• Sonuç bulunamadı

D. Fotoğraf ve Çizim

6. Anı (Hatıra)

Dergilerde, gazetelerde anı veya gezi yazıları, kişisel ve gerçek yaşam izlenimleri yansıttığı için her zaman merak uyandırır. Yazarlar hatıralarını (anılarını), gözlemlerini dile getirmek amacıyla metinler yazarak edebiyata yeni bir tür

kazandırır. Bunlar derginin çeşitli sayılarında yayımlanır.294 Türkçem dergisinde 22

anı yazısı yer alır. Çocukların ise dergide anı yazılarını merakla okuyabileceklerini söylesek de yaşanmış olayları kavrayabilmekte biraz güçlük çekebilecekleri kanısındayız. Fakat dergide anı yazılarını incelerken anıların, genelde sadeleştirilmiş bir dille, bir sayfayı geçmeyecek şekilde verildiği görülür.

Derginin 5-6. sayısında, ilk sayfada bir öğrencinin anısı dikkat çeker. “Yüzyılın ziyareti” başlığıyla verilen bu anı yazısında, dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Prizren’e gerçekleştirdiği ziyaretiyle ilgili duygusal anılar anlatılır. Sultan Reşad’tan sonra Kosova’ya, Türkiye’den ilk defa gelen bir Türk devlet adamının ziyaretini masal gibi değerlendiren Atilla Beksaç, “O gelmiş, içimize umut ışıkları yakmış, sahipsiz olmadığımızı kanıtsamış, baba şefkatiyle bizleri bağrına basmıştır.” sözleriyle, heyecanını kalemine döker. Bu anı yazısı, çocukların ellerinde Türk bayraklarıyla, tarihe geçecek görkemli resimlerle süslenir.295

“Oktay Akbal Anılarında” başlığıyla verilen diğer bir anı yazısında, yazarın arkadaşları Sait Faik ve Orhan Veli ile vapurla çıktığı bir Boğaz gezintisinden bir

294 Okumuş, (2017: 274).

anılar aktarılır. Oktay Akbal’ın anılarından bir alıntı, Türkçem dergisinin 28. sayısında yer alır.

“Kosova’da Bir Paris Var” adlı anı yazısı, “Prizrenlilerin Dergisi”nden bir alıntı olarak Ali Şen’in kaleminden Türkçem okurlarının beğenisine sunulur. Dünyada şehir güzellikleri tarif edilirken hep Paris örnek gösterilir. Fakat doğduğu yer Prizren’i gezdiğinde daha güzel bir şehir görmediğini anlatan Ali Şen, her defasında çok heyecanlandığını, çocukluk anılarına, Prizren’in güzelliklerine ışık tutar: “Hiç kimse kökünü, doğduğu yeri unutmasın. Dünü unutanların yarınları yoktur…” diyerek anı yazısına son verir.296

Ünlü Boşnak yazar, karikatürcü, ressam, gezgin, belgesel ustası Zülfikar (Zuko) Cumhur’un, doğduğu yer Neretva Nehri’ne yakın bir köydür. Çocukluk ve gençlik anılarını anlattığı yazı, Hasan Mercan’nın çevirisiyle Türkçem dergisinin 63. sayısında yer alır. Önce Neretva Nehri’nin tarihçesinden bilgiler veren Zülfikar Cumhur, 19. yüzyılda özellikle İngiliz gazeteciler tarafından fotoğraf makineleriyle, nehri ebedileştirip fotoğraflarıyla dünyaya tanıttığını anlatır. Fakat yine de Neretva Nehri’nin Evliya Çelebi’den başka kimseye tarihi gerçeği yansıtmadığını vurgular:

“Koca Zat, öyle yazmış ki, öyle yaşatmış ki Neretva’yı, kıyısında doğduğumdan, onur duyuyor, gururumla yaşıyorum, inanın… Yattığın yerde nurlar yansın, ey koskoca Evliya Çelebi…” 297

Kosova’da değerli Türk öğretmenlerimizin kaybı, buradaki Türk toplumu için bir kahramanı yitirmek anlamına geldiğini belirtmek gerekir. Çünkü öğretmen kadrosunun eksikliği, buradaki Türk toplumunun yıllarca yaşadığı sıkıntıların başında gelir. Derginin 75. sayısında, Gilan kentine yakın Doburçan köyünde böyle değerli bir öğretmeni yitirmenin acısıyla, “Doburçan artık sensiz, Doburçan artık mahzun” başlıklı yazısıyla ilkokul anılarını kaleme alan İsa Sulçevsi öğretmenini saygıyla anar.

Derginin aynı sayısında Çiğdem Ülker imzalı anı yazısı, Makedonya Türk halkına duyduğu hayranlıkla, bunca yıldır yitirmedikleri Türkçelerine, onu yaşatmak

296 Türkçem Dergisi, (Yıl: 2004, Sayı: 49, s. 23). 297 Türkçem Dergisi, (Yıl: 2006, Sayı: 63, s. 6-7).

için verdikleri mücadelelere, değiştirmedikleri isimlere ve hep barış işinde sundukları ellere selamlarını iletir. Yüzyıllardır göçlerle boşalan Balkan topraklarına, inatla sahip çıkmaları gerektiğine dikkati çekerek, Makedonya anılarını tazeler.

Türkçem’in diğer bir anı yazısı da “Amsterdam Mektupları” adlı kitaptan alıntı olarak verilir. Yazar Veyiz Güngör, bu yazıda Hollanda’da yaşadığı yıllarda yitirdiği en yakın arkadaşıyla yaşadığı anılarını anlatır.298

Derginin 106. sayısında değerli yazar Necati Cumalı’nın “Anılarımda Babam” isimli yazısında Florina’dan ayrılma öyküsünü kaleme alır. Florina doğumlu yazar, “Makedonya 1900” adlı kitabında bu anılarını yazar. Babasını, birlikte yaşadığı yıllarda değil hep yaşadıkça, onun yaşına geldikçe anladığını anlatır bu hüzünlü anı yazısında.

“77 Yıl Sonra Priyepolye” başlığı altında diğer bir anı yazısı da H. Yıldırım Ağanoğlu’nun imzasını taşır. Bosna Savaşı ardından Ramazan Bayramı için Saraybosna’daki akrabalarına yolu düşen H. Yıldırım Ağanoğlu’nun anılarla dolu bu yazısında, göç acıları tazelenir. Buna benzer göç anılarını anlatan Hidayet İlimsever’in “Üsküp’teki Evimizde” ve “İstanbul’da Muhacirlik Günleri” “ adlı göç

ile ilgili anı yazıları, derginin 123. ve 124. sayısında iki bölümlük olarak verilir.299

Dergideki gezi yazılarını incelerken Nedim Gürsel imzasıyla,

Makedonya’nın Kalkandelen (Tetovo) şehrinin gezi anıları çıkıyor. Buradaki hat sanatıyla bezenmiş camiiler, tarih kokan renkli evler, bakımlı yalılar en yalın ve sade bir dille anlatılır. Her şeyin öylesine güzel, her şeyin o kadar doğal olduğunu yazan Gürsel, Kalkandelen’de Alaca Camii, Osmanlı İmparatorluğu’nun beş yüz yıl boyunca Balkanlar’da yalnızca kan ve gözyaşından, kaba güçten ibaret bir miras

bıraktığını iddia edenlere verilecek en güzel yanıt olduğunu ifade eder.300

Derginin 140. sayısında Prof. Dr. Rıdvan Canım’ın Makedonya gezisinden esinlenerek yazdığı “Vardar Ovası, Vardar Ovası” adlı 3 sayfalık anı yazısında, başkent Üsküp’te yetişmiş Divan şairlerini, Osmanlı zamanında medreselerinde

298 Türkçem Dergisi, (Yıl: 2007, Sayı: 79, s. 10).

299 Türkçem Dergisi, (Yıl: 2011, Sayı: 123, 124, s. 6, 16). 300 Türkçem Dergisi, (Yıl: 2004, Sayı: 39, s. 13).

müderrislik yapmış önemli şahsiyetleri saygıyla anıyor. Şar Dağları’nın güzelliklerini, Osmanlı izleri taşıyan bütün tarihi mekanlara özel şiirlerle donatılmış, akıllarda kalacak muhteşem yazısı yer alır. Rıdvan Canım, büyük şair Yahya Kemal Beyatlı’nın “Kaybolan Şehir” şiiri; Yavuz Bülent Bakiler’in “Bizim Türkümüz” şiiri; Sefa Salih Kaplan’ın “Rumeli Ağıtı” şiirlerinden alıntılar yaparak Rumeli anılarını duygusal bir şekilde kaleme alıyor.

Dergide en etkili ve en güzel anı yazılarından biri de Üsküplü yazarımız Leyla Şerif Emin’in “Bir Şehir Uyanıyor İçimde” başlıklı yazısı karşımıza çıkıyor. İstanbul gezilerini ve izlenimlerini en samimi ve yalın bir dille kaleme alan yazar, çocukluk şehri Üsküp’ün artık eskisi gibi olmadığından yakınır hatta İstanbul’a

kavuşmanın hayaliyle yatıp kalktığını kalemine döker.301

Benzer Belgeler