• Sonuç bulunamadı

H A S T A Y I Zİ Y A R E T ET M E K , C E N Â Z E Y İ U Ğ U R L A M A K , C E N Â Z E N A M A Z I NI K I L I P K A B R E K O N U L U R K E N O R A D A B U L U N M A K

V E G Ö M Ü L D Ü K T E N S O N R A M E Z A R I N B A Ş I N D A Bİ R S Ü R E B E K L E M E K

896. Berâ İbni Âzib radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize, hasta ziyaretini, cenâzenin arkasından gitmeyi, aksırana

“yerhamükellah” demeyi, yemin edenin yeminini yerine getirmesini, haksızlığa uğrayana yardım etmeyi, davet edenin davetini kabul etmeyi ve selâmı yaygınlaştırmayı tavsiye etti.

Buhârî, Cenâiz 2, Mezâlim 5, Nikâh 71, Eşribe 28; Müslim, Libâs 3. Ayrıca bk. Tirmizî, Cenâiz 45; Nesâî, Cenâiz 53

897. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslümanın, müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâm almak, hasta ziyaret etmek, cenâzenin arkasından yürümek, davete icâbet etmek ve aksırana “yerhamükellah” demek. ”

Buhârî, Cenâîz 2; Müslim, Selâm 4. Ayrıca bk. İbni Mâce, Cenâiz 1

898. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“ Allah Teâlâ kıyâmet gününde şöyle buyurur:

–”Ey âdemoğlu! Hastalandım, beni ziyaret etmedin”. Âdemoğlu:

– Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret edebilirdim? der. Allah Teâlâ:

– “Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun? Ey Âdemoğlu! Beni doyurmanı istedim, doyurmadın”

buyurur. Âdemoğlu:–

– Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl doyurabilirdim? der. Allah Teâlâ:

– “Falan kulum senden yiyecek istedi, vermedin. Eğer ona yiyecek verseydin, verdiğini benim katımda mutlaka bulacağını bilmez misin? Ey Âdem oğlu! Senden su istedim, vermedin”

buyurur. Âdemoğlu:

– Ey Rabbim! Sen âlemlerin Rabbi iken ben sana nasıl su verebilirdim? der. Allah Teâlâ:

– “Falan kulum senden su istedi, vermedin. Eğer ona istediğini verseydin, verdiğinin sevâbını katımda bulurdun. Bunu bilmez misin?” buyurur.

Müslim, Birr 43

899. Ebû Mûsâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Hastayı ziyaret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın!”

Buhârî, Cihâd 171, Et’ime 1, Nikâh 71, Merdâ 4

900. Sevbân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir müslüman, hasta bir müslüman kardeşini ziyarete gittiğinde, dönünceye kadar cennet hurfesi içindedir. ”

– Ey Allah’ın elçisi, cennet hurfesi nedir? dediler. Resûl–i Ekrem;

– “Cennet yemişidir, ” buyurdu.

Müslim, Birr 40–42. Ayrıca bk. Tirmizî, Cenâiz 2

901. Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim demiştir:

“Bir müslüman, hasta olan bir müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet okur. Eğer akşamleyin ziyaret ederse, yetmiş bin melek onun için sabaha kadar istiğfar eder. Ve o kişi için cennette toplanmış meyveler de vardır. ”

Tirmizî, Cenâiz 2. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 3; İbni Mâce, Cenâiz 2

902. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in hizmetinde bulunan yahudi bir çocuk vardı. Bir gün hastalandı.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu ziyarete gitti, başucuna oturdu ve ona:

– “Müslüman ol!” buyurdu. Çocuk, düşüncesini öğrenmek için, yanında bulunan babasının yüzüne baktı. Babası:

– Ebü’l–Kâsım’ın çağrısına uy, dedi. Çocuk da müslüman oldu.

Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“Şu yavrucağı cehennemden kurtaran Allah’a hamdolsun” diyerek dışarı çıktı.

Buhârî, Cenâiz 80, Merdâ 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 2

H A S T A Y A D U A E T M E K

{H A S T A Y A N E D İ Y E D UA E D İ Lİ R ?}

903. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, bir kimsenin herhangi bir yeri ağrıdığında veya yara bere olduğunda Hz. Peygamber parmağıyla şöyle yapar – râvi Süfyân İbni Uyeyne, şehâdet parmağını yere değdirip kaldırarak Hz. Peygamber’in nasıl yaptığını gösterdi– ve:

– “Bismillah, bu birimizin tükrüğüyle karışmış bizim yurdumuzun toprağıdır, Rabbımız’ın izniyle hastalarımıza iyi gelir” buyururdu.

Buhârî, Tıb 38; Müslim, Selâm 54. Ayr. bk. Ebû Dâvûd, Tıb 19; İbni Mâce, Tıb 36

904. Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve şöyle dua buyururdu:

“Bütün insanların rabbı olan Allahım! Bunun ıstırabını giderip, şifa ver. Şifayı veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Buna, hiçbir hastalık izi bırakmayacak şekilde şifa ihsan et!”

Buhârî, Merdâ 20, 38, 40; Müslim, Selâm 46–49. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tıb 18, 19; Tirmizî, Daavât 111; İbni Mâce, Cenâiz 64, Tıb 36, 39

905. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, (talebesi) Sâbit’e –Allah ona rahmet etsin–

– Sana, Hz. Peygamber’in hastaya okuduğu duayı okuyayım mı? diye sordu. Sâbit de:

– Oku!. dedi. Bunun üzerine Enes şu duayı okudu:

“Ey insanların, ıstırabları gideren Rabbi, Allahım! Senden başka şifa verecek yoktur. Buna, hiçbir iz bırakmayacak şekilde şifa ver; şifa veren ancak sensin. ”

Buhârî, Tıb 38, 40. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tıb 19

906. Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

Hastalığımda Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem beni ziyarete geldi ve üç defa:

“Rabbim, Sa’d’ı iyileştir” diye dua buyurdu.

Müslim, Vasâyâ 8. Ayrıca bk. Buhârî, Merdâ 13, 30

907. Ebû Abdullah Osman İbni Ebül–Âs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, (müslüman olduğundan beri) vücüdunda hissettiği bir ağrıdan dolayı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e şikâyette bulundu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ona şunu tavsiye etti:

– “Vücudunun ağrıyan yerine elini koy ve üç kere “bismillah” de, yedi kere de ‘bendeki bu hastalığın şerrinden ve ileride yenileyip elem ve hüzün vermesinden Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım’ de!”

Müslim, Selâm 67. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tıb 19; Tirmizî, Tıb 29, Daavât 125; İbni Mâce, Tıb 36

908. İbni Abbas radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“ Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun başucunda yedi kere; “ büyük arşın sahibi yüce Allah’dan seni iyi etmesini dilerim” diye dua ederse, Allah o hastayı iyi eder. ”

Ebû Dâvûd, Cenâiz 8; Tirmizî, Tıb 32

909. İbni Abbâs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, hasta bir bedevîyi ziyaret etti. Her hastayı ziyaret ettiğinde yaptığı gibi ona da, “Geçmiş olsun, hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah” buyurdu.

Buhârî, Tevhîd 31, Menâkıb 25, Merdâ 10, 14

910. Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Cebrâil aleyhisselâm, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek:

– Ey Muhammed, hasta mısın? diye sordu. Hz. Peygamber de:

– Evet, dedi. Cebrâil aleyhisselâm:

– Allah’ın ismiyle seni rahatsız eden her şeyden sana okurum. Her nefsin veya hasetçi her gözün şerrinden Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana okurum” diye dua etti.

Müslim, Selâm 40

911. Ebû Said el–Hudrî ve Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, bunlar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğuna şahit oldular:

–”Kim, Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah büyüktür”, derse; Allah onu doğrulayarak: – “Benden başka ilah yoktur, ben büyüğüm” buyurur. Kul:

– “Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir, ortağı yoktur”, dediğinde, Allah Teâlâ, (o kulunu tasdik ederek) – “Benden başka ilah yoktur, ben tekim, eşim–ortağım yoktur” buyurur. Kul:

– “Allah’tan başka ilah yoktur. Mülk de O’nun, hamd de O’nundur”, dediğinde Allah Teâlâ:

– “Benden başka ilah yoktur, hamd de benimdir, mülk de benimdir” buyurur. Kul:

– “Allah’tan başka ilah yoktur, güç kudret yalnız Allah’ındır”, dediği zaman Allah Teâlâ;

– “Benden başka ilah yoktur, kuvvet ve kudret ancak benimdir, benimledir” buyurur.

Bu açıklamalardan sonra Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem sözüne devam ederek; “Bu duaları bir kimse hastalığında söyler de sonra ölürse, cehennem ateşi ona dokunmaz” buyurdu.

Tirmizî, Daavât 36

H A S T A N I N H A L İ Nİ Y A K I N L A R I N D A N S O R M A K

912. İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefat ettiği hastalığı zamanında yanından çıktı. Sahâbîler:

Ey Ebü’l–Hasan! Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem nasıl oldu, geceyi nasıl geçirdi ? dediler. O da:

– Allah’a hamdolsun, hastalığı atlattı! dedi.

Buhârî, Megâzî 83, İsti’zân 29.

Ö L E C E Ğ İ N İ A N L A Y A N K İ M S E N İ N Y A P A C A Ğ I D U A

Benzer Belgeler