın ancak yeni keşfedebil-diği birçok bilgi">'i o dönemde ortaya koymuştur.

6.Tıbb-ı nebevi hadisleri tıbbın alanına giren her konuyu ele alma şeklinde değil de örneklendirme şekliyle gelmektedir.

7.Tıbb-ı nebevi hadisleri Hz. Peygamber'in doğru söylediğini

ispatlayan deneye dayalı yeni bir delil sayılmaktadır.

8.Bu konudaki hadisler diğer hadisler gibi vahyin eseridir.

1. Kitabiyat

Abdulı11, Muhammed Abdulmunim, Nazardtzın İsliimiyyetım ale 'l-Emriidi 'l-Cildiyye ve i-Tendszıliyye.

Abdulbalık, Abdulgani, Hzıcciyyeti 's-Szınne, Dam '1-Kur'a-ni'l-Kerim, Beyrut.

Abdussamed, Muhammed Kamil, el-İ'cdzzıl-llmfjf'l-İsldm,

ed-Da-rul-Mısriyyetu'l-Lubnaniyye. 3. baskı, 1996.

el-Bar, Muhammed Ali, Halkı;'l-İnsfıni beynei-Tzb ve'l-Kzır'an, 5.

baskı, ed-Daru's-Sufıdiyye, Cidde, 1984.

Buhiiri, el-Cdmiıı 's~Sa!ıflı, terkim: Muhammed Fuad Abdulbiikl, Daru'l-Ma'rife, Beyrut.

el-Cevabi, Muhammed Tahir, Cııhüdzı'l-Mzıhaddisinfi Nakdi

· Metni 'l-Hadisi 'n-Nebeviyyi 'ş-Şerif, Muessesatu Abdulkerim b. Abdillah, . Tunus.

Darimi, Sıınenzı 'd-Ddrimf, Diiru'l-Kitiibi'l-Arabl, Beyrut.

Ebfı Davud, Sıınenzı Ebf Diivüd, ı.·baskı, Mustafa el-Babl, 1952.

Hakim, el-Mııstedrekale's-Sahfhayn, hzr. MustafaAtii,

Daru'l-Ku-tubi'l-İlrniyye, Beyrut.

Hey' etu 'l-İ' dizi 'l-İlmi, el-İ 'cdzu 'l-llmfyyzı jf 'l-Ehiidfsi '/-Varide fi'l-Advd, Mekke.

İbn Hacer ef:..Askalani, Fethu'l-Bdrf, XI, 491, Dıir'ul-Marife,

Bey-"

rut.

ibn Hanbel, Ahmed, Mıısned, Muessestu Kurtuba, Mısır.

İbn Hibban, Sahihu İbn Hibbfın, hzr. Şuayb el-Arnafıd, Muesse-tu 'r-Risale, Beyrut.

İbn Huzeyme, Sahflızı İbn Hıızeyme, el-Mektebu'l-İsJaml, Beyrut.

İbn Miice, Sıınenu İbn Mdce, hzr. Muhammed Fuad Abdulbaki, Beyrut.

Joranger, C. S., İlmıı 'l-Ecinneti fi Dav 'i 'l-Kzır 'ani ve 's-Sıınne,

Hey'etu'l-İ'ciizi'l-İlml bi Rabıtati'l-Alemi'l-İ;Jaml, Mekke.

el-Kiidl, Ahmed, el-İ'ciiz'ul-İlm! sempozyumunda sunduğu tebliğ,

Moskova-1993. ·

el-Karadavi, Yusuf, es-Sunnetu Masdaran lil-Ma'rifeti

ve'l-Hadii-ra, Merkezu Buhfisi's-Sunne ve's-Sire, Katar Üniversitesi.

el-Kudat, Abdulhamid, mikrop bilim uzmanı, el-Emriidıı 'l-Cinsiyye

Ula/betıın İliihiyye, el-Musteşfe'l-İslfunl, 1. baskı, 1987.

---, Tefevvıık't-Tıbbi'l-Vıkiiffil-İsliim, el-Musteşfe'l-İslami, 1.

baskı, 1987.

Muazzam, Muhammed ve Faysal, el-Maradıı 'l-Cedfd el-Eydz alii

Dav'il-Kıır 'an 'i ve's-Sıınne, Hey'etu'l-İ'ciizi'l-İlmi, Mekke.

Muslim, Sahihıı Mııslim, hzr. Muhammed Fuad Abdulbaki.

Necm, Salim, el-İ'cazu'l-İlmi sempozyumun da sunulan tebliği,

Moskova-1993.

Nesai, Sıınenıı 'n-Nesiif el-Kııbrii, Daru'l-Kutubi'l-İlmiyye, Beyrut.

en-Nesim!, Mahmud Nazım, et-Tıbbıı 'n-Nebevf Ve 'l-İlmıı 'l-Hadfs, 1. baskı, eş-Şeriketu'l-Muttahide li-Tevzi', Beyrut-1984.

Rıdft, Emin, Mıınakaşetıın Hiidiefi Hadfsi'z-Zııbiibe, et-Tevhfd dergisi, 5. sayı, 1397.

Salim, Mahir Muhammed, Mecelletıı 'l-İ'ciiz, 3. sayı,

Hey'e-tu'l-İ'ciizi'l-İlmi, Mekke

es-Savı, Abdulcevad, el-Emriidıı 'l-Cinsiyye el-Hasiidıı 'l-Hatmiyyıı lil-İbiihiyye,'İ'ciiz dergisi, 2. sayı, Hey'etu'l-İ'ciizi'l-İlmi, Mekke.

---.. Min İ'ciizi 'l-Kıır 'an ve 's-Sıınne fi '!-Tıbbı 'l-Vıkiif, İciiz dergisi, 3. sayı.

eş-Şatti, Şevket, Risale

fi

Tiirfhi 't-Tıb.

eş-Şemiri, Abdullah, es-Siviik Ecrıın ve İliic,

el-Mecellet'ııl-Arabiy-ye, 1985. ·

Tahir b. Aşfu, Mekiisidıı'ş-Şerfa, eş-Şeriketu't-Tfuıisiyye li't-Tev-zl'. 1978.

Tirmizi, el-Cami' lit-Tinnizf, hzr. Ahmed Muhammed Şakir, Dam

İhyfü 't-Turasi 'l-Arabl, Beyrut.

Benzer Belgeler