• Sonuç bulunamadı

Medikal hastalığa bağlı uyku ilişkili hipoventilasyon:Medikal hastalığa bağlı uyku ilişkili hipoventilasyon için A+B+C kriterleri bulunmalıdır.

A. Uyku ile ilişkili hipoventilasyon (PaCO2 >45mmHg)

B. Hipoventilasyonun primer nedeni olarak, akciğer parankim hastalığı, hava yolu hastalığı, pulmoner vasküler patoloji, göğüs duvarı hastalığı, nörolojik hastalık veya kas hastalığının bulunması

C. Hipoventilasyona neden olabilecek ilaç-madde kullanımı veya santral patoloji bulunmaması

Obstrüktif veya santral apne bulunabilir, ancak predominant solunum paterni tidal volüm azalmasına bağlı arteriyel oksijen desatürasyonudur. Arteriyel oksijen desatürasyonu sıklıkla eşlik eder ama tanı için şart değildir. Uyanıklıkta da hipoventilasyon bulguları olabilir ama tanı için şart değildir(87).

İzole Semptom ve Varyantlar

Horlama: Basit horlama; üst solunum yolunun daralmasına bağlı daha çok solunumun inspiryum fazında ortaya çıkan ama ekspiryumda da görülebilen, apne, hipopne, solunumsal arousal ve hipoventilasyonun eşlik etmediği yüksek ses olarak tanımlanmıştır. Basit horlama tanısı için tanıklı apne, gündüz uyku hali bulunmaması, nörolojik ve/veya kardiyovaskuler risk faktörü taşımaması gerekir. Bunlardan herhangi birisi horlamaya eşlik ediyorsa, uyku apnesinin ekarte edilmesi icin ÇUÖ ve OCST gerekir (87).

30

Katatreni: Sıklıkla HGH doneminde yoğunlaşan derin inspirasyon ve uzamış ekspirasyon periyotları ile karakterize klinik bir tablodur. Bradipne periyotları eşlik edebilir ve bu ataklar santral apnelerle benzerlik gösterir (87)

Santral Kaynaklı Hipersomniler

Sosyal ve mesleksel yaşam performansı için yeterli uyanıklık son derece önemlidir. Uyku hali, iş gücü kaybı ve ciddi kazalara neden olabilir. Hipersomni ile seyreden hastalıklar başlığı altında gece uyku bozukluğu veya sirkadiyen ritim bozukluğu olmaksızın, gündüz uyku hali ortaya çıkan narkolepsi tip 1, narkolepsi tip 2, İdyopatik hipersomni, Kleine-Levin Sendromu, medikal hastalıklara bağlı hipersomni, ilaç ve madde kullanımına bağlı hipersomni, psikiyatrik hastalıklara bağlı hipersomni, yetersiz uyku sendromu isimli hastalıklar sınıflanmıştır (87).

UUBS-3’ye göre şöyle sınıflandırılmıştır (87). 1.Narkolepsi Tip 1

2.Narkolepsi Tip 2 3.İdiyopatik hipersomni 4.Kleine-Levin Sendromu

5.Medikal hastalığa bağlı hipersomni

6.İlaç ya da madde kullanımın neden olduğu hipersomni 7.Psikiyatrik bozuklukla ilişkili hipersomni

8.Yetersiz uyku sendromu

9.İzole Semptomlar ve Normal Varyantlar Uzun uykucular

Narkolepsi: Narkolepsi hastalığı, gün içinde dayanılmaz uyku nöbetleri ile kendini gösteren süreğen bir durumdur. Katapleksili narkolepsi tipik olarak katapleksi, uykuya dalarken olan varsanılar ve uyku paralizisi gibi diğer HGH uyku olaylarının eşlik ettiği aşırı uyku hali ile birliktedir (97).

Erkeklerde daha sık rastlanır, genellikle yirmili yaşlarda başlar. Narkoleptiklerin akrabalarında % 10 oranında narkolepsiye rastlandığı bildirilmiştir. Birinci derecede akrabalarda bu oran % 1-2’dir (98).

Ayrıca, hipokretin (oreksin) ile ilgili genin gösterilmesiyle genetik temelli çalışmalar önem kazanmıştır (98).

31

Narkolepsi Tip 1: Narkolepsi tip 1 tanısı icin A+B kriterleri bulunmalıdır. A. En az 3 aydır devam eden gündüz saatlerinde durdurulamayan uyku atakları B. Aşağıdakilerden en az birisinin varlığı

1. Katapleksi ve ortalama uyku latansı ≤ 8 dakika olması ve standart teknik ile Yapılan ‘‘Multiple Sleep Latency Test’’ (MSLT)’de 2 veya daha fazla HGH ile başlayan uyku (Sleep Onset REM SOREM) saptanması, gece ÇUÖ’de HGH latansının 15 dakikadan kısa olması

2. Serum CSF hipokretin konsantrasyonu ≤110 pg/mL veya normal insanlardaki ölçümün 1/3’unden düşük olması

Çocuklarda narkolepsi çok uzun gece uykusu şeklinde ortaya çıkabilir. Klinik bulgular narkolepsi tip 1 ile cok ciddi benzerlik gostermesine rağmen, MSLT verileri uyumlu değil ise MSLT tekrarlanmalıdır (87).

Narkolepsi Tip 2: Narkolepsi tip 2 tanısı icin A+B+C+D+E kriterlerinin bulunması gereklidir.

A. En az 3 aydır devam eden gündüz saatlerinde durdurulamayan uyku atakları

B. Ortalama uyku latansı ≤8 dakika olması ve standart teknik ile yapılan MSLT’de 2 veya daha fazla HGH ile başlayan uyku (Sleep Onset REM- SOREM) saptanması, gece ÇUÖ’de HGH latansının 15 dakikadan kısa olması

C. Katapleksinin olmaması

D. Serum CSF hipokretin ölçümü yapılamaması veya serum CSF hipokretin konsantrasyonu>110 pg/mL veya normal insanlardaki ölçümün 1/3’unden yüksek olması

E. Hipersomnolans ve/veya MSLT bulgularının başka bir uyku bozukluğu, başka bir hastalık, ilac veya madde kullanımı ile acıklanamaması

Narkolepsi tip 2 olarak sınıflandırılan bir hastada sonradan katapleksi gelişirse veya önce serum CSF hipokretin olcumu yapılamayan bir hastada ölçüm yapılıp narkolepsi tip 1 kriterleri saptanırsa, narkolepsi tip 1 olarak yeniden sınıflandırılır (87).

İdiyopatik hipersomni: En az üç ay süreli hemen her gün aşırı gündüz uykusu vardır. Gece ve gündüz uykusundan güçlükle uyanırlar ve gece on saatten fazla uyurlar. Bu hastalığın kesin tanısı ÇUÖ ile konulur (84).

Klein Levin Sendromu: Rekürren hipersomni olarak da tanımlanan Klein- Levin sendromu tanısı için A+B+C+D+E kriterlerinin bulunması gereklidir.

32

A. İki gün-3 hafta devam eden en az 2 defa tekrarlayan aşırı uyku atağı periyodu olmalıdır.

B. Bu epizodlar sıklıkla yılda 12’den fazladır, en az her 18 ayda bir tekrar etmelidir. C. Epizodlar arasında hastanın uyanıklık durumu, kognitif fonksiyonları, davranış ve duygu durumu normaldir.

D. Epizod sırasında aşağıdakilerden en az birisi olmalıdır 1. Kognitif disfonksiyon

2. Anlama yeteneğinde azalma

3. Yeme bozukluğu (anoreksi veya aşırı yeme) 4. Hiperseksüalite

E. Hipersomnolans ve ilişkili bulgularının başka bir uyku bozukluğu, başka bir hastalık (özellikle bipolar bozukluk), ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamaması(87).

Medikal hastalıklara bağlı hipersomni: Medikal hastalıklara bağlı hipersomni tanısı icin A+B+C+D kriterleri bulunmalıdır.

A. En az 3 aydır devam eden gunduz saatlerinde durdurulamayan uyku atakları B. Gündüz uyku halini açıklayacak medikal veya nörolojik bir durumun varlığı C. Ortalama uyku latansı≤8 dakika olması ve standart teknik ile yapılan MSLT’de 2’den az HGH ile başlayan uyku saptanması

D. Bu klinik tabloyu açıklayacak bir uyku hastalığı,mental bozukluk, ilaç ya da madde kullanımı olmaması

Obstrüktif uyku apnesinin tedavisine rağmen devam eden rezidüel uyku halinde MSLT’de ortalama uyku latansı> 8 dakikadır. Medikal sorunu olan ancak narkolepsi tip 1 ve tip 2 kriterlerine uygun hastalarda medikal duruma bağlı narkolepsi düşünülmelidir (87).

İlaç ve madde kullanımına bağlı hipersomni: İlaç ve madde kullanımına bağlı hipersomni tanısı icin A+B+C kriterleri bulunmalıdır.

A. Gündüz saatlerinde durdurulamayan uyku atakları

B. Gündüz uykululuğa neden olduğu bilinen bir ilaç ya da madde kullanımı

C. Bu klinik tabloyu açıklayacak bir uyku hastalığı, mental bozukluk, medikal durum olmaması (87).

33

Psikiyatrik bozuklukla ilişkili hipersomni: Psikiyatrik hastalıklara bağlı hipersomni tanısı için A+B+C kriterleri bulunmalıdır.

A. Gündüz saatlerinde durdurulamayan uyku atakları

B. Gündüz uykululuğa neden olabilecek psikiyatrik hastalık varlığı

C. Bu klinik tabloyu açıklayacak bir uyku hastalığı, medikal durum, ilac ya da madde kullanımıolmaması (87).

Yetersiz uyku sendromu: Yetersiz uyku sendromu tanısı icin A+B+C+D+E+F kriterleri gereklidir.

A. Gündüz saatlerinde durdurulamayan uyku atakları, prepubertal çocuklarda ise davranışsalbozukluklar

B. Hastanın uyku suresinin kendi ifadesine veya aktigrafi kaydına ve yaşına göre beklenendenkısa olması

C. En az 3 ay boyunca çoğu gün kısıtlanmış uyku süresi

D. Hafta sonu ve tatillerde uzun uyuyan bir hastanın, diğer günlerde uykusunun çalar saat veya başka bir kişi tarafından uyandırılma şeklinde kısıtlanması

E. Total uyku süresinin uzatılması ile uykululuk semptomlarının düzelmesi

F. Bu klinik tabloyu açıklayacak bir uyku hastalığı, medikal durum, ilaç ya da madde kullanımıolmaması (87).

İzole semptom ve varyantlar:

Uzun uykucular:Erişkinlerde bir günde (24 saatte) 10 saat veya daha uzun süre uyunması ve bu durumun 1 haftadan fazla devam etmesi uzun uyuyan (long sleeper) olarak tanımlanmıştır (87).

Sirkadiyen Ritm (Uyku/Uyanıklık) Bozuklukları

Yaşayan tüm organizmaların yaklaşık 24 saatlik biyolojik ritmi “endojen sirkadiyen ritim” olarak isimlendirilir. Organizmaların yaklaşık 24 saatlik biyolojik saati, bulunduğu bölgenin aydınlık karanlık durumuna göre senkronize olur. Sirkadiyen ritmi etkileyen hastalıklar bu sınıflamada, gecikmiş uyku-uyanıklık fazı bozukluğu, ileri uyku-uyanıklık fazı bozukluğu, duzensiz uyku-uyanıklık ritmi bozukluğu, 24 saatlik olmayan uyku-uyanıklık ritmi bozukluğu, vardiyalı çalışma, ‘’jet-lag’’, spesifiye edilemeyen sirkadiyen ritim bozuklukları olarak alt başlıklarla incelenmiştir (87).

34 UUBS-3’de şöyle sınıflandırılmıştır (87).

1. Gecikmiş Uyku Bozukluğu 2. İleri Uyku Faz Bozukluğu 3. Düzensiz Uyku-Uyanıklık Ritmi

4. Yirmi Dört Saatten Uzun Uyku-Uyanıklık Ritmi 5. ‘’Jet Lag Bozukluğu’’

6. Vardiyalı Çalışanların Uyku Bozukluğu

7. Spesifiye Edilemeyen Sirkadiyen Ritim Bozukluğu

Gecikmiş uyku bozukluğu: Gecikmiş uyku-uyanıklık fazı bozukluğu tanısı için A+B+C+D+E kriterleri gereklidir.

A. Major uyku epizodunun arzulanan zamana göre gecikmesi, istenilen zamanda uykuya dalınamaması ve sabah gerekli zamanda uyanma güçlüğü

B. Bu semptomun en az 3 aydır devam ediyor olması

C. Hastalara kendi uyku duzenlerini secme izni verildiğinde, uyku kalitesi ve suresinde duzelme olması ve gec uyku fazı özelliğinin devam etmesi

D. Aktigrafi ile en az 7 gün (tercihen 14 gün) izlemde uyku fazındaki gecikmenin gösterilmesi, bu takibin iş günü ve tatil günlerini içerecek şekilde planlanması

E. Bu klinik tablonun başka bir uyku hastalığı, medikal-norolojik bozukluk, ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamaması (87).

İleri uyku-uyanıklık fazı bozukluğu: İleri uyku-uyanıklık fazı bozukluğu tanısı icin A+B+-C+D+E kriterleri gereklidir.

A. Major uyku epizodunun arzulanan zamandan erken gelmesi, klasik uykuya dalma saatlerine

kadar uyanık kalmada gucluk cekilmesi, sabah istenenden erken saatte uyanılması B. Bu semptomun en az 3 aydır devam ediyor olması

C. Hastalara kendi uyku duzenlerini seçme izni verildiğinde, uyku kalitesi ve süresinde düzelme olması ve ileri uyku fazı özelliğinin devam etmesi

D. Aktigraf ile en az 7 gün (tercihen 14 gün) izlemde ileri uyku fazının gösterilmesi, bu takibin iş günü ve tatil günlerini içerecek şekilde planlanması

E. Bu klinik tablonun başka bir uyku hastalığı, medikal-norolojik bozukluk, ilaç veya maddekullanımı ile açıklanamaması (87).

35

Düzensiz uyku-uyanıklık ritmi: Düzensiz uyku-uyanıklık ritmi bozukluğu tanısı için A+B+C+D kriterleri gereklidir.

A. Kronik ve tekrarlayıcı olarak düzensiz uyku uyanıklık fazı ile karakterizedir. Gece insomni, gündüz uyku hali veya her ikisi birlikte olabilir

B. Bu semptomun en az 3 aydır devam ediyor olması

C. Aktigraf ile en az 7 gun (tercihen 14 gün) izlemde uyku fazındaki düzensizliğin gösterilmesi, bu takibin iş günü ve tatil günlerini içerecek şekilde planlanması

D. Bu klinik tablonun başka bir uyku hastalığı, medikal-norolojik bozukluk, ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamaması (87).

Yirmi dört saatten uzun uyku-uyanıklık ritmi: 24 saatlik olmayan uyku-uyanıklık ritmi bozukluğu tanısı için A+B+C+D kriterleri gereklidir.

A. Yirmi dort saatlik karanlık aydınlık siklusuna uyumsuzluk nedeni ile insomni, gündüz aşırı uyku hali veya her ikisinin birlikte bulunması

B. Bu semptomun en az 3 aydır devam ediyor olması

C. Aktigrafi ile en az 7 gun (tercihen 14 gün) izlemde uyku fazındaki gecikmenin gösterilmesi, bu takibin iş günü ve tatil günlerini içerecek şekilde planlanması

D. Bu klinik tablonun başka bir uyku hastalığı, medikal-norolojik bozukluk, ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamaması (87).

‘‘Jet lag bozukluğu’’: Jet-lag bozukluğu tanısı için A+B+C kriterleri gereklidir. A. İki veya daha fazla zaman dilimi geçilerek yapılan yolculuk nedeni ile total uyku süresinin kısalması, buna bağlı uykusuzluk ve/veya uyku hali olması

B. Yolculuk sonrası ilk 1-2 gün içerisinde gündüz fonksiyonlarında bozulma, genel halsizlik ve somatik semptomlar (Orn; gastrointestinal semptomlar)

C. Bu klinik tablonun başka bir uyku hastalığı, medikal-norolojik bozukluk, ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamaması (87).

Vardiyalı çalışanların uyku bozukluğu: Vardiyalı çalışma bozukluğu tanısı için A+B+C+D kriterleri gereklidir.

A. Klasik uyku zamanlarına rastgelen çalışma programları nedeni ile total uyku süresinin kısalması, buna bağlı uykusuzluk ve/veya uyku hali olması

36

C. Aktigrafi ile en az 14 gün izlemde uyku bozukluğunun gösterilmesi, bu takibin iş günü ve tatil günlerini içerecek şekilde planlanması

D. Bu klinik tablonun başka bir uyku hastalığı, medikal-norolojik bozukluk, ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamaması (87).

Parasomniler

Parasomniler uyku geçişlerinde, uykudan uyanma ya da uyku sırasında ortaya çıkan istenmeyen fiziksel olaylar ya da deneyimler olarak tanımlanmaktadır (84). Otonom sinir sistemi değişiklikleri ve iskelet kas faaliyeti bu bozukluklara eşlik eder. Bu olaylar uykuya geçiş sırasında, HGH uyku döneminde veya HGHO uyku döneminin derin evrelerinden hafif evrelerine geçiş sırasında görülebilir (99). Parasomnilerin genellikle çocukluk çağında sık görülmesi ve erişkinlik döneminde azalması, bu bozuklukların beyin gelişimi ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir (100).

UUBS-3’de parasomniler şöyle sınıflandırılmaktadır (101). A. Uyanma Bozuklukları

1. Şuursuz (Konfüzyonel) Uyanmalar 2. Uyurgezerlik

3. Karabasan (Uyku terörü)

4. Uyku ile İlişkili Yeme Bozuklukları B. HGH Uyku ile İlişkili Parasomniler

1. HGH Uyku Davranış Bozuklukları

2. Sadece Uyku Felcinin Olduğu Tekrarlayıcı Durum 3. Kabus Bozuklukları

C. Diğer Parasomniler

1. Uyku ile İlişkili Disosyatif Bozukluk 2. Uyku ile İlişkili Altını Islatma 3. Uyku ile İlişkili İnleme 4. Patlayan Kafa Sendromu 5. Uyku ile İlişkili Varsanılar

6. Başka Türlü Belirlenmemiş Parasomniler

7. İlaç ya da Madde Kullanımına Bağlı Parasomniler 8. Tıbbi Duruma Bağlı Parasomniler

37 Uyanma bozuklukları:

Şuursuz uyanmalar:Uyku sarhoşluğu olarak da bilinen şuursuz uyanmalar, gece uykusundan ya da gündüz kestirmelerinden uyanma veya uyanıklık tepkileri sırasında ortaya çıkan, yineleyici şuur bulanıklığı ya da şuursuz davranışlardır. Genelde bebeklerde ve yeni yürümeye dönemindeki çocuklarda görülür. 3-13 yaş grubu çocuklarda sıklığı %17,3 iken, 15 yaş üstü genç erişkinlerde sıklığı %2,9 ile %4,2 tür (84).

Klinik olarak hareketlenme ve inleme ile başlar. Bağırma, ağlama ve dövme şeklinde davranışlar görülür. Çocuğu tamamıyla uyandırmak mümkün değildir (100).

Uyurgezerlik:Uyurgezerlik yataktan kalkma ve gezinme gibi ani hareket ile kendini gösterir. Bu gezinme sırasında uyku devam eder, bilinç durumunun değişikliği ya da karar vermede zorluk olur. Ayrıca kişinin uykudan uyanmasında zorluk, uyandığında şuur bulanıklığı, nöbet sırasında hafıza kaybı (tam ya da kısmi), uygunsuz zamanlarda ortaya çıkan belirli davranışlar, uygunsuz ya da saçma davranışlar, tehlikeli ya da muhtemel olarak tehlikeli davranışlardan en az biri eşlik eder (84). Toplumdaki sıklığı % 2,5-5 dir. Çocukların % 25-30 unda uyurgezerlik dönemleri görülür. Beş yaş civarında başlar, 12 yaş civarında en yüksek görülme sıklığına ulaşır, sonra giderek azalır (101). Uyurgezerlikte ailesel yatkınlık belirgindir. Aile üyelerinin %80’inde uyurgezerlik ya da karabasan olduğu dikkati çekmektedir (102).

Karabasan (uyku terörü ):Uyku sırasında, genellikle ağlama ya da yüksek sesli bir çığlık ile başlayan ve aşırı korku davranışının eşlik ettiği ve otonomik belirtilerin olduğu ani nöbetlerdir. Ayrıca kişinin uykudan uyanmasında zorluk, bir nöbetten uyandığında şuur bulanıklığı, nöbet sırasında hafıza kaybı (tam ya da kısmi), tehlikeli ya da muhtemel olarak tehlikeli davranışlardan en az biri eşlik eder. Çoğunlukla 3-10 yaşları arasında başlar. Nöbetler genel olarak uykunun ilk üçte birlik döneminde görülür (99). Çocuklardaki sıklığı % 1-6,5 arasında iken erişkinlerde sıklığı %2,2 dır (84).

Uyku ile ilişkili yeme bozuklukları: Uyku sırasında ortaya çıkan istem dışı tekrarlayıcı yeme ve içme nöbetleridir. Normalde yenmeyen ya da zehirli maddeler tüketilir. Tekrarlayan yeme nöbetlerinden dolayı uykunun bozulması ile ilişkili uykusuzluk, gün boyu süren yorgunluk vardır (100).

38

Hızlı Göz Hareketleri Uykusu ile İlişkili Parasomniler

Hızlı göz hareketleri uyku davranış bozuklukları: HGH uykuda tonusun geçici kaybı ile birlikte, hareketlerin görüldüğü bozukluklardır. Sıklıkla uzuvlarda atma, uykuda konuşma ve çığlık atma görülür (86).

Sadece uyku felcinin olduğu tekrarlayıcı durum (tekrarlayan izole uyku paralizisi): Uykuya dalarken ya da uyanırken ortaya çıkan, genellikle endişe ve ölüm korkusunun eşlik ettiği istemli hareketleri yapamama ile kendini gösterir (84).

Kâbus bozuklukları: Korku, endişe, öfke, üzüntü, nefret gibi duyguları içeren rüyaların yoğun bir şekilde hatırlandığı, uykudan yineleyici uyanma nöbetleridir. Tam bir uyanıklık, hafif şuur bulanıklığı ya da yer, kişi, zaman bilme bozukluğu görülür. Uykudan sonra kâbuslar hemen hatırlanır. Bunun dışında, nöbetten sonra tekrar uykuya dönmede gecikme, alışılmış uyku döneminin ikinci yarısında nöbetlerin ortaya çıkması gibi bulgularından en az biri daha vardır (84). Genellikle gecenin ilerleyen uzun HGH uyku dönemlerinde görülür. Bazı bireyler yaşam boyu sık kâbuslarla yaşarlar, diğerleri ise başlıca sıkıntı ve hastalık dönemleri sırasında kâbus görürler (71). Her yaşta görülmesine karşılık, en sık 3-5 yaşlarında görülür. Bu yaştaki çocukların %10-50’sinde bulunur. 7-11 yaşlarında sıklığı azalır ve ergenlik dönemde genellikle kendiliğinden düzelir. Genel nüfusta yaygınlığı ise %5’tir (102).Karabasan, kabus bozukluğu ve uyurgezerlik Tablo 10’da verilmiştir (86).

Tablo 10. Karabasan, kâbus bozukluğu ve uyurgezerlik karşılaştırılması (86)

Karabasan Kâbus bozukluğu Uyurgezerlik

Sıklığı % 1-6 % 5 % 2.5-5

Ortaya çıktığı dönem 3. ve 4. evre HGH uyku 3. ve 4. evre

Klinik özellik

Ses çıkarma, endişe hareket ve otonomik

belirtiler

Ses çıkarma, endişe hareket ve otonomik belirtiler daha az

Otomatik ve görece düzenli davranışlar

Şuur Dağınık Ayrıntıcı, dikkatli Dağınık

Şiddet davranışı Sık Yok Olabilir

Yaralanma Olabilir Yok Olabilir

Bellek kaybı Genellikle Nadir Genellikle

Başlangıç Uykunun ilk saatleri Gecenin ikinci yarısı Uykunun ilk saatleri

Uyanma eğilimi Zor Kolay Zor

Uyandığında Şuur bulanık Şuur yerinde Şuur bulanık

39 Diğer Parasomniler

Uyku ile ilişkili disosiyatif bozukluk: Uyanıklıkta ya da uykuya geçme sırasında ortaya çıkar. Genellikle bellek, bilinç kişilik ya da çevre algısının bütünleşmesinde bir bozulma vardır. Başlangıç yaşı çocukluk dönemi ile ergenlik dönemdir (100).

Uyku ile ilişkili altını ıslatma: Beş yaş ve üzerindeki çocuklarda görülen herhangi bir fiziksel bozukluk ile açıklanamayan, uykuda ortaya çıkan, tekrarlayıcı idrar kaçırma olayıdır. Çocuklarda yaşın ilerlemesi ile görülme sıklığı azalmaktadır. Görülme sıklığı ülkemizde yapılan bazı çalışmalara göre %11 ile %21 arasında değişmektedir (103). Erkeklerde kız çocuklarına göre 1,5 kat daha fazla görülmekte ve aile hikâyesi olanlarda sıklığı artmaktadır. Psikososyal sıklığı altında, uygun olmayan sosyal şartlarda yaşayan çocuklarda daha sık görülmektedir (104).

Uyku ile ilişkili inleme: Uyku sırasında ses oluşumuyla giden solunum değişikliğidir. Uykuda inleme dönemlerinin sıklığı özellikle HGH uykusunda çok yüksektir. Bu sebeple HGH uykusuyla ilişkili bir durum olduğu kabul edilmektedir (105).

Patlayan kafa sendromu: Hem uyanıklıktan uykuya geçişte, hem de gece uyanma sırasında, hasta başında ani olarak ortaya çıkan yüksek bir sesten ya da patlama hissinden yakınır. Belirgin ağrı yakınması yoktur. Hasta olaydan sonra genellikle korku hissi ile aniden uyanır (100).

Uyku ile ilişkili varsanılar: Uykunun başlangıcında, uykudan uyanıklığa geçişte yaşanan gerçek dışı algılamalardır. Bu varsanılar daha çok görme ile ilgilidir. Bazen dokunma ve işitmeyle de ilgili olabilir (100).

Uyku ile İlişkili Hareket Bozuklukları

Uluslararası uyku bozuklukları sınıflaması-3’ye göre şöyle sınıflandırılmaktadır (101) 1.Huzursuz Bacak Sendromu (Willis-Ekborn Hastalığı)

2.Tekrarlayıcı Uzuv Hareket Bozukluğu 3.Uyku ile İlişkili Bacak Krampları 4.Uyku ile İlişkili Diş Gıcırdatma

40

6.Bebeklik döneminin Benign Uyku Miyoklonusu 7.Uyku başlangıcında Propriospinal Miyoklonus

8.Tıbbi durumların neden olduğu uykuyla ilişkili hareket bozuklukları

9.İlac ya da madde kullanımının neden olduğu uykuyla ilişkili hareket bozuklukları 10.Uykuyla ilişkili hareket bozuklukları, belirlenmemiş

İzole Semptomlar ve Normal Varyantlar 1.Aşırı Parçalı Miyoklonus

2.Hipnagojik Ayak Tremoru ve Alternan Bacak Kas Aktivasyonu 3.Uyku İrkilmeleri (Hipnik sıçramalar)

Huzursuz bacak sendromu (Willis-Ekborn Hastalığı): Huzursuz bacak sendromu (HBS), yattıktan kısa bir süre sonra uykuya dalmayı engelleyen, alt uzuvlarda ortaya çıkan ve genellikle gerginlik, batma, yanma, iğnelenme veya tam tariflenemeyen duyu bozukluğudur. Belirtilerin dönücü özelliğe sahip olması, yani akşam saatleri ve geceleri daha belirginleşip, istirahat halinde çıkması veya artması HBS için özgüldür. Hasta bu yakınmalarını gidermek için bacaklarını hareket ettirir veya kalkıp yürür (106). Epidemiyolojik çalışmalara göre HBS, nüfusun %1-15 kadarında görülebilmektedir ve genellikle belirtiler hafiftir. Kadınlarda iki kat fazladır ve özellikle yaşlılarda (>65 yaş) daha sık görülmektedir. Belirtiler her yaşta başlayabilir. Vakaların %43’ünün 20 yaşın altında başladığı bildirilmektedir. Ancak çoğunluk 50 yaşından sonra tanı almaktadır. Ailevi geçiş %25-50 oranında ve otozomal baskın şekildedir (107). Yaşla birlikte belirtilerin şiddeti artmakta, bazı vakalarda ise sadece ileri yaşlarda belirtiler çıkmaktadır. HBS tanısı temelde hastanın öyküsüne dayanmaktadır. Hastaların fizik muayenesi normaldir. HBS tanısında en önemli yöntem, hastalığın iyi bilinmesi ve ayırıcı tanıda düşünülmesidir (108). Çocuklarda da erişkinlerde olduğu gibi, bacaklarda rahatsızlık hissi, uykuya dalma ve uykunun sürdürülememesi sorunları görülebilir. Bazı çocuklarda HBS’ye bağlı rahatsızlık hisleri, büyüme ağrısı sanılabilir. Bacak ağrısı olmayan ya da çok hafif olan vakalarda uyku sırasında görülen bacak atmaları öykünün derinleştirilmesi için uyarıcı olabilir (108).

Huzursuz bacak sendromunun patofizyolojisi tam açık değildir. Ancak yapılan

Benzer Belgeler