• Sonuç bulunamadı

HÂMID’İN ÖLÜMÜ 225 zenin saat 11 de kaldırılması için verilen

Belgede Abdülhak Hamid (sayfa 56-58)

Hâm id’in ölüm üne dair h aberler v e hatıralar

HÂMID’İN ÖLÜMÜ 225 zenin saat 11 de kaldırılması için verilen

harar, Atatürk’ün büyük şaire karşı gös­ terdiği sevgi ve alâka sebebile, yukarıda da zikrettiğimiz gibi, kendi namlarına yaverlerini Ankara’dan göndermeleri ve cenazenin millî merasimle kaldırılması hususundaki emirleri üzerine, bu mera­ sim, saat üç buçuğa tehir edilmiştir.

Vllâvetin tebliği ı

İstanbul vilâyetinden :

1 — İstanbul saylavı, büyük şair A b d ü l h a k H â m i d T a r h a n ’ın cena­ zesi 14 /4 937 saat 13,5 ta Maçkapalas’daki dairesinden kaldırılacak, namazı Teşvikiye camisinde kılındıntan sonra, Zincirli ku­ yudaki yeni mezarlığa defnedilecektir.

2 — Atatürk, bu merasimde bulun­ mak üzere yaverini göndermiştir.

3 — Cenaze büyük merasimle ve top arabasiyle kaldırılacaktır.

4 — Atatürk, ismet İnönü ve Şükrü Kaya namlarına birer çelenk konula­ caktır.

Milli ihtifalin başlam ası!

Evvelce hazırlanan program muci­ bince millî ihtifal, Atatürk namına ya­ verleri Bay Cevdet, İstanbul Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağ, Ordu müfettişi Orgeneral Fahrettin Altay, Hariciye siyasî Müsteşarı Bay Menenıen- ci oğlu, Istanbuld’a bulunan bütün say­ lavlar, hükümet erkânı, askerî erkân, bütün fikir ve edebiyat büyükleri, güzel sanatlar müntesipleri, Harp Akademisi Kamutanı Korgeneral Ali Fuad, Harp Akademisi subay talebeleri, yedek subay okulu talebesi, bütün yüksek tahsil genç­ liği, orta ve ilk okullar, ve sayısız halk millî matem merasiminde bulunmak üzere, Teşvikiye camisinin avlusile Nişan- taş’ma kadar bütün caddeyi doldurmuş­ lardır..

Tabut, muayyen saatte Apartman­ dan çıkarılarak bir matem havası içinde eller üzerinde Teşvikiye camiine götü­ rülmüştür. En önde Askeri Tıbbiye tale­ belerinin taşıdıkları, Atatürk’ün gönder­

miş olduğu çelenk, bundan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başvekil İsmet İnönü, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, İstanbul Vilâyet ve Belediyesi, Üniversite ve muhtelif fakülteler, İstanbul liman idaresi, Ticaret Odası, Emlâk Şirketi, İstanbul kitapçıları, yüksek mektepler, hemen hemen bütün reBmî ve gayri resmî liseler, resmî ve gayri resmî te­ şekküller, şairin yakın dostları ve sair yüzlerce cemiyet, teşekkül ve şahıs namına - yukarıda saydığımız sıra ile - gönderilen çelenkler gelmekte idi.

önden giden süvari polisler­ den Sonra, alayın iki yanında piyade polisler, izciler, mağferli askerler, itfaiye efradı görülüyordu. Çelenklerden sonra, bir kıta asker, bir kıta polis, Askerî ve şehir bandoları, Üniversite ve lise tale­ beleri ilerliyorlardı.

Cenaze alayı, Maçka’dan Nişantaşı yolu ile Şişli tramvay caddesine çıkmış, ve gitgide halkın birbirini ezecek dere­ cede bir kalabalık olmuştur. Cenazenin geçtiği yerlerde, pencereleden çiçekler atılmış ve dükkânlar, tazim için, kepenk- lerini indirmişlerdir. Saat 3,5 da Teşvi­ kiye camisine hareket eden cenaze alayı, saat altıya doğru Zencirlikuyu’ya ancak gelebilmiş, ve ortalık kararmıya başlar­ ken, büyük şair, Zincirlikuyu asrî me­ zarlığında açılan ilk çukura defnedilmiş- tir. Vasiyeti mücibince, büyük şairin mezarı başında hiç bir nutuk söylenme­ miştir.

A tatü rk ’ün tazlyetleri ı

Atatürk namına Ankara’dan gelen yaverleri Cevdet, Bayan Lüsyen’e, Ata­ türk’ün taziyetlerini bildirmiştir. Lüsyen, teşekkür ve tazimleriniarzetmiş, Hâ mi - d'in biraderzadesi, yaver Cevdet’e :

— Atatürk bizleri ihya buyurdular, arzı tazimat ederiz, arzını rica ederiz. Demiştir.

M aarif vekili’nin taziyeti t

temsilen cenazede hazır bulunan ve H â­ nı 1 d’in kabrine Maarif Vekili namına çe­ lenk koyan Maarif müdürü Tevfik Kut, merhum şairin ikametgâhına giderek taziyette bulunmuştur.

K ü t ü p h a n e l e r i n k a p a n m a s ı ı Ankara caddesin’de bulunan kütüp­ haneler, «yarına kadar kapalıdır» levha­ sını asarak dükkânlarını kapamışlardır.

Hâmldln ölümü karşısında şe­ hir meclisi’nin teessürü ı

Şehir meclisinin 15 Nisan günü top­ lantısında, vâli Muhittin Üstündağ’ın, es­ kisi gibi, yine Hâmid'irı evinin kirasının verilmesi ve ailesine meclis tarafından taziyette bulunulması yolundaki iki teklifi kabul edilerek, yerine getirilmiştir.

H â m i d i ç i n m e r a s i m ı

Edebiyat fakültesi konferans salo­ nunda Hâmid için 15 Nisan, saat beşte bir merasim yapılmıştır.

Bu merasime, hazurun tarafından, hep bir ağızdan istiklâl marşı söylenerek başlanmıştır. Kürsü arkasına H f tm id ’in bir resmi konulmuş ve dinleyicilere, Hâ- mid’in rozet şekline konulan resimleri dağıtılmıştır. Prof. Fuat Köprülü, sözü açarak, Türk milletinin bir gün evvel kay­ bettiği büyük şairi anmak, ve bir an tekrar beraber yaşamak için buradan toplanıldığını, Hamid’in edebiyata hiz­ meti ve edebî mevkii hakkmdaki sözle­ rini söyledikten sonra, konferansına son vermiş, bunu müteakip edebiyat şubesi doçentlerinden Ali Nihat Tarlan, İsmail Habip söz söylemiş, bu sırada dahiliye vekili Şükrü Kaya’nm gönderdiği taziye mektubu:

— «Türk milletinin ve Türk sanati- nin büyük kayıbını, bir millî matem ola­ rak karşılamakta ve derin bir acı duy­ maktayız. Bütün Türk milletinin hisset­ tiği bu mateme örnek olmak hususunda

gösterdiğiniz heyecan ve saygıya Iştirâk eder, hepinize taziyetlerimi ve sevgilerimi sunarım.»

okunmuş, Mitat Cemal konferans vermiş, Üniversite gençleri H â m i d hak- kındaki tahassüslerini söylemiş, ve büyük şairden parçalar okumuşlardır..

Siyasal Bilgiler Okulu’nda H â ­ mid İçin tören ı

Tören saat yirmi buçukta profe - sör doktor Fuad Köprülii’nün bir kon - feransı ile başladı.

Sayın bilginimiz bu konferansında Tanzimat devrinden, Şinasi’den bahset - tikten sonra sözü Hâmid’e getirmiş, onun eserlerinde klasik unsurlardan ziyade romantik unsurların mevcud o l ­ duğunu, asıl büyük eserlerini kırkına kadar verdiğini, dilinin bugünkü dil, ifadesinin bugünün ifadesine uymamakla beraber, onun başka memleketlerde na­ zım sahasında bir kaç nesil tarafından yapılabilen bir inkilâbı tek başına yap­ tığını, eserlerinin paydar kalacağını söylemiştir.

Prof. Köprülü’den sonra mekteb profesörlerinden m uharrir Ereümend Ekrem Talu, güzel bir müsahaba yap­ mış Abdülhak Molla ailesini, Hayrnllah efendinin evlenişini, Hâmid’in dünyaya gelişini, ve bütün hayatını u maksadı eserlerinden değil , müessirlerinden bahsetmek» olduğunu söyıiyerek büyük üstadın hususiyetlerinden bahsetmiş ve Hâmid’in hasta hasta Dil Kurultayına geldiğini, soranlara “ Emir aldım, O beni mezardan çağırsa gelirim „ dedi - ğini anlatmış, Hâmid’in son günlerini ve son sözlerini de anarak müsahabesi- ni tamamlamıştır.

Bu müsahabeden sonra mektebin talebelerinden Ertuğrul, Burhan, Sakib, Bedri, Yaşar, Mesud tarafından Hâ­ mid’in manzum ve mensur eserleri okun­ muş, Eşber'den küçük bir parça temsil edilerek törene nihayet verilmiştir.

HÂMİD’İN ÖLÜMÜ 227

Belgede Abdülhak Hamid (sayfa 56-58)

Benzer Belgeler