• Sonuç bulunamadı

III. ARAŞTIRMADA TAKİP EDİLEN ESASLAR ve VAKIFLARLA İLGİLİ ARŞİV KAYITLARI

I.III. DİN HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLAR

Osmanlı döneminde vakıflar ve bazı hayırsever kimseler tarafından tesis edilen dinî müesseseleri ülkenin her yerinde görmek mümkündü. Çalışanların sayısı ibadethanelerin büyüklüğüne göre değişiklik arz ederdi. Nispeten büyük camilerde farklı görevler farklı kişilerce ifa edilirken küçük yapılarda ise imam ve hatiplik çoğu zaman aynı kişide toplanırdı. Nitekim Belviran Kazası’ndaki Alibeyhüyüğü Köyü Camii imam ve hatiplik vazifeleri farklı kişiler tarafından ifa edilirken144

Bardas köyündeki Seyyid Mustafa Efendi/Hacı Mustafa Efendi Camii’nde ise imam ve hatiplik vazifeleri ile yalnızca bir kişinin görevli olduğu anlaşılmaktadır145. Bu bölümde arşiv belgelerinden Belviran Kazası’nda görev yaptığı anlaşılan din hizmeti çalışanları örneklerle kısaca incelenecektir.

I.III.I. İmam

Kelime anlamı itibariyle “emm” kökünden olan146 ve Arap dilinde öne geçmek, idare etmek anlamına gelen imam147, terim olarak “cemaatle kılınan namaza önderlik eden kimse” ve “devlet başkanı” anlamlarını ihtiva eder148. Osmanlı döneminde sorumluluk alanı oldukça geniş olan imamların göreve atanabilmeleri için belli seviyede bir bilgiye sahip olmaları

140 İPŞİRLİ, Câbî, s. 529. 141 VAD, no: 1133, vr. 86b.

142 VAD, no: 1079, vr. 64b; no: 1133, vr. 86b. 143 VAD, no: 1079, vr. 116b.

144

VAD, no: 1133, vr. 87a; no: 1144, vr. 89b. 145 VAD, no: 1143, vr. 138b.

146 Mustafa Sabri KÜÇÜKAŞÇI, “İmam”, DİA, XXII, İstanbul 2000, s., 178. 147Osman ERGİN, Türkiyede Şehirciliğin Tarihî İnkişafı, İstanbul 1936, s. 104. 148

gerekiyordu149. İmamlar kadı veya naip arzı, padişah beratıyla tayin edilirlerdi. Küçük yerleşim birimlerinde bazı durumlarda müezzinlik vazifesini de üstlendikleri olurdu150. Dinî bilgi bakımından üstünlük imamlarda aranan en önemli özelliklerden biriydi151. İmam atamalarında bu konu üzerinde hassasiyetle durulur, gerektiğinde bilirkişi, adil kimseler ve köy ahalisinden bazı kimselerin şahitliklerine başvurulurdu152. Görevli bulunduğu yerleşim yerinin ahalisi imamı kontrol etme ve istenmeyen durumları kadıya bildirme salahiyetine sahipti. İstemedikleri birinin imamlık yapması mümkün değildi153. Görevini yapmayan, görevli olduğu yerleşim biriminin dışında başka bir yerde ikamet eden154 ve ehil olmayan bilgisiz kişiler cami cemaatince mahkemeye bildirilir, tahkikattan sonra yerine uygun görülen biri imam olarak tayin edilirdi155. İmamlık vazifesine getirilen kimse kadılar tarafından teftiş edilir156, usulsüz olarak haksızlıkla göreve atandığı tespit edilenler ise azledilirdi157.

Görevden kendi istekleri ile çekilebilme hakkına sahip olan imamlar158 çoğunlukla ömürlerinin sonuna kadar görevde kalabilirler, vefatlarından sonra bu vazife babadan oğula geçerdi159. Tayin edilecek olan evladın küçük olması durumunda reşit oluncaya ve imtihanla göreve layık olduğu anlaşılıncaya kadar yerine başkası vekâlet ederdi160. İbadethanelere kimi zaman bizzat kurucularının atandığı da olurdu. Nitekim Belviran Kazası’nda Sarıoğlan Çiftliği köyünde Hacı Mehmed Efendi tarafından yaptırılan caminin imamının yine kendisi olduğu anlaşılmaktadır161. İmamlar, yaptıkları bu hizmet karşılığında “vazife” adı verilen bir ücret alırlar ve bu ücret gündelik olarak hesaplanırdı162. Ücretleri çoğunlukla görevli oldukları cami ve mescidin vakfından vakfiye163 ve beratlarda belirlenen şekilde karşılanır164 ve kimi zaman hasbî yani fahri olarak ifa edilirdi165.

149Ziya KAZICI, “Osmanlılarda Mahalle İmamları ve Yerel Yönetim İlişkisi”, İslam Geleneğinden Günümüze

Şehir Hayatı ve Yerel Yönetimler, II, İstanbul 2005, s. 26.

150

VAD, no: 1079, vr. 116b. 151 VAD, no: 543, vr. 41a. 152 VAD, no: 540, vr. 48a.

153 Tahsin ÖZCAN, “Osmanlı Mahallesi Sosyal Kontrol ve Kefalet Sistemi”, Marife Bilimsel Birikim, I, Konya 2001, s. 138-140.

154 VAD, no: 1079, vr. 116b.

155 BOA, C.EV., dosya no: 450, gömlek no: 22800; VAD, no: 540, vr. 48a. 156

KAZICI, aynı makale, s. 27. 157 VAD, no: 1079, vr. 64b. 158 VAD, no: 1133, vr. 86a-87a. 159 VAD, no: 1080, vr. 45a.

160 VAD, no: 148, s. 178, sıra no: 1420. 161

VAD, no: 538, vr. 55a. 162 VAD, no: 1143, vr. 138b. 163 KŞS, no: 90, s. 3. 164 VAD, no: 1097, vr. 103a. 165

Mahallede cemaate namaz kıldırmak imamın sorumluluklarından sadece bir tanesiydi. Görevli bulunduğu cami veya mescidin yanı sıra mektepte çocukları da okuturdu166. Nitekim Belviran’a tabi Yelbeyi köyünde Abdurrahman Camii’nde Şevval 1235/Temmuz-Ağustos 1820 tarihinde bir imama ihtiyaç duyulması ve yine aynı yerleşim yerinde bulunan sıbyan mektebinde muallim olmaması üzerine Seyyid Ali’nin imam ve muallim olarak atandığı görülmektedir167. İmam ve hatiplik vazifelerinin yanında muallimlik vazifelerinin de imam veya hatip tarafından ifa edilmesi Osmanlı Devleti’nde cami görevlilerinin eğitim konusunda yetkin kişiler olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

I.III.II. Hatip

Hatip, minberi olan camilerde168, cuma ve bayram namazlarından önce minbere çıkıp konuşma yapan cami görevlisidir. Hatip tarafından topluluğa hitaben yapılan bu konuşmaya

“bir topluluk karşısında yapılan etkileyici konuşma” anlamına gelen hutbe169

, hutbeyi sunan kişiyede hatip adı verilir.

Hatiplerin ataması padişah beratı ile gerçekleşirdi170. Padişaha vekâlet ettikleri için bu görevi eda edenlere büyük önem verilir, beratı olmayanların cuma ve bayramlarda hutbe okumalarına izin verilmezdi171. Eğitim, atamalarda öncelikli unsurların başında gelmekteydi. Medrese eğitimi almış kişiler arasından seçilen hatiplerin172

dinî ilimlerde üst düzeyde bilgiye sahip olmaları gerekirdi. Bununla birlikte medrese talebeleri de hatip olarak atanabilirdi. Nitekim Kocaş köyünde bulunan Mehmed Ağa Camii hatibinin yüksek dinî ilimler talebesi olduğu anlaşılmaktadır173. Hatiplerin görev sürelerinde herhangi bir sınırlama yoktu. Görevinden çekilmesi174, görevini terk etmesi, uzun süre başka bir yerde ikamet etmesi175 veya vefat etmesi halinde yeni bir görevlendirme yapılırdı176. Görevinden feragat eden birinin yeniden hatip olarak atanması mümkündü177. Genellikle imamlık görevini de yürüten hatiplerde178 bu görev babadan oğula veya kardeşine geçerdi179. Çocuksuz olarak vefat

166 VAD, no: 1079, vr. 117a. 167

VAD, no: 540, vr. 48a.

168 KÜÇÜKDAĞ, Sultan Selim Külliyesi, s. 118.

169 Mustafa BAKTIR, “Hutbe”, DİA, XVIII, İstanbul 1998, s. 425. 170

VAD, no: 1097, vr. 103a. 171 PAKALIN, aynı eser, I, s. 844. 172 KÜÇÜKDAĞ, Armutlu, s. 128. 173 KŞS, no: 91, s. 36.

174 VAD, no: 540, vr. 48a. 175

VAD, no: 1143, vr. 138b. 176 VAD, no: 1140, vr. 98a. 177 VAD, no: 1079,vr. 116b. 178 VAD, no. 540, vr. 48a. 179

ettiği180

veya birden fazla oğlunun olduğu durumlarda imtihan yapılır, başarılı olan biri hatip tayin edilirdi181.

Hatiplerin ücretleri görevli oldukları caminin vakfından karşılanırdı. Genellikle günlük olarak belirlenen ve farklı seviyelerde olan bu ücretler aynı camide görev yapan hatiplerin görev yaptıkları döneme göre değişebilirdi. Torla köyünde bulunan Yunus Fakih Camii hatibinin ücreti başlangıçta bir akçe iken182

ilerleyen dönemlerde bu miktar yarım akçe olarak gösterilmiştir183. Belviran Kazası’na bağlı köylerde bulunan camilerde görev yapan hatiplere ödenen ücretin çeyrek, yarım, bir ve üç akçe arasında değiştiği tespit edilmiştir184. Ücretin yıllık olarak belirlendiği durumlara da rastlanmaktadır185

. I.III.III. Müezzin

Arapça “ezan” kökünden gelen müezzin, “çağrıda bulunan, ezan okuyan, kamet

getiren” kimse demektir186. Osmanlı Devleti’nde müezzinler güzel sesli ve musiki bilgisine

sahip olanlar arasından seçilir, atamalar ise vakıf mütevellisinin arzı ve kadı ilamı ile gerçekleşirdi187. Ücretleri cami vakfından karşılanan müezzinler, namaz vakitlerinde ezan okuyarak cemaati toplamak, imamı namaza çağırmak, imamın gelmesi ile birlikte namazın başladığını bildirmek amacıyla kamet getirmekle görevliydiler188

. Bu vazifeleri cuma günü yapmakla yükümlü olanlar ise cuma müezzini olarak adlandırılırdı189

. Bazen imamlıkla birlikte ifa edilen bu meslek190 diğer din hizmetlerinde olduğu gibi babadan oğula geçerdi191. Belviran Kazası’na ait Hurufat kayıtlarında müezzin atamaları tespit edilmiş olup bu görevliler cami ve mescitler konusunda incelenecektir.

I.IV. TEKKE ve ZAVİYE GÖREVLİLERİ

Benzer Belgeler