• Sonuç bulunamadı

ĠKĠNCĠ BÖLÜM: SEMĠH KAPLANOĞLU SĠNENMAS

2.3. Herkes Kendi Evinde (2001)

2.3.1. Filmin Künyesi ve Tema

Anne ve babasını kaybetmiĢ olan Selim‟in en büyük hayali New York‟a taĢınmaktır. Amerikan vatandaĢı olmak için yeĢil kart çekiliĢine katılan Selim o kartı almaya hak kazanır. Bu arada yaklaĢık 50 yıl önce Rusya‟ya kaçan ve bir daha kendisinden haber alınamayan amcası Nasuhi ona bir mektup göndererek Türkiye‟'ye döneceğini yazar. Selim, amcasını karĢılar ve onu eve getirir. Babasını aramak için Rusya‟dan Ġstanbul‟a gelen Olga ile Nasuhi‟nin yolları kesiĢir. Olaylar bu üç karakter arasında oluĢmaya baĢlar. Ev kavramından yola çıkan film, aidiyet olgusunu iĢler. Nereye ait olduğunu sorgulayan karakterlerin, 'insanın evi neresidir?' sorusuna cevap aramaları aktarılır. Ailesini kaybettikten sonra yurduyla olan bağını da kaybeden Selim, aynen üçlemenin Yusuf'u gibi, bir baĢka evin bir baĢka yurdun özlemini duyar.

2.3.2. Zaman ve Mekan

Şehir: özellikle Ġstanbul ve New York bahsi geçmektedir. Selim

Ġstanbul‟dan kaçmak New York‟a yerleĢmek istemektedir. New York‟ta yaĢayan Ergin ise Ġstanbul‟u, Ġstanbul‟un muhabbetini özlediğini ifade etmektedir. Birisi için Ġstanbul kaçılacak bir Ģehirken diğeri için özlenilen bir Ģehir. Ruh halinin Ģehre yansımasının bir görünümü.

Ġstanbul yer yer değiĢik silüetleriyle gösterilmektedir. Beyoğlu ve Taksim bölgesi görülmektedir.

Alaçatı: Kasaba meydanı. Kasaba çarĢısı. Nalbur dükkanı ve

kahvehaneler. Kabanın iĢlek hayatı ve ayrıca dingin bölgeleri. Nasuhi, meydanda yürümektedir. Tanıdık bir Ģey aramaktadır. Daha doğrusu bir Ģeylere kavuĢmaktadır. Ora ile bütünleĢmektedir. Dar sokaklar, eski taĢ evler. TaĢ ev. Ailenin yetiĢtiği yer. Amca Nasuhi, orada ölmek istediğini, onun için geldiğini söylüyor. Evi görünce çok etkileniyor.

Ev: Temel bir mekan olan evdir. Evin etrafında yaĢanan bir hayat, evin

anlamı, içeriği, değeri söz konusudur. Ev bir araya getiren bir mekan. Üç farklı kiĢilik taĢ evde bir araya geliyorlar. Evin bütünleyici bir mekan aynı zamanda. Bir aidiyet mekanı. Bir yere ait olma duygusunu en fazla veren mekandır ev. Bu filmde temelde iĢlenen husus bu olsa gerek. Ev bir yuvadır.

Selim‟in evi. Bir aile yok, tek baĢına yaĢıyor, evli değil. Nasuhi amca gelince birlikte evi düzenliyorlar. Masada yemek yiyorlar, kahvaltı yapıyorlar ve sohbet ediyorlar. Ġlginç bir ayrıntı olarak Nasuhi, kırmızı bir elmayı bıçakla ikiye bölüp Selim‟e uzatıyor. Bu sahne Bal filminde de görülmektedir. Bal‟da da baba elmayı bölmesi için oğluna veriyor, o da bıçakla ikiye bölüyor ve karĢılıklı elmayı yiyorlar.

Alaçatı‟daki taĢ ev ise Nasuhi‟nin büyüdüğü, yetiĢtiği bir ev. O evi görmek için Alaçatı‟ya gidiliyor. Evin karĢısında yazlık siteler var. Hatta Nasuhi‟nin eski arkadaĢlarının ifadesiyle bütün zeytinlikler site olmuĢ, dağ-taĢ site olmuĢtur. Nasuhi, site-mite istemez diyor, müteahhide verirse çok para kazanacağını söyleyen arkadaĢına „toprak toprakken bir Ģeydir, toprak yok olunca artık baĢka bir Ģeydir‟ diyerek yeni geliĢmeleri, siteleĢmeyi, parasal iliĢkileri reddetmektedir.

Nasuhi, evi görünce çok etkileniyor. Ev yıkılmak üzere. Evin tahta tabanında saklı bir kutu buluyor. Onu açıyor. Ġçinden bilyeler çıkıyor. Yeğeniyle ortak kullandığı, yeğeninin dünyasına temas ettiği bir kutu bu. Evin ve bahçenin bakıma ihtiyacı olduğunu söylüyor Nasuhi ve pek çok Ģeyin alınması gerektiğini ifade ediyor. Ġp, kazma, kireç, kürek, el arabası vs.

Evi ev haline getiriyor Nasuhi. Ocağı yakıyor, evin dumanı tütüyor. Mutfak oluĢturuyor. Buraya ait olduğunu söylüyor ve bunu belli ediyor. Ve tüm çabanın sonunda evi sattığını öğrendiği yeğeni Selim‟e öfkeleniyor ve ona „baĢka ev yok‟ diye çıkıĢıyor. Oysa Selim „ha o ev, ha bu ev, ne fark eder ki‟ zihniyetinde. Ona göre ev dediğin aynı Ģeydir. Oysa Nasuhi böyle düĢünmemektedir.

Ev aynı zamanda evsizliği, yurtsuzluğu, kopmuĢluğu da hatırlatmaktadır. Film, kısmen evinden kopan insanları anlatmaktadır. “Filmin sonunda kimse aradığını bulamamıĢtır; herkes araftadır ve çatı sallanmaktadır. O halde evle olduğu kadar yersizyurtsuzluk kavramıyla da bağ kurulabilir. Zira Selim‟in anne ve babasının ölümünden sonra anlamını yitiren evi gibi, filmde de ev, yurt, hem zihinsel hem duygusal hem de fiziksel olarak terk edilmiĢtir. EĢyaların anlamını yitirdiği boĢ ev, Selim için yurt olmaktan çıkmıĢtır. O aslında uzunca bir süredir buralı değildir; evdedir ama değildir” (Pay, 2010: 19). Sanki böylece herkes kendi evinde yani evsizliğinde yaĢamayı seçiyor. Nasuhi, taĢ evi terk etmek zorunda kalıyor. Selim, Amerika‟ya göçüyor. Olga ise nereye ait olduğunu bilmiyor. TaĢ ev üçünü de bir araya getirmiĢken tekrar hepsini dağıtıyor. Herkes gerçek anlamda ait olduğu yere gitmiĢ oluyor. Böylece huzur içinde kalmak yerine, belirsizlik, yalnızlık ve evsizlik yolunu seçmiĢ oluyorlar.

Mezarlık: Herkes kendi evinde‟de Selim‟in anne ve babasının mezarları

görülmektedir. Ölüm düĢüncesi bu anlamda filme yer etmektedir. Yumurta‟da da mezarlık vardır. Annenin mezarlığa doğru ölüme yürüyüĢü prolog bölümüne damgayı vurur. Süt‟te arkadaĢıyla buluĢmayı kabul etme noktasında yönetmen Yusuf‟u Tire mezarlığından plana dahil eder.

Gar: HaydarpaĢa tren garı, Kumkapı istasyonu Meleğin düĢüĢü filminde

defalarca konuk olduğumuz yerdir. ĠĢ arkadaĢı Mustafa‟nın ısrarlı koruyuculuğunu görürüz. Tire garı Yumurta filminde annenin istasyon Ģefiyle karĢılaĢması ve tanıĢmasını temsil etmesi açısından önemlidir.

Bar: SosyalleĢme ortamında yalnız kalan Selim‟in anlık dünyasına giren

Amerika‟dan gelen misafir sayesinde Manhattan haritasını ezbere bilecek kadar Amerika‟yı sevdiğini farkederiz.

Lokanta-Kafe: Herkes Kendi Evinde‟de buluĢma mekanıdır eski

arkadaĢlarla ya da ihanet eden dostlarla karĢılaĢma. Meleğin DüĢüĢü‟nde Mustafa‟nın

Zeyneb‟in dünyasına sızmaya baĢlamasıdır. Yumurta‟da beraber pek çok Ģey paylaĢtıklarını anladığımız arkadaĢla oturmadır. Süt‟te Ģiire değer verdiğini hissettiğimiz Cumhuriyet öğretmeniyle oturup bakıĢmaktır.

Fastfood: Nasuhi Herkes kendi evinde de Olga‟ya çocuk menüsü

ısmarlar. Nasuhi‟ye güvenmeye karar veren Tecavüze uğramıĢ Olga ekibe dahildir artık.

2.3.3. KiĢilerve KiĢilik Özellikleri

Selim: Hırslı biri, Amerika‟da yaĢamak istiyor. Mutsuz biri. Kanaatkar

isteyen biri. Kaybedecek hiçbir Ģeyi olmayan biri. Hayatını değiĢtirecek bir baĢvuru yapmıĢtır. Ġçki içen bir karakter. Aynı zamanda sigara içiyor. Barda New York‟ta yaĢayan biri ile karĢılaĢınca onunla hayran hayran konuĢur.

Selim, ev ile ilgili sorunlar yaĢamaktadır aslında. Sevgilisinin ona söylediği „kendine ev bulmaktan acizsin‟ sözü önemli. New York‟a gitmek istemesi biraz evden kaçmak duygusuyla alakalı. Ev, Selim için para demektir, daha doğrusu bütün bir hayat. Oysa aynı ev, Nasuhi için yaĢanacak yer yani yuvadır. Onun için Selim Alaçatı‟daki araziyi bir müteahhide satmıĢtır. Ġyi bir pazarlık yaptığına inanmaktadır. Araziye yeni siteler yapılacaktır. Ancak bütün parayı Olga‟ya kaptırıyor.

Nasuhi: Uzun yıllar yurdundan ayrı yaĢamak zorunda kalmıĢ. 19 yaĢında

SarıkamıĢ‟tan yürüyerek Rusya‟ya kaçmıĢ. Eski solcu. Ġdeallerinden dolayı bu kaçısı gerçekleĢtirmiĢ. Kızılordu askerleri tarafından yakalanmıĢ ve sorgulanmıĢ. Trenle Sibirya‟daki bir kampa gönderilmiĢ. Sonra cephede kalmıĢ. Buz kırıp siper açmıĢ orada. Rusya‟da bir hayat sürmüĢ, 58 sene kalmıĢ, sonunda Türkiye‟ye dönüĢ yapmaktadır. Evini özlemiĢ, evin her Ģey demek olduğunu temsil ediyor. Büyük bir heyecanla eski evini tamire giriĢiyor. Bir aidiyet ve benlik arıyor.

Türkiye‟nin değiĢmediğini ama geliĢtiğini söylüyor. Ġkisinin de farklı Ģeyler olduğunu. Nasuhi de Ġstanbul‟u yani memleketi terk edip baĢka bir ülkeye gitmiĢ biri. Sonunda o da dönmektedir, memlekete, eve. Evden kaçan sonra eve dönen bir adam.

Türkiye‟ye dönünce eski arkadaĢı ile buluĢur. Sonra eski sevgilisi Melike‟yi aramaya gitmiĢtir. Onu evinde bulamamıĢ, aynı adı taĢıyan torunu ile

karĢılaĢmıĢtır. Aynı zamanda çocukluk arkadaĢlarıyla Alaçatı‟da karĢılaĢır, onlarla yeniden buluĢur.

Ayna üzerinden derin sözler söyleyen bir kiĢi Nasuhi. Hayata karĢı da öyle aslında. Ayna insanın kendini görmesi, kendi aidiyet evrenini bulması için önemli bir araçtır. O ayna aslında evdir. Ev, çocuğu yansıtmaktadır. Olga da aynı fikirdedir. Onun da içinde birkaç kiĢilik vardır ve bu kiĢilikler evlerle doğrudan ilgilidir. Ev bir aynadır.

Selim ile iliĢkisi doğal olarak sıkıntılıdır. Selim daha yeni bir tiptir, Nasuhi ise eski. Selim pragmatik ve paracı biri. Her Ģeye para gözüyle bakıyor. Onun için Nasuhi ile sorunlu. Nasuhi ona, „ben buraya sizin bana vereceklerinizi almaya değil, benim alamadıklarımı size bırakmak için gelmiĢtim‟ diyor. Selim uyurken ona Ģunları söylüyor eve bakarak, evi dolaĢarak: „Ben döndüğümde bu ev vardı. Sen eğer bir gün dönersen burası olmayacak. Uyandığında etrafına iyi bak. Sana verebileceğim tek Ģey bu. GeçmiĢini düĢündüğünde hatırlayacağın tek Ģey burası‟.

Oğuz Demiralp (2009: 100) Nasuhi karakteri için Ģunları kaydeder: “Çocukluğunu geçirdiği deniz kıyısındaki taĢ evde geçirmek istiyor son günlerini. Belli ki, ömrü boyunca aradığını bulamamıĢtır. Hiç değilse ölümün onu bulacağı yeri bilmek istemektedir.” Yani, Nasuhi de hep arayan bir kiĢidir. Ömrü aramakla geçmiĢtir.

Olga: Rus bir genç kız. Ġstanbul‟a denizci olan babasını bulmak/aramak

için gelmiĢtir. Elinde babasının fotoğrafı. Birilerine göstermektedir. Ġskelede, otellerde, kilisede, deniz iĢletmelerinde onu aramaktadır. Aynı zamanda parasız kalmıĢtır. Gece para için sokağa çıktığında baĢına kötü Ģeyler gelmiĢtir. YeĢilköy

taraflarında ıssız bir parkta periĢan bir halde görülmektedir. Muhtemelen tecavüze uğramıĢtır. O anda Nasuhi ile karĢılaĢmıĢ ve hayatı değiĢmeye baĢlamıĢtır.

Olga, evinden ayrı biridir. Gidecek bir yeri de yoktur. Arada kalmıĢtır, zordadır. Olga, önemli bir baba sorunu yaĢamaktadır. Olga, kendi kiĢiliğini birkaç Olga‟ya bölmüĢtür. Babayı çok seviyor ancak Petersburg‟daki evde yaĢayan aileyi terk eden baba ile birlikte bir yönü gitmiĢtir. Olga 1 onunla kaybolmuĢtur. Baba onu kötülüklere karĢı korumuĢtur. Ġçinde birçok Olga vardır, tıpkı MatruĢka gibi. Babayı tekrar bulursa eğer iyi bir kız olacağına dair söz veriyor.

2.3.4. Zihniyet ve Hayat

Herkes Kendi Evinde, insanın aidiyet, kimlik ve yurt duygusunu iĢlemektedir. Ev, gurbet, toprak, sıla gibi kavramları hatırlatmaktadır. Ġnsanın mutlaka bir yere ayağının basması gerektiğini, bir yeri aradığını, bir yerle kendini irtabatlı hale getirmek zorunda olduğunu iĢlemektedir. Ayrıca aramak teması filmin önemli tartıĢma baĢlıklarından biri olmaktadır.

Anne ve babasını kaybeden bir genç adam, bu kaybın etkisinde. Onların kayıplarına üzülmekte. Bir baba kaybı söz konusu. Üçleme de olduğu gibi burada da baba ölmüĢtür, oğul ise yaĢamaktadır. Oğul babanın varisidir. Onun mezarlığını yaptırmıĢtır örneğin.

Film aynı zamanda „gitmek‟ ile „kalmak‟ arasındaki insanın ruh hali üzerine odaklanmaktadır. Gitmenin ve kalmanın insanı hangi durumlara ittiği gözler önüne serilmektedir. Kahraman da gitmekle kalmak arasında bocalama yaĢamaktadır. Kaybedecek hiçbir Ģeyi olmadığını düĢünmektedir.

Bir baĢka karakter olan Nasuhi‟de de aynı Ģey izlenmektedir. O da gitmiĢ ve gelmiĢ biri. „Gitmem gerekiyordu gittim, dönmem gerekiyordu döndüm‟ diyerek gidiĢ ve dönüĢlerindeki kararlılığını ifade etmektedir. Daha oturmuĢ, kararlı bir tip.

Mektup, bu filmde önemli bir simge. Tıpkı Meleğin Düşüşü‟ndeki bavul gibi. Mektup adeta kahramanın kaderini ve yolunu değiĢtirmekte ve etkilemektedir. Ġki mektup birden alan Selim, „kaderim iki kere değiĢti‟ demektedir. Çünkü kaderini ve yolunu mektuplara, özellikle Amerikan vatandaĢlığını bildirecek olan mektuba bağlamaktadır. Mektup burada hem haberi hem de haberle birlikte çizilen yeni yolu simgelemektedir. Rusya‟dan gelen mektup ise onu baĢka yere ve yola sevk edecekti.

Benzer Belgeler