• Sonuç bulunamadı

1.4. TARIM İŞLETMELERİNİ DİĞER İŞLETMELERDEN AYIRAN YÖNLERİ

1.5.2. Hukuki Yapıya Göre Sınıflandırma

Tarım işletmelerinin üretim yaptığı yerlerin mülkiyet durumuna göre tarım işletmeleri üç grupta incelenebilir (Rehber, 1993:13).

1- Başta arazi olmak üzere, diğer tüm üretim araçlarında özel mülkiyet söz konusu olan Özel Tarım İşletmeleri,

a) Kişisel (zati) işletmeler

b) Kiracılık yoluyla çalışan işletmeler

c) Ortakçılık veya yarıcılık şeklinde çalışan işletmeler

2- Üretim araçlarının yani üretim yapılan arazi, makine ekipman ve diğer tüm bileşenlerin ve işletme yönetiminin, kamuya bağlı kuruluşlara ait olan Kamuya Ait İşletmelerdir. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı işletmeler bunlara örnek olarak gösterilebilir.

3- Daha çok sosyalist ülkelerde bulunan Kollektif İşletmeler ülkemizde mevcut değildir. Bunlara Rusya’daki kolhozlar ve İsrail’deki kibutzlar örnek olarak gösterilebilir.

Bu sınıflama içinde, en önemli olan işletme grubu özel işletmelerdir. Özel işletmelerden kişisel işletmeler, bir başka anlatımla, mal sahibi tarafından işletilen işletmelerdir. Ülkemizde, 1980 tarım sayımına göre, işletmelerin % 90’lık bölümü mal sahibi tarafından işletilen tarım işletmeleridir. 1980 Genel Tarım Sayımına göre mal sahibi tarafından işletilen işletmelerin yani özel tarım işletmelerin, toplam işletme sayısı içindeki oranı %90.52 ve bunların işledikleri alan oranı % 86,74 iken, 1990 Genel Tarım Sayımı (GTS) geçici sonuçlarına göre bu oranlar sırasıyla % 92.57 ve % 89.30

15

olarak gerçekleşmiştir (Rehber, 1993:13). TÜİK 2001 Genel Tarım Sayımı Tarımsal İşletmelerde (Hane halkı) Anketi sonuçlarına göre Türkiye’de tarımsal faaliyette bulunan hane halkı sayısı 4.106.983 iken Bilecik iline baktığımızda bu rakam 18.137 olarak gerçekleşmektedir. Bu bağlamda Bilecik’i komşu illerle karşılaştırmak gerekirse Bursa ilinde bu sayı 81.800 iken, Sakarya’da 55.197, Eskişehir’de ise 27.775 olarak gerçekleşmektedir.

Hukuki yapılarına göre tarım işletmeleri incelendiğinde miras paylaştırılması işlemlerini irdelemek gerekiyor. Zira toprak rejimi olarak hadiseye bakıldığında İngiltere'de 53.8 hektar, Fransa'da 52.1 hektar, Almanya'da 45.7 hektar, İspanya'da 23.8 hektar iken, Türkiye'de ise bu rakamın 5.9 hektar olması, Ülkemizde bu anlamda ciddi sorunların olduğunu göstermektedir. Toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlenmesi amacıyla 19/0/2005 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 02/08/2013 tarihinde revize edilerek tarım arazilerinin tarımsal amaç dışında kullanılamayacağı hükmü eklenmiştir. Söz konusu kanun değişikliğinde, asgari tarımsal arazi büyüklüğü, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenecektir. Belirlenen asgari büyüklüğe erişmiş tarımsal araziler, bölünemez eşya niteliği kazanarak koruma altına alınmış olunacaktır. Asgari tarımsal arazi büyüklüğü, mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 20 dekar, dikili tarım arazilerinde 5 dekar, örtü altı (sera) tarımı yapılan arazilerde 3 dekardan küçük belirlenemeyecektir. Böylelikle tarım arazisi niteliğindeki arazilerin tarım dışı amaçla kullanımının önüne geçilerek miras yoluyla el değiştirip parçalanması engellenmiş olacaktır. Bunun sonucu olarak Ülkemizde büyük ölçekli tarım işletmelerinin sayısı artarken, istihdam ve üretimde de artış olacaktır.

16 1.5.2.1. Kamu Tarım İşletmeleri (KTİ)

Kamu Tarım İşletmelerini (KTİ), üretim kaynaklarının yani arazi ve diğer tüm makine ekipmanın ve yönetimsel sevk ve idarenin devlete ait olduğu işletmelerdir. Gıda ,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Devlet Üretme Çiftlikleri (DÜÇ) bu gruba bir örnek olarak gösterilebilir. KTİ’ler, devlet hazinesine ait olan toprakları değerlendirmek ve diğer üreticilere yön vermek, destek olmak gibi görevleri üstlenmişlerdir. Üretim kararları, kamu adına işletmede görevli kamu personeli veya sözleşmeli personel tarafından verilir. Üretim için gerekli hammadde, enerji ve personel giderleri devlet tarafından finanse edilerek elde edilen gelir devlet kasasına aktarılır (Rehber, 1993:51).

1.5.2.2. Özel Tarım İşletmeleri

Özel Tarım İşletmeleri, bu tip işletmelerde arazi ve diğer üretim faktörlerinin tamamı kişilerin mülkiyetindedir. Kişiler ellerindeki kaynakları kullanarak elde ettikleri ürünlerin de sahibi olurlar. Her türlü kullanım hakları vardır. İşletme ile ilgili tüm kararları kendileri verirler. Tarım işletmelerinin %99’u bu tip özel işletmelerdir (Rehber, 1993:51).

1.5.2.3. Kooperatif Tarım İşletmeleri

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda kooperatif; “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir” şeklinde tanımlanmıştır. Tarım kooperatifleri üreticiler tarafından, aralarında ekonomik menfaatlerini korumak ve özellikle meslek ve geçimleriyle ilgili ihtiyaçlarını sağlamak amacıyla, karşılıklı yardım ilkesine dayanarak ve tüzel kişiliği haiz olarak, değişir ortaklı, değişir sermayeli olarak kurulurlar. Ülkemizde Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım Satış Kooperatifleri

17

Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği çatısı altında faaliyet yürütmektedirler. Bilecik ilinde 10 kooperatif bulunmaktadır.

Kooperatiflerin temel amacı ürün satışından, ürünün işlenip pazarlama aşamasına kadar ortaklarına yardımcı ve destek olmaktır. Tarım Satış/Kredi Kooperatifleri, mensuplarının ürünlerini alarak kendi işletmelerinde işlemekte ve artı değer kazandırarak daha yüksek fiyatla satış yapmakla birlikte likit ve makine teçhizat gibi ihtiyaçlarını gidermeye yönelik çalışmalar yapmaktadır. Kooperatifler, ortaklarına bu imkanlar sunmadıklarında, çiftçiler ürünlerini işlemeden satmak zorunda kalmakta, daha sonra ise oluşacak katma değeri, aracılara bırakırken kendileri düşük gelirle yetinmeye devam etmek zorunda kalmaktadırlar (Dernek, 2005:5).