• Sonuç bulunamadı

1.3.1. Geleneksel Yönetim Kuramlarının Süreçleri

Yönetim kültürü, bir kurum içerisinde yöneticiler tarafından yönetim Ģekillerinde karĢılık bulan inançlar, değerler, davranıĢ ve beklentileri ifade etmektedir. Yönetim kültürü aracılığıyla kamu ya da özel sektörde yer alan yönetici kesimin, organizasyon geliĢiminin sağlanması için hareketlerine ve kararlarına yansıyan inanç, değer, tavır ve davranıĢlarının genel çerçevesi anlaĢılmaktadır. Yönetim kültürü kavramsal çerçevede tanımlanırken özne ve aktif olan öğenin yöneticiyi ifade etmede kullanıldığı söylenebilir. Yönetim tarzının belirlenmesinde yöneticilerin sahip oldukları inanç, norm, değer ve davranıĢların etkisi söz konusu olmaktadır. Diğer taraftan kamu yönetimi alanında uzun bir geçerliliğe sahip olan geleneksel yönetim anlayıĢında devlet toplum içerisindeki rolünü kısıtlayıcı, hiyerarĢik ve merkeziyetçi yapılara atıfta bulunarak tanımlamaktadır. Türkiye‟de ve dünya çapında yönetim kültürüne yönelik yapılan çalıĢmaların yeterli olmadığı vurgulanmaktadır31.

20. yüzyılın baĢlangıcında sosyal bilimler farklı bir bilim dalı Ģeklinde geliĢme göstermeye baĢlamaktadır. Akılcı/pozitivist ve Newtoncu görüĢler doğa, felsefe ve fen bilimlerini yönlendirmede etkin yaklaĢımlar olarak kabul edilmektedir. Sosyal bilimlerin Ģekillenmesinde rol alan teorisyenler, pozitivist görüĢlerden etkilenerek yetiĢmiĢlerdir. Teorisyenler, toplumu meydana getiren insanları ve toplumsal münasebetleri, pozitivist görüĢte bulunan yöntemlerden ve ilkelerden yola çıkarak incelemektedirler. Günümüzde iĢletmeler için geliĢtirilen teorilerde pozitivist görüĢlerin etkileri net bir Ģekilde görülmektedir32.

Yönetim aĢamaları tarihsel süreç içinde değerlendirildiğinde; yönetim sahasında sistemli bilgi kümesini meydana getiren ilk yazarların görüĢleri ve eserleriyle Ģekil kazanan, rasyonellik kavramını somut hale getirecek yöntemler geliĢtirmektedirler. Klasik yönetim, iĢletmelerde bilimsel ilkelere dayalı verimli ve

30 ġimĢek ve Çelik, a.g.e., ss. 111-112.

31 Alper Özmen, “Kamu Yönetim Kültürü”, The Journal of Academic Social Science Studies, 2013, Volume: 6, Issue: 3, 925-946, s. 926.

32 Halil Saylı, “Geleneksel Yönetim Paradigmasının Sınırlayıcı Alanlarına KarĢı Post-Modern Yönetim Paradigmasının GeliĢtirici Alanları”, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi, 2008, Cilt: 10, Sayı: 2, 181-200, s. 183.

16

etkin bir yapı meydana getirmeyi amaç edinmektedir. Neo klasik yönetim klasik örgüt akımına tepki olarak meydana gelen ve temel olarak insan iliĢkilerini baz almaktadır. Sistem yaklaĢımı, 1960‟lı yıllarda organizasyon ve yönetim incelemelerinde temel bir görüĢ olarak kullanılmaktadır. Sistem yaklaĢımının geliĢmiĢ bir versiyonu olan ve uzantısı haline gelen dinamik yönetim yaklaĢımı ve durumsallık yaklaĢımı olarak iki baĢlıkta toplanabilir33.

1.3.2. Max Weber Bürokratik Örgüt

Bürokrasinin tarihsel sürecine bakıldığında, toplum için yapılması gereklilik arz eden faaliyetlerin ve iĢlerin gerçekleĢtirilmesinde rol alan devletten daha önceki zamanlarda tarih sahnesine çıktığı görülmektedir. Ġlk Çağ toplumlarının kabile ve aile temeline dayanmasına rağmen bürokratik yapılanmalara gerek görülmezken, insanların beraber yaĢamaya baĢlamalarıyla beĢeri iliĢkilerinin geliĢmesiyle bürokratik örgütlere gereksinim duymaya baĢlamıĢlardır. Yönetim sistemleri yapılarının otokratik ya da demokratik olmasına bakılmaksızın devlet, faaliyetlerini ve yönetsel amaçlarını gerçekleĢtirmek için bürokratik örgütlenmelere ihtiyaç duymaktadır. Tarihsel olarak devlete bakıldığında devletin, bürokratik örgütün hem geliĢtiren hem de taĢıyıcı konumunda olduğu görülmektedir. Literatür alanında bürokrasi teriminin pek çok anlama sahip olduğu görülmektedir. Bürokrasinin tanımlanmasında; kamu yönetimi, en uygun yönetim Ģekli, iĢlerin ağır bir Ģekilde yürütülmesi, verimsizlik, kırtasiyecilik, kuralcılık ve sorumluluk almaktan kaçınma gibi tanımlamalar bulunmaktadır. Bürokrasi kamu yönetiminde var olan kurum ve kuruluĢlarda idari iĢlemler üzerine siyasilerin aldıkları kararların uygulanmasını sağlayan bir tür yapılanma olarak karĢımıza çıkmaktadır. GeçmiĢten günümüze kadar geçen süre boyunca meydana gelen farklı farklı görüĢlerin bürokrasiye karĢı tutumları değiĢiklik göstermektedir. Marx bürokrasinin, bürokratlar aracılığıyla temsil edilen kimselerin özel çıkarlarını savunan ya da kendi çıkarlarını savunan bir yapı olduğunu ifade etmektedir34.

Weber, tarihi ve karĢılaĢtırmalı metodu kullanarak teoriyi meydana getirirken 20. Yüzyılın baĢlangıcında Avrupa‟da yaĢanan değiĢmelerden etkilenmiĢtir. Eski örgüt biçimlerinin geçmiĢteki geleneksel ve kırsal toplumların ihtiyaçlarını gidermede yeterli görülmesine karĢın, modernleĢen ve endüstrileĢen Batı dünyasında baĢarının

33 Ergün Kara ve M. Fedai ÇavuĢ, “Turizmde Modern Yönetim Uygulamaları”, Akademik

Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2014, Yıl: 2, Sayı: 1, 473-485, s. 475.

34 Murat Akçakaya, “Weber‟in Bürokrasi Kuramının Bugünü ve Geleceği”, Gazi Üniversitesi

17

artık elde edilemeyeceği sonucuna ulaĢılmaktadır. Weber‟in ifade ettiği bürokrasi, eski örgütlenme tarzlarının yerine yeni bir örgüt türü olarak ortaya çıkmıĢtır35.

Yönetimin siyasetten ayrılarak teknik bir kapsamda incelenmesi, yönetim bilimine dair araĢtırmaların örgüt teriminin çevresinde geliĢmesine sebep olmaktadır. Kıta Avrupası, geleneğinden ortaya çıkan güçlü, iyi ve adil bir yönetimin ne Ģekilde gerçekleĢeceği sorusuyla ilgilenirken, Amerikan geleneği ile etkin, verimli, yönetimde bürokratik ve rasyonel örgüt temaları üzerinde durularak verimliliğin elde edilmesi hedeflenmektedir. Verimlilik üzerinden hareket eden görüĢlerin bazıları örgüt içi dayanıĢma ve insan psikolojisi, rekabet gibi beĢeri iliĢkilerin boyutları vurgulanmaktadır36.

1.3.3. Henri Fayol Yönetim Süreci

Yönetim süreci olgusunu ortaya atan kiĢi olan Henri Fayol, yöneticilerin ve onların yerine getirmiĢ oldukları iĢlevlerle ilgilenmektedir. Söz konusu iĢlevlere de üst yönetim açısından yönelmektedir. H. Fayol iĢletmelerin faaliyetlerini altıya ayırmaktadır. Bunlar Ģu Ģekilde sıralanabilir37;

1. Yönetim faaliyetleri: Fayol‟un en önem verdiği faaliyet olmaktadır ve bu faaliyetleri; emir verme, organizasyon, koordinasyon, denetim ve planlama olmak üzere beĢ bölüme ayırmıĢtır.

2. Emniyet faaliyetleri: Genel olarak insanları ya da malları oluĢabilecek risklere karĢı korumak amacıyla yapılmaktadır.

3. Ticari faaliyetler: Satın alma, değiĢtirme ya da satma faaliyetlerini kapsamaktadır.

4. Muhasebe faaliyetleri: Bilanço, kar-zarar tabloları, defter tutma, maliyet hesapları bu faaliyetler içinde yer almaktadır.

5. Teknik faaliyetler: ĠĢletmelerde yapılan imalat, sıra bakımı, uyumlaĢtırma, üretim vb. iĢlerden oluĢmaktadır.

6. Finansal faaliyetler: Bu faaliyet alanı olmadan diğer faaliyet alanlarının baĢarılı olması olanaksız olmaktadır. ÇalıĢanların maaĢlarının ödenmesi, araç ve tesis temin edilebilmesi için para gerekmekte ve bu para için de finansal faaliyetlerden yararlanılmaktadır.

35 M. Akif Özer, “Weber‟in Bürokrasisi KarĢısında Yönetimde Yeniden Yapılandırma ArayıĢları”,

Küresel İktisat ve İşletme Çalışmaları Dergisi, 2013, Cilt: 2, Sayı: 4, 43-57, s. 46.

36 Ceren Kalfa, “Kamu Yönetimi Disiplininin GeliĢimi ve Kimlik TartıĢmaları”, Süleyman Demirel

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2011, Cilt: 16, Sayı: 1, 403-417, s. 413.

37 Ġnan Özalp, Yönetim Organizasyon, (Editör: Celil Koparal), T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını, EskiĢehir, 2003, ss. 30-31.

18

Yönetim sürecini sistemli olarak inceleyen H. Fayol, kamu ve özel yönetim alanlarına yol gösterici rol oynayan bir anlayıĢı ortaya çıkarmıĢtır. H.Fayol‟un uygulayıcı kiĢiliğinin, tüm iĢletme alanları için kabul edilebilir yönetsel bir doktrinin meydana getirilmesinde önemi büyük olmaktadır. Fayol, yaĢamıĢ olduğu döneme kadar ihmal edilmiĢ olan yönetimi iĢlevsel olarak bölümlere ayırmıĢtır. ĠĢletmelerin geçirmiĢ oldukları evrimlerinin ve süregelen iĢleyiĢlerinin anlaĢılması açısından Fayol yönetim sürecini organizasyon, kontrol, öngörme, koordinasyon ve kumanda Ģeklinde beĢe ayırmıĢtır38.

1.3.4. F.W. Taylor Bilimsel Yönetim

Geleneksel olandan bilimsel olana geçiĢte atılması zorunlu olan adımlar ve bilimsel yönetim alanında geliĢtirilen ayrıntılar ile takip edilecek en ideal yolları anlatan pek çok yazı bulunmaktadır. Bilimsel yönetimin, pek çok farklı Ģekillerde uygulanabilecek temel anlayıĢ ilkelerinin ve felsefesinin iĢleyiĢ mekanizmalarıyla karıĢıp yanlıĢ anlaĢılmalarını engelleyecek tanımı bulunmaktadır39.

Ortaya atılmasından kısa bir süre geçtikten sonra, eski teoriler üzerinde muhalefet ve kuĢku artmaktadır. Yönetici ve iĢçi kuruluĢları tarafından Taylor‟un bilimsel iĢletmecilik prensiplerine çeĢitli eleĢtiriler yapılmaktadır. Urwick, Gulick ve Fayol‟un prensipleri, uygulayıcı ve öğreticiler açısından dar ve katı bulunmaktadır. Prensiplerden, uygulama imkanlarının yanında, geçerlilik açısından da kuĢku duyulmaya baĢlanmıĢtır. Follet‟in ileri sürdüğü görüĢlerin, sistematik bir temelinin olmadığı, deney ve araĢtırmaların desteğinden mahrum olduğu düĢünülmektedir. Yönetim sahasında yalnızca bahsi geçen kuĢkular değil, yeni yaklaĢım ve buluĢlar da ortaya atılmaktadır. Hawthorne, çalıĢmaları ve insan iliĢkilerinin hareketi sayesinde yönetim alanında yeni bir çağı açmaktadır40.

Taylor, gerek günümüzde popülerlik kazanan modern yönetim anlayıĢlarının temelinde var olan konuları vurgulaması gerekse verimlilik üzerine yaptığı katkıları ile eleĢtiri almasından ziyade, her zaman önemli bir kiĢi olarak öne çıkmaktadır. Yönetimin kiĢisel yeteneklerle beraber değerlendirildiği o dönemin Ģartları dikkate alındığında, kiĢileri değil de özellikle sistemi vurgulaması önemli görülmektedir. Türkiye‟de de sistem konusu problemli konular arasında yer almaktadır. Türkiye‟de

38 Ramazan ġengül, “Henri Fayol‟un Yönetim DüĢüncesi Üzerine Notlar”, Yönetim ve

Ekonomi, 2007, Cilt: 14, Sayı: 2, 257-273, s. 257.

39

Frederick Winslow Taylor, Bilimsel Yönetimin İlkeleri, (Çeviren: H. Bahadır Akın), Çizgi

Kitabevi, Ġstanbul, 1997, s. 30.

40 Ziya Bursalıoğlu, Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama, Pegem A Yayıncılık, Ankara, 2003, s. 27.

19

iĢletme yapıları etkin iĢleyen bir sisteme sahip olamadıklarından iyi yönetim, genellikle yeteneklerle sağlanabilmektedir. 20. Yüzyılın baĢlangıcında Taylor‟un iyi yönetim hakkında ifade ettiklerini, 21. yüzyılın ilk zamanlarında tekrar okumaya ve yorumlamaya ihtiyaç duyulmaktadır41.

1.4. LĠDERLĠK KAVRAMI VE LĠDERLĠK YAKLAġIMLARI