• Sonuç bulunamadı

1.4. Ulaştırma Sektörünün Kapsamı

1.4.4. Havayolu Taşımacılığı

Havayolu ulaştırma sistemi, Dünyada taşıma işlerinin yapılmasının önemi son yıllarda artış gösterdiği, süratle gelişen ve değişen teknolojik gelişimin Ulaştırma sistemine uygulanabildiği ulaştırma sektörünün alt sistemidir.

TÜBİTAK (2003: 5)’ e göre, bu sistemde yaşanan serbestleşme dünyanın her yerinde hızlı bir yayılma göstermiştir. Ticarileşme, Küreselleşme ve serbestleşme eğilimleri ile havayolu taşımacılığında yolcu ihtiyaç ve isteklerini giderecek şekilde çoğalan gelişim sonucunda sunulan hizmet imkânına arz seviyesinden çok daha fazla istek olmuştur. Dünya genelinde milli gelirin kişi başına düşen payında artış göstermesi, bölgeler arası turizm ve ticaretin gelişmesi havayolu taşımacılığına olan talepte oluşan büyüme endeksine hız katmıştır.

Havayolu taşımacılığı Dünya’da, 1900’lü yıllardan itibaren önem kazanmış olup hızlı bir ulaşım sistemi olması talep nedeni olma özelliğini oluşturmaktadır.

Ergün (1985: 7)’e göre, yerleşik alanı dağınık, yerleşim ve arazi yapısı olarak büyük ölçekli, doğal şartları yetersiz, suyolu ulaşımı olmayan ulaşım sistemi ağları için kullanımı zor olan (Çöl, orman, sıra dağlar vb.) ülkeler için havayolu sistemi diğer sistemlere göre daha uygun ve elverişlidir. Dünya da coğrafi olarak dağlık bir yapıya sahip olan Afganistan’da yük ve yolcu taşımacılığında ulaşım sadece uçaklar ile yapılabilmektedir.

TÜBİTAK (2003: 5)’a göre, bir taraftan daha fazla kapasiteli, kullandığı enerji tüketiminde tasarruflu, gürültü oranı ve emisyonu oldukça düşük uçakların geliştirilmesi, havayolu ulaştırması işleticilerinin hizmetlerindeki kalitesi, yönetimi ve kapsamı üzerinde önemli seviyede etkisi olurken, aynı sektörde oluşan serbestleşme, özelleştirme politikaları, sektördeki ticari yapının daha fazla ticari öz’e dönüştürülmesi ve işbirliğinin meydana gelmesi sektör yapısını değiştirmiş ve bu sistemi kullananları hakim olduğu bir pazara dönüştürmüştür. Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede yapısal değişiklikler arasında özelleştirme benimsenerek uygulanmaktadır.

Hava yolu seyahati yirminci yüzyılda oluşan en önemli yeniliklerinden birisidir. Tarifeli olarak havayolunda ilk taşımacılık Avrupa’da (Londra-Paris) 25 Ağustos 1919 da yapılmıştır. Daha hızlı motorlara sahip jet uçaklar ile ilk taşımacılık, 2 Mayıs 1952’de İngiltere G. Afrika (Londra ve Johannersburg) arasında yapılmıştır. Fransa’da başlatılan ticari havayolu seferiyle yeni bir ulaştırma alt sistemi oluşmuştur. İlk zamanlarda gelişimin çok yavaş olduğu havacılık hareketleri, ABD’ de ancak 1926 yılında başlayabilmiştir (Grant R.G., 2002: 138-139).

Ülkemizde havacılık konusundaki çalışmalar, ilk olarak Osmanlı Hükümeti zamanında 1909 yılında başlamış 1910 yılında bu çalışmaları geliştirmek için Avrupa’ya inceleme kurulu ve İngiltere’de yapılan konferansa bir heyet gönderilmiştir Ülkemizde havacılığı geliştirmek için 1911’ de Türk Hava Kuvvetleri, 1925 senesinde Türk Tayyare Cemiyeti kurulmuştur. Bu çalışmaların en önemli nedeni savaşlarda ülkenin maruz kaldığı ağır hava taarruzlarıdır (https://www.hvkk.tsk.tr).

Türk Hava Kuvvetleri’nin resmi internet adresinde yayımlanan “tarihçe” te göre, uçuş eğitimi için Fransa’ya gönderilen Yüzbaşı Fesa Bey ile Teğmen Yusuf Kenan Bey 21 Şubat 1912 yılında Türk Ordusunun 1 numaralı brövesini alarak ülkeye dönmüşlerdir. Mustafa Kemal Paşa, havacılığın güçlenmesine ve milli temeller oluşturulmasına çok ciddi önem veriyordu. Kurulan Cemiyetin adı, inkılap devriminden 7 yıl sonra Türk Hava Kurumu olarak 1935 yılında değiştirilmiştir (https://www.hvkk.tsk.tr).1933 yılında Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde

Havayolları Devlet işletmesinin kurulması ile havayolu ile sivil taşımacılık başlamış, askeri maksatla alınan uçaklarda yapılan yenilenme ve tadilatlarla yük ve yolcu taşınmasına elverişli hale getirilmiştir. Bu uçaklarla o dönem önem taşıyan kentlere hava ulaşımı başlatılmıştır (Abay, 2015: 04).

Ülkemizde ulaştırma türleri içerisinde en fazla atılım yapan alt sektör, dünyada ’da olduğu gibi havayoludur. Ülkemizde hızla artan havayolu ile seyahat eden yolcu sayısı ile birlikte bu taşıma işinden kar etme olanakları da artmış ve geniş bir havayolu ekonomisini oluşturmuştur. Ulaştırma sektörünün alt dallarının birbirinden farklı özellikleri bulunmaktadır. Ama tüm sektörlerde hız, konfor güven

ve ekonomik olması ön planda tutulmuştur. Büyük hacimli yüklerin taşınmasında karayolu modu ön planda tutulurken küçük ölçekli yada hafif olup ta pahada kıymetli malların taşınmasında havayolları tercih edilmesi mümkün olabilecektir.

Kaynak (1992)’ a göre, Türkiye’de havayolu taşımacılığında ilk adımlar uçak filosunun geliştirilmesi ile beraber 1946 ile 1957 yılları arasında yapılmıştır. 1956 yılında Türk Havayolları Anonim Ortaklığının kurulması ile birlikte uçak alımı yapılmış ve Avrupa’ya uzun mesafeli uçuş hatlarının artmasına imkân verilmiştir. 1967 yılında Devlet Hava Yolları jet uçaklar satın alarak filosunu dış yolculuklara uyumlaştırmıştır. Ülkemizde, “Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları ve Türk Hava Kurumu” kuruluşları bulunmaktadır, 1983 yılında sivil havacılıkla ilgili düzenlemeler getiren 2920 sayılı kanun yürürlüğe girmiştir (Tosun, 2017). Havayolu Yolcu Taşıma Kapasitesi ile Küresel Rekabetçilik Raporu (Atıl vd. 2017: 3)’ na göre, 138 ülke içinde 16. sırada Türkiye yer almaktadır. Türkiye bu konumu ile dünyada 11, Avrupa’ da 5 inci sıradadır. 2003 yılında 26 olan havaalanı sayımız 2017 yılı itibari ile 55, büyük gövdeli uçak sayımız, 162 iken 518 hava yolu ile taşıma sözleşmesi yaptığımız ülke sayısı 81’den 169’a yükselmiştir. Sektör cirosu 2003 yılı itibari ile 2,2 milyar dolar iken 2017 yılında 21 milyar dolar, İstihdam edilenlerin sayısı da 65.000’den tüm çalışanları ile 200.000’e yaklaşmıştır (UDHB,

2017: 316).