• Sonuç bulunamadı

1. Karşılaştırmalı Hukukta Unutulma Hakkı

1.1. Avrupa Birliği’nde Unutulma Hakkı 1. AB Müktesebatında Unutulma Hakkı

1.1.2. ABAD Kararlarında Unutulma Hakkı 1.Google Spain Kararı

1.1.2.3. Google Spain Kararının Sonuçları

Google Spain Kararı özellikle medya tarafından genel bir unutulma

hakkı yaratıldığı şeklinde yansıtılmıştır (Kuner, 2015: 7). Kararın emsal niteliği nedeniyle AB üyesi ülkelerden Google’a arama sonuçlarından içerik çıkarmaya ilişkin başvurular yağmaya başlamıştır. Google gelen taleplere cevap verebilmek için hukuk asistanı (paralegal) olarak tanımlanan ve gerekli yetilere sahip olduğu belirtilen çalışanlardan (LoCascio, 2015: 310) bir ekip kurarak kararları incelemeye ve uygun bulduğu taleplere istinaden kimi içerikleri arama sonuçlarından çıkarmaya başlamıştır. Çıkartılan içeriklere ilişkin olarak ise artık arama sonuçlarında görünmeyecek bilginin yayımcısına e-posta ile bilgilendirme yapılmaktadır. Ancak söz konusu bilgilendirmede kimin

81

talebine istinaden işlemin yapıldığı belirtilmemektedir. Dolayısı ile örneğin üç kişinin isminin geçtiği bir haberin arama sonuçlarından kim için çıkartıldığını yayımcı bilmemektedir. Ancak elbette haberde ismi geçen üç kişinin isimlerini arama motorunda tek tek deneyerek başvurunun kime ait olduğunu anlamak mümkün olacaktır. Bu arada eğer talep sahibi aynı talebi diğer arama motorlarına da yapmazsa veya bir arama motorunun kabul ettiği talebi bir başkası uygun bulmazsa aynı içerik bir arama motoru üzerinden ulaşılabilir, bir diğerinden ise ulaşılamaz olarak kalacaktır.

Arama motorları ABAD’ın Google Spain kararından önce de telif haklarına istinaden içerik çıkarma konusunda uzmanlaşmış durumdadır. Örneğin Google 2016 yılına kadar 1.75 milyar bağlantıyı telif hakkı nedeniyle arama sonuçlarından çıkarmıştır (Pot, 2016).

Ancak unutulma hakkı olarak ifade edilen söz konusu başvurularda telif haklarına göre çok daha ince bir denge gözetilmesi ve her vakanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

Gelen başvuruların incelenmesinde Google kendisine talep sahibi tarafından sunulanların ötesinde bir bilgi ve belge araştırması yapmamaktadır (Yavuz, 2018: 150). Dolayısı ile sistem sahte, yanlış, eksik veya yanıltıcı bilgi ve belgelerle başvuru yapanların suistimaline de açıktır. Ayrıca Google, içerikleri görünmezliğe mahkum edilen taraflar için bir itiraz mekanizması da oluşturmamıştır (Wechsler, 2015:

142).

Şu ana kadar kimi örneklerde sahte beraat kararı ile veya yanlış beyanlarda bulunarak hakkındaki haberleri kaldırtan kimi kişiler tespit

82

edilmiş ve haklarındaki içerikler tekrar arama sonuçlarında dahil edilmiştir. Google söz konusu bilgileri çevrimiçi Şeffaflık Raporu (Transparency Report)’nda yayımlamaktadır. Google Spain kararının yayımlandığı Mayıs 2014’ten bu yana toplam 3,441,161 farklı URL adresi için başvuru yapılmış olup bu başvuruların 2018 yılı Şubat ayı sonuna kadar değerlendirilen URL adreslerinin %43.8’i arama sonuçlarından kaldırılmıştır. Gelen başvuruların yaklaşık %20’si haber sitelerine ilişkin olmaktadır (2019).

Bu noktada yeni uygulamadan faydalanan kimi örneklerin farklı şekillerde de talep edebilecekleri mahremiyet veya kişilik haklarının ilk kez farkına varan ve sadece arama motoruna başvuru yapmanın kolaylığından faydalanan kişiler olduklarını gözden kaçırmamak gerekmektedir. Bu tip durumlarda aslında belki de asıl kaynaktan da çıkması gereken bilgi görünmez kılınmaktadır. Bir başka deyişle; eğer bir kişi mahremiyet veya kişilik hakları üzerinden de sağlayabileceği bir önlemi Google Spain kararı üzerinden sağlıyorsa; bu, doğrudan Google Spain kararının iyi veya gerekli olduğu anlamına

gelmeyecektir. Söz konusu başvuruları internette mahremiyeti ve kişilik haklarını güvence altına alan başka mekanizmaların bulunmamasının doğal bir sonucu olarak görmek ve unutulma hakkı tartışmalarından ayrı tutmak gerekecektir.

Google uygun bulduğu talepleri önce sadece başvurunun yapıldığı ülkenin özelleştirilmiş sayfasında, örneğin Almanya’dan yapılan başvuruları sadece “google.de” için, uygulamaya başlamış ancak kamuoyunun ve veri koruma otoritelerinin tepkileri sonucunda

83

uygulamayı AB sınırları içinde tüm Google uzantılı adresler için geçerli olacak şekilde genişletmiştir.

Diğer yandan kimi gazeteler de görünürlüğü azalan yayınları nedeniyle rahatsızlık duymuş ve arama sonuçlarından çıkartılan haberlerinin listelerini yayımlamaya başlamışlardır. Örneğin BBC çevrimiçi arşivinin bütünlüğünü korumak ve kamuoyunda unutulma hakkına ilişkin tartışmalara bir katkı sağlamak amacıyla böyle bir liste yayınladığını açıklamıştır (McIntosh, 2015). Bu sırada genel olarak arama motorlarından çıkartılan sonuçları yayımlayan kimi siteler de kurulmuştur. Üstelik doğrudan içeriği yayımladığı halde bu siteler halen yasaldır. Zira Google Spain kararı içeriğin sadece arama sonuçlarından çıkartılmasına hükmetmiştir. (Esposito, 2017: 6).

Arama motoruna yaptığı başvuru sonuçsuz kalan bir kişi ikinci başvuru mercii olarak ülkesinin veri koruma otoritesine başvurabilmektedir. Veri koruma otoritesinin ardından ise sırasıyla ulusal ve uluslararası mahkemelere başvurabilmektedir. Örneğin Hollanda Veri Koruma Otoritesi Google Spain kararından sonraki ilk 6 ay içinde Google tarafından reddedilen 30 kişiden başvuru aldığını belirtmiştir. Otorite başvuruların ikisi için Google’dan listelememe talebini uygulaması, üçü için ise Google’ın ret kararını yeniden değerlendirmesini istemiştir. Otorite diğer başvurular için yorum yapmak yerine mahkemeye başvurmaları gerektiğini söylemiştir.

Başvurucuların çoğunluğu eski siyasetçiler veya finans, sağlık gibi sektörlerde çalışan profesyonellerden oluşmaktadır (Kulk & Borgesius, 2015: 10).

84

Google söz konusu mekanizmaları oluştururken bir yandan da bağımsız bir danışma grubu oluşturmuştur (Powles, 2014). İnternet dünyasının tanınmış isimlerinden oluşan danışma grubu Avrupa’daki çeşitli başkentlerde paydaşlarla bir araya gelerek unutulma hakkını tartışmış ve Google’ın ABAD kararını nasıl uygulayacağına ilişkin tavsiye niteliğinde bir de rapor yayımlamıştır.

AB’nin DPD’nin uygulanmasındaki sorunları tartışmak için kurduğu ve üye ülkelerin veri koruma otoritelerinden uzmanlardan oluşan 29. Madde Çalışma Grubu da kimlerin kamuoyuna mal olmuş kişi sayılacağı gibi hususlarda çeşitli rehber dokümanlar oluşturmuş ancak kararın sınırlarına ve kapsamına ilişkin gerçek bir politika geliştirmemiştir (Lindsay, 2014: 2). Zaten kararın uygulanmasında yol gösterici olması gereken kurumlar çalışmalarını tamamlayana kadar Google 100.000’den fazla başvuruyu değerlendirmiş ve kendi bağımsız danışma grubu ile uyacağı ilkeleri ve pratikleri belirlemiştir (Powles, 2015: 594). Asıl karar verici olarak Google kendi kriter ve yöntemlerini oluşturmuş ve de facto bir mahkeme gibi ifade özgürlüğü ile unutulma hakkı arasında vaka bazlı dengeleme yapmaya başlamıştır.