• Sonuç bulunamadı

Türkçe olan eğitim sözcüğü dilimize dil inkılabından sonra yerleşmiş, eski dildeki terbiye anlamında kullanılan bir kavramdır. Terbiye, besleyip yetiştirme ve büyütme anlamlarına gelmektedir (Er, 1997, s.64).

Eğitim genel anlamda bireyde davranış değiştirme sürecidir. Eğitim sürecinde kişilerin davranışlarında meydana gelebilecek değişmelerin istenilen yönde olması beklenir (Demirel vd., 2002, s.2).

"Öğretim" terimi, yalın olarak, "başkasının öğrenmesine yardım etmek sanatı" olarak tanımlanmaktadır. Bu terim, kolay öğrenmeyi düzenleyen etkinlikleri, uygun koşulları ve durumları da kapsamaktadır… öğretimi "öğretim" yapan, onun, amaçlı, planlı ve öğretmen ya da öğretmen yerine geçen bir kimse tarafından düzenli bir biçimde yapılmasıdır (Binbaşıoğlu, 1994, s.14).

Öğrenmeyi kılavuzlama anlamına gelen öğretimde, daha çok "nasıl" sorusuna yanıt aranır. Eğitim programında ise "ne" sorusuna yanıt aranır. Kimi durumlarda öğretimi yöntemler, öğretme rolü ya da sunuş becerileri olarak; eğitim programını ise bir programlama, bir plan ya da öğrenme yaşantıları düzeneği olarak düşünebiliriz (Demirel, 2005, s.6).

Öğretimi oluşturan temel öğeler şunlardır: 1. Öğrenci, 2. Öğretmen, 3. Öğretim konusu, 4. Çevre. Bunlara öğretimde uygulanan "Yöntem" (öğretimin uygulanmasında gidilen en kısa, en güvenilir yol) de eklenebilir. Bir de ilgi varsa da bu, "Öğrenci" konusu içinde düşünülebilir. Bunlardan biri eksik ya da yetersiz olursa, öğretim, o oranda, eksik ya da yetersiz olur. İyi bir öğretim, bu öğelerin uygun bir işbirliğine bağlıdır (Binbaşıoğlu, 1994, s.15).

Öğrenme, eski anlayışta, "kafaya bilgi alma", "yetenek kazanma" gibi tanımlanmıştı. Bu tanımlar yeterli değildir. "Kafaya bilgi alma", "belleme" (belleğe alma) ve bilgiyi depo etme gibi bir anlama geldiği için de yanlıştır. Yeni psikologlar, "öğrenme" yi bir davranış değişikliği olarak görüyorlar (Binbaşıoğlu, 1994, s.2).

Öğrenme, bireyin bilgi ve çevresiyle etkileşimi sonucunda yeni bilgi, beceri veya tutum geliştirmesi demektir. Öğrenme her an gerçekleşebilir. Birey olarak, yolda

yürüdüğümüzde çevremizi gözlemlerken, televizyon seyrederken veya birisiyle konuşurken bir şeyler öğreniriz. Ancak eğitimcileri asıl ilgilendiren bu tür öğrenmeler değil de öğretimsel çabalar sonucu gerçekleşen öğrenmelerdir. Öğretimi nasıl tasarladığımız yalnızca neler öğrenildiğini değil aynı zamanda bireyin öğrendiklerini nasıl kullanacağını (uygulayacağını) da etkilemektedir. Bu yüzden, öğretme-öğrenme süreci, seçme, düzenleme, uygun bir ortamda bilgiyi aktarma ve bireyin bu bilgi ile etkileşimini içermektedir (Demirel vd., 2002, s.14).

Öğrenmeyi etkileyen bir takım unsurlar vardır. Bunlar kalıtımsal ve çevresel unsurlardır. Zekâdan ya da dikkatten kaynaklanan sorunlar kalıtımsal kaynaklıdır. Öğrenmeyi başlatacak ya da sürdürecek araç gereçlerin olmaması, maddi olanakların bulunmaması, aile ortamının sağlıklı olmayışı, öğrenme için gerekli zamanı yaratamama gibi unsurlar çevresel unsurlardır. Öğrenmeyi gerçekleştirecek kişiye yeterli güven duyulmaması da çevresel unsurların içinde gösterilebilir (Üstün, 2007, s.32).

"Öğrenme" ile "öğretim" arasındaki ayrım belirgindir. Birincisinde öğrenci, daha çok, konuyu "rastlantı" ile, yahut "bilinçsiz" olarak öğrenmekte, ikincisinde ise, belli bir amaçla, uygun bir çevre ile içinde, öğretmenin, yahut öğretmen yerine geçen bir aracın yardımı ile bir planla öğrenmekte, yani yaşantılar aracılığıyla amaçlı, ya da bilinçli davranış değişikliği oluşturulmaktadır. Her ikisinde de sonuç aynıdır; Davranış değişikliği. Bu değişiklik olmazsa, ya olgunlaşma düzeyi ya da yaşantı yetersizdir (Binbaşıoğlu, 1994, s.4).

2.4.1. Eğitimin Türleri

Er, (1997) eğitim sürecinin üç temel özelliğini vurgulamaktadır ki bunlar;

1. Bireyi temel alması,

2. Kişiliğin gelişmesine yardımcı olması,

3.Gencin yetişkin yaşamına hazırlanması sırasında ihtiyaç duyduğu temel bilgi ve davranışları kazanmasını sağlamasıdır.

Süreç açısından eğitim, formal ve informal olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Formal ve informal eğitimi birbirinden kesin sınırlarlar ayırmak pek mümkün

olmamakla birlikte, belirli bazı ölçütler kullanılarak bu ayırım yapılabilmektedir. Bu tanımlara aşağıda kısaca yer verilmiştir:

1. Formal Eğitim: Önceden hazırlanmış bir program çerçevesinde, planlı ve amaçlı olarak, öğretim yoluyla yapılan eğitime formal eğitim denmektedir. Bu tür eğitimde öğretim süreci kontrollü olarak öğretmen tarafından planlanmakta, yönetilmekte, yürütülmekte ve değerlendirilmektedir. Formal eğitimin örgün ve yaygın eğitim şeklinde gerçekleştirilen iki boyutu vardır.

a. Örgün Eğitim: Genellikle okullarda yapılan, belli yaşlar ile sınırlandırılmış olan, ilgili eğitim sistemi tarafından, önceden tespit edilmiş bulunan amaçlara uygun biçimde hazırlanmış, eğitim programları aracılığı ile yürütülen; plânlı, programlı ve düzenli olarak sürdürülen bir etkinliktir. Okul öncesi eğitimden yüksek öğretime kadar olan tüm öğretim basamakları, örgün eğitim içinde yer almaktadır.

b. Yaygın Eğitim: Planlı, programlı ve düzenli olması bakımından örgün eği- timden bir farkı olmayan, ancak yaş ile sınırlı olmama özelliği ile örgün eğitimden ayrılan bir etkinliktir. Daha çok örgün eğitim olanaklarından hiç yaralanamamış kişiler ile eğitim gördükleri okuldan erken ayrılanlara ilgi ve ihtiyaç duydukları alanda ya da mesleklerinde daha yeterli olmak isteyenlere yöneliktir. İşyerlerinde yapılan hizmetiçi eğitim, halk eğitim merkezlerinde açılan kurslar vb. yaygın eğitim bünyesinde gerçekleşmektedir.

2. İnformal Eğitim: Örgün eğitimin aksine, plânlı, programlı ve biçimsel olmayan, evde, sokakta, işyerlerinde başka bir söyleyişle hayatın akışı içinde kendiliğinden ve rastlantısal biçimde gerçekleşen bir eğitim türdür. Bireyler toplumsal değerleri, normları ve yaptırımları, kuşaktan kuşağa aktarılan atasözü, deyim, ninni vb. sözlü kültür ürünlerini büyük ölçüde, informal eğitim yolu ile; ailelerinden, arkadaş grubundan ve çevrelerinden edinirler. Bireyler üzerinde formal eğitim kadar,hatta kimi zaman ondan daha da fazla etkili olan informal eğitimde (sosyolojik açıdan kasıtlı ol- mayan sosyalleştirme ve kültürleme süreçlerinde), raslantısallık söz konusu olduğu için edinilen bilgilerin her zaman eğitsel bir değeri olmayabilir. İnformal kanallardan edinilen bilgilerin zararlı olma ihtimali de yüksektir. Çünkü informal eğitim, olumlu çevre şartlarında olumlu, olumsuz çevre şartlarında ise olumsuz bir içeriğe sahip

olabilmektedir. Formal eğitim, informal eğitim ile desteklendiği oranda daha başarılı olur (Er, 1997, s.65-66-67).