• Sonuç bulunamadı

1. Karşılaştırmalı Hukukta Unutulma Hakkı

1.1. Avrupa Birliği’nde Unutulma Hakkı 1. AB Müktesebatında Unutulma Hakkı

1.1.2. ABAD Kararlarında Unutulma Hakkı 1.Google Spain Kararı

1.1.2.4. Diğer ABAD Kararları

ABAD tarafından alınan diğer unutulma hakkı kararları, Google Spain kararının gölgesinde kalan ve kısmen Google Spain kararının yanlış anlaşılmalarını düzeltici imalar taşıyan kararlar olmuştur. Ancak genel olarak unutulma hakkının doğası ve uygulanmasına yönelik

85

karmaşıklığı çözmek açısından söz konusu kararların da yeterli olduğunu söylemek zordur.

İtalyan Yüksek Mahkemesi’nin ön karar talebi üzerine ABAD’ın önüne gelen Manni başvurusunda iş adamı Salvatore Manni, 2007 yılında 1992’de tek yöneticisi olduğu şirketin iflasına ilişkin bilgilerde yer alan isminin ticaret odası kayıtlarından çıkartılmasını istemiştir.

Manni’ye göre 2005 yılında tasfiye edilen şirkete ilişkin bilgilerin, kendisine ilişkin kayıtlarda gözükmesi ticari itibarını olumsuz yönde etkilemektedir. Manni’nin başvurduğu ilk derece mahkemesi Manni’yi haklı bularak Lecce Ticaret Odası’nın söz konusu bilgileri anonimleştirmesine ve Manni’ye uğradığı zarar için tazminat ödemesine hükmeder. Lecce Ticaret Odası’nın kararı temyiz ettiği üst mahkeme ise ön karar için ABAD’a başvurur.

Bu sefer ABAD’ın önündeki soru asıl bilgi kaynağına ilişkindir ancak bilginin kayıttan silinmesi değil “daha az erişilebilir” hale getirilmesi meselesi sorulmaktadır (Voss & Castets-Renard, 2016:

327). ABAD, 2017 yılında verdiği kararda vakayı değerlendirirken;

tutulan kaydın amacına bakılması gerektiğini söyleyerek söz konusu kayıtların üçüncü taraflara bilgi vermek amacıyla kurulmuş olduğunu, bir şirket kapandıktan uzun yıllar sonra bile hakkında bilgiye ihtiyaç duyulabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle mahkeme, üçüncü tarafların söz konusu bilgilere erişim hakkının korunması gerektiğine karar vermiştir. Ancak yine de kimi özel durumlarda kayıtların silinebileceğini; veri öznesinin üçüncü tarafların menfaatlerinden daha ağır basan sebepleri olabileceğini not düşerek asıl kaynaktan bilgilerin

86

silinmesine açık bir kapı bırakmıştır. Böyle bir durumda aradan geçen zaman ve veri öznesinin gerekçeleri gibi ögeleri göz önünde bulundurarak ulusal mahkemelerin ABAD’ın bu kararının aksi yönünde karar verebileceği belirtilmiştir.

Bir başka ABAD kararında ise Fransız Veri Koruma Otoritesi (CNIL), aldığı listelenmeme kararlarının sadece AB’de değil tüm dünyada uygulanması gerektiğini belirterek Google’a para cezası uygulamıştır. Google’ın itirazı üzerine konu Fransız Danıştayı’nın ön karar talebi ile ABAD’ın önüne gelmiş ve 2019’da karara bağlanmıştır.

Aslen yargı yetkisine ilişkin olduğundan tezin kapsamının dışında kalması gereken bu karar ABAD’ın arama motorlarına ilişkin yaklaşımındaki nüans değişimlerini göstermek amacıyla burada kısaca ele alınmaktadır.

Daha önce incelenen ABAD kararları DPD’ye göre ele alınmışken bu kararda hem DPD hem de 2016’da kabul edilip 2018’de yürürlüğe giren GDPR göz önünde bulundurulmuştur. Listelenmeme işlemi için de Google Spain kararında geçmeyen atıf çıkarma (de-reference) ifadesi kullanılmaya başlanmıştır. Kararda ABAD, Google’ın dünya çapında listelememe yapmasına gerek olmadığına hükmederken arama motorlarına yaklaşımında da küçük birkaç değişiklik yapma fırsatı bulmuştur. Bu sefer ABAD, kişilerin mahremiyet ve kişisel verilerin korunması haklarının internet kullanıcılarının haklarından genellikle üstün olacağını ancak bilginin niteliği, veri öznesinin özel hayatına ilişkin hassaslığı ve kamuoyunun menfaatleri gibi farklı ögelerden de etkileneceğini belirtmiştir. Eğer arama motorları internet

87

kullanıcılarının bilgiye erişim haklarının ağır bastığına karar verirse listelenmeme taleplerini reddedebileceklerdir.

Diğer yandan kamuoyunun bilgiye erişmedeki menfaati ülkeden ülkeye bile değişebileceğinden bu hususta veri koruma otoritelerinin daha fazla takdir payı kullanmaları gerekmektedir.

CNIL kararı ile aynı gün yayımlanan GC vd. kararında ise ABAD

arama motorlarının dengeleme kurmakla görevli ilk derece organı imajını güçlendiren bir hüküm vermiştir. Bu kararda dört farklı bireyin CNIL’a farklı nedenlerle yaptığı başvurular reddedilmiş, bunun üzerine bu kişiler Fransız Danıştay’ına başvurmuştur. Fransız Danıştayı da ön karar için ABAD’a başvurmuştur.

GC, siyaset yaptığı dönemde Youtube’da yayımlanmış bir fotomontaj için başvurmuştur ve şu an herhangi bir siyasi rolü bulunmamaktadır. AF, Scientology kilisesinin bir yetkilisi olarak basına açıklama yaptığı bir haberin arama sonuçlarından çıkartılmasını istemektedir. BH, bir siyasi partinin finansmanı ile ilgili olarak açılan ve kendisi açısından takipsizlikle sonuçlanan bir soruşturmaya ilişkin haberlerin arama sonuçlarından çıkartılmasını istemektedir. ED ise 15 yaşından küçük çocuklara cinsel saldırıdan aldığı suçlara değinen iki haberin listelenmemesini talep etmektedir.

ABAD, GC vd. kararında arama motorlarının veri sorumlusu olduğu ancak bilginin sahibinden farklı bir konumda olduğu yönündeki pozisyonunu korumuştur. Ancak ön karar istenen 4 başvurunun birlikte değerlendirilmesi mümkün olmayacak kadar farklı olması nedeniyle daha önceki içtihadını tekrarlamak ve biraz genişletmekle yetinmiştir.

88

Kararda arama motorlarının listelememe kararlarını verirken hem veri öznelerinin haklarını hem de internet kullanıcılarının menfaatlerini gözeterek dengeleme yapmaları gerektiği söylenerek arama motorlarının birinci başvuru mevkii rolü güçlendirilmiştir. Arama motorları örneğin bir yargılamaya ilişkin tüm aşamaların arama sonuçlarında görünmesinin kamuoyunun bilgiye erişme menfaatine uyduğuna karar verebileceklerdir. Ancak böyle bir durumda arama sonuçlarında daha güncel bilgilerin daha üstte görünmesini sağlamaları gerekmektedir. Diğer yandan AİHM içtihadına ilk kez ve internetin bilgiye erişimdeki rolü bağlamında atıf yapılması da anlamlıdır. Söz konusu kararla ABAD’ın Google Spain kararını kısmen tadil etmeye çalıştığı görülmektedir.

1.2.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bağlamında Unutulma