• Sonuç bulunamadı

İKİNCİ BÖLÜM Vesikaların Değerlendirilmes

2. Hayvancılıkla İlgili Vesikalar

Hayvancılık ise oldukça gelişmiş ve bazı yerlerde tek geçim kaynağı idi238. Bu dönemde uzun süreden beri Hititlerin doğusunda, Suriye’ye kadar uzanan geniş alanda yaşayan Hurriler, politik ve kültürel alanda güçlenerek Mitanni İmparatorluğu’nu kurdular. Mısır’da ise barbar kavimlerden olan Hiksoslar yönetimi ellerine geçirerek ülkeye yaklaşık yüzyıl boyunca egemen oldular. Aynı dönemde İran’da yaşayan barbar kavimlerden olan Kassitler de bütün Babil ülkesini ele geçirdiler239. Bütün bu göstergeler Ortadoğu’da büyük bir kavimler hareketine işaret

etmektedir. Bu hareketlenmenin arkasındaki itici güç ise Hititlerin, Hurrilerin, Kassitlerin ve barbar Hiksosların at yetiştirme tekniklerini geliştirmeleridir. Bu sürece koşut olarak Hititler de iki tekerlekli hafif savaş arabasını mükemmel hale getirmişlerdir. Bazı yazarlar bu teknolojik gelişmeyi uygarlık tarihinin önemli bir buluşu ve dönüm noktası olarak nitelendiriyorlar240.

Hurriler Ari menşeli bir hanedan tarafından yönetiliyordu. Devletin adı Mitanni idi. Hititler savaş arabalarının atların için yetiştirici olarak Mitanni ülkesinden getirilen uzmanları kullanıyorlardı. Boğazköy tabletleri arasında Mitanni ülkesinden Kikkuli adında bir uzmanın at yetiştirmeye ait eseri bulunmuştur. Bu eserde kullanılan teknik terimler arasında Sanskrit dilinde kullanılan sayılara benzer sayıların bulunması Mitanni ülkesinde Ari bir dilin kanıtlarının varlığına işaret etmektedir241.

İ.Ö. On beşinci- On dördüncü yüzyıllarda bu bölgede, sınırlarını Akdeniz kıyılarından Zağros Dağları’na kadar genişleterek, böylece batıda Hititler, doğuda da Fırat’ı kontrol eden Mısırlılarla ihtilafa düşen Mitanni İmparatorluğu hüküm sürmekteydi. Mitanni Dili Doğu Anadolu ve Kuzey Suriye’de görmüş olduğumuz Huri diliydi242.

Boğazköy ve Maşat tabletlerinden şehirlerin savunulmasına nasıl önem verildiğini, uzunca sürebilecek kuşatmalara karşı nasıl tertibat alındığını öğreniyoruz. Halkın mal varlığının önemli bir kısmını oluşturan sığırlar ve koyunlar düşman tehlikesinin olmadığından emin olmadıkça kent dışına bırakılmıyordu. Uzunca bir

238 Nazmi ÖZÇELİK, a.g.e., s.94

239 C.W.CERAM, Tanrıların Vatanı Anadolu, İstanbul, 1994, s.113 240 Sevgi AKTÜRE, a.g.e., s.50

241 Sedat ALP, a.g.e., s.20 242

zaman sürebilecek kuşatmalara karşı gerekli gıda maddeleri ile diğer ihtiyaç maddelerinin depolanması da alınan güvenlik önlemleri arasındaydı243.

Hayvanlardan neler beslediklerini yukarıda Tivataparaş’ ın mallarından öğrendik. Ayrıca domuz da besliyorlarmış. Onlarda süt, yağ, et, yün, deri üretiliyor. Bunlardan da yiyecek, giyecek ve kullanılacak eşya olarak yararlanmışlar. Krallar savaşlarda özellikle hayvanları ganimet olarak aldıkları ile övünmüşler. Metinlerde yazıldığına göre, sürülerle hayvan getiriyorlarmış ülkelerine. At, eşek, katır da yük hayvanı olmuş. Özellikle at Hititler’ de çok değerli. Savaş arabalarına hep at koşuyorlarmış. Atların nasıl terbiye edileceğini anlatan belgeler var. Anlaşıldığına göre atı ve at terbiyesini de Hurriler’ den öğrenmişler Hititler. Arılardan kovanla bal almışlar. Balı hem şeker yerine hem ilaç yerine yemişler, mumunu da tahta tabletlerin üstüne sürmek için kullanmış olmalılar244.

Hitit ordusu, daha Eski Krallık Dönemi’nde, gerekli erzak ve malzemenin taşınmasında, Asur ticaret kolonilerinde de kullanılan, uzun araba denilen dört tekerlekli ve öküz koşulu arabalar kullanıyordu. Yazılı belgelerde, atla çekilen arabaların kullanıldığını gösteren bilgiler varsa da, bu arabalar, Sümer savaş arabaları gibi dört tekerlekli, ağır arabalardı. Tekerlekleri kağnı tekerleği gibi yekpare olarak inşa ediliyordu. İmparatorluk Dönemi’nde kullanılan savaş arabaları ise, İ.Ö. 15. yüzyıldan sonra, Ortadoğu’da ortaya çıkan, çift atlı ve çift tekerlekli, hafif, bu nedenle de hızlı ve kolay taşınabilen savaş arabalarıydı. İlk kez bu arabaları Ortadoğu’da kullanan, Mitanniler oldu. Mitanniler, bu savaş aracı yardımıyla, İ.Ö. 15. yüzyılda, Suriye’de büyük bir devlet kurmayı başardılar. Hititler, bu yeni teknolojiyi onlardan öğrendiler245. At koşulu savaş arabası yeni bir olgu olduğundan, ata gereksinme vardı ve at yetiştirmeyi de öğrenmek gerekiyordu. Hattuşa’ da yapılan arkeolojik kazılar sırasında, devlet arşivinde bulunan belgeler arasında, Mitannili bir at uzmanı tarafından at eğitimi konusunda yazılmış bir belge vardır. Bu metinde verilen bilgiler, modern İngiliz at yetiştirme yöntemlerine de uymaktadır. Görülüyor ki, hafif arabaların ve altı ispitli tekerlerinin yapımı kadar gerekli koşum atlarının eğitimi de, uzmanlık isteyen bir işti. Hititler’ in maden işleme tekniklerinde olduğu gibi uzmanlık gerektiren bu konulara ve ulaşım teknolojisindeki gelişmelere kısa zamanda uyum

243 Sedat ALP, a.g.e., s.47 244 M. İlmiye ÇIĞ, a.g.e., s.97

sağladıkları ve gündelik yaşamlarında kullandıkları görülüyor. Bazı yazarlar, Hititler’ in, bu özellikleri nedeniyle, Anadolu’da 600 yıl süren bir devlet örgütlenmesi içinde, çok çeşitlilik gösteren bir kavimler topluluğunu denetimleri altında tutmada ve yönetmede başarı sağladıkları görüşündedirler. İ.Ö. 2.binyılın ortalarında, Ortadoğu’nun, Mısır’dan sonra en büyük siyasal gücü Mitanni Devleti iken, kısa bir süre sonra onun yerini Büyük Hitit İmparatorluğu almıştı.

Hititler’ in kullandıkları savaş arabalarını, Mısır ordusuyla İ.Ö. 1296 yılında yaptıkları Kadeş Savaşı’nı anlatan, Mısır’daki Abu Simmel, Luksor ve Karnak tapınaklarının duvarlarındaki kabartmalardan tanıyoruz. Abu Simmel tapınağında bulunan belgelerde, Hitit kralının bu savaşa 4500 savaş arabası ile katıldığı belirtilmektedir. O dönem koşulları dikkate alınırsa bu, önemli bir sayıdır. Diğer yandan, yolların yapımında da Hititler’ in yeni teknikler geliştirdikleri biliniyor. Kuşkusuz, bu yeni ulaşım aracının gündelik yaşamda yaygın olarak kullanımının ön koşulu, yolların at arabası için uygun hale getirilmesidir246.

Mitanni’ nin başlıca dili Hint-Avrupa dil ailesine bağlı olmasa da, Mitanni belgelerinde Hint-Avrupa dili lügatçesi kullanımının açık kanıtları vardır. Mitanniler’ in kendi arşivleri henüz bulunamadığından, bu kanıtlara Boğazköy (Hitit) ve El- Amarna (Mısır) gibi yabancı devletlerin arşivlerindeki diplomatik yazışmalardan ulaşılabilmiştir. Ancak Mitanni Krallığı’nda seçik bir Hint-Ari unsurunun bulunduğundan kuşku duymak için çok az neden vardır.

Hititler’ le Mitanni arasındaki bir anlaşmada Mitanni Kralı, Hurri tanrıları üzerine yemin eder ve ayrıca Hint ilahları oldukları apaçık olan Mi-ti-ra (Hint Aricesi Mitra), Aru-na (Varuna), İn-di-ra (İndra) ve Na-sa-at-tiya’ yı (Nasatya) bunlara ilave eder. Yazarı Mitannili Kikkuli olarak belirtilen, at eğitimi ve savaş arabacılığı üzerine yazılmış bir Hitit metninde, savaş arabalarının izleyecekleri istikametlerin sıralanmasında Hint sayı adları kullanılırken –aika (Hint-Arice eka, “bir”), tera (tri, “üç”), panza (panca, “beş”), sata (sapta, “yedi”) ve na (nava, “dokuz”)- Yorgan Tepe’de bulunan bir başka Hitit metninde atların renkleri anlatılırken, örneğin babru (Hint-Arice babhru, “kahverengi”), parita (palita, “boz”) ve pinkara (pingala, “kızıl”) gibi Hint-Arice isimler kullanılmaktadır247. Mitanni dilindeki Marya kelimesi, kesinlikle Veda dilindeki marya, “savaşçı” ile aynıdır.

246 Sevgi AKTÜRE, a.g.e., s.154 247

Mitannili assussanni (at-terbiyecisi) Kikkuli der ki:

Atları sonbaharda çayıra saldığımızda, o, atların koşumlarını vurdu. 3 mil tırısta gitti, fakat sonra 7 tarla boyunca atların dörtnala koşmasına izin verdi. Ancak, dönüş yolunda onları 10 tarla boyunca dörtnala koşturdu, sonra koşumlarını çözdü, onlara baktı ve onları suladı. Onları ahıra aldı. Sonra onlara bir avuç buğday, iki avuç arpa ve bir avuç saman verdi. Atlar bunları yediler. Yemlerini yer yemez onları direğe bağladı248.