• Sonuç bulunamadı

3. GRUP VE DİNİ GRUP

3.1. GRUP KAVRAMINA GENEL BAKIŞ

3. GRUP VE DİNİ GRUP

3.1. GRUP KAVRAMINA GENEL BAKIŞ

Bireyin dini inanç, tutum ve davranışlarındaki değişimi incelemek için bir dini grubu araştırma evreni olarak belirledik. Bunun gerekliliği olarak da grup kavramı, grup davranışları, grup yapısı, grubun işlevleri ve dini gruplara ait genel bir bakış açısı oluşturulması gerekmektedir.

En yalın şekliyle; “gereksinim ve hedefleri nedeniyle etkileşime giren üç ya da daha fazla sayıda bağımsız insan”90olarak tanımlanan grup, var olabilmenin zorunlu bir biçimi olarak nitelendirilebilir. İster insan için isterse diğer birçok canlı türleri için etkileşimde bulunmak, karşılıklı ihtiyaç duymak en temel yaşamsal gereksinimdir. Batı kaynaklı insanlık tarihi tasniflerine göre ilk dönemlerinde ilkel kabileler halinde yaşadığı varsayılan insan; korunma, barınma, üretme hatta neslini devam ettirebilmek için topluluklar halinde yaşama ihtiyacı hissetmiştir. Bu sebepten bireyin bir gruba dâhil olma isteğinin insanlık tarihi kadar eski olduğu söylenebilir.

3.1.1. İşlevleri

Grupların temel bazı işlevleri bulunmaktadır. Bunların başında kişinin “aidiyet”

duygusunu gerçekleştirmesi gelir. Birey ait olduğu grupta kurduğu ilişkileri devam ettirmek ve korumak eğilimindedir. Bu noktada grup normları belirleyici olmaktadır.

Gruba ait bir diğer işlevse bireyin kendi “kimliğini tanımlamasına” yardımcı olmaktır.91 Bir partinin rozetini taşımak ya da bir kulübün formasını giymek bireyin kimliğine ait tanımlaması olarak karşımıza sıklıkla çıkabilmektedir. Bireyin saygınlık, güvenlik, hatta sosyal bir ortam ihtiyacını da giderebilmektedir. Grubun bir diğer işlevi olarak bireyin edimleri üzerindeki etkisinden bahsedilebilir. Birey başkaları ile bir arada iken edimlerinde başarının arttığı ve ya azaldığı gözlemlenmektedir. “Toplumsal hızlandırma”

ve “toplumsal ket vurma” adı verilen bu iki durumla gündelik hayatın akışı içinde sıklıkla karşılaşılmaktadır. Ama burada esas olan bireyin edimi gerçekleştirme becerisidir. Şayet birey başkalarının yanında iyi bildiği bir işi yapıyorsa toplumsal hızlandırma etkisi oluşur,

90 Elliot Aranson, Timothy D. Wilson, Robin M. Akert, Sosyal Psikoloji, çev. Okhan Gündüz, İstanbul:

Kaknüs Yayınları, 2012, s. 496.

91 Aranson ve diğ., Sosyal Psikoloji, s.498.

32

acemisi olduğu bir işi yapıyorsa devreye toplumsal ket vurma girer ve performansı düşer.92

Bireyin edimleri üzerinde toplumun etkin olabilmesi için bazı gereklilikler vardır. Öncelikle bireyi gözlemleyen kişilerin sayısının çok olmasıdır. Birey tanınmadığı ya da kendisiyle ilgilenilmeyen yüz kişilik bir toplulukta bir etki hissetmezken tanıdık iki kişi tarafından izlenilmek bir baskı oluşturmaya yetecektir. Bununla beraber tanıdık on kişinin oluşturacağı baskı elbette tanıdık iki kişinin oluşturacağı baskıya oranla daha güçlü olacaktır. Bir diğer faktör ise gözlemleyen kişi veya kişilerin güç seviyeleridir. İster yaşça ister konum gereği ya da sadece bireyin o kişiye verdiği anlam bakımından olsun gözlemcilere yüklenen değerlerdir. Bireyin gözlemcileriyle aynı mekânı ve zamanı paylaşması da bireyin edimleri üzerinde pozitif veya negatif yönde etki oluşturacaktır.93

3.1.2. Bireysellik Yitimi ve Grup Sargınlığı

Grubun birey üzerindeki önemli bir etkisi de sosyal psikologların “bireysellik yitimi”94 olarak adlandırdıkları durumdur. Bireysellik yitimi ile ilgili yapılan çalışmalarda araştırmacılar bireylerin genellikle grup içinde kendi kimliklerini belirten bir simge olmadığı durumlarda hareketlerini kontrol etme ihtiyacı hissetmediklerini, toplumsal normları veya belli ahlak kurallarını önemsemediklerini ortaya çıkarmışlardır.

Tanınmazlık bazı durumlarda bireyin saldırgan duygularını kontrol etme gereksinimini ortadan kaldırmasına sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalar da bireylerin “giydikleri üniforma türünden etkilendiklerine işaret etmektedir. Üniforma olumlu, özgeci davranışı ima ederse içindekiler ona göre davranabilmektedirler.”95 Bireysellik yitiminin kişinin grupla olan bağının artmasana ve grup normlarına daha çok bağlanmasına sebep olduğu da söylenmektedir.

Grubun üyelerini birbirine bağlayan ve karşılıklı düşkünlüğü teşvik eden özellikleri “grup sargınlığı” olarak adlandırılmıştır. Birlikte yapılan aktiviteler, geçirilen zaman, paylaşılan duygu ve düşünceler ne kadar çoksa grup sargınlığı da aynı oranda artmaktadır. Grup sargınlığı ne kadar yüksek ve güçlü ise üyelerin grupta kalma, grup

92 Shelley E. Taylor, Letitia Anne Peplau, David O. Sears, Sosyal Psikoloji, çev. Ali Dönmez, 3.Baskı.

Ankara: İmge Kitabevi, 2012, s. 303-306.

93 Taylor ve diğ., Sosyal Psikoloji, s.310.

94 Taylor ve diğ., Sosyal Psikoloji, s. 312.

95 Taylor ve diğ., Sosyal Psikoloji, s. 313.

33

etkinliklerine katılma ve benzer üyeleri gruba almaya çalışma olasılığı da o denli yükselecektir.96

Grubun sargınlığını yükselten etmenlerin başında grup üyelerinin birbirini sevmesi ve güçlü bir arkadaşlık bağına sahip olmaları gelmektedir. Bir diğer unsur olarak grubun etkili bir şekilde ortak işler yürütebilmesidir. Grupla birlikte iyi işler yapmak her zaman için bireyde kendini gerçekleştirme duygusunu destekleyici bir unsurdur. Ayrıca bireysel olarak belli amaçlarına ulaşmasında grubun etkin rol oynaması da grupta sargınlığı arttıran bir faktör olarak nitelenmektedir. Kısaca grupta hissedilen mutluluk ve kişinin moralini yükseltmesine yardımcı olan her durum bireyin grupta kalma sebebini artırmaktadır. Bazen kişi kendini grupta kalmak mecburiyetinde de hissedebilir çünkü gruptan ayrılmanın çok yüksek bir bedeli olabilir ve birey bu bedeli ödemek istemez. Kişi gruptan ayrılmamış olsa bile artık bu birey için grup sargınlığından söz edilemez.97

3.1.3. Grup Normları

Grubu oluşturan ve grubu bir arada tutan en önemli özellik ise grup normlarıdır.

Birey bir gruba dâhil olma sürecinde öncelikle grupta var olan bireylerle düşünce ve inanışları açısından benzerlik hissetmek ister. Ait olduğu gruptaki kişilerle yaş ve cinsiyet bakımından bile bir uyum yakalama beklentisi içindedir.98 Genelde bir gruba yönelirken kendisi ile aynı tutum ve davranış içinde olan bireylerin olduğu gruplara yönelim gerçekleşir. Aynı zaman da gruplar da kendilerine benzer tutumlar sergileyen kişileri gruba kabul etme eğilimindedirler. Grup normlarına uymamak ya da sürekli olarak bu normların ihlal edilmesi ya bireylerin gruptan uzaklaştırılması ya da norm değişikliğine gidilmesi ile neticelenir. “Normlar bütün grup üyelerinin nasıl davranması gerektiğini belirtirken, roller grup içinde belli pozisyondaki insanların nasıl davranması gerektiğini söyler. Sosyal rollerin de potansiyel bedelleri vardır. İnsanlar kendilerini bir role fazla kaptırıp kişisel kimliklerini ve kişiliklerini yitirebilirler. Sosyal roller kişisel kimlikleri alt edecek denli güçlü olabilirler ve insanlar oynadıkları rollere dönüşebilirler.”99

Grupların en temel özelliklerinden biri de işleyişlerinde bir hiyerarşik düzenin olmasıdır. İster belli kurallar çerçevesinde tespit edilmiş olsun, isterse doğal bir

96 Aranson ve diğ., Sosyal Psikoloji, s. 505.

97 Taylor ve diğ., Sosyal Psikoloji, s.317.

98 Aranson ve diğ., Sosyal Psikoloji, s.498-499.

99 Aranson ve diğ., Sosyal Psikoloji, s. 500.

34

belirlenim süreci sonrasında oluşsun her grup için bir liderin varlığı kaçınılmazdır.100 Grupların ortak hafızalarından ve bu hafızayı canlı tutacak, gruba mahsus özel bir dilin varlığından da söz edilebilir. Birlikte yaşanmışlıklar ortak hafızayı oluştururken, bu hafızaya gönderme yapan bir kelime ya da bir simge grup üyeleri için derin anlamlar ifade edebilmektedir.101

3.2. DİNİ GRUP VE DİNİ GRUPLARIN ORTAYA ÇIKIŞ SÜRECİ