• Sonuç bulunamadı

Türk Mûsikîsi tarihinde Abdülkadir Merâgî’den bu güne gelinceye kadar, eski mûsikîciler “devir”den söz edip, “Makam” sözcüğü yerine bazen “ġed” bazen de “devir” sözcüklerini kullandıkları görülmektedir (Kutluğ, 2000: 73).

Asya Türkleri ise aynı anlamda “küğ” kelimesini, “mûsikî icra etmek” anlamında da “küğlemek” fiilini kullanıldığı belirtilmektedir (Tanrıkorur, 2005: 208).

Bu olay doğrultusunda Abdülkadir Merâgî, Türk Mûsikîsi’nde “Makam” adını kullanan ilk müzikolog olduğu savunulmuĢtur (Kutluğ, 2000: 73).

3.1.1. Nazariyatçılara göre “makam” tarifleri

Rauf Yekta Bey (1871 – 1935), makam’ı Ģöyle tarif edilmektedir:

“Makam bir oluş tarzıdır. Kendisini teşkil eden çeşitli nisbetlere ve aralıkların düzenlenmesi ile vasfını belli eden musiki skalasının hususi şeklidir” (Kutluğ, 2000: 75).

Suphi Ezgi (1869 – 1962):

“Durak ve güçlü denilen nağmelerle dizinin diğer sesleri beynindeki münasebet cihetinden seslerin icrasıdır.”

Diğer bir tarifi de Ģöyle veriyor:

“Lahni bir dörtlü bir beşliden teşekkül etmiş tam durakla güçlü nağmelerine malik ve müstakil dizelere ve onlarla inşa edilen ezgilere umumiyet üzere makam denir” (Kutluğ, 2000: 76).

Lahn: 1. Ezgi, nağme; ses - 2. Uyum, ahenk (Örs, Kırlangıç, Eryüksel, 2004: 262).

Hüseyin Sadettin Arel (1880 – 1955):

“Dizide veya lahinde seslerin durak ve güçlü ile münasebetlerinden doğan hususiyete makam denir. Şu halde makam bir durak ile bir güçlünün etrafında bunlara bağlı olarak toplanmış seslerin umumi durumudur” (Arel, t.y.:14).

Cinuçen Tanrıkorur (1938 – 2000):

“Türk Müziğinde dizilerin, bestecinin isteğine göre değişen bir düzen içinde değil, seyir adı verilen kurallara göre kullanılmasından doğan kavram...” (Tanrıkorur, 2005: 207).

Diğer bir tarifinde ise;

“Tek porteli müziklere mahsus ve belli dizilerin “seyir” adı verilen belirli ezgi dolaşım düzeni içinde kullanılmasından doğan bir özelliktir” (Tanrıkorur, 2004: 26).

Ahmet Selim Teymur (1923 – 1985):

“Bir güçlü ile durağın çevresinde, bunlara bağlı olarak toplanan seslerin güncel durumudur” (Teymur, 2010: 64).

Yılmaz Öztuna (1930 – …):

“Bir durak ile bir güçlünün etrafında onlara bağlı olarak bir araya gelmiş seslerin umumî hey’etidir” (Öztuna, 2006: 16).

ġeref Çakar:

“Makam dizi, durak, güçlü, yeden, tiz durak, asma kararlar, ve arıza işaretleri ile makamsal dizi aralıkları esas alınan kendine özgü seyir ve makamsal çeşni geçkileri ile oluşan özel melodik yapıdır” (Çakar, 2004: 46).

Ekrem Karadeniz (1904 – 1981):

“Türk Mûsikîsi’nde belirli aralıklarla birbirine uyan mülâyim seslerden kurulu bir gam içerisinde özel bir seyir kuralı olan mûsikî cümlelerin meydana getirdiği çeşniye makam denir” (Karadeniz, 2000: 64).

Kâzım Uz:

“Belirli bir yada birkaç aşıt üzerinde belirli bir gidiş” (Uz, 1964: 42). Ayhan ZEREN

“Belirli bir özel dizinin sesleri üzerinde rastgele değil de belirli bir örneğe (bir örgü kalıbına) dolaşılması belirli bir duygu edilmesini sağlar. Belirli bir duyguyu sağlayan örgü kalıbı makamdır” (Zeren, 2003: 95).

Mesut Cemil (1902 – 1963):

“Herhangi bir dizinin sesleriyle muayyen şartlar ve kaidelere uygun olarak icra edilen melodik bir hareketin meydana getirdiği karakterdir” (Kutluğ, 2000: 77).

Alaeddin YavaĢça (1926 – …):

“Sekiz sesten oluşan bir dizide; birinci ve ikinci derecede önemli olan durak perdesi ile ikinci derecede önemli olan güçlü perdelerinin birbiri ile sağladığı uyum makamı meydana getirir. Diziler ya bir cinsten veya değişik cinslerden bir dörtlü ile belsinin birbirlerine katılmasından doğar” (Yavaşça, 2002: 3).

Abdülkadir Töre (1873 – 1946):

“Türk Musikisinde belirli aralıklarla birbirine uyan mülayim seslerden kurulu bir gam içinde özel bir seyir kuralı olan musiki cümlelerinin meydana getirdiği çeşniye makam denir” (Karadeniz, 2000: 64).

Ġsmail Hakkı Özkan (1941 – …):

“Bir dizide durak ve güçlü arasındaki ilişkiyi belirtecek şekilde nağmeler meydana getirerek gezinmektir” (Özkan, 2006: 115).

Onur Akdoğu (1947 – 2007):

“Dizide veya lâhinde seslerin durakla ve güçlü ile münasebetlerinden doğan hususiyete makam denir” (Akdoğu, 1991: 32).

Gülçin Yahya Kaçar (1966 – …):

“Kendine has perde ve aralıklardan meydana gelen müzik dizilerinin özel bir ezgi dolaşımı (seyir) içinde meydana getirdiği yapıdır” (Kaçar, 2002: 71).

Bahattin Turan (1959 – …):

“Türk Musıkîsi’nde eserlerin karar sesini, güçlü perdesini, donanım seslerini, seyrini, yeden sesini teşkil eden dizilerden “makam” meydana gelir” (Turan, 1993: 47).

Yalçın Tura (1934 – …):

“Belli perdelerden teşekkül eden belli cins’ler üzerinde, belli noktalardan (veya sahalardan) başlamak, belli sahalarda, belli istikametlerde gezinmek, belli perdelerde duralamak ve belli bir perdede karar vermek suretiyle ortaya konan melodi kalıbına makâm denir” (Tura, 1993: 304).

3.1.2. Makam’ı meydana getiren unsurlar.

Dizi: Bir ses ile onun sekizlisi arasında, pesten tize ya da tizden peste doğru birbirini takip eden seslerin bütünlüğüne “dizi” denir (Say, 2002: 76).

Karar (Durak) Perdesi: Makamlarda bir adet karar perdesi bulunmaktadır. Bu da makam seyrinin sona erdiği perdedir. Bir makamın seyir özelliği göz önüne alınarak istenilen perdeden baĢlanılabilir ama karar perdesiyle bitirilmek zorunda olduğu belirtilmektedir (Kaçar, 2009: 57).

Güçlü Perdesi (Güçlüsü): Basit makamlarda, makamın çatısını oluĢturan dizi içerisinde dörtlü ve beĢlinin birleĢtiği perdeye “güçlü perdesi” denir. Mürekkep makamlarda bazen durak perdesinden itibaren üçüncü mertebeyi gösteren perde de güçlü olabilir. Makamın seyrinde güçlü perdesi önemlidir ve seyri yönlendirebilir. Aynı zamanda da birinci derecede asma karar perdesi olduğu belirtilmektedir (Kutluğ, 2000: 84).

Tiz Durak Perdesi: Karar perdesinin bir sekizli tizi (oktavı) olan perdedir. Ġnici makamlarda güçlü perdesi görevini de görmektedir (Kaçar, 2009: 58).

Yeden Perdesi: Bir dizide durak perdesinden önceki ses daima karara gitmek istemektedir. Bu münasebetle kulağı karara yedmesi, çekip götürmesi, hazırlaması bakımından buna “yeden” denilmiĢtir. Basit makamlarda ve dizilerde 7. derece olarak belirtilmektedir (Öztuna 2006: 494).

Seyir: Arapça “seyr” kelimesinden geldiği ve gezme, gezinme, yolculuk anlamında olduğu belirtilmektedir (Kaçar, 2009: 58). Seyirler, makamda hayati önem taĢıyıp ve makamı geliĢi güzel bir dizi olmaktan kurtaran önemli bir özellik olduğu dikkat çekmektedir (Tanrıkorur, 2005: 140).

Seyirler, üç ayrı Ģekilde karĢımıza çıkmaktadır. Bular; çıkıcı, inici ve inici- çıkıcı seyirlerdir. Durak perdesinden baĢlayarak (durağın altındaki perdelerde olabilir) makamın güçlüsüne veya tize doğru çıkan seyirlere “çıkıcı seyir”, tiz durak perdesi ve civarından baĢlayarak güçlü ve daha sonra da karar perdesine inen seyirlere de “inici seyir” denir. “Çıkıcı-inici” seyir ise; güçlü perdesi civarından baĢlayıp durak perdesine inen ve daha sonra tekrar güçlü perdesine çıkıp, tiz durak perdesini gösterip son olarak iniĢe geçen seyirler olarak belirtilmektedir (Kaçar, 2009: 58).

Donanım: Dizek üzerinde bulunan, tonalite veya makama ait değiĢtirici iĢaretlere “donanım” denir (Uluç, 2000: 90). Makam dizisinde, dörtlü ve beĢlilerde bulunup ve eserin sonuna kadar geçerli olan arızalar, sol anahtarından hemen sonra yazılması gerektiği belirtilmiĢtir (Özkan, 2006: 95).

ÇeĢni: Makamları oluĢturan dörtlü ve beĢlilerin dıĢında, makamın yapısı içerisinde makamla bütünleĢmiĢ, üçlü,dörtlü ve beĢlilerin kullanılmasıyla oluĢan nağmelerdir (Kaçar, 2009: 61).

Geçki: Seyir sırasında, bazen makamın kendi melodik yapılarının dıĢına çıkarak, baĢka bir makamın melodik yapısına geçildiği icra Ģekline denir (Kutluğ, 2000: 93).

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Geleneksel Türk Sanat Müziği’nde geçerli olan Arel-Ezgi-Uzdilek sistemine göre makamlar; basit, Ģed (göçürülmüĢ) ve mürekkep (birleĢik) olmak üzere üç Ģekilde ele alınmıĢtır.

3.1.3. Makam çeĢitleri

Basit makamlar; Bir makamın basit sayılabilmesi için, bir tam dörtlü ile bir tam beĢliden veya tam tersi, bir tam beĢli ile bir tam dörtlüden meydana gelmelidir. Meydana gelen dörtlü ile beĢlilerin ek yerlerinde makamın güçlüsü olmalıdır. Son olarak ta seksiz sesten oluĢan dizi, makamın tüm özelliklerini barındırmalıdır (Özkan, 2006: 116).

ġed (GöçürülmüĢ) makamlar; Bir makam dizisini veya dörtlü ve beĢlisini kendi durağından baĢka bir perde üzerine, aralığını bozmadan gerekli iĢaretlerini değiĢtirerek göçürülmesidir. Belirtilmesi gereken en önemli unsurlardan biri ise, bazı diziler ve çeĢniler Geleneksel Türk Sanat Müziği’ndeki bütün sesler üzerine göçürülemez. Kendi yerinden baĢka bir perdeye göçürülen makam dizisinin baĢına, göçürüldüğü perdenin adı verildiği belirtilmektedir (Özkan: 2006: 211).

Mürekkep (BirleĢik) makamlar; En az iki veya daha fazla basit makam dizisinin veya dörtlü ve beĢlilerin bir araya gelmesiyle oluĢan makamlardır. Dördüncü ve beĢinci dereceleri dıĢında üçüncü dereceleri de güçlü olabilmektedir (Kaçar, 2009: 107).

Benzer Belgeler