• Sonuç bulunamadı

Film, Türk yetkililerin Suriyeli göçmenleri ikna etme görüntüleriyle devam eder. Burada çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Bu gençler, hiçbir şekilde ikna olmayacaklarını sınıra ulaşmak için onlara izin vermelerini istediklerini söylüyorlar. Türk yetkilisi, göçmenler adına konuşan genç adama kızar ve kimse adına konuşamayacağını, aynı zamanda kimsenin hayatını tehlikeye atma hakkının olmadığını söyler. Genç burada temsilci seçildiğini ve hiçbir şekilde vazgeçmeyeceklerini belirtir. Bu kısımdan sonra Suriyelilerin arasında gezinen kamera, otoban kenarında, güneşin altında, yerdeki hallerini gösterir. Arada küçük çocukları, kadınlar üzerinde kamerayı gezdirir. Ardından tekrar eylemci gençlerin arasına geri döner, fakat bu sefer kendi aralarında ihtilafa düşmüşlerdir. Türk yetkililerle temsilci olarak görüşen genç ikna olmuş gibidir, arkadaşlarını, en azından daha sağlıklı şartlarda sınırı geçmek için ikna etmeye çalışılır. Fakat arkadaşları, onları yetkililere sattığını ve kendilerine ihanet ettiğini söylerler.

Bu tartışmalardan sonra tekrar bir haber görüntüsü girer ve Suriyeli göçmenlerin “30 saatin sonunda tem otoyolundan ayrılmayı kabul” ettiklerini söyler. Bu haberin ardından, temden otobüslere binmeleri ve onlar için oluşturulan kamp alanlarına gittikleri görüntüler kullanılır.

Bu son bölümde yönetmen, sınır kapılarının açılacağına hala umudu olan insanları gösterir. Diğer yandan çok kötü şartlarda çoluk çocukla dışarda, şiltelerin üzerinde, açık havada kaldıkları görülür. Bir sahnede, bir bebeğin hastalığı için gelen ambulans ve hemşirelerin, çocuğun hastaneye götürülmesi gerektiğini söyler. Fakat aile, bu kamp alanından çıkarılırlarsa, bir daha geri gelmelerine izin verilmeyeceğini ve İstanbul’a geri gitmek zorunda kalacakları için, çocuğun hastaneye götürülmesine izin vermezler. İnsanlar Avrupa’ya gitmeyi o kadar çok istiyorlar ki, hasta çocuklarını hastaneye götürmüyorlar. Yönetmen bu bölümü de bir haberci edasıyla hareketli kamera kullanımı ile çekimlerini yapmıştır. Olup biteni belgelemeye çalışan ve bu sınırdan geçme olayının içinde olan, her bir durumu kayıt almaya çalışıyor.

Filmin sonuna doğru, havaların soğuduğu ve yağmurun yağdığı görülür. Kamptaki kalabalık azalmıştır, kalanlarda İstanbul’a gitmeleri için, Türk yetkililerin ayarladığı otobüslerle bindikleri görülür.

Fotoğraf 23: Hudut (2016)

Filmin sonunda, hayalleri yıkılmış, ama tek başlarına da kalsalar da, direnmeye devam edip, Avrupa’ya gitmenin yolunu bulacaklarını söyleyen gençleri, tellerin arkasında gösteren yönetmen, ardından kamp alanının tamamen boş görüntülerini ekrana getirir.

Fotoğraf 24: Hudut (2016)

4.2.4. Hudut Ses Kullanımı

Hudut Belgeselinde, haber belgeseli tarzında yapılan çekimler gibi, sesin kullanımı da aynı şekilde haber tarzında yapılmıştır. Suriyelilerle ilgili olay açıklayıcı bir televizyon haberinin dış sesi ile verilir. Müziğin kullanımı da haber belgeseli gibi yüksek bir tonda ve dramatik yapıyı güçlendirecek bir unsur olarak kullanılır. Olayların durumuna göre müziğin tarzı, volümü ve ritmi değişmektedir. Gerilimin arttığı ve göçmenlerin sınırdan geçmek için ayaklandıkları sahnelerde, gerilim hissini arttıracak müzik kullanılmıştır. Fakat göçmenlerin yol kenarlarında zor şartlarda olduklarını gösteren sahnelerde daha duygusal ve bu duyguya hizmet edecek sakin müzikler kullanılmıştır. Röportaj sesleri klasik belgesel anlatısında olduğu gibi bazen ilk konuşan kişiyi gösterip ardından başka görüntüler eklenmiş, ya da röportaj sesinin üstüne başka görüntüler verip, ardından röportaj görüntüsü verilmiştir.

4.2.5. Hudut Çözümleme ve Sonuç

Batuhan Kurt, Hudut belgeselini, Eylül 2015 yılında Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin Avrupa’ya göç etme hayalleri üzerine, gruplar halinde Edirne sınır kapısına gitmek için yola çıkmalarını anlatır. Bunu anlatırken haber belgeseli üslubunu benimser. Yaşanan bu toplumsal olayı merkeze alan yönetmen, tek bir birey üzerinden değil, yaşanan olayın bütününü gözlemleyerek birden çok göçmenle görüşmeler yapar. Filmin başında, sınır kapıları açılıncaya dek Edirne’den ayrılmayacaklarını tek bir ağızdan haykıran Suriyeli göçmenleri, süreç boyunca gözlemler. Bu insanların, günler süren bekleyişten sonra, yavaş yavaş inançlarının nasıl zayıfladığını, kendi aralarında tartışmalarını gözlemleyip kamerasına kaydeder. Yönetmen bir gazeteye verdiği röportajda belgesel çekim süreci için, "Mültecilerin sınırdan Edirne’ye otobandan gelişleri sırasında onlar ile diyaloğa

girmek istedim ancak o kadar kolay değildi. Birçoğu korkuyordu konuşmak istemiyordu. Her gün onlarla beraber onları izledim. Sıkıntıları çok büyüktü. Görüntü yönetmeni arkadaşım Barbaros Kıskaç ve yönetmen yardımcısı Meriç Batuhan Çil ile beraber mültecileri günlerce görüntüledik." (Haber 46, 2017) der. Bu

belgeseli ortaya çıkarmak için uzun süren bu olayı çekmek ve güvenlerini kazanmak için onlarla zaman harcar.

Batuhan Kurt, belgeselinde Suriyeli göçmenlerin Avrupa’ya geçme girişimlerinin başarısızlığını ortaya koyar. Bunu yaparken, savaşın zorunlu kıldığı göçmenliğin, yaşattığı çaresizlikle, insanların düştükleri zor durumları gösterir. Yönetmen belgeselinde Suriyelileri gözlemlerken nesnel bir yaklaşımla onları ele almış ve birçok farklı kişiyle konuşmuştur. Bu yolla, neden evlerini, düzenlerini bırakıp bir söylenti üzerine yollara düştüklerini anlatmalarını sağlar. Birbirinden farklı yaşta ve eğitimde insanlarla röportajlar yapar. Bu kadar farklı yapıda olan bu insanları Edirne’ye yürüyerek getiren şeyin hepsinin ortak sorunu olan Türkiye’de yaşam ve çalışma şartlarının zorluğunun neden olduğunu gösterir. Avrupa’da daha iyi şartlarda eğitim görüp, daha iyi çalışma şartlarında yasacaklarının inancına sahip

bu insanların, batıya olan bakışlarını da ortaya koyar. Dolayısı ile Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin çaresizliğini görselleştirilmiştir.

Fotoğraf 25: Hudut (2016)

Yönetmen, yaşanan bu toplumsal olayı görselleştirirken, süreci başından sonuna kadar takip edip, uzun süre çekimler yapmış ve gerçekliği olabildiğince gözlemci, nesnel bir tavır içinde yansıtmıştır. Fakat filmde yaşanan olayların durumuna göre müzik kullanımı, seyircinin duygularını yön verebilecek düzeyde ve şekilde kullanılmıştır. Bundan dolayı filmin biçimsel olarak nesnel bir şekilde yapılmış olsa da, anlatımının bütününe bakıldığında, kurgu ve müziğin etkisiyle filmin nesnelliği tartışılır bir hal almıştır.

Yönetmen filmin sonunda Siyah ekran üzerine Türkiye’deki Suriyelilerin durumu hakkında açıklayıcı bir yazı koyar. Bu yolla, göçmenlerin durumuyla ilgili daha genel bilgiyi seyirciyle paylaşarak, söz konusu olayın gerçekliğini daha istatiksel verilerle güçlendirir.

4.3. Tepede Beş Kadın Künye

Benzer Belgeler