• Sonuç bulunamadı

Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 16-21. ölçüler

Belgede Piyano Anasanat Dalı (sayfa 191-200)

(Sandor, 1981)

Yirmi üçüncü ölçüden itibaren otuzuncu ölçünün sonuna dek iki elde de gam ve arpej hareketleri uygulanır, bağ işaretlerine uygun olarak gruplamalar yapılır. Ölçü yirmi dokuzda, sol el akor için itme tekniği kullanılır.

Görsel 41. Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 22-30. ölçüler

(Sandor, 1981)

Otuz birinci ölçüden otuz dördüncü ölçünün sonuna dek iki elde rotasyonla beraber staccato hareket uygulanır. Otuz beşinci ölçüden kırk birinci ölçünün sonuna dek, iki elde bağlı notalar için legato uygulaması önerilmektedir. Kırk ikinci ölçüde sağ elde gam tekniği uygulanır.

Görsel 42. Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 31-49. ölçüler

(Sandor, 1981)

Kırk üçüncü ölçüden elli yedinci ölçünün sonuna kadar, otuz beşinci ölçüden kırk birinci ölçünün sonuna kadar kullanılan tekniğin aynısı uygulanmalıdır.

Görsel 43. Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 50-52. ölçüler

(Sandor, 1981)

Elli sekizinci ölçüden altmış birinci ölçünün sonuna dek sol elde rotasyon uygulanır. Ölçü elli sekizin birinci ve üçüncü vuruşlarında sağ el legato arpej tekniğini kullanırken, ikinci ve dördüncü vuruşlarda rotasyon tekniğini uygular, rotasyon hareketi elli dokuzuncu ve altmışıncı ölçülerde de uygulanmaktadır.

Görsel 44. Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 53-59. ölçüler

(Sandor, 1981)

Altmışıncı ölçüde sağ elde, üst kol dışarı alınarak inici gam tekniği uygulanmalıdır. Altmış ikinci ölçüden altmış beşinci ölçüye kadar ise, sağ el bağlara uygun olarak gamları gruplamalı ve sol el staccato çalmalıdır. Altmış altıncı ve altmış yedinci ölçülerde sağ el

staccato çalarken sol el altmış yedinci ölçünün üçüncü vuruşuna kadar arpej hareketini uygular, sonrasında ise legato tekniğini kullanır.

Görsel 45. Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 60-67.ölçüler

(Sandor, 1981)

Altmış sekizinci ölçüden yetmiş üçüncü ölçüye kadar ise sağ elde rotasyon uygulanır ve sol elde ise staccato tekniği kullanılmalıdır. Sol el, yetmiş ikinci ölçüden yetmiş üçüncü ölçünün sonuna kadar tril yapar (eğer uygunsa hafif rotasyonla beraber). Yetmiş dördüncü ölçünün ilk vuruşunda iki elde de itme tekniği uygulanır; sonrasında sağ el yetmiş altıncı ölçünün üçüncü vuruşuna kadar gam hareketiyle devam eder (bağlara uygun olarak gruplandırılmış).

Bu noktada, yetmiş yedinci ölçünün sonuna dek bağlara uygun olarak legato arpej tekniği uygulanmalıdır.

Görsel 46. Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 68-79. Ölçüler

(Sandor, 1981)

Yetmiş sekizinci ölçüden seksen beşinci ölçüye kadar, yetmiş dördüncü ölçü ile yetmiş yedinci ölçü arasındaki ölçülerde uygulanan hareketler uygulanır. Seksen altıncı ve seksen yedinci ölçülerde ise parçanın ilk iki ölçüsünde kullanılan staccato tekniği uygulanmalıdır.

Görsel 47. Beethoven Waldstein Sonat Op. 53 sergi bölümü 80-87. ölçüler

(Sandor, 1981)

Bu örnekte, Sandor tarafından ortaya konan teknik çözümler ya da hareket modelleri nota üzerinde belirtilmiştir. Yorum üzerine Sandor kendi fikirlerini öne sürmek için hiçbir girişimde bulunmamış, sadece görsel modelleri hareket modellerine çevirme yöntemini betimlemiştir. Bu örnekte Sandor sadece formülleri fark etmeyi değil, teknik çözümleri teşhis etmeyi ve onları doğru biçimde icra etmeyi amaçlamaktadır. Her zaman her hareketin karmaşık olduğunu; hareket kalıplarının parmakların, elin, bileğin, önkolun, üst kolun ve çoğunlukla gövdenin koordine hareketlerinin bir sonucu olduğunun hatırlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Dahası hareketlerin büyüklüğü ve kas şiddetinin derecesi düşünülmelidir:

Hareket için yer alan bütün üyeler arasında etkili iş birliği yaratılarak kas enerjisi minimum biçimde kullanılmalıdır. Tamamen rahat çalmanın var olmadığı bilinmesine rağmen, Sandor tamamen eforsuz çalmayı hedefler ve eğitimi de bu yöndedir. Duygusal olarak işe tam olarak girişmek oldukça arzulanır ama fiziksel çaba minimal olmalıdır. Eğer çalan mekanizmada öğelerin birbiriyle bağlantıda olması için çabalanarak aşırı efor ortadan kaldırılır, teneffüs ve cümlelere zarar vermekten kaçınılırsa, kişi müziğe daha iyi servis edecek pozisyonda olacaktır. Açıkçası, heyecan ve yücelik kas zorlanması ve gerilmesine neden olabilir ama çalan mekanizmanın bilinçli kontrolü bu zorlamayı azaltmaya yardım eder ve teknik sürecin

etkilenmesini engeller. Sandor pek çok müzik performansında, icracının devamlı olarak faaliyet içinde olmaya çalışmaktan, çalınan müziğin sakin ve lirik olduğu zamanlarda bile sanatçının derin katılımı taklit eden aşırı derecede gergin fiziksel aktivitelerden ve jestlerle acı çektiğini gözlemlemiştir.

Bu yaklaşımda, piyanistin aşırı enerji ve jestlerden kaçınılması gerektiği belirtilmiştir. Bu aşırılık ton kalitesine de zarar verecektir. Sandor piyanonun esasen bir vurmalı çalgı olduğunu, buna rağmen konuşma, şarkı söyleme, bağırma ve gerekliyse fısıldama kabiliyetlerine sahip olduğunu iddia eder. Piyanonun mekanizması ustalıkla yapılmıştır, insan duygularının geniş alanına cevap verir ve üretir. Nüansları derecelendirme konusundaki kudretinden kimse şüphe duymaz, ama bazıları sık sık ton kalitesini çeşitlendirme hüneri konusunda piyano enstrümanını sorgular. Öncelikle Sandor, piyanonun farklı tuşelere yanıt verdiğine ve şarkı söyleyen bir ton üretebildiğine kesinlikle inanmaktadır. Horowitz, Rubinstein ya da Richter’in değişik piyano seslerini duyan öğrenci de buna şahitlik edecektir.

Piyano, mekanizmasındaki çekiçlerin tele vurmasını yansıtan bir ses üretmektedir. Çok iyi bir piyano bundan daha fazlasını yapar; hassas biçimde piyanistin çaldığı biçime cevap verir.

Piyanistin sesi, direkt tekniğinin -uyguladığı hareketlerin- sonucudur; hassas bir enstrüman sadece onun çalma biçimini değil onun karakterini de yansıtır. Çok iyi bir piyano, bir müzik enstrümanının yapması gereken şeyi yapar; çalgıcının müziği kişisel yorumuyla ifade ettiği bir araç olarak hareket eder (Sandor, 1981, s. 179).

Eğer eklemler esnek olursa, seste güzel bir tını elde edilecektir. Eklemlerdeki sertlik ya da direnç derecesi kontrol edilebilinir. Aşırı pianissimo için, eklemlerdeki direnç minimal olmalıdır. Direnç derecesi bir eklemde diğer ekleme göre farklı olabilir, bu farklılık aynı zamanda ton kalitesini de etkiler. Bütün kol ve çok esnek eklemlerin kullanımı son derece hafif ve yumuşak ses ortaya çıkarmaktadır.

Şarkı söyleyen bir melodi çalan bir piyanistin koluyla gerçekleştirdiği inen ve kalkan hareketler gözlemlenmelidir; bu hareketleri Sandor yavaş, sakin ve eforsuz olarak betimlemektedir. Hareketin karakteri sesin karakterinin karşılığı olmalıdır; bu piyano çalmanın özüdür. Sandor için teknik, ses ve hareketler ayrılmazdır; onlar birbirini etkilemekte ve yaratmaktadır.

4. BÖLÜM: HEINRICH NEUHAUS, JOSEF HOFMANN, JOSEF LHEVINNE,

Belgede Piyano Anasanat Dalı (sayfa 191-200)