• Sonuç bulunamadı

2.1. GRAFİK TASARIM, KARİKATÜR ve EĞİTİM

2.1.2. Grafik Sanatının Tarihi

İlk Mağara resimleri incelendiğinde, resimleri yapanların sadece bir sanat ürettiğinden değil, düşüncelerini göstermek, resim yoluyla iletişim kurmak, iletişime bir düzen ve açıklık getirmek istedikleri için yaptığı düşünülmektedir. Bu nedenle mağara resimleri bir iletişim sanatı olan grafik tasarım yani bir başka yönüyle, grafik sanatının doğuşu olarak da değerlendirilmektedir.

Görsel iletişimin başlangıcı, mağara duvarlarına çizilen resim ve işaretlerdir. Bu ilk yazılı ifadelerde resim ve yazı iç içe mısır hiyeroglifleri gibi yer almış, zamanla resimsel özelliklerin soyutlaşması ve sembollere dönüşmesiyle yazı özgün yapısına ulaşmıştır. Bunun sonucunda bir görsel ifade aracı olarak resim ve sözel ifadenin sembolik işaretlerle kağıda aktarılması olarak yazı iki ayrı iletişim unsuru olmuştur.

Grafik tasarım, işte bu iki iletişim unsuru olan yazı ve resmi birbirine tamamlayan bir biçimde aynı ortamda kullanarak, yeni bir iletişim türü oluşturmuştur. Tarih boyunca, yazı ustaları ve sanatçılardan basımcılara kadar sayısız insan grafik tasarımın oluşumuna katkıda bulunmuştur (Bektaş, 1992, s.12).

Grafik tasarımın büyük kitlelerle iletişim kurması aynı zamanda toplumsal işlevsellik kazanması açısından matbaanın bulunması bir dönüm noktası olmuştur.

İlk baskının Gutenberg tarafından yapılışı, Sümerlerin çivi yazısını buluşu, tahminen 3000 yıl önce Eski Mısır'da geliştirilen hiyeroglif yazı tarzı, Çin'in M. Ö. 200 yıllarında baskı işlemlerini buluşuyla grafik sanatlar da gelişme göstermiştir. İlk kitap basım işlemini M.Ö 868 yılında yine Çinliler gerçekleştirmiştir. Bu kitap tahta kalıplar üzerine oyulan ve yüksek baskı biçiminde hazırlanan "Diamond Sutra" adlı kutsal budist öğretileri yaklaşık 5 metre uzunluğunda rulo kağıtlara basılmıştır. Grafik sanatların esas anlamda tarihteki kimliğini kazanması yazı sanatının keşfiyle mümkündür. Bugün dünyadaki yazıların kesin olarak çıkış tarihi yoktur fakat Latin alfabesinin çıkış kaynağının M.Ö 1600 tarihlerinde Fenikeliler tarafından bulunduğu ifade edilmektedir (Korucu, 2005, s.29). Alfabeyi Fenikelilerin, sesli harfleri ise Yunanlıların bulduğu bilinmektedir. Yazı estetiğini ise alfabeyi Yunanlılardan devralarak Latin alfabesini oluşturan Romalılara borçlu olduğumuz söylenmektedir. Romalılar harflerde değişiklikler yapıp hemen hemen bugün kullandığımız alfabeyi oluşturmuşlardır. En önemlisi de yazıyı güzelleştirerek grafik tasarımı açısından çok daha önemli bir değişiklik yapmış olmalarıdır. Romalılar intizam ve kural seven bir kültüre sahip oldukları için, nasıl şehirleri planladılarsa, yazılarda da bir takım kurallara bağlanma ihtiyacı duymuşlardır. Önce yazıların bir alt ve bir üst çizgiye oturması gerektiğine karar vermişler, sonra da harfleri geometrik şekillere yerleştirmişlerdir. Mükemmel olarak değerlendirilen kareler, daireler, üçgenler, harfler ve şeritler oluşturmuşlardır (İstek, 2004, s.19).

Fenikelilerin öncülüğünü yaptığı bu gerçek alfabe, toplumlar arasında etkileşimlerle gelişmiştir. Grek ve Roman kültürlerinde zenginleşmiş ve bugünkü seviyesine ulaşmıştır (Uçar, 2004, s.73).

XV. ve XVI. Yüzyıllarda geliştirilen oymabaskı tekniğiyle yapılmış ürünler bilinen ilk grafik tasarım örnekleridir. XVIII. Yüzyıl sonunda geliştirilen taşbaskı

(litografi) tekniği grafik işlerine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bugün bildiğimiz anlamdaki grafik tasarımın doğuşu XIX. Yüzyıl sonlarına rastlamaktadır (Temel Britannica, 1992, s.221, aktaran; Ekici, 2004, s.221). Baskı tekniklerinden başka grafik tasarımın gelişmesine etki eden bir diğer önemli buluş XIX. yüzyılın başında fotoğrafın bulunuşu olmuştur. Fotoğrafın en önemli üstünlüğü ise görüntülemede insanın yorumuna ve sanatkarın el becerisine ihtiyaç bırakmaması ve eserlerin çoğaltılmasında insana bağımlılık gerektirmemesi olmuştur (Teker, 202, s.91).

Dekoratif bir sanat ve tasarım stili olan Art Nouveau, 1890-1910 yılları arasında bütün dünyayı etkilemiştir. Özellikle illüstrasyon, kitap ve Afiş alanlarında oldukça başarılı örnekler verilmiştir (Becer, 1999, s.100).

Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde farklı isimlerle ortaya çıkan bir tasarım devrimi niteliğindeki bu akım, her ülkede özgün bir karakter göstermekle birlikte, temelde karşı çıkmayı ve her şeyden önce de değiştirmeyi amaçlayan tek bir hareketin unsurlarını oluşturmuştur. Bu akımın grafik tasarımcıları ve illüstratörleri, öncelikle estetik endişeleri göz önüne alan sanat biçimleri geliştirmişler, aynı zamanda ticari baskı yöntemlerinin ilerlemesiyle ortaya çıkan uygulamalı sanat tekniklerini de büyük bir coşkuyla benimsemişlerdir (Bektaş, 1992, s.17).

I. Dünya Savaşının çıkmasıyla sona eren bu stili, diğer tüm sanat hareketlerinden ayıran özellik, eskiyle yeni arasında bir köprü oluşturmasıdır. Art Nouveau, yeninin saf niteliğiyle ölmekte olan eskinin deneyimini birleştirerek bir sentez oluşturmuştur. Daha sonra gelen sanatçılar bu hareketin üslubundan çok, onun malzemeleri, yöntemleri ve değerleri ele alış biçimini uyarlamışlardır (Bektaş, 1992, s.18).

Grafik tasarım, radyo ve sinemanın yeni gelişmeye başladığı I. Dünya Savaşı yıllarında kitle iletişim aracı olarak önemli rol oynamıştır. Hükümetler halk desteğini ve savaşa katılımını sağlamak amacıyla grafik sanatçıları arasında yarışmalar düzenleyerek ve kahramanlık konularını işleyen savaş afişleri yaptırmışlardır. Bu afişler savaş yılları boyunca Avrupa kentlerinin caddelerini süslemiştir (Temel Britannica, 1992, s.223).

Birinci Dünya Savaşı yıllarında (1914–18) radyo ve diğer elektronik kitle iletişim araçları henüz yaygınlık kazanacak düzeye erişmemiş, buna karşılık baskı teknolojisi çok büyük aşamalar kaydetmiştir. Bu koşullar, afişi savaş döneminin en

önemli kitle iletişim aracı haline getirmiştir. afiş, savaşa katılan tüm devletlerce, halkın duygu ve sorumluluğunu kötüye kullanarak orduların kurulması ve insanlık tarihinin en kanlı savaşlarından birinin desteklenmesi için bir propaganda ve görsel etkileme aracı olarak kullanılmıştır (Bektaş, 1992, s.54).

Siyasal Afişler, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında doğmuş, gelişip yaygınlık kazanmıştır. Birinci Dünya Savaşında İngiltere'deki siyasal afişler milliyetçilik ve vatanseverlik duygusu aşılamaya çalışırken, İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler siyasal afişleri bir silah olarak kullanmıştır. Daha sonraki yıllarda dünyada meydana gelen her olay, siyasal Afişlerin yapımını hızlandırmıştır (Çevik, 1999, s.116).

Sanat ve tasarım alanlarında eğitim vermek amacıyla ilki 1919 yılında Almanya'da Weimar' da Walter Gropius Tarafından kurulan Bauhaus okullarının amacı; bugünün sanatçısına aynı zamanda üst düzeyde bir zanaatçı niteliği kazandırmaktı. Biçimi yönlendiren en önemli unsur işlev olmalıydı. Bu yaklaşım, "Form follows function" (Biçim işlevi izler) şeklinde formülle ediliyordu. Fotoğraf ve tipografiği görsel bir iletişim diliyle kullanan Laszlo Moholy-Nagy, yalın ve işlevsel bir tipografi tasarım anlayışı getiren Herbert Bayer ve joost Schmidt Bauhaus'un grafik tasarım alnındaki başlıca temsilcileri olmuştur (Becer, 1999, s.103).

1960'larda otomobil, müzik aletleri, motosiklet ve kozmetik ürünlerinin tanıtımı ve yaygınlaştırılması reklamcılığa önemli görevler yüklemiştir. Avrupa'da ve ABD'de birçok reklam şirketi kurulmuştur. Reklamcılığın ekonomik büyümeye 38 ve ürün çeşitlenmesine paralel olarak önem kazanması, grafik tasarımın gelişmesinde büyük rol oynamıştır (Temel Britannica, 1992, s.223).

Post–Modernist yaklaşımlar 1970 sonlarından başlayarak Amerika'lı grafik tasarımcılar üzerinde de etkisini gösterdi. Amerikalı grafik tasarımcılar, grafik tasarım çalışmalarında Post–Modernist ilkelerini kullanarak; derinliği ön plana çıkaran illüstratif fotoğraflar gerçekleştirdi (Becer, 1999, s.110). 1980-1990 yıllar arasında grafik ürünleri dijital bilgisayarlar ve lazer teknolojisi ile tasarlanmaktadır.

Günümüzün grafik ürünlerinde Pop Sanatı, Yeni Dışavurumculuk ve Post- Modernizm gibi birçok değişik stil ve üslubun etkileri görülmektedir. Yaratıcı düşünce, ve felsefenin yanısıra; bilimsel buluş ve teknolojiler de tasarım üsluplarını yönlendiren

etkenler arasındadır. Film, video ve bilgisayarlar bu gününün grafik tasarımını biçimlendiren yeni medyalar olmuştur. Bu ileri teknoloji ortamı içinde doğru rotanın eğitimli ve yaratıcı tasarımcılar tarafından çizileceğini düşünüyoruz (Becer, 1999, s.112).