• Sonuç bulunamadı

4. GENEL BİLGİLER

4.1. Ayak Tabanı Anatomisi

4.2.6. Halluks valgus ve tedavisi

4.2.6.3. Hallux valgus semptomları

Halluks Valgus’un belirtileri genellikle bunyon odaklıdır. Eklem üzeri ağrılı ve deformitenin derecesine göre şiştir. Aralıklarla kızarıklık da oluşabilir. Deformitenin derecesi arttıkça estetik problem haline gelmeye başlar. Zamanında önlem alınmaz veya tedavi edilmez ise başparmak ikinci parmağın altına kayabilir ve başparmağın üzerine çıkan ikinci parmağın sırtında sürekli ayakkabı basısına bağlı ciddi nasırlar oluşabilir. Biyomekaniği tamamen değişen ayak tabanında da nasırlar görülebilir.35,36

16

4.2.6.4. Nasıl tedavi edilir?

Ayakkabının ayağa göre ayarlanması en önemli koruma yoludur. Tarak kısmı geniş ve topuğu 2-3 cm yi aşmayan ayakkabılar tercih edilmelidir. Yastıkçıklar, ateller, özel tabanlıklar ve parmak arası aparatları bu deformiteyi düzeltemezler.

Başlangıç döneminde uygulanan ayakkabı modifikasyonu en etkin koruma yöntemidir. Geniş taraklı, yumuşak derili, 2-3 cm’yi aşmayan topuklu ayakkabılarla deformitenin ilerlemesi çok büyük ölçüde engellenebilir. Bunyon yastıkçıkları, gece atelleri, tabanlıklar, parmak arası makaraları gibi ortezler deformiteyi asla düzeltemezler.

Tüm konservatif yöntemler denenmesine karşın ağrı geçmiyorsa tedavi seçeneği cerrahi olmalıdır. Ağrı olmaksızın sırf estetik kaygılarla yapılan ameliyatların sonrasında hasta belki daha estetik fakat bu kez ağrılı bir ayağa sahip olabilir. Bu yüzden, ameliyat kararı verilmesinde en önemli etmen “ağrı” olmalıdır.

Halluks Valgus ameliyatı dendiğinde tek bir ameliyat tipini düşünmek çok yanlış olur.

Hallux Valgus tek bir deformite tipi veya tek bir hastalık olmadığından, her Halluks Valgus’a da aynı ameliyat yapılamaz. Literatürde bugüne dek Hallux Valgus için tarif edilmiş 150’nin üzerinde ameliyat tekniği vardır. Hangisinin yapılacağına karar vermek ortopedik cerrahın işidir. Ortopedist, ayak muayenesini takiben hastanın ayakta basarken çekilen radyografisini inceleyip gerekli ölçümleri grafi üzerinde yaptıktan sonra yapacağı ameliyata karar verir. Ayakta dururken çekilmemiş ayak grafilerinin değerlendirmede hiçbir faydası yoktur.35,36

4.2.6.5. Halluks valgus cerrahisinin temel prensipleri - Bunyonun alınması

- Başparmak ve birinci sıra kemiklerin düzgün hızalanmasının sağlanması - Eklemlerin uyumlu, kemikleri etkileyen güçlerin dengeli hale getirilmesi

Deformitenin tekrarlamaması için bu prensiplere dikkat etmek gerekir. Sadece yumuşak doku ameliyatları ile deformiteyi kalıcı olarak düzeltmek çoğu kez mümkün değildir. Kemik ameliyatı genellikle gerekir. Kemik ameliyatlarının da hepsi bir değildir ve bir kısım kemik ameliyatından sonra hastanın basması çok daha erken dönemde mümkün olabilir. Kemik ameliyatlarından sonra kemik ve yumuşak dokuların iyileşmesi ortalama altı hafta sürer.

17

Her ameliyatın olduğu gibi Halluks Valgus ameliyatının da riskleri vardır. Ameliyat yerinde enfeksiyon, kesilen kemiğin kaynamaması, deformitenin nüksetmesi başlıca komplikasyonlarıdır. Cerrahın bilgi ve tecrübesi, prensiplere uygun olarak deformiteye uygun ameliyatın yapılması, hastanın uyumu komplikasyonların önlenmesinde en önemli faktörlerdir. Fazla miktarda kronik sigara içiciler komplikasyonlara daha yatkın olurlar.36

4.3. Ayak Tabanı ile İlgili Hastalıklarda Tedavi Yaklaşımları 4.3.1. Farmakolojik yaklaşımlar

Ayak ağrıları da diğer ağrılar gibi ağrı kesiciler ve antiinflamatuvarla semptomatik olarak rahatlatılabilir. Burada önce analjezikler sonra antiinflamatuvar hakkında kısa bilgiler verilecektir.

Ağrı: Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı (IASP) tarafından yapılan tanımlamaya göre; "Vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, gerçek ya da olası bir doku hasarı ile birlikte bulunan, insanın geçmişteki deneyimleriyle ilgili, duysal, afektif, hoş olmayan bir duyudur."

Ağrı her zaman kişiye özneldir. Bu nedenle kişiden kişiye büyük farklılıklar taşır.

İnsanlar hayatları boyunca bir çok uyaranla karşı karşıya kalırlar. Objektif uyaranların yanı sıra çeşitli kişisel özellikler de ağrı eşiği adını verdiğimiz, ağrıya karşı yanıtta önemli rol oynar. Eldeki tanı yöntemleri birçok ağrıda objektif bir bulgu elde etmekte yetersiz kalabilir.37

Bu ağrılar çoğu zaman psikolojik algılanmaktadır. Bazı durumlarda hiçbir doku hasarı olmayabilir, bu ağrının daha az dikkate alınması anlamına gelmemelidir. Ağrının önemli bir özelliği duysal, yani sinir lifleri ile taşınan objektif bir semptom olması, diğer bir özelliği ise emosyonel, birçok başka faktörlerden de etkilenmesidir. Bu nedenle ağrı öznel yani kişiye özgüdür.

İnflamasyon: Yaralanma veya herhangi fiziksel, kimyasal ve biyolojik etmenlerin sebep olduğu uyaranlar sebebiyle, bu uyaranların oluşturduğu travma kapsamındaki damarlarında ve etrafındaki dokuda oluşan bir dizi fizyolojik tepkimeden meydana gelen patolojik bir süreçtir.

En bilindik semptomları ciltte kızarıklık ve sıcaklık artışı, ödem, kabarıklık ve şişme, bazen de function laesa denilen fonksiyon kaybı meydana gelir.

18

İnflamasyonun tanımlanması için bu semptomların hepsi olabileceği gibi, hiçbirinin bulunması zorunlu değildir.38

Analjezik, ağrıyı ortadan kaldırmak için kullanılan kimyasallara verilen isimdir.

Yunanca an- (olmadan) ve -algia (ağrı) kelimelerinden türemiştir. Analjezik ilaçlar türlerine göre periferik veya merkezi sinir sistemine etki eder.

Tarihin en eski ve üzerinde en fazla çalışılmış problemlerinden biri ilaç kullanarak ağrıdan kurtulmaktır. Merkezi sinir sistemine etki eden ve ağrıyı dindirmekte kullanılan ilaçlar genel olarak analjezikler diye isimlendirilir. İnsanlar en eski medeniyet çağlarından beri ağrıyı dindirmek için bitkilerden elde ettikleri maddeleri kullanıyorlardı. En çok kullanılan doğal ağrı dindirici maddeler arasında afyon da yer alır. Afyon, haşhaşın (Papaver somniferum) henüz olgunlaşmamış meyvelerinin bıçakla çizilmesiyle sızan ve güneşin tesiriyle kapsül üzerinde kuruyup sertleşen bir özsuyudur. Ham afyonda yaklaşık 23 çeşit alkaloid bulunmaktadır. Alkaloidler genel olarak heterosiklik bir yapıya sahiptir ve fizyolojik tesir gösterir. Afyonun uyuşturucu tesiri de içindeki alkaloidlerden ileri gelmektedir. Bunlara genel olarak afyon alkaloidleri denir.39Alkaloidler ya elde edildiği bitkiye göre (afyon alkaloidleri, kına kına alkaloidleri, vb.) ya da kimyasal yapılarına göre (fenantren sınıfı alkaloidler, vb.) adlandırılır. Afyon alkaloidleri kimyasal yapılarına göre ikiye ayrılır:

Fenantren sınıfı: morfin, kodein, tebain, Fentanyl İzokinolin sınıfı: papaverin, narsein, narkotin

Analjeziklerin parasetamol, uyuşturucu ilaçlar (morfin gibi), uyuşturucu etkisi olan sentetik ilaçlar (tramadol gibi), NSAID'ler (non-steroidal anti-enflamatuvar) gibi birçok farklı çeşidi vardır. Nöropatik ağrı sendromlarının tedavisinde kullanılan bazı ilaç grupları analjeziklere dahil değildir. Antikonvülzanlar ve trisiklik antidepresanlar bu tip ilaçlara örnek olarak verilebilir.40,41

19 Şekil 4.5. En yaygın analjeziklerin yapısal formülleri

NSAİİ romatizmal ve yumuşak dokuları ilgilendiren ve ağrıya sebep olan inflamatuar durumların tedavisinde kullanılır. Bu ilaçların kimyasal yapıları değişiktir ve etki mekanizmaları farklıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nde reçeteye yazılan ilaçların

%4,5’u NSAİİ ilaçlardır. NSAİİ etki mekanizmalarından biri siklooksijenaz (COX) enzimi inhibisyonuna dayanır. COX araşidonik asit metabolizmasını ve dolayısıyla prostoglandin ve tromboksan sentezinin katalizörüdür. Prostaglandin sentezinin inhibe olmasıyla NSAİİ ın hem ağrı kesici hem de antiinflamatuar etkileri ortaya çıkar.

Prostaglandinlerin ağrı oluşumundaki etkileri azdır, ancak diğer inflamasyon mediatörleri ağrıya sebep olurlar. Prostaglandinler ayrıca vasodilatasyona ve hücre zarı geçirgenliğinin artışına sebep olurlar. NSAİİ inflamatuar cevaptaki diğer mediatörleri etkilememelerine rağmen inflamasyonun klinik olarak azalmasını sağlarlar. COX ın iki ayrı şekli vardır. COX-1 pek çok dokuda bulunan esas enzimlerden biridir. Mide mukozasının korunması, böbrek kan akımının ayarlanması ve trombosit agregasyonunda önemli görevleri vardır. Bunun aksine COX-2 ağrı ve inflamatuar cevabı ortaya çıkaran esas enzimdir. COX-1 isolösin aminoasidi, COX-2 ise valin üzerinden çalışır. Son zamanlarda sadece COX-2 yi inhibe eden ve gastrointestinal yan etkileri en az olan NSAİİ (refokoksib ve selokoksib) üretilmiş, ancak özellikle kardiyolojik yan etkilerinden dolayı kullanımdan kaldırılmışlardır. Bu ilaçlarla ilgili çalışmalar devam etmektedir. NSAİİ çeşitli yollarla COX inhibisyonu yaparlar. Örneğin aspirin enzime serin üzerinden kovalen bağla bağlanır ve geri

20

dönüşümsüz olarak inhibisyon sağlar. Ibuprofen ve piroksikam COX-1 geri dönüşebilir bir inhibisyona uğratırlar. Indometasin ve diklofenak gibi diğerleri ise lipooksigenaz üzerinden araşidonik asit mekanizmasını ve dolayısıyla bir inflamasyon mediatörü olan lökotrienlari inhibe ederler.40,41

Tablo 4.1. Analjezikler, dozları ve yarı ömürleri

Tarsal koalisyonun konservatif tedavisi; NSAİİ kullanılması, buz uygulanması ve aktivite düzenlenmesi ile başlar. Aşağıda bazı seçenekler sunulmuştur.

4.3.1.1. Salisilik asit türevleri

Aspirin, metil salisilat, diflunisal gibi ilaçlar bu gruptadır.

4.3.1.2. Aspirin (Asetilsalisilik asit, ASA)

Söğüt ağacı kabuğundan elde edilen salisilik asitin asetillenmesiyle elde edilen aspirin non-steroidal anti-inflamatuvar ilaç grubunda olup ağrı kesici, ateş düşürücü özellikleri vardır. COX-1/COX-2 etki oranı 1’den büyük olduğundan mide rahatsızlıklarına sıkça sebep olduğu gözlenir.

Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar yangı sonucu ilgili bölgede salınan ve sinir hücrelerinin otakoitlere (histamin, bradikinin vb.) duyarlılığını arttıran prostaglandin (PGE-2) sentezini düşürerek etki gösterir. Bu şekilde düşük dozlarda ağrı kesici (analjezik), yüksek dozlarda ise anti-inflamatuvar etkileri vardır.

Enfeksiyon, tümör malignitesi, alerjik tepkimeler gibi nedenler sonucu savunma hücrelerinden (lökosit) salınan pirojen etkili sitokinler PGE-2 sentezini indükler.

Aspirin bu mekanizmayla ise ateş düşürücü etkisini gösterir. Periferdeki vazodilatör etkisi sonucu da vücudun ısıyı dışarı vermesini sağlar.

4.3.1.3. Diğer salisilik asit türevleri

21

Magnezyum kolin salisilat, sodyum salisilat, salisilsalisilat gibi esterine dönüştürülmemiş salisilat tuzlarının da anti-inflamatuvar etkileri vardır. Bu bileşikler daha çok anti-inflamatuvar amaçla kullanılırlar. Analjezik etkinlikleri daha düşüktür.

Anti koagülan etkinliği de düşüktür.

Diflunisal: Hem analjezik hem de antiinflamatuvar etkinliği aspirine göre 10 kat fazladır. Gastrointestinal yan etkileri ise asetil salisilik asite göre daha düşüktür.

Metabolitlerinde salisilat tuzları olmadığından bu frubun neden olduğu intoksikasyona sebep olmazlar. Ayrıca merkezi sinir sistemine (MSS) geçmediğinden ateş düşürücü etkisi yoktur.

Benorilat: Bu ilaç, asetil salisilik asit ile parasetamolün çift esteri, yani birbirine kovalent bağlanmış halidir. Sindirim sisteminde parçalandıktan sonra etki gösterdiğinden asetilsalisilik asitin mide yan etkisi azaltılmış olur.

Metilsalisilat: Kas ağrılarında sıklıkla kullanılan harici bir non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçtır.

4.3.1.4. Aril propiyonik asit türevleri

Flurbiprofen, ketoprofen, ibuprofen, naproksen, fenbufen gibi ilaçlar bu gruptadır. Bu ilaçların tümünün etkinlikleri birbirine yakındır. COX-1/COX-2 inhibisyon değerleri de birbirlerine yakındır. Diğer NSAI’lerden daha iyi tolere edilirler ve yan etki profilleri daha düşüktür.

İbuprofen: Yan etki görülme oranı azdır. Çocuk ve yaşlı bireylerde etkilerinden dolayı güvenle kullanılabilir. İlacın yarılanma ömrü düşük olduğundan kullanım sıklığı fazladır.

Naproksen: İbuprofene benzemekle birlikte yarı ömrü uzun olduğu için kullanım sıklığı azdır. Mideyi koruma amaçlı antiasit ilaçlarla kombine edilirse absorpsiyonu bozulur.

Flurbiprofen: Eklem sıvısına kolaylıkla geçebildiğinden eklem ağrılarında kullanımı uygundur.

Ketoprofen: Seçici olmayan COX inhibisyonu gerçekleştirmekle birlikte lipoksijenaz inhibisyonu da yapar.

4.3.1.5. Fenilasetik Asit türevleri 4.3.1.5.1. İndometazin

22

NSAI ilaçlar içinde Siklooksijenaz enzimni en iyi inhibisyon yapan ilaçlardandır.

Bununla birlikte Fosfolipazları (A, C) da inhibe eder. Aynı zamanda fosfolipaz A ve C’yi de inhibe eder. Klinik profilinde etkinliği çok iyi olmakla birlikte yan etki profili bakımından da yüksektir. En sık görülen yan etkiler sersemlik, baş ağrısı ve gastrointestinal sistem (GIS) bozuklukları görülür.

Diğer NSAI ilaçların direnç sebebiyle kullanılamadığı durumlarda Hodgkin hastalığında ateş düşürücü ve antiinflmatuvar olarak kullanılır. Rahim duvarının kontraktilitesini azaltarak doğumu geciktirmek amacıyla da kullanılır. Başın ön bölümünde ağrıya sebep olabilir. Ayrıca akut gelişen pankreatit ve hepatite sebep olabilir. Vazokonstriktör etkisi vardır.40,41

4.3.1.5.2. Diğer asetik asit türevleri

Asemetasin: İndometazinin karboksimetil grubuyla esterleştirilmiş halidir. Etkisi de benzerdir.

Diklofenak: Ağrı kesici ve antiinflamatuvar özelliği görece orta seviyededir. Alerjik deri döküntüsüne GIS tahrişe sebep olur. Eklem sıvısına geçebilir. Bu açıdan meklofenamat ve flurbiprofene benzer. Orta derecede güçlü analjezik ve antiinflamatuardır. Parenteral yolla da kullanılabilir. Döküntülere ve gastrointestinal irritasyona yol açar.

Sulindak: Geri dönüşümlü aktivasyona uğrayan prodrug özellikte bir ilaçtır. Reversibl aktivasyona uğrayan bir ön ilaçtır. Uzun etki sürelidir ve karaciğerde döngüye dahil olur. Etkinlik derecesi ise grubun ana üyesi indometazine oranla yarısı kadardır.

Tolmetin: Absorpsiyon hızı çok yüksektir.

4.3.1.5.3. Fenamatlar (fenamik asit türevleri)

Mefenamik asit ve meklofenamat: Antiinflamatuvar (AI) etkileri orta düzeydedir.

GI problemlere yol açarlar. Ayrıca diyare de görülebilir.

4.3.1.5.4. Oksikamlar

Piroksikam: Tekrar eden inflamatuvar rahatsızlıklarda sıklıkla kullanılır. Önemli bir problem hastalraın %20 sinde GI tahriş ve rahatsızlık görülmesidir. Kulak çınlaması ve deri döküntüsü yapabilir.

Tenoksikam: Stabil plazma konsantrasyonuna yaklaşık 14 günde ulaşır. Piroksikama göre daha iyi tolere edilebilen bir ilaçtır.

4.3.1.5.5. Pirazolonlar I

23

Fenilbutazon: Bu grup ilaçlar ağrı kesici ve ateş düşürücü etkilerinden ziyade antiinflamatuvar etkisinden dolayı kullanılır. Toksisitesi oldukça fazladır. Bu yüzden kullanım alanı ankilozan spondilit ve akut gut krizi dışına çıkmaz. Bulantı, kusma, alerjik reaksiyonlar gibi birçok yaygın yan etkileri gösterir.

4.3.1.5.6. Pirazolonlar II

Azapropazon: Hem etki profili hem de yan etki profili açısından orta düzey bir etkinliğe sahiptir.

Metamizol sodyum : Dipiron adıyla da bilinen bu ilaç ağrı kesici ve ateş düşürücü etkilerinden dolayı kullanılır. Çeşitli preparatları bulunmaktadır. Yarı ömrü 2-4 saat civarındadır. Analjezik ve antipiretik amaçla kullanılır. Oral ve parenteral preparatları vardır.

Propifenazon metamizole yakın etkinliktedir. Aminopirin ise yan etkilerinin çokluğu nedeniyle piyasadan kaldırılmıştır.

4.3.1.5.7. Diğer non- narkotik analjezikler

Parasetamol (asetaminofen): Siklooksijenaz enzimlerini düşük derecede inhibe eder.

Tedavi edici düzeylerde kullanıldığında güvenli ve etkisi orta seviyededir. Ağrı kesici ve ateş düşürücü amaçla çocuk ve bebeklerde kullanılabilen tek analjeziktir. Kronik ve yüksek doz kullanıldığında böbrek hasarına yol açabileceği bilinmektedir.

Antiinflamatuvar etki göstermez. Çok yüksek dozlarda mide bulantısı, 1-2 günün ardından ise ölümcül olabilen hepatik yıkıma yol açar. Bu yüzden günlük kullanımı 4 gramı geçmemelidir.

Fenasetin: Parasetamolün etil eter türevidir. Böbrek fonksiyonları üzerindeki ciddi yan etkileri sebebiyle kullanımı sona ermiştir.

Benzidamin: Siklooksijenaz enzimini inhibe etmez. Lizozom organel ve hücre membranının yapısında değişikliğe sebep olarak serbest radikal mevcudiyetini bozar.

4.3.2. Nonfarmakojik Yaklaşımlar 4.3.2.1. Ayak Ortezleri

Ayak bölgesinde oluşmuş bir deformiteyi düzeltmek veya oluşabilecek bir deformiteyi önlemek amacıyla yapılan ortez çeşidine ayak ortezi denir.42,43

4.3.2.2. Tabanlıklar

24 Şekil 4.6. Tabanlık Tasarımı

Deformitenin cinsine ve şiddetine göre tabanlık tasarımları aşağıdaki gruplara ayrılır:

Kas aktivasyonu için egzersiz tabanlıkları,

Plantar destek yüzeyli destek tabanlıklar,

Plantar, medial ve lateral destek yüzeyli düzeltme tabanlıkları,

Yumuşak köpük malzeme olarak içe yerleştirilen büyük yüzeyli şekle uyan dolgu tabanlıkları

Ortopedik tabanlıklar aşağıdaki hallerde ayak iskeletindeki hataların veya deformitelerin düzeltilmesine ve mümkün olduğu ölçüde tedavisine yarar.

Kas sisteminin genel zayıflığı,

İskeletin aşırı zorlanması,

İskelet deformasyonları.

4.3.2.3. Tabanlıkların tedavi prensipleri

Ayak topuğuna etki eden kuvvetlerin bir yandan yükü azaltılarak, diğer yandan da yük artırılarak dağılımının sağlanması,

Kuvvet uygulanmadan ve el ile yapılabildikleri sürece, hatalı duruşların düzeltilmesi iskeletin aşırı zorlanması,

Ayak eklemlerinde ağrının azaltılması, kısalıkların dengelenmesi ve yumuşak doku atrofisinde yastıkla destelemesi,

Tabanlıklar ayakkabıyla birlikte bir bütün oluşturmalı, özellikle de çocuklarda kullanılıyorsa, daima aktif hareket egzersizleri ile desteklenmelidir.

4.3.2.4. Tabanlık ölçüsünün alınması

25

Tabanlık ölçüsü alçı ile ayağın kalıbı çıkarılarak, bilgisayarlı sistemler yardımıyla, köpük ya da mürekkep baskı ile alınabilir.

4.3.2.5. Tabanlık çeşitleri

Malzemelerine ve fonksiyonlarına göre ayak deformiteleri tedavisinde kullanılan, portatif ve ayakkabı içine yerleştirilebilen çeşitli tabanlıklar mevcuttur.

Şekil 2.7. Kösele çift çelik yaylı tabanlık

4.3.2.5.1. Kösele çift çelik yaylı tabanlık

Şekil verilmiş kösele, yarım kanatlı şekillendirilmiş, esnek çift çelik yaylı longitudinal kavis ve yumuşak metatars desteklidir. Sert destek yüzeyi ile longitudinal arkın çokmesine izin vermez.44

Şekil 2.8. Polietilen mantar karışımı tabanlık

4.3.2.5.2. Polietilen mantar karışımı tabanlık

Polietilen ve mantar karışımı, yüksek medial kanatlı ve uzun lateral desteklidir.

Longitudinal arkı destekler. Üzerinde modifikasyon yapılabilir.

26 Şekil 4.9. Kauçuk tabanlık

4.3.2.5.3. Yumuşak (kauçuk) tabanlık

Hafif yoğunlukta gözenekli kauçuktan üretilmiş kaplaması pamuklu, anatomik forma uygun, kaymaz. Dar ve yumuşaktır, yorgun ayakları rahatlatır.

Şekil 4.10. Alüminyum tabanlık

4.5.2.5.4. Alüminyum Tabanlık

Biçim verilmiş alüminyum, longitudinal ark ve metatars desteklidir. Üzeri deri kaplanmıştır. Modifiye yapılabilir. Sert destek yüzeyi ile longitudinal arkın çökmesine izin vermez.45

Şekil 4.11. Silikon tabanlık

4.5.2.5.5. Silikon tabanlık

27

Antialerjik özel slikondan yapılmıştır. Longitudinal ark ve metatarsal ped destekleri mevcuttur. Topuk ve metatars başlarında daha yumuşak silikon malzeme kullanılmıştır.46

Şekil 4.12. Kauçuk ve silikon epin topukluk

4.5.2.5.6. Epin topukluk

Silikon topukluklarda epin bölgesi değişik renklerde ekstra yumuşak silikon kullanılmıştır. Kauçuk gibi yumuşak malzemelerde ise delinerek epinin geldiği kısım rahatlatılmıştır. Portatif olup ayakkabı içine yerleştirilir.

Şekil 4.13. UCBL tabanlık

4.5.2.5.7. UCBL tabanlık

Pes plano-valgus deformitesinin tedavisinde kullanılan bir tabanlık çeşididir. Hastadan alınan ölçüye göre hazırlanır. Plastik malzemeden yapılır.47

Şekil 4.14. Halluks rigidis tabanlığı

28

4.5.2.5.8. Halluks rigidis tabanlığı

Başparmağın hareketini engelleyen metatarsal falangeal eklemi içine alan bir tabanlık çeşididir.48

4.5.2.5.9. Halluks valgus atelleri

Gündüz ve gece kullanılmak üzere iki çeşittir.49

Şekil 4.15. Halluks valgus gece ateli

4.5.2.5.10. Halluks valgus gece ateli

Halluks valgus gece ateli, halluks valgus hastalığının tedavisinde kullanılır. Plastik vb malzemelerden yapılmış olup gece yatarken kullanılan bir atel çeşididir.

Şekil 4.16. Halluks valgus makarası

4.5.2.5.11. Halluks valgus makarası

Gündüz kullanılır. Parmak arasına yerleştirilir. Silikon, kauçuk gibi yumuşak malzemelerden üretilir.50

4.5.2.5.12. Bunion yastığı

Halluks valgus'un tedavisinde kullanılır. Başparmağa takılır. Silikon, kauçuk gibi yumuşak malzemelerden üretilir.51

29 Şekil 4.17. Bunion yastığı

4.5.2.5.13. Metatarsal pedler

Şekil 4.18. Metatarsal Ped

Metatarsal arkın çökmesi sonucu metatarsal kemik başlarına aşırı yük gelir. Kavisin tekrar eski anatomik yapısına dönmesi için metatarsal ped kullanılır.42

4.5.2.5.14. Parmak altı düzeltici destekler

Şekil 4.19. Parmak Altı Düzeltici Destekler

Parmak bükülmelerini (pençe parmak) önlemek ve düzeltmek amacıyla yumuşak materyalden yapılır.43

4.5.2.5.15. Kısalık telafili ayak ortezi

Doğuştan veya sonradan oluşan bacak kısalıklarının dengelenmesi amacıyla yapılan ortez çeşididir. Bacak kısalığı ölçülerek, kısalık miktarı kadar dolgu maddesi kısa bacak tarafına ilave edilir ve iki bacak uzunlukları aynı seviyeye getirilir.

30

1-2 cm'ye kadar olan bacak kısalıkları, ayakkabı içine yerleştirilen çeşitli dolgu malzemeleri ile telafi edilebilir (kısalık telafili tabanlık, topukluk, vb). 2 cm üzerindeki kısalıklarda ise kısalık telafili ayak ortezi yapılmalıdır. Kısalık telafili ortez yapılırken sadece kısalık miktarına bağlı kalmadan hastanın yaş, boy, kilo ve meslek durumu da göz önüne alınmalıdır.

4.5.2.5.16. Ortopedik botlar

Şekil 4.20. Ortopedik Botlar

Ayak deformitesini düzeltmek veya önlemek amacı ile hastaya özel ölçü üzerine yapılan bot çeşididir.

Şekil 4.21. Ortopedik bot modifikasyonları

4.5.3. Tamamlayıcı tıbbi yöntemler

Tamamlayıcı tıpta özellikle oldukça yararlı olmasıyla bilinen sarı kantaron farklı formlarda kişilerin hizmetine sunuluyor. Bu bitkiyi bulmak oldukça zor olacağı için sarı kantaron yağını kullanmak daha avantajlı olacaktır. Sarı kantaron yağı birçok alanda kullanılabilir bir yağ olduğu için yararlarını her alanda görmek mümkündür.

Sarı kantaron yağını kullanmak için kullanımını da zararlarını da yararlarını da bilmek gerekir. İnternette buna dair pek çok doğru yanlış bilgiler bulunur. Bu konuda doğru bilgilendirmek önemlidir. 52

31

Ağrı kesicilerin büyük bir kısmı reçete gerektirmeden satışa sunulduğundan en rahat temin edebildiğimiz ve en fazla kullandığımız ilaçlardır.

Bizler genelde ağrı kesiciyi en küçük ağrımızda fazla üzerine düşünmeden yutarız. Bu ilaçlar en fazla mide olmakla beraber çoğu organımızı kötü yönde etkiler. Ayrıca vücudumuzdaki ağrılar, genellikle var olan hastalıkların kendini belli etmek şeklidir.

Zaman zaman vücudunuzun bir yerinde kendini tekrar eden ağrılar hissediyorsanız vakit kaybetmeden bir hekime görünmeli ve gerekli tahlilleri yaptırmalısınız..

Örneğin, dizinizde kendini belli eden ağrı ve sızılar eklemdeki sıvının azalmasından veya kireçlenmeden ileri gelebilir. Bu gibi bir durumda, ağrı kesici ilaçlar veya yağlar kullanmak ağrıyı hafifletse de var olan sorunun tespit edilmesini yani iyileştirme sürecini erteleyerek sizin daha sıkıntılı bir duruma düşmenize neden olur. Bu noktada tavsiye edilen ağrı kesici yağlar ve bunların kullanılış şekilleri, daha basit ve sorun yaratmayan durumlarda uygundur.52,53

Ağrı kesme özelliği olan yağlar, ağrı olan bölgeyi gevşetici ve hafifletici maddeler içerir. Bu yolla stres unsurunu azaltıp çoğu ağrıya son verebilirler. Öte yandan bu yağlar dolaşımı hızlandırarak vücut ısısını arttırırlar ve bu da ağrı üzerine olumlu bir

Ağrı kesme özelliği olan yağlar, ağrı olan bölgeyi gevşetici ve hafifletici maddeler içerir. Bu yolla stres unsurunu azaltıp çoğu ağrıya son verebilirler. Öte yandan bu yağlar dolaşımı hızlandırarak vücut ısısını arttırırlar ve bu da ağrı üzerine olumlu bir

Benzer Belgeler