• Sonuç bulunamadı

Hemşire liderliğinde yapılacak 12 haftalık grup yürüyüş aktivitesi kontrol grubuna oranla girişim grubunda daha fazla kan basıncı, kolesterol, BKİ, bel

TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU

3. GEREÇ VE YÖNTEM

5.2. Aşama 2’ye Yönelik Hipotezlerin Tartışılması Aşama 2’ye yönelik hipotezler aşağıdaki gibi tartışılmıştır:

5.2.2. Hemşire liderliğinde yapılacak 12 haftalık grup yürüyüş aktivitesi kontrol grubuna oranla girişim grubunda daha fazla kan basıncı, kolesterol, BKİ, bel

çevresi ve kilo kontrolü sağlar.

Bu çalışmada fiziksel aktivite programı olarak yürüyüş aktivitesine katılan bireylerin günlük adım sayıları başlangıçta yaklaşık 5000 adım iken 12 haftalık girişim sonrası bu değer yaklaşık 9000 adıma ulaşmıştır. Adım sayısı başlangıca göre yaklaşık olarak iki kat artış göstermekle birlikte ideal olarak kabul edilen ("Avrupa Klinik Uygulamada Kardiyovasküler Hastalıklardan Korunma Kılavuzu," 2012) (www.saglik.gov.tr, Erişim tarihi: 24.05.2016) günlük 10000 adım seviyesine ulaşılamamıştır. Bununla birlikte, girişim grubunda yer alan bireylerde 12 haftalık grup yürüyüş aktivitesi sonrası, kontrol grubuna oranla girişim grubunda kan basıncı, kolesterol, BKİ, bel çevresi ve kilo kontrolü daha fazla sağlanmıştır (Tablo 4.6. ve Tablo 4.7. ). Birinci basamak sağlık hizmetinde yoğun yaşam tarzı değişikliğinin kardiyovasküler risk faktörü düzeylerini azalttığını test eden bir çalışmada KVH riski orta-yüksek olan 151 orta yaşlı birey randomize edilerek yoğun bir yaşam tarzı müdahalesine (n = 75) veya kontrol (n = 76) grubuna ayrılmıştır. Üç aylık müdahale süresi egzersiz seanslarından, diyet danışmanlığından ve bunu takiben üç yıl boyunca düzenli grup toplantılarından oluşmuştur. Kontrol grubuna diyet ve egzersiz hakkında

85

genel tavsiyeler verildi ve kontrol grubu standart klinik bakım aldı. Müdahale sonunda bel çevresini 2.2 cm, bel/kalça oranını 0.02, sistolik kan basıncını 4.9 mmHg ve diastolik kan basıncı 1.6 mmHg azalmıştır. Egzersize harcanan zaman ve toplam fiziksel aktivite, müdahale grubunda kontrol grubuna göre daha fazla artmıştır (Eriksson ve ark., 2009). Aile hekimleri tarafından uygulanan fiziksel aktiviteyi destekleyen bir programının KVH risk azaltımı üzerindeki etkisini değerlendirmek amacıyla yapılan başka bir çalışmada girişim olarak tüm hastalara fiziksel aktivitenin yararları hakkında genel tavsiyeler verilmiştir. Girişim sonrası sistolik ve diastolik kan basıncı ile KVH risk düzeyinde azalma olmuştur (García-Ortiz ve ark., 2010). Başka bir çalışmada ise bir işyerinde çalışan 774 işçi 6 takıma ayrılarak 10 haftalık yarışa tabi tutulmuşlardır. Katılımcılar 10 hafta boyunca sağlıklı yaşam eğitimleri aldılar ve beslenmelerini, fiziksel aktivitelerini ve attıkları adım sayılarını kayıt altına aldılar. Takımlara teşvik amaçlı ücretsiz sağlık kulübüne katılma ve sağlıklı yemek kuponları verilen program sonunda işçilerin bel çevresi, kolesterol ile sistolik ve diastolik kan basıncında önemli azalmalar meydana geldiği saptanmıştır (Thorndike ve ark., 2011). Yapılan bir randomize kontrollü çalışmada kontrol grubundaki 365 kişinin normal bakım, girişim grubundaki 236 kişinin ise ilave yaşam tarzı desteği alması sağlanmıştır. Girişim ilave yaşam tarzı desteği, antrenör eşliğinde vücut ağırlığı yönetimi, fiziksel aktivite, yemek pişirme ve yeme, olumlu düşünme gibi ücretsiz seansları içermekteydi. KVH riski kontrol grubunda %32.9'dan %29.4'e; girişim grubunda ise %31.9'dan %29.2'ye düşmüştür. Her iki grupta da yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve sigara içme prevalansı anlamlı olarak azalırken girişim grubunda sadece obezite anlamlı olarak azalmıştır (Cochrane ve ark., 2012). Yaşları 40-64 arası olan dezavantajlı, düşük gelirli kadınlarla yapılan bir çalışmada kadınlar, minimum müdahale ve gelişmiş müdahale grubu olarak randomize edildi. Her iki grupta da KVH risk faktör taraması yapıldı ve eğitim materyalleri verildi. Ancak gelişmiş müdahale grubu ek olarak 12 haftalık entegre bir fiziksel aktivite ve beslenme programı içeren yaşam tarzı değişikliği müdahalesi aldı. Sonuç olarak minumum müdahale grubu ile karşılaştırıldığında gelişmiş müdahale grubu, diyetteki yağ ve lifle ilişkili davranışlarda daha fazla ilerleme göstermiş ve fiziksel aktivite düzeylerinde daha fazla artış olmuştur (Khare ve ark., 2012). Metabolik sendromlu Koreli işçilerle yapılan başka bir çalışmada, risk azaltma amaçlı, internet tabanlı egzersiz süpervizör programı geliştirilerek KVH riskinde azalma hedeflenmiştir. Sonuç olarak KVH riskinde % 2.4,

86

bel çevresinde 2.9 cm ve diastolik kan basıncında 9.9 mmHg azalma sağlanmıştır. Bu çalışmanın bulguları, internet tabanlı egzersiz süpervizör programının yararlı olabileceğine dair kanıtlar sağlamaktadır (Kim ve Kang, 2013). Benzer şekilde gerçekleştirilen bir randomize kontrollü çalışmada bireylerin KVH risk faktörlerini azaltmak amacıyla müdahale grubuna haftada üç kez 45-90 dakika yürüyüş aktivitesi uygulanmıştır. Müdahale grubundaki katılımcılar, başlangıç 8 haftalık müdahale periyodunda, kontrol grubuna kıyasla fiziksel aktivitelerinde artış, sistolik kan basıncında, açlık kan şekerinde, total kolesterolde, bel çevresinde ve BKİ’de düşüş sağlanmıştır (Schulz ve ark., 2015). Bu çalışmada katılımcılar ortalama dört kilo vererekkan basıncı, total kolesterol, bel çevresi ve BKİ’de düşüş ve kontrol sağladılar. İki yüz beş katılımcının dahil edildiği başka bir çalışmada günlük olarak 30 dakika veya daha fazla süreyle sedatif faaliyeti azaltmanın KVH risk faktörlerinin azaltıp azalmadığına bakılmış, 3 aylık müdahale sonrası KVH risk faktörlerinde bir düşüş olduğu saptanmıştır (Saleh ve ark., 2015). Kardiyovasküler risk faktörlerini azaltmada, Tai Chi meditasyonu ve tempolu yürüyüşün etkinliğini değerlendirme amacıyla yapılan randomize kontrollü bir çalışmada 3 ay boyunca birinci grubun Tai Chi meditasyonu, ikinci grubun tempolu yürüyüş, kontrol grubunun ise günlük rutin hareketlerini sürdürmesi sağlanmıştır. Birincil sonuç olarak Tai Chi meditasyonu ve tempolu yürüyüş yapan grupta kan basıncında azalma, ikincil sonuç olarak da kolesterol, kilo BKİ, bel çevresi, stres düzeyi ve yaşam kalitesi gibi birçok risk faktöründe azalma olmuştur. Ayrıca Tai Chi meditasyonunun tempolu yürüyüşten daha etkili olduğu ortaya konmuştur (A. W. Chan ve ark., 2016). Başka bir çalışmada bireylere davranışsal kilo verme müdahalesi uygulanmış ve haftada 300 dk orta şiddetli fiziksel aktivite yapmaları sağlanmıştır. 6 ay sonunda bireylerin yaklaşık %90 Framingham risk skorlarında iyileşme gösterirken toplam kolesterol katılımcıların % 35.5'inde düzelme gösteren bir kategoriye dönüşmüş, sistolik kan basıncı katılımcıların % 12.2'sinde düzelmiştir. Ancak sigara kullanma ve HDL kolesterolünde önemli bir değişiklik olmamıştır (Gibbs ve ark., 2016). Üçüncü basamak bir hastanede yapılan çalışmada girişim grubuna KVH riski düşük ve orta olanlar alınmıştır. Bireylere 10 gün boyunca sanalar (fiziksel duruşlar), pranayama (nefes egzersizleri), meditasyon, gevşeme teknikleri, stres yönetimi, grup desteği, beslenme programı ve bireyselleştirilmiş tavsiyeleri içeren kısa süreli yoga temelli bir yaşam tarzı müdahalesi uygulanmıştır. Sonuç olarak bireylerin KVH riskinde önemli

87

ölçüde düşüş sağlanmıştır (Yadav ve ark., 2017). Literatür bulguları KVH risk düzeyini ve risk faktörlerini azaltmada sadece yürüyüş aktivitesinin değil aynı zamanda birçok farklı fiziksel aktivite çeşitlerinin (egzersiz, yoga, meditasyon vb.) de yürüyüş kadar etkili olabileceğini göstermektedir.

5.3. Girişim Grubundaki Bireylerin Fiziksel Aktivite ile İlgili Düşünce ve Deneyimlerine İlişkin Bulgular

Bu çalışmada bireylere, fiziksel aktivite ile ilgili fiziksel, psikolojik ve sosyalleşme deneyimleri, fiziksel aktiviteye katılmak ile ilgili yaşadıkları engeller, fiziksel aktiviteyi sürdürme ve kalp sağlığına katkısı ile ilgili görüşleri sorulmuş, KVH riski ile yaşamayı bir şeye benzetmeleri istenmiştir.

Katılımcılar genel anlamda fiziksel olarak kendilerini daha iyi hissettiklerini, fiziksel yakınmalarının azaldığını, kilo verdiklerini ve daha enerjik olduklarını ifade etmişlerdir. Psikolojik olarak ise düşünce ve duygu durumlarının düzeldiğini, beden imajlarının düzeldiğini, stresle baş etmelerinin arttığını, morallerinin düzeldiğini ifade etmişlerdir. Sosyalleşme anlamında kendilerini daha sosyal hissettiklerini, arkadaş çevrelerinin arttığını, yeni ortamlarda bulunmalarına katkı sağladığını ifade etmişlerdir.

Bundan sonraki yaşamlarında fiziksel aktivitelerini aynı şekilde sürdürmeyi planladıklarını, yürümekten vazgeçmeyeceklerini ifade etmişlerdir. Ayrıca fiziksel aktivitenin kalp sağlıklarına olumlu katkısının olduğunu, kalplerinin daha düzgün çalışmasını sağladığını, kolesterollerinin de azaldığını düşündüklerini söylemişlerdir. Kalp hastalığı riski ile yaşamayı ise genellikle bozuk makine, saat, motor ve felçli insan gibi nesnelere benzetmişlerdir (Şekil 4.5).

Fiziksel aktivitenin ruhsal ve sosyal sağlık üzerine olumlu etkilerini gösteren birçok çalışma yer almaktadır. (Stathi ve ark., 2002; Reijneveld ve ark., 2003; Nsengiyumva ve ark., 2014; Alemdag ve ark., 2016; Lok ve ark., 2017). Bu çalışmada da genel olarak bireylerin yaşadıkları bu deneyimden memnuniyetlerinin çok boyutlu olduğu yalnızca fiziksel değil, ruhsal ve sosyal yönden de memnuniyetlerinin arttığı dikkati çekmiştir.

88