• Sonuç bulunamadı

HİPERTANSİYON TARAMASINDA HANGİ YÖNTEMLERİ TERCİH EDİYORUZ?

POSTER BİLDİRİLER

HİPERTANSİYON TARAMASINDA HANGİ YÖNTEMLERİ TERCİH EDİYORUZ?

Ali Akdoğan1, Süleyman Sedar Koca2, Timuçin Kaşifoğlu3, İsmail Şimşek4, Ahmet Mesut Onat5, Bülent Mutlu6, Ergün Barış Kaya7, Fahrettin Öksel8, Vedat Hamuryudan9, Murat İnanç10

1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

2Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

3Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

4GATA Romatoloji Bilim Dalı

5Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

6Marmara ÜniversitesiTıp Fakültesi Kardioloji Anabilim Dalı

7Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardioloji Anabilim Dalı

8Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

9İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

10İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

Arka plan / Amaç: Pulmomner arteriyel hipertansiyon (PAH) sistemik skleroz (SSc) hastalarında önemli bir mortalite nedenidir. SSc hastalarında PAH’ın erken tanısı ile tedavi başarısının arttırı-labileceği düşünülmektedir. Pulmoner hipertansiyon (PH) tarama ve tanısına yönelik farklı tarama önerileri vardır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de romatoloji uzmanları arasında SSc ilişkili PH tarama ve tanısında tercih edilen yöntemlerin belirlenmesidir.

Yöntem: Çalışmada 71 romatoloji uzmanına anket soruları yöneltilmiştir. Anket soruları ile SSc ilişkili PH tarama ve tanısın-da faytanısın-dalı olduğu düşünülen klinik/demografik özellikler, labo-ratuar testleri, elektrokardiografi ve ekokardiografi bulgularının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ankette yer alan parametreler arasında katılımcının en önemli / önemli / kullanılabilir / gereksiz / fikrim yok seçeneklerini kullanması istenmiştir. Anket soruları-nın hazırlanmasında büyük oranda tüm SSc hastaların sağ kalp kataterizasyonu ile değerlendirildiği DETECT çalışmasında elde edilen sonuçlardan faydalanılmıştır.

Bulgular: Ankete katılan romatoloji uzmanlarının büyük bölümü üniversite veya eğitim-araştırma hastanelerinde Hastadan artrit etiyolojisi açısından viral seroloji, periferik yayma

normal olarak saptanması ve inflamasyon gösterleri yüksek olma-sı üzerine ön planda poliartiküler JİA düşünülerek Naproksen sodyum başlanarak izleme alındı. 2 ay sonraki izleminde eklem şikâyetleri naproksen ile azalmasına rağmen hastada merdiven çıkarken zorlanma, nefes darlığı, sırt ağrısı ve saç dökülme-si şikâyetleri ile tekrar polikliniğimizde değerlendirilen hastada laboratuar incelemesinde ANA 1/160 homojen pozitif olarak saptanması üzerine eşlik edebilecek kollejen doku hastalıkları ileri değerlendirilmek üzere servisimize yatırıldı. Merdiven çıkarken zorlanma şikâyeti olan hastada kas gücü proksimal ekstremite kaslarında 4/5 saptanınca miyopati düşünülen hastada CK: 3500 U/l ve EMG: proksimal miyopati ile uyumlu saptandı. Nefes dar-lığı olan hastada Solunum Fonksiyon testinde; restriktif akciğer hastalığı ile uyumlu gelince çekilen HRCT’de Akciğer subplevral alanlarda fibroz saptandı. DLCO’da hafif difüzyon kısıtlılığı ve EKO görüntülemesinde pulmoner fibroza ikincil hafif pulmoner arter basıncında artış saptandı. Laboratuar incelemelerinde direkt coombs pozitif anemi saptandı. Yüz fotoğrafları 1 yıl önce ile kıyaslandığında hafif gerginlik olduğu görüldü. Hastamızda Sharp kriterleri ile değerlendirildiğinde 4 tane kollejen hastalıktan da özellikler olması üzerine Mix konnektif doku hastalığı düşünüle-rek Anti-RNP bakıldı, ancak negatif saptandı. Histopatolojik ola-rak ayrımın kas biyopsisi ile yapılması nedeni ile örneklem alındı ve yoğun MHC clas I ile boyanması nedeni ile hastadaya polimi-yozit ve overlap olarak Mix konnektif doku hastalığı tanısı kondu. 4 farklı mix konnektif doku hastalğı kriterindede Anti-RNP şart koşulduğu için olası gruba girmekte idi. Hastada gelişen pulmoner fibroz bu hastalıkta prognozu olumsuz etkileyen en önemli komp-likasyon olarak değerlendirilmektedir. Tedavi olarak çoğunlukla steroid ve metokreksatı içermesine rağmen hastamıza pulmoner tutulum olması nede ile prednisolon ve siklosporin başlandı. 4. Hafta izleminde kas gücü normale dönen ve kreatin kinaz düzey-leri normale dönen hastamızda da tedavisi devam etmektedir.

Anahtar Kelimeler: overlap sendrom, miks konnektif doku hastalığı, polimiyozit

Sistemik Lupus Eritematozus, Anti-fosfolipid Sendromu, Skleroderma, Sjögren Sendromu,

Miyozitler, Diğer Bağ Dokusu Hastalıkları

Abstract:0366 PP-205 BİR ÇOCUK OLGUDA SINIRLI SKLERODERMA

Fatih Mehmet Keleşoğlu1, Rukiye Eker Ömeroğlu1, Sevinç Emre1, Yasin Yılmaz2

1İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Romatoloji Bilim Dalı

2İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

9 yaşında erkek olgumuzda 1 yıl önce başlayan el bilek, parmak ve ayak bileğinde 4 gün süren şişlik ve ateş şikâyeti başlamış. Kısa bir süre tekrar aynı eklemlerde benzer şikâyetler başlayıp daha uzun süre sürmüş 5 – 6 ay önce kış mevsiminde de ellerinde soğuğa temas ile reynoud fenomeni gelişen hastamızda, parmaklarda skle-rodaktili ve fleksiyon kontraktürleri gelişmesi nedeniyle bir kaç merkeze başvurduktan sonra genel pediatri polikliniğimize başvu-ran hastamız kollejenoz ön tanısı ile romatoloji polikliğimize ileri

X V. U L U SA L R O M ATO LO J İ KO N G R E S İ

B İ L D İ R İ K İ TA B I 1 7 8

gözyaşı bezi biyopsisinde, lenfosit ağırlıklı infiltrasyon saptandı. Toraks BT’sinde, bilateral, linguler, paramedyastinal yerleşimli, yer yer tomurcuklanmış ağaç paterninde, sentrilobüler, nodüler infilt-rasyonlar mevcuttu. Balgam kültüründe “Mycobacteria Koreense” üremesi saptandı. Hasta tedavi ve takip için Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’na sevk edildi.

Sonuç: NTM enfeksiyonları, vaskülitlerin klinik, radyolojik, laboratuar ve histolojik bulgularını taklit edebilir. NTM’ler, immünkompetan hastalarda, travma, operasyon gibi kolaylaştı-rıcı nedenlerle, keratit, sklerit, üveit, kanalikülit, orbital selülit ve endoftalmit yapabilmektedir. M. Koreense, bugüne kadar, göz tutulumu yapabilen NTM’ler arasında bildirilmemiştir. Yeni keşfedilmiş, yavaş büyüyen, nonkromojenik bir NTM suşudur. Literatürde, NTM enfeksiyonlarında “atipik” ANCA pozitifliği olgu sunumu olarak bildirilmiştir. Hasta, bir infeksiyon etkeninin saptanması nedeni ile öncelikle infeskiyon tedavisine yönlen-dirilmiştir. Ancak, henüz klinik bulguları çok iyi bilinmeyen yeni bir NTM suşu ve yüksek titrede ANCA pozitifliğinin varlığı önemsenmelidir. Bu nedenle, antibiyoterapi sonrası, eşlik eden “olası GPA” açısından takibin sürdürülmesi planlanmıştır. Klinisyenlerin, primer vaskülit ve taklitçisinin birarada bulunabi-leceğine de dikkat çekilmek istenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Vaskülit, taklitçi, atipik mikobakteri

Spondiloartropatiler

Abstract:0369 PP-208 TÜRKİYE’DE ANKİLOZAN SPONDİLİT İÇİN SAĞLIK BAKIMI MALİYETLERİ VE BUNUNLA İLİŞKİLİ HASTALIK AKTİVİTESİ SKORLARI

Nurullah Akkoç1, Haner Direskeneli2, Hakan Erdem3, Ahmet Gül4, Yasemin Kabasakal5, Sedat Kiraz6, Dilara Balkan Tezer7, Başak Hacıbedel8, Vedat Hamuryudan9

1Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir

2Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

3Gülhane Askeri Tıp Akademisi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Ankara

4İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

5Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir

6Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara

7Pfizer İlaçları, Medikal Departman, İstanbul

8Pfizer İlaçları, Sağlık Ekonomisi Departmanı, İstanbul

9İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

Gerekçe: AS, aksiyel iskeleti etkileyen, buna bağlı yapısal ve fonksiyonel bozukluklara neden olan, sağlık bakımı finansal kaynaklarının kullanımında artışa yol açan, üretkenlik ve yaşam kalitesini düşüren, kronik, sistemik, inflamatuar bir romatolojik hastalıktır.1 ABD’de tahmini AS prevalansı 100.000’de 197’dir.2 Türkiye’de yetişkinlerde yapılan anketlere göre tahmini AS preva-lansı 100.000’de 490’dır.3 Bugüne dek Türkiye’de AS’li hastalarda hasta başına düşen ekonomik yükün değerlendirildiği az sayıda çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada AS’de sağlık bakımı maliyetleri ve bununla ilişkili hastalık aktivitesi skorları değerlendirilerek bu açığın kapatılması hedeflenmiştir.

Yöntem: Ülke çapında üçüncü basamak sağlık hizmeti veren 7 merkeze başvurmuş 650 AS hastasına ait tıbbi kayıtlar, yıl-lık doğrudan sağyıl-lık bakımı maliyetlerini hesaplamak amacıyla çalışmaktaydı (%90.1). SSc hastalarında PH taramasında

romato-loji uzmanlarının günlük pratiklerinde %69.0’unun ekokardiogar-fik değerlendirmeyi, %36.6’sının hastaların klinik izlemi en değerli yöntemler olarak seçti. Altı dakika yürüme mesafesi ve serum BNP düzeyi SSc-PH taramasında %50’nin altında uzman tarafından en önemli ve/veya önemli yöntemler olarak seçildi. SSc-PH tarama ve tanısında araştırılan parametreler arasında ekokardiografik olarak saptanan sistolik pulmoner arter basıncı %50.0 katılımcı tarafından en önemli olarak seçildi. Sorgulanan diğer parametreler arasında en önemli olarak seçilme oranı %3.4 - %36.9 arasında değişmekteydi. Telenjektazilerin değerlendirilmesi %9.0, serum ürik asit düzeyi %13.8 katılımcı tarafından SSc-PH taramasında gereksiz olarak değerlendirildi. SSc-PH tanısının doğrulanması ve ayırıcı tanısı için hastaların sağ kalp kateterizasyonu ile değerlendi-rilmesinde romatoloji uzmanlarının %27.5’i çekinceleri olduğunu beyan etti. Uzmanların %18.6’sı ekokardiografik, %34.3’ü sağ kalp kateterizasyonu ile hasta değerlendirilmesi konusunda sıkıntı yaşa-makta olduğunu ifade etti.

Sonuç: SSc-PH taramasında ülkemizde en çok tercih edilen yöntem hastaların ekokardiografik olarak değerlendirilmesidir. Ekokardiografik değerlendirme açısından romatoloji uzmanları-nın önemli bölümü sorun yaşamamaktadır. Taramada kullanılabi-lecek diğer yöntemler arasında farkındalık yüksek oranda olmak ile birlikte öncelikler açısından fikir birliği yoktur. Hastaların sağ kalp kateterizasyonu ile değerlendirilmesinde halen sıkıntılar yaşanabilmektedir

Anahtar Kelimeler: sistemik skleroz, pulmoner hipertansiyon, PAH

Behcet Hastalığı ve Vaskülitler

Abstract:0368 PP-207 VASKÜLİTİ TAKLİT EDEN OLGUDA YENİ BİR ATİPİK MİKOBAKTERİ SUŞU: GERÇEK BİR ‘VASKÜLİT TAKLİTÇİSİ’ Mİ ?

Esra Aydın1, Nilüfer Kanıtez2, Bahar Artım Esen2, Bahtiyar Toz2, Lale Öcal2, Sevil Kamalı2

1İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı

2İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı

Giriş: Vaskülit taklitçisi klinik tablolar, kalıtsal damar hasta-lıkları, infeksiyonlar, maligniteler ve ilaçlarla ilişkili olarak ortaya çıkabilmektedir. İnfeksiyonların, öncelikle dışlanması gerekmek-tedir. Atipik mikobakterilerin (NTM), nadir görüldüğü ve sıklıkla akciğer dışı infeksiyon bulgularına yol açabildiği bilinmektedir. Burada, granülomlu polianjitisi (GPA) taklit eden NTM’li bir olgu sunulmaktadır.

Olgu: Kırkdört yaşında kadın hasta, 7 ay önce başlayan, halsizlik, kilo kaybı (6 kg/6 ay), kuru öksürük, sağ göz kapağında ilerleyici şişlik ve göz hareketleri sırasında ağrı yakınmaları ile başvurdu. Fizik muayenede, solukluk, sağ göz kapağında diffüz şişlik ve ptotik görünüm ile her iki akciğerde ronküsler saptandı. Normokrom normositer anemi (Hb: 10 g/dl), akut faz yüksekliği (ESH: 85 mm/s, CRP 29 mg/l ( 0-5), p-ANCA/anti-MPO pozi-tifliği (92 AU/ml (<20), PPD pozipozi-tifliği (15 mm), anormal labo-artuvar bulgularıydı. Orbita MRI’de, “bilateral” gözyaşı bezlerinde hipertrofi, lobülasyon ve kontrast tutulumu izlendi. (Şekil 1). Sağ

B İ L D İ R İ K İ TA B I 1 7 9

2 9 E k i m - 2 K a s ı m 2 0 1 4 • B e l e k , A n t a l ya

bulguların gözlendiği bir klinik tablodur. Post-trombotik send-romlu hastalarda yaşam kalitesinin belirgin azaldığı gösterilmiştir, ancak BH’na bağlı DVT’li hastalarda post-trombotik sendrom sıklığına ilişkin veri yoktur. Bu çalışmada BH’na bağlı DVT’li has-talarda venöz yetmezlikle ilişkili yaşam kalitesinin değerlendiril-mesi ve BH-dışı DVT’li hastalarla karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi ”Behçet” polikliniğinde takip edilen vasküler tutulumlu 40 Behçet hastası (Erkek/Kadın:31/9, ortalama yaş:40.2±10 yıl) ile Hematoloji ve Damar Cerrahisi polikliniklerinde BH-dışı neden-lere bağlı geçirilmiş DVT nedeniyle takip edilen 10 hasta (Erkek/ Kadın:2/8, ortalama yaş:50.2±12 yıl) alınmıştır.Venöz yetmezlik şiddetinin belirlenmesinde, Venöz Disabilite Skoru (VDS) ve Venöz Klinik Ciddiyet Skoru(VCSS) kullanılmıştır. Venöz yet-mezlikle ilişkili yaşam kalitesinin değerlendirilmesinde ‘Venöz Yetmezlikte Epidemiyolojik ve EkonomikÇalışma-Yaşam Kalitesi/ Semptom Ölçeği(VEINES-QoL/Sym)’nin Türkçe valide edilmiş formu kullanılmıştır. Hesaplama sonrası yaşam kalitesi(VEINES-QoL) ve semptom(VEINES-Sym) skoru olmak üzere iki alt ölçek belirlenmiştir. Yüksek skor daha iyi yaşam kalitesini göstermek-tedir. Çalışmada ayrıca Short Form-36 (SF-36) yaşam kalitesi ve Behçet Sendrom Aktivite Skoru(BSAS) anketleri de yer almıştır.

Bulgular: Çalışmamızda, BH ve BH dışı DVT’li grup ara-sında VEINES-Sym, VCSS, SF-36 mental ve fiziksel kompo-nentleri arasında herhangi bir fark saptanmadı. Venöz disabilite skoru BH-dışı grupta anlamlı derecede kötü, VEINES-QoL skoru BH grubunda anlamlı olarak daha iyi saptandı(Tablo 1). Değerlendirme sırasında DVT sonrası geçen ortalama süre, BH grubunda 6.7±5 yıl, BH-dışı grupta 1.6±1 yıldı. VEINES-QoL ve VEINES-Sym skoru ile DVT sonrası geçen süre, günlük orta-lama oturma ve ayakta kalma süreleri arasında herhangi bir ilişki saptanmadı. Ancak VEINES-QoL ve VEINES-Sym skoru ile yaş ve VCSS arasında negatif yönde ilişkiler saptandı(sırasıyla; r: -0.410, p=0.003, r:-0.438, p=0.002). Hem VEINES-Sym hem de VEINES-QoL, BSAS ile de negatif ilişki gösterdi(sırasıyla; r: -0.540, p<0.001 ve r:-0.510, p=0.001).

Sonuç: Çalışmamızda BH’da hastalık aktivitesi, yaş ve venöz yetmezlik ciddiyet skoru arttıkça venöz yetmezliğe bağlı yaşam kalitesi ve semptomların kötüleştiği görülmektedir.Bu bulgular vasküler tutulumlu Behçet hastalarında hastalık aktivitesinin kontrol edilmesinin, relapsların önlenmesinin yanında, venöz hastalığa bağlı yaşam kalitesini de arttıracağını düşündürmektedir.

Anahtar Kelimeler: Behçet Hastalığı, vasküler tutulum, yaşam kalitesi

değerlendirildi. Uygun hastalar, en az 12 ay önce AS tanısı konmuş 18 yaş ve üzerindeki hastalardı. Doğrudan maliyetin tanımlanması amacı ile toplam maliyetler; hastaneye yatış, poliklinik, eczane ve katkı payı olarak kategorize edildi. Yıllık sağlık bakımı maliye-tini etkileyebilecek faktörlerin belirlenmesi için jeneralize lineer modeller kullanıldı. Maliyetler, 1€ = 2,30 Türk Lirası döviz deği-şim oranı kullanılarak düzeltildi.

Sonuçlar: Ortalama hasta yaşı [±standart sapma (SS)] 40,6±11,4 idi ve AS hastalarının %35’i kadındı. Hasta başına ortalama (medyan) yıllık maliyet 4.288€ idi. Poliklinik bakımı maliyeti 225€, yatarak bakım maliyeti 30€ iken, genel harcama-ların en önemli kısmını ilaç maliyeti (4.033€) oluşturuyordu. İş gücü kaybı nedeniyle oluşan yıllık maliyet 414€ olarak hesaplandı. Hastaların %2’sinde, AS ile ilişkili ve sigorta tarafından karşılan-mayan konsültasyonlar yapıldı. Bu hastalar için ortalama yıllık yük 2.480€ idi. Hastaların ortalama hastalık aktivite skorları Tablo 1’de gösterilmiştir.

Tartışma: Türkiye’de AS hastaları için yatarak bakım ve poliklinik maliyetleri, diğer Avrupa ülkelerine göre daha düşüktür. Tedavi yoğunluğu, global hastalık aktivitesi (GDA) ile ters oran-tılıdır, bu da tedavi yoğunluğu artırılarak GDA’nın iyileştirilebile-ceğine işaret etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Ankilozan Spondilit, hastalık aktivite skoru, maliyet Tablo 1. Ortalama Hastalık Aktivite Skorları

Hastalık Aktivitesi

Skoru Ortalama Standart Sapma*

Global Hastalık Aktivitesi (GAD) 4,36 2,16

Vizüel Analog Skala (VAS) 40,47 24,04

Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivitesi İndeksi

(BASDAI) 3,57 2,15

EuroQol sağlık durumu (EQ-5D) 62,65 20,54

Bath AnkilozanSpondilit Fonksiyonel İndeksi (BASFI) 3,09 2,47

Bath Ankilozan Spondilit Metroloji İndeksi (BASMI) 2,91 2,59

*Şehirlere göre kümelenmiştir

Behcet Hastalığı ve Vaskülitler

Abstract:0370 PP-209 VASKÜLER TUTULUMLU BEHÇET HASTALARINDA VENÖZ YETMEZLİKLE İLİŞKİLİ YAŞAM KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Fatma Alibaz Öner1, Belgin Aldağ5, Mustafa Aldağ2, Tayfur Toptaş3, Tülin Ergun4, Haner Direskeneli5

1Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Romatoloji Kliniği

2Dr.Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

3Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji Bilim Dalı

4Marmara Universitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı

5Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Romatoloji Bilim Dalı

Giriş: Behçet Hastalığında (BH)vasküler tutulumun en sık görülen formu alt ekstremite derin ven trombozudur(DVT). Kronik post-trombotik sendrom DVT’li hastalarda %50’ye varan oranlarda görülebilen bacak ağrısı,şişlik, ödem, ağırlık hissi, hiper-pigmentasyon ve genişlemiş venöz kollateraller gibi semptom ve

X V. U L U SA L R O M ATO LO J İ KO N G R E S İ

B İ L D İ R İ K İ TA B I 1 8 0

oldu. Amiloidoz tanısı kondu. Amiloid A boyası ile pozitif boyan-ma saptandı. Takibinde kolşisin 2 mg çıkıldı.

Tartışma: FMF’de eklem tutulumu büyük eklemlerin akut monoartrittir ve bir hafta sürer. Uzamış artrit, bir aydan uzun kro-nik monoartrittir. Gut, eklem tutulumu öncelikle ayak başparma-ğında olmakla birlikte diğer eklemleri de tutabilir. Hastaların yarı-sından fazlasında 1. MTF eklem tutulumu ile başlar. Tekrarlayan artrit, ani gelişen, ağrılı, şişlik ve kızarıklık (kırmızı artrit) ile karakterizedir. FMF’de ayak bileği çevresinde görülen erizipel benzeri eritem, gut’un kırmızı artriti ile karışabilir. Sekonder amiloidozun en sık nedeni ülkemizde FMF’dir. Gut’da sekonder amiloidoz yapan hastalıkları arasındadır. Yüksek akut faz yanıtı ve pozitif aile öyküsü (FMF+KBY) en büyük risk faktörüdür. Amiloidoz ile M694V gen mutasyonu arasında pozitif bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Hastanın MEFV mutasyon sonucu bek-leniyor. Burada, Sekonder amiloidozlu bir olguda FMF ve Gut birlikteliği sunularak akut faz yanıtları ve proteinüri yönünden hastaların sıkı takip edilmesi gerekliliği vurgulanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Amiloidoz, FMF, Gut

Romatoid Artrit

Abstract:0372 PP-211 TÜRKİYE’DE ROMATOİD ARTRİT HASTALARINDA TIBBİ MALİYET VE BUNUN GLOBAL HASTALIK AKTİVİTESİYLE İLİŞKİSİ

Vedat Hamuryudan1, Haner Direskeneli2, İhsan Ertenli3, Murat İnanç4, Yaşar Karaarslan5, Fahrettin Öksel6, Süleyman Özbek7, Salih Pay8, Ender Terzioğlu9, Dilara Balkan Tezer10, Başak Hacıbedel11, Nurullah Akkoç12

1İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

2Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

3Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara

4İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

5Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Romatoloji Kliniği, Ankara

6Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir

7Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Adana

8Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Romatoloji Bilim Dalı, Ankara

9Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Antalya

10Pfizer İlaçları, Medikal Departman, İstanbul

11Pfizer İlaçları, Sağlık Ekonomisi Departmanı, İstanbul

12Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir

Gerekçe: Romatoid artritin (RA) birey ve toplum için önem-li ekonomik etkileri mevcuttur. RA tedavisinin yıllık tahmini maliyeti Fransa için 4.000€ [Guillemin ve ark., J Rheumatol. 2004;31(7):1297-304], Hollanda için 5.028€ [Verstappen ve ark., Ann Rheum Dis. 2004;63(7):817-24] ve Belçika için 9.946€’dur [Westhovens ve ark., Clin Rheumatol. 2005;24(6):615-9]. Türkiye’de RA tedavisinin maliyeti için gerçek yaşam klinik verileri henüz analiz edilmemiştir. Bu çalışmada, RA tedavisinin maliyeti ile ilişkili faktörleri ve RA ile ilişkili riske göre düzenlen-miş maliyet hesaplamasını tanımlamayı amaçladık. Ayrıca tedavi maliyeti ve hastalık aktivitesi arasındaki ilişkiyi de inceledik.

Yöntem: Bu kesitsel çalışmada, üçüncü basamak sağlık hizme-ti veren 10 merkezin verileri kullanıldı. En az 12 ay önce American College of Rheumatology (ACR) 1987 kriterlerine göre RA tanısı konmuş 18 yaş ve üzerindeki hastalar dahil edildi. Toplam maliyetler, yatarak bakım, poliklinik bakımı ve eczane maliyetleri

Tablo 1. Behçet ve Behçet dışı nedenlere bağlı Derin Ven Trombozlu hastaların yaşam kalitesi ölçekleri

BH’na bağlı DVT grubu(n:40) BH dışı DVT grubu(n:10) p değeri VCSS 3.7 ±3.6 6.9±3 0.056 VDS 0.9±0.6 1.6±0.5 0.016 MCS 46.3±9.2 40±12.9 0,157 PCS 42.9±11.5 35.3±9.5 0.157 VEINES-QoL 89.3±17.6 71.6 ±17.8 0.034 VEINES-Sym 39.7±9.1 32.3±11.7 0.157

BH: Behçet Hastalığı, DVT: Derin ven trombozu, VCSS: Venöz Klinik Ciddiyet Skoru, VDS: Venöz Disabilite Skoru, MCS:SF-36 mental komponenti, PCS:SF-36 fiziksel

komponenti, VEINES-QoL/Sym: Venöz Yetmezlikte Epidemiyolojik ve Ekonomik Çalışma-Yaşam Kalitesi/Semptom Ölçeği

Diğer

Abstract:0371 PP-210 GUT VE FMF BİRLİKTELİĞİ OLAN AMİLOİDOZ’LU BİR OLGU

Fatih Yıldız1, Fırat Kocabaş2, Eren Erken2

1Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi,Romatoloji-İmmünoloji Bilim Dalı,Adana

2Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi,İç Hastalıkları Anabilim Dalı,Adana

Giriş: Gut, hiperürisemi ve eklemde monosodyum ürat kris-talleri ile oluşan tekrarlayıcı artrit ile karakterize metabolik bir hastalıktır. Özellikle 40 yaş üstü erkeklerde görülür. Hiperürisemi, gut gelişimi için en önemli risk faktörüdür. Ailevi Akdeniz ateşi (FMF), en sık görülen herediter otoinflamatuvar hastalıktır. Tekrarlayan febril peritonit, plörit, artrit atakları, nadiren perikar-dittir. Biz burada, amiloidozu bulunan bir olguda Gut ve FMF birlikteliğini sunmayı amaçladık.

Olgu: 43 yaşında erkek hasta, 3 yıl önce sol ayak bileği, diz ekleminde ağrı ve şişlik, ürik asit (ÜA) 12,5 mg, CRP ve ESR yük-sekliği nedeniyle Gut tanısı konmuş. Öyküsünde 20 yaşından iti-baren ayda 1-2 kez tekrarlayan karın ağrısı atakları ve ateş ile erkek kardeşte FMF tanısı vardı. Ablası KBY, 29 yaşında ve erkek kar-deşi 28 yaşında kalp krizi nedeniyle ex olmuş. Hasta 1 aydır olan 39 C° ateş ve öksürük ile enfeksiyon hastalıklarına başvurmuş. Kan-idrar-balgam kültürleri üreme olmamış. Brusella-Salmonella testleri negatifdi. Antibiyotik tedavisi başlanmış fakat yanıt alı-namamış. Sol dizde ağrı, ESR ve CRP yüksekliği olan hasta Gut alevlenmesi ön tanısıyla servisimize yatırıldı. FM: BKİ:35, sağ ayak bileği, dizde ve sol dirsekte şişlik ve hassasiyet vardı. Günde kolşisin 1mg ve allopürinol 300 mg kullanıyordu. Laboratuvar testleri: CRP: 5,17 mg/dl, ESR: 49 mm/saat, ÜA: 4,5 mg/dl, Glikoz: 117 mg/dl, RF, ANA, Anti-dsDNA, ANCA negatifdi. ASO normaldi. Hastanın EKO’da EF: % 59 ve Batın-pelvik USG:

Benzer Belgeler