• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

4.1. RASİM ÖZDENÖREN’İN HİKÂYELERİNDE MODERNİZM

4.1.2. Hikâyelerde Modernizmin Teknik Unsurları

Rasim Özdenören’in hikâyeleri incelendiğinde hikâyelerde iç konuşma, geri dönüş, bilinç akışı ve alıntılama tekniklerine yer verildiği görülür. Bu tekniklerden iç konuşma, bilinç akışı, alıntılama teknikleri hikâyelerde modernizmle birlikte yaygınlaşmaya başlayan tekniklerdir. Bu bölümde hikâyelerde kullanılan bu teknikler ve bu tekniklerin işlevleri üzerinde durulacak ve bu tekniklerle ilgili örnek metinler verilecektir.

4.1.2.1. İç Monolog

İç monolog okuyucuyu, kahramanın iç dünyasıyla karşı karşıya getiren bir yöntemdir. Yöntemin uygulandığı bölümlerde yazarın –daha doğrusu anlatıcının- varlığı ortadan kalkar; muhtemel yorum ve açıklamalar, okuyucuya bırakılır ( Tekin, 2001, s. 264).

Mehmet Tekin tarafından yukarıdaki şekilde açıklanan iç konuşma tekniği, insanın iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini doğrudan yansıtma

160

Rasim Özdenören; Çark, Koridor, Eskiyen, Çözülme, Arasat ve Kapıyı Vuran Kim adlı 6 hikâyede iç konuşma tekniğini kullanmış ve kişilerin iç dünyalarını başarıyla yansıtmıştır. Bu hikâyelerde kişilerin tanıtımının anlatıcının yorumlarından uzak ve doğrudan gerçekleşmesi, anlatılanlara doğal ve gerçekçi bir nitelik kazandırmıştır.

Yazarın Çark adlı hikâyede iç konuşmaya yer verdiği bölüm aşağıda gösterilmiştir:

Artık paydos bütün bunlara! Bütün bunlara paydos artık! Yaşaması için bir mazeret aramaktan caymıştı, o koşuşlar, korkular, düşüşler, üşüyüşler tüketmişti onu, bıktırmıştı. Birdenbire ne yaptığını düşündü. Ne yapmıştı! Ne yapmıştı! Binlerce şu kadar günlük ömrü boyunca hep o gıcırtılı tramvaylarda, durmadan adını heceleyen trenlerde, dile gelmez acılarını inleyerek anlatan kamyonlarda boyuna gulyabanilerden kaçmış, yakalanmamak için tükenircesine yorulmuş, kaç otel odasında gözlerini o gammaz ışıklara açmış, hangi yönlere, bilmediği nerelere koşmuş, kaçmıştı. (HI, s. 6)

Koridor adlı hikâyede olay kişisinin iç dünyasının iç konuşma tekniğiyle başarılı bir şekilde yansıtıldığı söylenebilir:

Bu defa biraz korkarak işaretli koridorda hızlı hızlı yürümeğe başladım.

Saatin tiktakları her noktada hep aynı biçimdeki düzenli vuruşlarıyla peşimde yürüyordu. Her vuruşunda yürüyüşümü biraz daha hızlandırıyordum. (HI, s.33)

Eskiyen adlı hikâyede iç konuşmalara yer verildiği ve birinci kişi anlatımının kullanıldığı görülür.

Çalıların dibine pusuyorum, başkaları da başka yerlere saklanmışlar, bir açıklığa çıkıyorlar, onları izliyorum. Arkadaşım adımı ünlüyor. Teknesi eski, gıcırdıyor, “haydi yavrum, haydi bir tanem, az daha dayan.” Sonsuz, derin bir boşluğa gömülüyor başım, ayaklarım nerede? Sesler? Kurtuluş. (HI, s. 49)

161

Çözülme adlı hikâyede ise 7 yerde iç konuşma tekniğine yer verildiği ve bu tekniğin başarıyla kullanıldığı görülmektedir. Bu kullanımlara bir örnek aşağıda verilmiştir:

Vay habis, vay moruk, hâlâ kin besliyor, ben kendisini bağışlamaya gelmişken, o, bağışlama hakkının kendinde olduğunu sanıyor. Ben bunca yılın haksızlıklarını unutmaya hazırken, o yeniden beni tepelemeye kalkışıyor. Sen bunca serveti sat savur, çarçur et.. kimse senden hesap sormasın, kimse sana gözünün üstünde kaşın var demesin, iki ayağın çukura girmişken gel böyle kasıntı yap. (Ç, s. 61)

Arasat adlı hikâyede de bu tekniğin kullanıldığı yere şu bölüm örnek verilebilir:

… gene karşıma çıkacak o tekinsiz şeyi görüyorum bakışlarında kim o diye bağıracak işte bağırıyor bile en iyisi susmak karşılık vermemek kim o diye üsteleyecek öyle yapıyor susuyorum çünkü kapıda duranın benim olduğumu bilse belki kapıyı hiç açmaz susuyorum sonunda kadınlığın verdiği tecessüse bir kez daha yenilecek… (ÇAR, s. 11)

Kapıyı Vuran Kim adlı hikâyede de bu teknik başarıyla kullanılmıştır:

AHMET: (Elindeki gazeteyi karıştırmaya devam ederek) Ben neyi sevdiğimi biliyor muyum? Galiba tükeniyor, sevgi de tükeniyor, her şey de. Bir çaresi olmalı, öğrenilmesi gereğini geç anlıyoruz. Bunu bana çoktan öğretmiş olmalıydılar. Her kes kendi deneyleriyle başbaşa…(DAK, s. 9)

4.1.2.2. Bilinç Akışı Tekniği

Roman ve hikâyelerde kullanılan bilinç akışı tekniğinde bireyin duygu ve düşüncelerinin seri fakat düzensiz olarak verilmesi söz konusudur. Bu aktarım sırasında düşünceler arasında mantıksal bir bağ olmadığı, çağrışımların etkili olduğu ve gramer kurallarına ise fazla dikkat edilmediği görülür.

162

görülmektedir. Yazar, bu teknik sayesinde hikâyede Ejder’in iç dünyasını başarıyla anlatmıştır:

canı cehenneme ben ne yapacağım şimdi sahi eve niye geldim bir şey vardı mutlaka bir şey vardı bir şey mi vardı bir şey var mıydı Fahriyi göreyim tarlaya o gitsin yoksa çalarlar namussuzlar orada olmadığımı bir anlarlarsa (ÇAR, s. 27)

4.1.2.3. Alıntılama Tekniği

Edebiyatımızdaki "iktibas" sanatını hatırlatan bu teknik, bir yazarın başkasına ait bir söz veya yazıyı, belirli bir amaç için kalıp olarak eserinde kullanmasından ibarettir. Söz konusu aktarma, aynen veya anlam olarak yapılabilir. Burada önemli olan, aktarılan parçanın, eserin yapısına uygun düşüp düşmediğidir.

Rasim Özdenören Arasat adlı hikâyesinde bu tekniği kullanarak etkili bir anlatıma yer vermiş, modernist bir anlayışla hikâyesini oluşturmuştur. Hz. Yusuf kıssasından bir bölüm alarak alıntılama tekniğine yer vermiştir. Yazar, bu kıssadan bir bölüm alıp bu kıssayı okuyucunun hatırlamasını sağlamaya çalışmıştır.

Sen herkes seni haklı görsün diyorsun dedi kadın bak dinle Hazreti Yusuf’u işittin mi hiç Zeliha’yı Mısır maliye nazırının karısıydı Zeliha bir gün Yusuf aleyhisselamı odasına çağırdı Yusuf aleyhisselam odasına gelince odada duran bir putun yüzünü örttü Hazreti Yusuf bunu niçin örttün diye sorunca Zeliha ondan utandığım için dedi ( ÇAR, s. 35)