• Sonuç bulunamadı

HADİSLERİN DİĞER HADİSLERLE BİRLİKTE ANLAŞILMAS

E. HADİSLERDE İPEK VE ALTIN

2.3. HADİSLERİN DİĞER HADİSLERLE BİRLİKTE ANLAŞILMAS

ipek kullanması, gümüş ve altın kapların kullanılmasının haram olduğu hükmüdür. İsmi geçen hadîslerle aynı içeriğe sahip farklı başka hadîslerin tespitini yaparak bütün bu hadîsleri bir bütün olacak şekilde inceleyip değerlendirilmesi, hadîslerin daha sağlıklı ve doğru bir şekilde anlaşılması yönünde çok önem arzeder.

Bu amacımıza ulaşmak adına hadîs eserlerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda tespit edebildiğimiz miktarda incelediğimiz rivâyetlerle aynı içeriğe sahip Abdullah b. Ömer (ö. 73/692), Abdullah b. Abbas (ö. 68/687-8), Hz. Ömer (ö.23/644), Hz. Ali (ö. 40/661), Hz. Ayşe (58/678), Ümmi Seleme (ö. 62/681), Ukbe b. Amir (58/678) ve Enes b. Mâlik (93/711-2) kanalıyla gelen 8 rivâyet mevcuttur.

Abdullah b. Ömer (r.a)tarîkiyla bize gelen rivâyete göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Rasûlullâh evvela üzerine Muhammed’u r-Rasûlullâh yazılı altından bir yüzük yaptırdı. Bunu takındığı zaman yazılı kaşını avucunun içine alırdı. Hz. Peygamberın elinde yüzük gören herkes altından yüzük yaptırıp taktı. Rasûlullâh (s.a.v.)sahabileri öyle görünce elindeki yüzüğü çıkarıp attı. Sonra da, ‘Vallahi bu altından yüzüğü ebediyen takınmam.’ buyurdu. Bunun üzerine parmaklarına altın yüzük takmış olan sahabiler de kendi yüzüklerini çıkarıp attılar.”300

Abdullah b. Abbas (r.a) isnadıyla gelen rivâyete göre “Hz. Peygamber (s.a.v) bir zatın elinde altından bir yüzük gördü ve onu parmağından çıkarıp attı.” Ve daha sonra şöyle buyurdu: “Sizden biriniz ateşten bir kor alıyor da, onu eline koyuyor.”Rasûlullâh (s.a.v) “gittikten sonra orada bulunanlar yüzük sahibine”, “Yüzüğünü yerden al da onunla faydalanırsın.” Diyenlere “Hayır, vallahi onu ebediyyen almam. Çünkü onu Rasûlullâh (s.a.v) attı.” dedi.301

300 Buhârî, Libâs, 14, (c. 7, s. 144); Buhârî, Libâs, 14, (c. 7, s. 145); Nesai, Zînet 14, (c. 8, s. 454). 301 Müslim, Libâs ve Zînet, 14, (c. 3, s. 4544).

115

Bu iki hadîsin zahirinden de anlaşılacağı üzere Rasûlullâh (s.a.v) erkeklere altından yapılmış yüzüğün kesinlikle yasak olduğunu ve bu yasağa ilk kendisi uyduğunu, sonra da bu yasağı kendi eliyle men ettiğini belirtmektedir. Bu açıdan mezkür hadîslerimizin, araştırma konumuz olan hadîslerle aynı muhtevaya sahip olduğunu görmekteyiz.

Ali b. Ebî Tâlib isnadıyla gelen rivâyete göre “Hz. Peygamber Efendimize siyera diye anılan ipekli kumaştan yapılmış, yol yol sarı çubuklu, altlı üstlü bir elbise hediye edilmişti. Hz. Peygamber (s.a.v) bu elbiseyi Hz. Ali’ye gönderdi. Hz. Ali’nin onu giydiğini görünce, Peygamberimiz’in yüzünde kızgınlık alameti belirledi” ve şöye buyurdu: “Ben onu sana giymen için değil, eşarp yapıp Fatmalara dağıtman için gönderdim.”302

Abdullah b. Ömer, Ömer b. Hattab ve Enes b. Mâlik isnadıyla gelen rivâyete göre Hz. Ömer, siyera diye anılan ipekli kumaştan yapılmış elbisenin çarşıda satıldığını görünce, Resulallah’a (s.a.v.) gelerek kabile heyetlerini karşılamak ve cuma günü giymek için satın almasını söylemiştir. Rasûlullâh (s.a.v.): “Ahirette payı olmayan kişiler bu elbiseyi giyer.” buyurmuştur. Belli bir zamandan sonra Peygamber Efendimize siyera (ipekli kumaş) hediye olarak gelmiştir. Peygamber Efendimiz bu ipekli kumaşın bir parçasını Hz. Ömer, bir parçasını Usame b. Zeyd ve bir parçasını da Hz. Ali’ye eşarp yapıp hanımlarına dağıtmaları için göndermiştir. Hz. Ömer elinde Peygamber Efendimiz’in gönderdiği ipekli elbiseyle yanına gelir ve Peygamber Efendimize: Ya Rasûlullâh daha dün bu elbise hakkında neler söylediniz şimdi ise bana gönderiyorsunuz. Rasûlullâh Ömer‘e “Ben onu sana giymen için değil, satıp faydalanman için gönderdim.” Usame ise o elbiseyle eğleniyorken (giymek) Rasûlullâh’ın ona kızarak baktığını görünce, ya Rasûlullâh siz bana gönderdiniz niye kızıyorsunuz? Resulullha (s.a.v): “Ben onu sana giymen için değil, eşarp yapıp hanımlarına dağıtman için gönderdim.” dedi. 303

Hz. Ömer “Rasûlullâh bize iki, üç veya dört parmak dışında ipek giymeyi yasakladı.”,304 Enes b. Mâlik ve Ukbe b. Amir Rasûlullâh (s.a.v): “Dünyada ipek elbise giyen kimse ahirette

302 Buhârî, Libâs, 45, (c. 7, s. 144); Müslim, Libâs ve Zînet, 5, (c. 3, s. 4514). 303

Buhârî, Libâs, 54, (c. 7, s. 119); Buhârî, Libâs, 45, (c. 7, s. 144); Müslim, Libâs ve Zînet, 5, (c. 3, s. 4541); Müslim, Libâs ve Zînet, 5, (c. 3, s. 4549); Müslim, Libâs ve Zînet, 5, (c. 3, s. 4549); Müslim, Libâs ve Zînet, 5, (c. 3, s. 4515); Müslim, Libâs ve Zînet, 5, (c. 3, s. 4514).

116 giyemez.” Buyurduğunu belirtmiştir.305

, Ukbe b. Amir Peygamber efendimize ipekten yapılmış bir cübbe (geniş elbise- Ferrace) hediye edildi. Rasûlullâh (s.a.v) giyip onunla namaz kıldı sonra dönüp sanki ondan nefret ederek şiddetli bir şekilde çıkardı ve “Bu elbise takva ehline (yakışmıyor) lazım olmadığını.”306

Buyurdu. Bu hadîslerin de zahirinden anlaşılacağı üzere Rasûlullâh (s.a.v) erkeklere tamamen ipekten yapılmış elbiselerin kesinlikle yasak olduğunu bu elbiseleri giyenin ahirette giyemeyeceğin belirtmektedir. Bu açıdan baktığımızda mezkür hadîslerin, çalışma konumuz olan hadîslerle aynı içeriğe sahip olduğunu görmekteyiz.

Ümmi Seleme isnadıyla bize ulaşan rivâyete göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gümüş kaptan su içen, karnına cehennem ateşi dolduruyor demektir.”307, Hz. Ayşe isnadıyla bize ulaşan rivâyette Peygamber (s.a.v) “Kim gümüş bir kaptan su içerse, sanki karnını cehennem ateşi doldurmuş gibi olur.” buyurmuştur.308

Bu hadîslerin de zahirinden anlaşılacağı üzere Rasûlullâh (s.a.v) “altın ve gümüş kaplardan yiyip içmeyi mideye cehennem ateşini şarıldatmaya teşbih etmiştir. Yani, gırtlaktan geçen her şeyi, cehennem ateşinden yakıcı bir meşrubatın mideye inişine benzetmiştir.” Bundan Maksat, haramlığın şiddetini ifade etmektir. Her ne kadar bu rivâyetlerde sadece gümüş zikredilmiş ise de, Müslim’den kaydedilen ziyadede olduğu gibi bazılarında altın da zikredilir.309

Durum böyle olunca mezkür hadîslerin, inceleme konumuz olan hadîslerle aynı içeriğe sahip olduğunu görmekteyiz.

Bu takdirde yukarıdaki hususlar dikkate alındığında hadîslere bir bütünlük içinde bakıldığında, Hz. Peygamber’in öğretisine zıt bir hususun olmadığını; başka bir deyişle mezkür hadîslerin sahîhlik kriterlerine uygun düştüklerini söyleyebiliriz.

305 Buhârî, Libâs, 54, (c. 7, s. 145). 306 Buhârî, Libâs, 45, (c. 7, s. 111). 307 Buhârî, Libâs, 45, (c. 7, s. 111). 308 İbn Mâce, Eşribe, 17, (c. 2, s. 1130).

309 Müslim, Libâs ve Zînet, 1, (c. 3, s. 4535); Hadis metni: “Altın veya Gümüş kaptan su içen, karnına

117