• Sonuç bulunamadı

Hürriyeti Bağlayıcı Nitelikli Vergi Suç ve Cezaları

BÖLÜM 1: VERGĐ SUÇUNUN TANIMI, ÖZELLĐKLERĐ, UNSURLARI VE

1.4. Türkiye’de Vergi Suç ve Cezaları

1.4.2. Hürriyeti Bağlayıcı Nitelikli Vergi Suç ve Cezaları

Vergi Hukuku’ndaki vergi suçlarının yaptırımı, genellikle idari nitelikte olmasına rağmen bazı durumlarda cezai nitelikte olmaktadır. Yukarıda incelediğimiz idari nitelikteki vergi suç ve cezalarında, yaptırımı idare bizzat uygular. Çünkü, idare burada aynı zamanda alacaklı sıfatındadır ve fiili işleyen kişinin kusurluluğu üzerinde de pek durmaz. Cezai yaptırım gerektiren suçlarda ise, failin cezalandırma işlemi bağımsız yargı organlarınca yerine getirilir. Aynı zamanda cezai yaptırımlar sadece gerçek kişilere uygulanır.

Hürriyeti bağlayıcı vergi suç ve cezaları, bazı kaynaklarda “adli vergi suç ve cezaları”, bazı kaynaklarda ise “ceza hukuku anlamında vergi suç ve cezaları” başlığı altında incelenmiştir. Biz bu çalışmamızda “hürriyeti bağlayıcı vergi suç ve cezaları” ifadesini kullanacağız.

Hürriyeti bağlayıcı vergi suç ve cezaları, VUK 4. kitabının “Suçlar ve Cezaları” başlıklı üçüncü bölümünün 359. maddesinde kaçakçılık suçları ve cezaları, 362. maddede vergi mahremiyetini ihlal suçu ve 363. maddesinde mükellefin özel işini yapma suçu şeklinde düzenlenmiştir.

1.4.2.1. Vergi Kaçakçılığı Suçu ve Cezası

VUK’ un 359. maddesinin (a) bendine göre,aşağıdaki fiilleri yapanlar onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır:

1. Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,

2. Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,

hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir. Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte, bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir.

VUK’ un 359. maddesinin (b) bendine göre, aşağıdaki fiilleri yapanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır:

Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sayfalarını yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya

suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.

Buna göre, gerçek bir mal hareketi veya hizmet ifası söz konusu olmadığı halde düzenlenen belgeler, başkası adına bastırılıp kullanılan belgeler, belge düzenleme yetkisi bulunmayanlar tarafından düzenlenen belgeler sahte belge olarak kabul edilmektedir (Alptürk, 18.11.2008).

VUK’ un 359. maddesinin (c) bendine göre,aşağıdaki fiilleri yapanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır:

Bu kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaların uygulanması, 344. maddede yazılı vergi ziyaı cezasının ayrıca uygulanmasına engel olmayacaktır. Diğer taraftan cezanın uygulanabilmesi için ayrıca vergi ziyaına sebebiyet verilmesine gerek bulunmamaktadır.

Bunun yanında bazı durumlarda kaçakçılık suçu oluşturan fiil için usulsüzlük cezası da uygulanabilecektir. Örneğin bir muhasebe hilesi yapılması durumunda, tek düzen hesap planına ve muhasebe standartlarına uyulmadığı için özel usulsüzlük cezası da uygulanacaktır (Aydoğdu, 2009:27). Ancak, muhasebe hilesinden tam olarak neyin kastedildiği kanunda tanımlanmamıştır (Doğrusöz, 2008:98).

1.4.2.2. Vergi Mahremiyetinin Đhlali Suçu ve Cezası

Çalışmamızın başından bu yana mükellef ya da sorumluların yükümlülüklerinden bahsettik. Ancak, vergilendirme yetkisinin elinde bulunduğu devletin, bir anlamda vergi idaresinin de yapması gereken bir takım görevleri vardır. Örneğin, idarenin mükellefler hakkındaki bilgileri üçüncü kişilerle paylaşmaması gerekmektedir. VUK’ un 5. maddesinde, vergi mahremiyetine uymak zorunda olan kişiler sayılmıştır. Buna göre; vergi muamele ve incelemeleri ile uğraşan memurlar, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar, vergi kanunlarına göre kurulan komisyona

iştirak edenler ve vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler vergi mahremiyetine uymak zorunda olan kişiler olarak tanımlanmışlardır.

Bu kişiler görevleri nedeniyle öğrendikleri, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin

şahıslarına, işlem ve hesap durumlarına, işletmelerine, işlerine ve mesleklerine ilişkin

sırları açıklayamazlar ve bu sırları kendilerinin veya başkalarının yararına kullanamazlar (Pekşen, 2009:45).

VUK’ 362. maddesi, “Bu kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanunu’nun 239. maddesi hükümlerine göre cezalandırılır.” şeklindedir. TCK’ nın 239. maddesine göre, vergi mahremiyetine ihlal edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Burada önemli bir husus, suçtan zarar görenin vergi mahremiyetini ihlal eden kişiden şikayetçi olması gerekeceğidir (Taş, 2007:173).

VUK’ un 5. maddesinde, vergi mahremiyetinin ihlali ile ilgili bazı istisnalara yer verilmiştir. Bu durumlarda, vergi mahremiyetini ihlal suçu işlenmiş sayılmayacaktır. Maddeye göre; Gelir vergisi mükelleflerinin ve sermaye şirketlerinin, vergiye tabi matrahlarını ve hesaplanan vergiyi gösteren vergi levhasını işyerine asmaları vergi mahremiyeti anlamına gelmez. Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçmiş olduğu halde ödenmeyen vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığı tarafından açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkiyi mahalline de devredebilir. Ayrıca, vergi idaresi bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgileri verebilir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanlar, kanunla kurulmuş meslek kuruluşlarına veya yine kanunla kurulmuş birlik ve meslek odalarına bildirilebilirler. Son olarak, vergi idaresi, kamu görevlileri tarafından yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeleri verebilir.

1.4.2.3. Yükümlünün Özel Đşlerini Yapma Suçu ve Cezası

VUK’ un 6. maddesinin son fıkrasında, vergi muameleleri ve incelemeleri ile vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay'da görevli olanların, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapmaları yasaklanmış, bu yasağa uymayanlara 363. maddede ceza öngörülmüştür.

VUK’ un 363. maddesi gereğince mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapmaları yasak edilen memurlardan bu yasağa aykırı harekette bulunanlar, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılacaklardır. Bu maddeye göre, yükümlünün özel işlerini yapanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Vergi inceleme memurlarının, mükelleflerin özel işlerini görmeleri durumunda eşit davranma ve tarafsızlıktan bahsedilemeyecektir. Çeşitli nedenlerle bu yollara başvuran kişiler görevi kötüye kullanmış olacaklardır (Ay, 2006:103).

Burada ayrıca özel düzenleme yapılarak bu şekilde hareket edenlerin vergi ziyaına neden olmaları halinde, kanunun 344. maddesine göre vergi ziyaı cezası kesileceği öngörülmüştür.