• Sonuç bulunamadı

HARZEMŞAHLARIN MOĞOLLARLA OLAN ĐLĐŞKĐLERĐ

YASSIÇEMEN ÖNCESĐ HARZEMŞAHLAR VE DĐĞER DEVLETLERĐN MÜNASEBETLERĐ

II- HARZEMŞAHLARIN MOĞOLLARLA OLAN ĐLĐŞKĐLERĐ

Harezmşahlar ile Moğollar’ın ilk ciddi temasları, Harezm diyarından giden üç tüccar’ın Cengiz’e mal satma girişimleriyle olmuştur. Buda Muhammed Harezmşah dönemine denk gelir. Tüccarların ticaret yapabilmek için tercih ettikleri en karlı ve güvenli yerin Moğol ülkesi olduğu biliniyordu. Çünkü bu halk her zaman belli bir şehirde oturuyordu. Dolayısıyla tüccar kesimi Moğollara sık uğramaz, uğrayınca da her türlü kumaşı çok pahalıya satma imkânı bulurdu.169 Bunun üzerine bahsi geçen üç tüccar Harezmşah ülkesinden ticaret maksadıyla yola çıktı. Ahmed Hocendi, Emir Hüseyin oğlu ve Ahmed Balçıh170 adlı tüccarlar değerli kumaşlar ve diğer değerli eşyalarla yola çıkmışlardı.

Bu sırada Cengiz Han, Moğol kabilelerini yola getirmiş ve yolların güvenliğini sağlamıştı. Bu amaçla ülkesinin belli yerlerine “ karakçi”171 denilen nöbetçileri yerleştirmişti. Bu nöbetçiler yoldan geçen tüccarların güvenliğini sağlıyorlardı. Ayrıca bu tüccarların malları arasında Han’a layık olanlarını alıp Han’a götürüyorlardı.172

165

Yınanç, “Celaleddin Harzemşah”, s. 51.

166

Gül, Moğol Hakimiyeti, s.71.

167 Barthold, Moğol Đstilasına Kadar Türkistan, s. 615. Batı Hıristiyanlarının Moğollarla ilişkilerinin geniş

değerlendirmesi için bakınız: Runciman, Haçlı Seferleri III, ss.248-249.

168

Gül, Moğol Hakimiyeti, s.71.

169 Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, C.II, s.135, Özdemir, Moğol Đstilası, s.126. 170 Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, C.II, s.135.

171 Kafesoğlu’na göre “ Korakçi”. 172

Bu üç tüccar Moğol ülkesine geldiklerinde Balçıh’ın malları beğenildi ve Han’a gidildi. Balçıh’a bu malların fiyatı sorulduğunda Balçıh çok abartılı olarak verdi. Buna sinirlenen Cengiz Han “Bu adam bizim hiç kumaş görmediğimizi mi sanıyor? Gidin hazinden kumaşlarımızı getirinde gözü kumaş görsün” deyinde gidip hazineden eski kumaşlar getirildi ve gösterildi. Sonrasında mallarına el konulup tutuklandı.

Tüccarın diğer arkadaşlarına da malları sorulunca onlar “Biz bunları Han’a hediye olarak getirdik” dediler. Bu tavırları Cengiz’in hoşuna gidince mallarına fazlasıyla para verilip alındı ve Ahmed Bahçıh’ta serbest bırakıldı. Burada Cüveyni şöyle der: “O sıralarda Müslümanlara saygı gösterirlerdi. Müslüman olduklarından kendilerine beyaz ve temiz keçeden çadırlar kurdular. Şimdi ise Müslümanlar birbirinin kuyusunu kazdıklarından eski itibarlarını kaybettiler.”173

Bu durum Cengiz’in Đslam âlemine olan ilgisinin artmasında en önemli sebeptir. “Cengiz Han’ın hâkimiyeti o ana kadar Uzakdoğu Asya ile sınırlı kalmıştı. Gerek Güçlükle gerek Harezm diyarından gelen üç tüccarla muhatap olması kendisinin Asya’nın öbür yarısı hakkında bir şeyler öğretmişti. Artık Batı sınırlarını oluşturan yaylaların ötesinde karın hiç düşmediği verimli vadiler bulunduğunu biliyordu. Orada hiç donmayan ırmaklarda vardı. Yine orada sayısız insanlar Karakum ve Yen King’ten daha eski kentlerde oturuyorlardı ve batının bu kavimlerinden iyi işlenmiş çelik başlıklar, en sağlam zincirden zırhlar, beyaz kumaş ve kırmızı deri, amber ve fildişi, firuze ve yakut getiren kervanlar gelirdi. Cengiz Han’ın gözü şimdilik ticaretteydi. Muhammedi kavimlerin malları ve silahları sade bir hayat yaşayan Moğollar için büyük bir lükstü. Kendi tüccarlarını-uyruğu olan Muhammedileri-kervanlarını Batıya göndermeye teşvik ediyordu”.174

Bu dönemde Muhammed Harzemşah ise Moğollarla ilgileniyordu. Çünkü her iki hükümdar da Çinle ilgileniyordu. Harezmşah tüccarlardan aldığı haberlerle bu kıtayı zabt etmeyi ciddi olarak düşünüyordu. Hatta aradaki mesafeyi büyük bir olumsuzluk olarak gösteren erkânının da onu bu fikrinden döndüremediği anlaşılıyor. Harzemşah’ın Çinle ilgilenmeye başladığı tarih erkânından Đmadü’l-Mülk Taceddin Debir’i Cami’den dinlenip haber alındığına göre 1214–1215 yıllarıdır ki bu Pekin’in Cengiz Han tarafından zapt edildiği tarihe rastlar. 175

173 Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa, C.II, s.136. 174 Lamb, Cengiz Han, s. 113-114.

175

Harezmşah bu haberlerin doğruluğunu araştırmak amacıyla Seyyid Bahaeddin Razi başkanlığında bir heyet hazırlatır ve Çin’e gönderir. Heyet üyeleri karşılaştıkları manzaralar karşısında dehşete düşerler. Tepe halini almış insan kemikleri çürümüş ve hastalık saçan cesetlerle karşılaşırlar. 176

Harzemşah’ın elçileri Cengiz Han’ın yanına vardıklarında büyük bir alaka ile karşılanırlar. Çünkü Cengiz onlarla ticari münasebetlerini geliştirmek arzusundadır. Onun bir nevi buna ihtiyacı vardı. Çünkü yerleşik kavimlerle ticaret yapmak bir ihtiyaçtı. Bu elçilik heyetine karşılık Cengiz de bir heyet gönderir. Ancak Otrar’da katledilenlerin bu heyetten değil de elçilik heyeti eşliğinde yola çıkan kervanlardan olma ihtimali daha çoktur.

Harzemşah Muhammedin Cengiz Han’ın elçilerini kabul edişi 1218’de olmuştur. O bu sırada Irak’tan dönüyordu ve Maveraünnehirdeydi.177 Burada heyetin Cengiz Han’ın selamlarını iletirken Cengiz’e atfen sarf edilen şu sözler anlaşıldığı kadarı ile Harezmşah nezdinde infial uyandırmıştı: “Seni en kıymetli oğlumla bir tutuyorum”. Bunun üzerine Harezmşah Muhammed ertesi gün Cengiz Hanla ilgili bilgi alabilmek için heyetten aslen Müslüman olan Harezmli Mahmud ile görüşür ve ona bazı hediyeler verir. Mahmuddan vatanına hizmet gayesiyle Cengiz nezdinde casusluk teklif eder. Amacı Cengiz’i iyi tanımak ve gerçekten Çin’e hakim olup olmadığını öğrenebilmektir. Harezmli Mahmud ise bunun gizlenemeyeceğini belirtir. Bu cevap ise Harzemşah’ı kızdırır. Ancak Mahmud korkarak onu sakinleştirecektir.

Heyetin Cengiz’e atfen söylediği “Harzemşah’ı en kıymetli oğullarıyla bir tutmak” teklifine öfkelendiği anlaşılıyor.178 Harezmşah Cengiz’in ona oğlum diye hitap etmesine tabiyet olarak görüyor ve buna tepki gösteriyordu. Aslında burada Muhammed, Cengiz hakkında ve ordusu hakkında teferrüatlı bilgi alıp hazırlık yapacağı yerde, öfkelenerek sinirlenmiş ve bu fırsatı kaçırmıştı. Ayrıca tacir Mahmud, Muhammed’den korkarak gerçeği yansıtmayan bilgiler vermiş ve onu yanlış yönlendirmişti.

Sonuç olarak bu ilk ilişkilerin seyri ve sonucu hakkında kimse bir tahmin yürütemezdi. Ancak bu ilişkiler sonuçta dünya tarihini etkileyecek şekilde değişecektir. Moğol istilasının beklenenden daha hızlı başlamasını gerektirecek olay ise henüz

176

Ahmet Temir, Moğolların Gizli Tarihi I, TTK Yayınları, Ankara 1948, ss.169–172.

177 Nesevi, Celaleddin Harzemşah, s.28.

178 Harezmşah gizlice görüştüğü Mahmud el-Harezmî’ye Nesevi’nin ibaresiyle “Sen benim toprağımın

genişliğini, askerlerimin çokluğunu biliyorsun. Bu lanet olasıca kim oluyor da bana oğul diye hitap ediyor.” demiştir.

olmamıştır ki bu Otrar’da yaşanan olay olacaktır. Ancak bu işten karşı çıkacak olan Cengiz’dir.