• Sonuç bulunamadı

Hasta Hakları İhlallerinde Yasal Dayanaklar Işığında Hak Arama Yolları

TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE HASTA HAKLAR

4. Uygun ikili veya çok taraflı sözleşmeler yaparak ya da başka yollarla bu sözleşmelerde yer alan koşullara bağlı olarak;

2.5. Hasta Hakları İhlallerinde Yasal Dayanaklar Işığında Hak Arama Yolları

İkinci Dünya Savaşı’nın bıraktığı yıkım etkisiyle insanlık üzerinde yapılan ve maalesef insanlık dışı deneylerle ortaya çıkan korkunç sonuçlarla en temel hak sayabileceğimiz yaşam hakkının devamı olan sağlık hakkı 1970’lerden sonra hukuki çerçevelerde hak ettiği yeri almaya başlamıştır. Sağlık hakkının süjesi olan insan hasta haklarının da vazgeçilmez bir parçasıdır. Dolayısıyla Anayasa’da, kanunlarda ve uluslar arası sözleşmelerde aradığımız hasta haklarının varlığı, yasal çerçevede bizim için referanstır. Buna karşın özellikle Türkiye’nin 1948 de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 25 maddesinde belirtilen “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme….sahiptir” hükmünün güvenlik hakkından bahsetmesi bu hakların ihlalinde kanuni olarak kişilerin hukuk sürecinde haklarını aramaları hususunda yol gösterici olmaktadır. Hasta Hakları Yönetmeliğinin 1 maddesinde yapılan tanımla:

“Temel insan haklarının sağlık hizmetleri sahasındaki yansıması olan ve başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda, diğer mevzuatta ve milletlerarası hukuki metinlerde kabul edilen "hasta hakları"nı somut olarak göstermek ve sağlık hizmeti verilen bütün kurum ve kuruluşlarda ve sağlık kurum ve kuruluşları dışında sağlık hizmeti verilen hallerde, insan haysiyetine yakışır şekilde herkesin "hasta hakları"ndan faydalanabilmesine, hak ihlallerinden korunabilmesine ve gerektiğinde hukuki korunma yollarını fiilen kullanabilmesine dair usul ve esasları düzenlemek amacı ile hazırlanmıştır.”

Bu hizmetlerden faydalanma hakkı olarak ta sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı, hekim ya da sağlık çalışanı tarafından bilgilendirilip aydınlatılma hakkı, tıbbi gereklere uygun şekilde teşhis ve tedavi isteme hakkı, hastanın mahremiyetine saygılı davranılmasını isteme hakkı, tıbbi gereklilikler dışında müdahale yasağı, tıbbi özen gösterilmesi, ötenazi yasağı, dini

vecibelerini yerine getirebilme ve dini hizmetlerden faydalanma hakkı, insan olma onuruna uygun davranış görme ziyaretçi ve refakatçi haklarıyla birlikte şikayet ve dava hakları da sayılabilir. Hasta-hekim ilişkisinin özünde taraflar hiçbir şekilde karşı karşıya getirmek amaç edinilmemiştir. Tam aksine karmaşık bir yapıya doğru yol alan sağlık sistemindeki karmaşıklığa karşı hasta haklarının hukuki kanadının korunması hedef alınmıştır. Hasta ile hekim arasındaki ilişkide hekimin sorumluluğu belirleyici noktadır. Hekimin sorumluluğu ise aydınlatma ve onam alma, kayıt tutma ve sır saklama, uygun özen gösterme mesleki standartlara uygun davranma gibi yükümlülükler vardır. Sağlıkta Dönüşüm Projesinin alt başlıklarında olan hasta hakları ile ilgili çalışmalar 81 il 415 devlet hastanesi hasta hakları kurulları uygulama yapmakta ve incelemektedir. Şikâyet ve dava hakkı hastanın kullanabileceği hak arama yollarındandır. Hasta aldığı sağlık hizmetinde haksızlığa uğradığını düşünüyorsa hem hukuki şikâyet hakkı hem de dava hakkı doğmaktadır. Şikâyet hakkını, ceza hukuku, tazminat hukuku ve disiplin kuralları yönünden sağlık bakanlığı bünyesinde hastanelerde bulunan hasta hakları kurullarına müracaat ederek sözlü ya da yazılı dilekçe ile yapabilirler. 100 yatak üzerindeki hastanelerde hizmet veren hasta hakları kurulları 26.04.2005 tarihli HHUY gereği kurulmuş sağlık personeli ya da hastane içindeki yanlış uygulamaları uğranılan haksızlıkları karara bağlamak adına 8 kişiden oluşmuştur. Bu sekiz kişi başkan (kamu hastanelerinde kalite hizmetlerinde sorumlu başhekim yardımcısı), hasta hakları birim sorumlusu, şikâyet konusu olan personelin ya da birimin sorumlusu, hasta hakları konusunda çalışmalar yürüten sivil örgüt kuruluşunun temsilcisidir. Hastanın şayet varsa avukatı, kamu sendikaları kanuna göre yetkili sendika temsilcisi, valiliğin belirlediği vatandaş, il genel meclisi arasından valilikle seçilecek üye olarak oluşturulmaktadır. Kurul haftada bir kez toplanır, karara bağlaması gereken hak ihlali konusuna en geç 15 gün içinde gizli oy açık sayım ve oy çokluğuyla karar verilerek Hasta Hakları Birimine sonuç bildirilir. Yalnız adli yargıya intikal eden şikâyet başvuruları kurulda görüşülmez kusurlu bulunan sağlık çalışanı idareye bildirilir ve mevzuata göre 30 gün içinde işlem yapılır. Konusu suç teşkil eden şikâyette 4483 sayılı memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanmaları Hakkında Kanuna göre işlem başlatılır ita amiri sorumlu tutulur. Sağlık Bakanlığı resmi internet sitesi “saglık.gov.tr” ve “Alo 184” numaralı telefonda şikâyette bulunabilirler. Ayrıca hekimin özel ya da kamu alanında çalışması fark etmeden kayıtlı oldukları tabip odalarına başvurarak şikâyet hakları kullanılabilinir başvuru sözlü ya da yazılı olabilir fakat sözlü yapılan şikâyetin oda tarafından tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Yasasının 59.maddesine dayanılarak yapılan disiplin yönetmeliğinde belirtilen uyarma disiplin cezası (yazılı ihtar) şartları şunlardır:

Tabip odası veya Birlik organlarına seçilmiş olup da yasa ve yönetmeliklerin kendisine yüklediği görevleri yapmamak,

Tabip odasına kayıtlı olup da mesleki faaliyetinde ortaya çıkan değişiklikleri, değişiklik tarihinden itibaren 15 gün içinde bildirmemek,

Meslektaşlarına ve diğer sağlık meslek mensuplarına karşı küçük düşürücü davranışlarda bulunmak veya kötülemek,

Hasta üzerindeki mesleki etkisini tıbbi amaçlar dışında kullanmak, Hasta haklarına saygı göstermemek,

Hasta kayıtlarını usulüne uygun olarak tutmamak,

Hekimlik mesleğine ilişkin hukuksal düzenlemelere aykırı olmakla birlikte aşağıda belirtilen diğer disiplin suçları arasında sayılmış haller dışında kalan, nitelik ve ağırlık itibariyle diğer disiplin suçları arasına dahil edilemeyen bir eylemde bulunmak.

Bu maddelerin dışında para cezası, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 39 uncu maddesinin (b) bendinde belirtilen sınırlar dâhilinde ki paranın odaya ödenmesine dair verilecek cezadır. Para cezasını gerektiren haller şunlardır:

Resmi görevi dışında hekimlik faaliyetini yürüttüğü yerin bağlı bulunduğu odaya 30 gün içinde kayıt olmamak,

Tanıtım kurallarına aykırı davranmak,

Her türlü iletişim mecrasında reklam amacına yönelik yazılar yazmak, yazdırmak veya açıklamada bulunmak yahut ortağı olduğu kuruluş veya şirket aracılığıyla bu anlamda reklam yapılmasını sağlamak,

Bireysel olarak veya yöneticisi oldukları dernekler ya da çalıştıkları kurumlar aracılığıyla ticari ürün veya hizmetin tanıtımında yer almak veya reklamına aracılık etmek,

El ilanları, tabelalar, basın ve benzeri yollarla meslektaşlararası haksız, tıp dışı rekabete yol açacak duyurular yapmak,

Meslek uygulaması sırasında veya tabip odası ile ilişkilerinde herhangi bir şekilde haksız kazanç teminine yönelik davranışlarda bulunmak,

Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre alınmış bir uzmanlık belgesi olmadan herhangi bir biçimde uzmanmış gibi tanıtım yapmak,

Bilimsel araştırmalar ve eğitime yönelik şeffaf kurumsal ilişkiler dışında, endüstri kuruluşları ile çıkar ilişkileri kurmak, Türk Tabipleri Birliği Hekim ve İlaç Tanıtım İlkeleri'ne aykırı davranmak,

Meslektaşlara maddi çıkar karşılığı muayene ve tedavi için hasta göndermek, kendisine hasta sağlaması için aracı kullanmak veya herhangi bir kişiye bu

nedenle çıkar sağlamak, hastaları zorunlu durumlar dışında kendisine, yakınına veya ortağına ait özel sağlık kuruluşlarına yönlendirici tavır ve davranışlarda bulunmak,

Türk Tabipleri Birliği veya odalarca saptanmış tabela ile ilgili kurallara uymamak,

Türk Tabipleri Birliği veya odalarca saptanmış asgari ücret tarifeleri altında ücret almak,

Türk Tabipleri Birliği Kanununun 5 inci maddesine uygun izin almadan çalışmak,

Aidatını ve oda veya Birlik Genel Kurulu tarafından belirlenen ödentileri haklı gerekçe olmaksızın süresinde ödememek,

Türk Tabipleri Birliği Kanunu'nun 10 uncu maddesinde belirtilen görevi ilgili yılsonuna kadar yerine getirmemek,

Oda veya Birlik organlarına seçilmiş üyelerin görev yapmasını engelleyici davranışta bulunmak,

Hasta sevkleri, rapor, reçete vb. belgelerde usulsüz uygulamalar yapmak, sevk belgelerine el koymak,

Acil durumlar dışında özel bilgi ve beceri gerektiren girişimlerde bulunarak hastaya zarar vermek,

Hastanın aydınlatılmış onamını usulüne uygun almaksızın tıbbi girişimde bulunak,

Sonuçta hastanın ölümüne, sakatlığına sebep olmayıp da sağlığının kısa süreli geici bozulmasına yol açan tıbbi hata ve ihmalde bulunmak,

Adli vakaların muayenesinde ve rapor tanziminde gerekli özeni göstermemek, Sorumlusu olduğu sağlık kuruluşunda hekimleri ve diğer personelini sağlık alanı

ile ilgili görev ve yetki alanı dışında çalıştırmak,

Hekimin hasta hakkı ihlaline sebebiyet vermesi durumunda oda tarafından verilecek başa bir ceza ise hekimi geçici olarak meslekten alı koymadır hekim meslek uygulamasından 15 günden 6 aya kadar süreyle alıkonulmadır. Ayrıca “meslekten geçici olarak alıkoyma cezası alanlar, bu süre dolmadan Türkiye'nin hiçbir yerinde özel sağlık kuruluşu açamaz ve resmi veya özel herhangi bir yerde mesleğini uygulayamaz.” Son olarak da tabip odası bölgesinde çalışmanın yasaklanması oda çevresinde üç defa meslek uygulanmasından doğan alıkoyma cezası alanlar için oda bölgesinde sürekli olarak hekimin çalışmasının yasaklanmasıdır. Hasta hakkının ihlal edildiği durumlarda hasta adli ve idari yargıya müracaat hakkını kullanarak tazminat davası açabilirler. Ancak sağlık hizmetini özel sektörde alan hasta için açılacak tazminat davası adli yargıda, kamuda çalışması halinde ise idari yargıda dava açabileceklerdir

kamu görevlisinin ağır kusuru olduğu takdirde adli yargıda dava açılabilinir. Teşhis tedavi, nakil giderleri işgücü kaybından doğan zararlar, şayet ölüm varsa cenaze def’in işlemlerinin maddi tutarı tazminat talep etmek BK’ye göre zarar doğduktan sonra 5 yıl içinde bu hakkı kullanmak gerekiyor yoksa dava hakkı zaman aşımına uğramaktadır. Ayrıca hastaların Cumhuriyet Savcılıklarına da şikâyette bulunma hakları vardır. Şikâyet süresi zarara uğranılan tarihten itibaren 6 aydır şikâyet sözlü ya da yazılı olabilir. Sözlü yapılan şikâyette cumhuriyet başsavcılığındaki görevli savcı tarafından tutanakla düzenlenir, savcılık makamı hazırlık kovuşturması işlemlerine başlar. Şikâyette bulunacak olan hasta ya da yakınının mümeyyiz olması, 18 yaşından küçüklerde ise şikâyet başvurusu velayetin bulunduğu velisi kısıtlı ise vasisi ya da kayyımı ile yapılmaktadır.121 Hasta ya da yakını şikâyet hakkını kullanmak istediğinde avukat tutacak maddi gücü olmadığında Baroların sunduğu adli yardım hakkından faydalanabilirler. Muhtarlıktan alınacak fakirlik belgesiyle birlikte ikametgâh belgesini, nüfus cüzdan fotokopisini ve dava için gerekli belgelerin fotokopisini alarak baroya başvurabilirler. Böylelikle maddi yönden imkânı olmayan vatandaşın yasal olarak hakkını arama hususunda engellerin kalkması önem arz etmektedir.

121 AKYILDIZ, Sunay, “Mevzuatımızda Hastanın Hak Arama Yolları”, Sağlık Hakkı-Özel Sayı: 3, Roche Y.,Trabzon, 2007, s.72.