• Sonuç bulunamadı

1.3. BİRLEŞMELERİN DENETLENMESİ

1.3.2. Hakim durum testi

Kurul izne tabi bir birleşmeyi incelerken birleşme sonucunda hakim durum olarak ifade edilen pazar gücüne ulaşılıp ulaşılmadığını veya mevcut hakim durumun güçlenip güçlenmeyeceğini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Birleşmenin pazar üzerindeki etkileri ilgili pazarın sınırlarına ve özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir114. Kurul öncelikle ilgili ürün ve coğrafi pazarı belirlemektedir;

sonrasında teşebbüslerin bu pazardaki gücünü ve birleşmenin rekabet üzerindeki etkilerini değerlendirmektedir. İlgili coğrafi ve ürün pazarının belirlenmesinin amacı rekabet baskısının sınırlarının; o pazarda faaliyet gösteren teşebbüslerin ve pazar koşullarının tespit edilmesidir.

Rekabet hukuklarında birleşmelerin analizinde genel olarak iki tür test kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi rekabetin önemli ölçüde azaltılması testi, diğeri ise hakim durum testidir. Rekabetin önemli ölçüde azaltılması testinde birleşmenin rekabeti azaltıp azaltmayacağı ve fiyatların yükselip yükselmeyeceği önemlidir. Hakim durum testinde ise, birleşme sonrasında hakim durum gücüne ulaşılıp ulaşılmadığı veya bu gücün artırılıp artırılmadığı ve bu durumun rekabet üzerindeki etkisi araştırılmaktadır.

113 A.g.k., s. 121-123.

114 İlgili pazarın detaylı olarak incelenmesinin bu çalışmanın kapsamının dışında olacağı

Türk rekabet hukukunda birleşmelerin kontrolünde esasa ilişkin test olarak hakim durum testi benimsenmiştir. Birleşmenin yasaklanması için birleşen şirketlerin hakim durum eşiğini aşması ve bu nedenle rekabetin önemli ölçüde azaltıldığının ortaya konması gerekmektedir. Öte yandan Kurulun geçmiş yıllarda verdiği birleşme kararları incelediğinde, hakim durum testinin her zaman iki aşamalı uygulanmadığı ve hakim durum yaratan veya hakim durumu güçlendiren bir birleşmenin, rekabeti önemli ölçüde azaltacağının varsayıldığı görülmektedir115.

Hakim durum testinin nasıl uygulanması gerektiği doktrinde de tartışmalıdır. Aslan hakim durum yaratan veya mevcut hakim durumu güçlendiren bir birleşmenin per se rekabeti azaltacağını belirtmekte ve Kanun’da ayrıca rekabetin önemli ölçüde azaltılması kriterinin bulunmasının hatalı olduğunu belirtmektedir. Bu görüşe göre hakim durum meydana geldiği veya mevcut hakim durumun güçlendirildiği tespit edildikten sonra, rekabetin azaltılıp azaltılmadığının ayrıca incelenmesi gerekmez116. Hakim durumda olan işletmeler için ise, bir ayrım

yapmakta ve hakim durumun güçlenmemesi ve rekabetin önemli ölçüde azaltılmaması şartıyla, hakim durumda olan bir teşebbüsün birleşmelere taraf olabileceğini belirtmektedir. Dolayısıyla, rekabetin önemli ölçüde azaltılıp azaltılmayacağı kriterinin sadece hakim durumda olan bir teşebbüsün birleşme işlemine taraf olması halinde inceleneceğini belirtmektedir117. Sanlı hakim

durumun rekabetin önemli ölçüde azaltılmasına karine teşkil etmesini, rekabetin önemli ölçüde azaltılması kriterinin incelenmesi gerektiğini gösteren bir durum olarak savunmuştur. Bu kapsamda, hakim durumun bulunduğu veya güçlendiği tespit edilmesine rağmen bazı işlemlerin rekabetin önemli ölçüde azalmasına neden olmayabileceğini ve bu kriterin ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir118. Erdem119 ve Akıncı120 da benzer şekilde, sadece hakim durumun yeterli

115 Sanlı (2000), s. 343-344; Arıtürk (2009), s. 68. 116 Aslan (2007), s. 538-540.

117 Aslan (2007), s. 551.

118 Özellikle, işlem öncesi hakim durumdaki bir teşebbüsün düşük piyasa payı olan bir rakibini

alması halinde doğal olarak hakim durum güçlenecektir. Bu durumlarda, rekabetin önemli ölçüde azalıp azalmayacağı ayrıca incelenmelidir (Sanlı (2000), s. 346).

119 Erdem (2003), s. 117.

120 Ateş Akıncı, “Rekabet Hukuku Açısından Birleşme ve Devralmaların Kontrolü”, Rekabet

olmayacağı; ikinci kriter olan rekabetin önemli ölçüde azalmasının da incelenmesi gerektiği görüşünü savunmaktadır.

Fikrimizce, Kanun’un açık hükmü uyarınca, Kurulun hakim durum incelemesi yaptıktan sonra, rekabetin önemli ölçüde azalıp azalmayacağını da değerlendirmesi gerekmektedir. Hakim durum tespiti yapılan bir pazarda birleşmenin rekabeti olumsuz etkilemeyeceğini karar vermek çok güçtür ancak iki aşamalı inceleme Kurulun rekabet karşıtı etkileri daha derinlemesine anlamasını sağlayacak ve taraflarca sunulması halinde taahhütlerin doğru değerlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Nitekim Tebliğ’in 13. maddesinde, birleşmelerin değerlendirilmesinde hakim durum incelemesi yapılırken pazarın durumu, fiili ve potansiyel rekabet, pazarlara giriş engelleri ve tüketici yararına oluşacak etkinlikler gibi hususların göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir. Tebliğ’de sayılan bu ölçütler arasında bir hiyerarşi bulunmamaktadır. Kurulun her bir işlem bakımından somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapması gerektiği kanaatindeyiz121.

2004 yılındaki değişiklik öncesi AB’de de Türk rekabet hukukunda uygulanmakta olan hakim durum testi uygulanmaktaydı122. 2004 yılında AB

Birleşme Tüzüğü’nün yürürlüğe girmesi ile birlikte hakim durum testinin yerini “etkin rekabetin önemli ölçüde engellenmesi123” (“SIEC”) testi almıştır124. 2004

yılından itibaren hakim durum yaratılması veya mevcut bir hakim durumun güçlendirilmesi birleşmelerin yasaklanması için ön şart olmaktan çıkmıştır ve Komisyona rekabeti önemli ölçüde azaltan birleşmeleri yasaklama yetkisi verilmiştir125. Öte yandan AB Birleşme Tüzüğü etkin rekabetin önemli ölçüde

engellenmesinin özellikle hakim durum yaratılması veya hakim durumun güçlendirilmesi halinde ortaya çıkacağını vurgulamaya devam etmiştir. Dolayısıyla AB rekabet hukukunda hakim durum testinin tamamen göz ardı edilmediğini;

121 Hakim durum testinin AB rekabet hukukunda 2004 öncesinde uygulanmasına ilişkin benzer bir

tartışma için bkz. Luis Ortiz Blanco (Çevirmen: Andrew Read), Market Power in EU Antitrust Law, Hart Publishing, Oxford and Portland, Oregon, 2012, s. 69-75.

122 Arıtürk bu değişikliğin ana nedeninin, “hakim durum testinin anlaşmacı olmayan oligopollerdeki

tek taraflı etkileri kapsamadığı yönündeki eleştiriler” olduğunu belirtmektedir. (Arıtürk (2009), s. 20).

123 Significant impediment to effective competition. 124 Faull/Nikpay (2014), s. 542.

ancak, hakim durum testinin artık esasa ilişkin tek test olarak kabul edilmediğini söylemek mümkündür126. Komisyon içtihatları ile belirlenen hakim durum testi de

birleşmelerin kontrolünde dayanak noktası olmaya devam etmektedir127.

Komisyonun 2004 mevzuat değişikliği sonrası yayınladığı yatay birleşmeler kılavuzunda128 da, birçok birleşmenin hakim durum nedeniyle yasak kapsamına

girmeye devam etmesinin beklendiği ve hakim durumun rekabetin önemli ölçüde azaltılmasının belirlenmesinde rekabetçi endişe standardı bakımından önemli bir gösterge olacağı açıkça belirtilmektedir.

AB Birleşme Tüzüğü öncesindeki tartışmalara benzer olarak, Türk rekabet hukukunda hakim durum testi, hakim durum olmadığı durumlarda rekabeti engelleyici etkilerin yasaklanmasına imkan vermemesi nedeniyle eleştirilmektedir. Bu durum özellikle birleşen teşebbüslerin pazarın ikinci ve üçüncü oyuncuları olduğu ve bu teşebbüsler arasındaki rekabetin, pazar lideri ile olan rekabete kıyasen daha fazla olması halinde gündeme gelmektedir129. 2004 değişikliği sonrasında, Komisyonun hakim durum ortaya çıkmadığı hallerde de ilgili pazardaki rekabetin önemli ölçüde etkileneceğine karar verdiği kararları bulunmaktadır. Komisyon T-

Mobile/tele.ring kararında130 bu yönde hareket etmiş ve birleşmeye taahhütler

çerçevesinde izin vermiştir. Anılan kararda, birleşen teşebbüslerden tele.ring’in aykırı teşebbüs olması nedeniyle pazardaki diğer teşebbüsler üzerindeki rekabet baskısının azalacağı ifade edilmiştir.

Hakim durum testi bakımından bir diğer tartışmalı konu Kurulun birlikte hakim durum tespiti yaparak birleşmeleri yasaklayıp yasaklayamayacağıdır. Doktrinde Kanun’un 7. maddesinde birlikte hakim durumun yasal dayanağı olmadığı131; ancak, Kanun’un 3. maddesindeki hakim durum tanımında yer alan

126 Whish/Bailey (2011), s. 864-867. 127 A.g.e, s. 145.

128 Guidelines on the assessment of horizontal mergers under the Council Regulation on the control

of concentrations between undertakings [2004], OJ. C31/3.

129 Gunnar Niels v.dğr, Economics for Competition Lawyers, Oxford University Press, 2011, s. 336. 130 Komisyonun T-Mobile/tele.ring kararı, Case M. 3916, European Commission, [2007] OJ.

L88/44 (Aynen alıntı: Ariel Ezrachi, EU Competition Law An Analytical Guide to the Leading Cases, Hart Publishing, Fourth Edition, 2014, s. 408-409).

131 Bu durumun nedeni, Kanun’un 7. Maddesindeki bir veya birden fazla teşebbüs ifadesinin sadece

birleşen tarafları kapsaması; ancak, birleşmeye taraf olmayan, piyasadaki diğer teşebbüsleri kapsamamasıdır.

“bir veya birden fazla teşebbüs” vurgusunun dayanak olarak düşünülebileceği belirtilmektedir. Bu nedenle Kurulun rekabetin önemli ölçüde azaltılmasının önüne geçmek adına birlikte hakimiyet halinde, işlemi yasaklayabileceği savunulmaktadır132. Öte yandan, Kurulun birlikte hakimiyete dayanarak verdiği bir

ret kararı133 hakkında Danıştay, Kanun’da dayanak bulunmadığı gerekçesiyle

yürütmeyi durdurma kararı vermiştir134. Fikrimizce Danıştay’ın anılan yürütmeyi

durdurma kararının, mahkemelerin genel görüşünü yansıttığını söylemek mümkün değildir135. Tebliğ’in 13. maddesinin 2. fıkrasında açıkça “...tek başına veya birlikte

hakim durum yaratmaya veya hakim durumu daha da güçlendirmeye...” ifadesi yer almaktadır. Her ne kadar birlikte hakim durumun Kanun’da açıkça düzenlendiğini söylemek mümkün olmasa da, mevzuat ve Kurul kararları çerçevesinde136, Kurulun

birlikte hakim durumu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, Kurulun birleşmelerde birlikte hakim durum incelemesi yapma imkanı olduğu kanaatindeyiz.